30 Haziran 2016 Perşembe

ACINIZI YÜREKTEN PAYLAŞIYORUM

Kırklareli Haberci
Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com

Önce İsrail’le normalleşme anlaşması, sonra da Rusya’dan özür mektubu haberini duyduk.  Ardından THY’nın kana bulandığını. Özür ve normalleşmeyi gündem sanarken, unuttuk ve  yüreğimizin yangınıyla saldırıda ölü sayınsının artmaması için dua etmeye başladık.
Bu kaçıncı acı? Kaçıncı şehit? Sayamaz olduk. Yürekler sönmeyen bir yangın yeri haline geldi. Her yolun bir sonu var derler ama artık bu yolun sonundan umut kestik. Yaşanan bu kanlı saldırıyı asla siyasallaştırmak istemiyorum ama Hükümet yetkilileri onlarca vatandaşımızın hayatını kaybettiği saldırıda nasıl bu kadar acze düşer? Anlamak mümkün değil…
Af buyurun insanların donuna kadar arandığı, bir bayanın  başındaki minicik tokayla geçemediği kontrolden bunlar nasıl geçti? Allah aşkına birileri çıkıp bunu açıklasın. Bu bir ihmal mi? Yoksa ihanet mi? Vatandaşa kuş uçurtmayanlar teröristi nasıl görmez?
Ne olacak şimdi? Bizde yetkililerde baş sağlığında bulunacağız. Rahmet, mağfiret dileyeceğiz. Sonra? Sonra da kalanlara sabırlar… Bunları yapınca can kayıpları geri mi gelecek? Ateş düşen ailelerin yangını mı sönecek ?
Buradan Hükümet ve muhalefet yetkililerine sesleniyorum, sesimi ne kadar duyarlar onu da bilmiyorum ama Allah’ını seven bir araya gelsin.  Kimse şu yaşanan can kayıpları üzerinden rant elde etmesin, herkes el ele versin. Birileri  hükümet yetkililerine aklınızı başınıza toplayın desin. Olmadı mı?  O vakit çözüm önerilerini koysunlar masaya, destek versinler  sonuna kadar ve çıksınlar bir olduk, birlik olduk, hep birlikte taşın altına koyuyoruz elimizi, and olsun vatandaşımızın güvenliğini sağlamak için bu yola baş koyduk  akan kanın önüne geçeceğiz. Desin; kan ve göz yaşına son versin.
İnsanımız sokağa çıkmaktan korkar oldu. Ne zaman nerede bir patlama olacak korkusuyla herkes diken üzerinde. Bitmek tükenmek bilmeyen kan ve göz yaşı tahammül sınırlarının sonuna dayandı.  Sosyal paylaşım sitelerine baktığınız vakit acıların  nefrete  dönüştüğünü anlamak için alim olmaya gerek kalmıyor. İnsanlar bu sitelerden en üstteki hükümet yetkililerini sorumlu tutarak hakaret edip nefret kusuyor. Ve bunda bir sakınca görmüyor. “Yeter artık ne olacaksa olsun.” Diyor. Bu çok vahim bir durum. Çünkü yaşanan travmalar  toplum psikolojisini tamamen bozdu. Bu hal ve ahvalle  iç karışıklıklara doğru gidildiği de ortada.
Yetkililer olaylarda ihmali olanları vakit geçirmeden  görevden almalı, hesap sormalı ve ağırlaştırılmış şekilde hemen cezalandırmalıdır. Bu en üst birimden en alt birime kadar sinsile yolu takip edilerek hayata geçirilmelidir. Özellikle kalabalık ortamlarda deyim yerindeyse kuş uçurtulmayacak tedbirler alınmalıdır. Kuşkusuz  Yüce Türk  Devletinin buna gücü vardır. O halde Devlet mekanizmaları teyakkuza geçmeli, olağan hallerde bile olağan üstü tedbirleri alarak  sürdürmelidir.
Baş sağlığı dilemenin giden canlara, ateşin düşüp yandığı ailelere bir faydası olmadığını biliyorum ama hayatını kaybeden canlarımıza Cenab-Allah’tan rahmet dileyerek, ailelerine acınız acımızdır diyor,  acılarını yürekten paylaşıyorum.





Hiç yorum yok: