![]() |
Faruk CEYLAN farukceylan39@gmail.com |
Kırklareli Günlüğü
Kaynarca Dünyaya Açılıyor
Tarihi Kaynaklara göre; İran,
İran'ın kökenini oluşturan Pers devleti ile
Türklerin kurduğu çeşitli devletlerin ilişkileri İslamiyet'in doğuşu ve yaygınlaşması
ile şekillendi.
İran,
10. yüzyılın sonlarında Türkik ve Pers kökenli Gazne Müslüman Devleti’nin
idaresine geçti. Selçukluların 1040 yılında Gaznelileri Dandanakan'da mağlup
etmesinden sonra Türkler kitleler halinde
İran’a yerleşti. İran bu süreçte neredeyse yarı yarıya Türk
nüfusa sahip bir bölge haline geldi.
Bu sebeple Türk dili çok sayıda Farsça
kelimeyi de benimseyerek içine aldı ve İran
kültüründen ciddi anlamda etkilendi. Sanat, bilim ve devlet yönetimi
konusunda büyük etkileşimler ortaya çıktı. Türk-İran sınırı 1639
yılında imzalanan Kasr-ı Şirin Anlaşmasıyla belirlendi.
Bölgede
19. yüzyılda başlayan Rus tehdidi, Türkler ile İranlıları 'ortak düşmana' karşı
birleştirdi. İran Osmanlı’daki Tanzimat
döneminin getirilerini kendileri için
bir model olarak benimsedi
Çeşitli
kaynaklar İran nüfusunun %20 ye yakın kısmının
Türklerden oluştuğunu, halkın %40’ının Türkçe konuştuğunu belirtmektedir.
İran nüfusunun dinî
yapısının %90'ını Şii
Müslümanlar, %8'ini Sunni
Müslümanlar, %2'sini de diğer dinlere mensup insanlar oluşturuyor..
Zaman zaman siyasal
ayrılıklar sebebiyle İran-Türkiye arasında uzaklaşmalar olsa da iki ülke
insanın tarihte asırlar boyunca bir arada yaşamaları, aynı dine mensup
olmaları, bir birlerinin kültüründen etkilenmeleri hiçbir zaman iki ülke
arasında ki bağları geriye dönülmez biçimde kopartamamıştır.
Türklerle yüz yıllar
boyunca din, kültür ve kader birliği
eden İran İslam Cumhuriyetinin İstanbul
Başkonsolos Yardımcısı Abbas
A. Tavassoli, İran İslam Cumhuriyeti Kültür Ateşesi Abdolreza Rashed ve İran İslam Cumhuriyeti Protokolünden Habib
Mesri ile Kaynarca Belediye Başkanı Serdar Türker’in
kendilerini Kaynarca’ya davet ettiği;
2015 yılı, Ekim ayı ortalarında Kaynarca’da tanışmıştım. İranlı dostlarla; Başkan Türker sayesinde gazetecilik sıfatıyla başlayan tanışmam, ortak kültür ve dini birlikteliğin de avantajıyla
devam eden muhabbetimizi kısa
sürede samimi bir kimliğe büründürdü ve
bu sayede üç yeni dost edindim. Bu açık
yürekli samimi insanlar, 1 Haziran Çarşamba günü Başkan Serdar Türker’le
birlikte beni de İstanbul Başkonsolosluğuna
davet ettiler.
Osmanlı
döneminde Cağaloğlu’nda hayata geçen
Başkonsolosluk binasının 140 yıl önceki haliyle, orijinalliğinden hiçbir şey kaybetmeden
hizmet verdiğini belirten Habib Mesri, 140 yıl önce çekilmiş bina
fotoğraflarını, o günden bu güne halen kullanılmakta olan eşyaları, Mevlana
Celalettin Rumi ile ilgili doküman ve objeleri
bizlerle paylaştı.
Her
yanı tarih kokan devasa misafir
salonunda devam eden ziyaretimiz
sırasında, Kültür Ateşesi Abdolreza Rashed; çalışkanlığı, girişimciliği ve ürettiği
projelerle Başkan Serdar Türker’e önem
verdiklerini, Kaynarca için
hazırladığı projelere uluslar arası destek vereceklerini, konuyu
Bakanlık düzeyine taşıdıklarını söyledi. Uzun ve samimi sohbetimiz, boğaz’da yenilen yemekle devam etti.
İran İslam Cumhuriyeti Kültür
Ateşesi Abdolreza Rashed, İstanbul
Başkonsolos Yardımcısı Abbas
A. Tavassoli ve İran İslam
Cumhuriyeti Protokolünden Habib Mesri’nin kusursuz ev sahipliğinden
sonra İran’a davet edildik. Kaynarca Belediye Başkanı Serdar Türker’le önümüzde
ki günlerde davete icabet ederek, Kültür Ateşesi
ve Başkonsolos yardımcısı marifetiyle
İslam Cumhuriyeti üst düzey yetkilileriyle
de görüşeceğiz.
700 bin kişilik ordusu ile
Kaynarca’ya gelen, Kaynarca’da konaklayarak anıt diktiren, “Ben dünyanın
hakimiysem, Kaynarca’da suyun hakimi.” Sözlerini yazdırarak hazırlattığı kitabeyi yaptırdığı anıta asan, Kaynarca’nın dünya tarihine mal olmasını
sağlayan ve tarihsel gelişim sebebiyle
müşterek değer olan Pers İmparatoru
Dara’nın 2 bin 500 yıllık tarihini İran İslam Cumhuriyetine taşıyan, İranlıların
Ata dedesinin Kaynarca topraklarında
yaşadıklarını paylaşan Başkan Türker, gerçektende iki ülke arasında ki dostluk ilişkisini pekiştirerek Kaynarca
Beldesini sadece Kırklareli’ye, Türkiye’ye değil, dünyaya taşıması ile seçim
öncesi; “Kaynarca’yı dünyaya tanıtacağım.”
Diyerek verdiği sözü çok kısa
zamanda yerine getirdi. Başkan Türker sadece verdiği sözü tutmadı,tarihe ışık
tuttu. Bu ışıkla iki ülke arasında kültür ve turizm adına köprü oluşturmayı
da başardı.
Serdar Türker,
Kaynarca suyundan elektrik elde etmek için hazırladığı projesi içinde
Almanya hükümet yetkilileri ile
görüşmelere başladığını, görüşmelerinin olumlu geçtiğini ve şimdi sırada, Kaynarca’nın elektrik
ihtiyacını sudan karşılamak, elde edilecek fazla elektiriğin de satışının
yapılarak Kaynarca Belediyesine devamlı gelir sağlamak olduğunu söyledi.
Kabına sığamayan, deyim
yerindeyse bir dakika boş durmadan ulusal ve uluslar arası projeler üreterek
Kırklareli’ye kazanım sağlamaya çalışan Belediye Başkanı Serdar Türker, istihdam sağlayacak ve Kırklareli’de ki işsizliğe
son verecek bir projesinin olduğunu, bu
projesi ile ilgili görüşmelerinin olumlu
şekilde devam ettiği müjdesini verdi. Başkan Türker hayata geçirmeyi planladığı istihdam projesiyle de; Kırklareli’de
kimsenin işsiz kalmayacağını iddia etti..
Nazik davetleri ve
gösterdikleri misafirperverliklerinden dolayı; İran İslam Cumhuriyeti Kültür
Ateşesi Abdolreza Rashed, İstanbul
Başkonsolos Yardımcısı Abbas
A. Tavassoli ve İran İslam
Cumhuriyeti Protokolünden Habib Mesri’ye teşekkür ediyor, bir Milletvekili gibi çalışan Başkan Serdar
Türker’i kutluyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder