28 Haziran 2016 Salı

İş, okulları doldurmak değil, mezun olanları işsiz bırakmamaktır!


Selda Semiha Kurtoğlu
Bir KPSS sınavının daha sonuna geldik. Peki ne bekliyorduk ne umduk, ne bulduk? Ben de bir çok aday gibi KPSS sınavına girdim. Girerken de çıkarken de gözlemlediğim tüm ayrıntıları size aktarmak,sizi bilgilendirmek istiyorum.
Bildiğiniz gibi KPSS yılda bir kez yapılıyor. Fakat farklı oturumlar aracılığı ile. Birisi İİBF mezunu olan arkadaşlarımız için, diğeri de öğretmenlik atamaları için. Öğretmenlik atamalarına ek olarak da eğitim bilimleri denilen bir sınava daha girmemiz gerekiyor.
Sınava ben de girmiştim. Girmeden önce gözlemlemelerimde herkes çok tedirgin,çok heyecanlı ve kaygılıydı. Aslında altı üstü bir sınav ama korkuyor insan  işte. Onca sene okuyup, üstüne birde çalışıp .emeklerinin  karşılığını alamamaktan korkuyor herkes. Zaten korkulan başa geliyor çoklukla.  Karşılık mı?  O yok maalesef.
Sorulara  GENEL KÜLTÜR ile GENEL YETENEK sorularından oluşuyor. Aslında sorular fazla zor değil  ama  dikkatli çözülmesi gereken ince sorular. Detaya çok önem veriliyor. Bu sınavda sanırım herkes kendi alanını başarı ile yaptı.  Konuştuğum kişilerin branşlarını sorduğumda herkesin branş derslerinin iyi geçtiğini öğrendim. Durum onu gösteriyor. Peki bu sistem öğretmen olabilmek, memur olabilmek çabası  içinde ki  gençler için adil bir sistem mi? O tartışılır  işte…
Eğitim sorunu ülkemiz sorunlarının hep en  başında gelmektedir. Çünkü  milyonlarca mezun ve  milyonlarca işsiz insan var ülkemizde.  Üstelik eğitimde fırsat eşitliği de yok. Zaten hiçbir zaman da olmadı ki…
Bu sorun çözülmediği sürece ülkede sıkıntı  bitmez. Yetkililerin öncelikli vazifesi toplumda huzur ve refahı sağlamak olmalıdır. Bu da işsizler ordusu yaratarak, insanları üç kuruşa muhtaç bırakarak olmaz.  Aslında mesele sistem meselesidir.Her gelen iktidar Eğitim seviyesine müdahale ettiği için adil bir sistem oturtulabilmiş değildir. Eğitim sorunu kökten çözülmelidir. Eğitimde mutlaka fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Gelen hükümetler de  bu sistemi değiştirmeden devam ettirmelidir
Bu sınavlar milyonlarca gencin hayatını sınamaktadır. Hem de 2 saatlik zaman dilimi   içinde…  Öncelikle eğitim anlayışı ve sistemin değişmesi gerekmektedir. Birde üniversiteler ihtiyaç kadar mezun vermelidir. Milyonları üniversitelere doldurup, mezun etmek sonra onlara istihdam sağlamak yerine eve göndermek iş değildir. Bu sistem  işsizler ordusu yaratmaktan başka bir şey değildir.
Üniversiteleri doldurduk, mezun ettik.  Tamam oldu bitti. Her şey çok güzel öyle değil mi?  Peki  sonra? Sonrası ne olacak Çay bahçeleri ve  lokantalar üniversite diplomalı garson ve bulaşıkçılarla dolacak, garsonluk ve bulaşıkçılık işini yapamayan ne yapacak? Onlarda bir taşeronun yanında vasıfsız işçi olarak çalışabilmek için iktidar partisinde torpil arayacak. Hem de üç kuruş maaşa.

 Üniversitelerden mezun olmuş ve olacaklara kolay gelsin…

Hiç yorum yok: