Ülkemizde öyle olaylar yaşanıyor ki hangi tarafa
baksak, hangi konuyu açsak, kiminle konuşsak, aynı şeyler söyleniyor. Nereye
gidiyoruz? Bunun sonu ne olacak? Çare ne? Bozuk olan moralinizi daha fazla
bozmak istemiyorum. Çevremizdeki yakınlarımız ve arkadaşlarımız ile gündemi
yaşamamak için gündemden kaçmaya günceli konuşmamaya çalışıyoruz ama nafile. İnsan
düşünen varlık olduğu için ne kadar kaçarsan kaç ülkemizin içine düştüğü bu
olumsuz durum beynimizi oyuyor, moralimizi bozuyor. Ne iş yaparsanız yapın
ister istemez ülkemizin içine düştüğü bu vahim durum insanın davranışlarını ve
ruh halini etkiliyor.
Çare nedir? Dere geçerken at değiştirilmez demiş atalarımız. Bugünkü siyasi iktidarı beğensek de beğenmesek de terör ile mücadelelerini desteklememiz gerektiğine inanıyorum. AKP şöyleydi böyleydi yanlış politikalar uyguladı, çözüm süreci yanlıştı, kandırıldık gibi mazeretlerini inanmasak bile gün bugündür iktidarın terörle mücadelesini destek vermeliyiz.
Çare nedir? Dere geçerken at değiştirilmez demiş atalarımız. Bugünkü siyasi iktidarı beğensek de beğenmesek de terör ile mücadelelerini desteklememiz gerektiğine inanıyorum. AKP şöyleydi böyleydi yanlış politikalar uyguladı, çözüm süreci yanlıştı, kandırıldık gibi mazeretlerini inanmasak bile gün bugündür iktidarın terörle mücadelesini destek vermeliyiz.
İŞİMİZ ZOR
Lozan Antlaşması'yla bugünkü sınırlarımız ile devlet olarak
varlığımız kabul edildiğinde bize söylenen sözlerin ne manaya geldiğini bugün
daha iyi anlamanın zamanıdır diye düşünüyorum. 1950 de çok partili hayata geçtik. DP iktidarı yeni bir kalkınma modeli ile iyi
neticeler almaya başladı. Emperyal Güçler hemen karar verdi. Bu hızla gidilirse
Türkiye Cumhuriyeti bizi dinlemez bize rakip olur. Kalkınmayı engellemek için anarşi
ortamı yaratılmalıydı ve yaratıldı, Sonuç
? 27 Mayıs 1960 İhtilali. 10 sene süren kalkınma süreci böylece sona erdi ve
askeri darbe yeni bir siyasi oluşum doğurdu. CHP aynı kaldı, Demokrat Parti Adalet Partisi
AP oldu. Siyasi arayışlar ile boşa geçen zaman 1967 yılında Adalet Partisi tek
başına iktidar, yeniden toparlanma yeni bir atılım. Çok geçmeden emperyal güçler devrede, 1968
dünya gençlik hareketlerinin ülkemize sıçraması. Bu sefer de gençlerimizin
kışkırtılması ile ortaya çıkan anarşik ortam. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamı,
Kızıldere baskını. Sonuç 12 Mart 1971 askeri müdahalesi ile tek başına Adalet
Partisi'nin iktidarına son verilmesi ve ardından gelen 1973 seçimleri ve
koalisyon idareleri. Muhtıra ile
yaratılan siyasi istikrarsızlık peş peşe gelen milliyetçi cephe hükümetleri ve
gençlik hareketleri ile anarşik ortamın yaratılması. Beş bine yakın gencimizin
sağ sol çatışmalarından kaybedilmesi. Türkiye üzerinde Batı emperyalizminin oynadığı
oyunları göremeyen siyasi yapı ve iktidarlar. İki Lider Ecevit ile Süleyman
Demirel'in anlaşamama sonucunda gelinen nokta. Yine ihtilal yine demokrasiye
müdahale yine kalkınmaya darbe. Seneler
12 Eylül 1980 Kenan Evren darbesi diye anılan askeri ihtilal, kaybedilen zaman
kayıp zamandan sonra yine kalkınma başladı. Derlenip toparlanmaya başlayan
Türkiye Cumhuriyeti ve bu başarıdan korkan çıkarlarına uygun görmeyen aynı
güçler bu sefer ülkemize Kürt meselesini
beraberinde PKK'yı çıkarttı 1984 Şemdinli Eruh baskını ile başlayan
PKK ayaklanma ve saldırıları halen devam
etmekte amaçları Türkiye'yi parçalamak ve Lozan’ın intikamını almak. Sabırlı ve
kararlı olmamız gerektiği kanaatindeyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder