22 Nisan 2013 Pazartesi

Vize Cumhuriyet İlköğretim Okulu’ndan Belediye Başkanı Selçuk Yılmaz’a ziyaret

*Kırklareli’nin Vize Cumhuriyet İlköğretim Okulu 4. sınıf öğrencileri Sosyal Bilgiler Dersi’ndeki “Yerel Yönetimler” konusunu Vize Belediye Başkanı Selçuk Yılmaz’ı ziyaret ederek öğrendiler. 


Belediye nikah salonuna alınan öğrencilere ikramda bulunuldu. Ardından öğrenciler hazırlamış oldukları soruları Belediye Başkanı Yılmazla paylaştı. Öğrencilerin sordukları sorular arasında; Belediye Başkanı olmak nasıl bir duygudur? Belediye Başkanı olmanın zorlukları nelerdir? Belediye Başkanının en çok yapmış olduğu görevler nelerdir? İlçemizde gerçekleştirmek istediğiniz projeler nelerdir? Vizenin kaçıncı Belediye Başkanısınız? Nasıl bir Vize hayal ediyorsunuz? gibi sorular sorularda vardı.
Vize Belediye Başkanı Selçuk Yılmaz çocuklara yönelik cevaben şu açıklamalarda bulundu; 
Belediye Başkanı olmak öncelikle ilçemizde yaşayanlarla ve ilçemizde ki tüm kurumlarla iyi ilişkiler içinde olmayı gerektirmektedir. İlişkilerimiz ne kadar iyi olursa gerçekleştirdiğimiz işler o kadar faydalı olur. Vatandaşlarımızın her zaman ilk başvurdukları yer belediyelerdir. Bizler halkımızın sayesinde buradayız. O yüzden ilk danıştıkları yer belediyelerdir. İlçemizin 14. Belediye Başkanı olarak görevime devam ediyorum. Hayal etmiş olduğumuz Vize ise, yaşanılabilir bir şehir yaratmaktır. Örneğin Dünyada 27 ülkede 162 tane CıttaSlow (Sakin Şehir) kenti var. Bunlardan birisi Vize ilçesidir. Sakin Şehir unvanına sahip olabilmek için birçok kriter mevcuttur. Altyapı ve çevre kriterleri, fast food olmadığı bir kent, şehir içinde motorlu taşıt kullanmayıp bisiklet kullanımını genişletmek gibi. Bu projemize yönelik çalışmalar her geçen gün artmaktadır. Belediye Başkanlığı görevini yürütüyor olmam çok güzel bir duygu. Örneğin geçtiğimiz dönemlerde suların hiç akmadığı, günün belirli zamanlarında çok az aktığı bir dönem yaşanmıştı. Bu sorunu çözüme ulaştırmamız bizim için en büyük mutluluklardan bir tanesidir. İlçemizin her geçen gün daha üst bir seviyede bulunması için Vize Belediyesi olarak her zaman çalışmalarımıza en iyi şekilde devam ediyoruz. 
Vize Belediye Başkanı Selçuk Yılmaz öğrencilere; Siz nasıl bir şehirde yaşamak ve yaşadığınız şehirde nelerin olmasını istersiniz? sorusunu sordu. Öğrenciler; İlçemizde; bisiklet ve yürüyüş parkurlarının yapıldığı, yüzme alanlarının yer aldığı, çeşitli sanatsal aktivitelerin ve kursların gerçekleştiği alanların açıldığı, araba otoparklarının olduğu, akvaryum merkezinin olduğu, alt ve üst geçitlerin yer aldığı, spor alanında kursların açıldığı bir ilçede yaşamak istiyoruz dediler.
Belediye Başkanı Yılmaz; Çocuklarımızın istekleri çok güzel. Zaten yılın belirli dönemlerinde spor aktiviteleri ve kursları düzenliyoruz. İlçemizde yaşayanların talepleri doğrultusunda bunları her geçen yıl arttırmayı hedeflemekteyiz. Gerçekleştirilmesi planlanan projelerimiz arasında Sosyal Tesis projemiz mevcut. Burada tüm sanatsal aktivitelerin gerçekleşeceği ve yüzme havuzunun yer almasıyla birlikte kursunun da açılmasını planlanmaktayız. İlçemizde şu an mevcut olan Kanalizasyon Projemizin gerçekleşmesiyle birlikte bisiklet parkurları oluşturacağız. Tüm çocuklarımıza çok teşekkür ediyorum. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımız için gerek eğitim alanında gerekse sosyal ve kültürel alanda her zaman yanlarındayız dedi. 
Başkan Yılmaz sohbetin ardından Vize Belediyesinin gerçekleştirdiği projeleri öğrencilerle paylaştı ve Belediyede ki tüm birimleri gezdirerek öğrencilere tanıttı.  (Faruk Ceylan)

Sinanlı Belediyesi Vasfi Şen Yağlı Pehlivan Güreşleri sahası bakıma alındı

Sinanlı Belediye Başkanı Ali Alkan, her yıl geleneksel olarak düzenledikleri Vasfi Şen Yağlı Pehlivan Güreşleri için Güreş alanını bakıma aldıklarını, bu yıl önceki yıllardan daha fazla güreşçi davet ettiklerinden, güreşlere katılımın  yüksek olacağını beklediklerini söyledi. 
Belediye Başkanı Alkan Geleneksel Vasfi Şen Yağlı Pehlivan Güreşleri ile ilgili şunları söyledi; 
Bildiğiniz gibi geleneksel Vasfi Şen Yağlı Pehlivan Güreşlerini her yıl düzenliyoruz. Büyük katılım oluyor. Bu yıl katılımın daha yüksek olacağını umuyorum. Bu sebeple güreş alanımızı bakıma aldık. Mayıs ayında yapılacak güreşler için er meydanını hazır hale getireceğiz. 
Geçtiğimiz yıl Güreşlerimize konuk olarak katılan, 8 Avrupa, 3 Dünya ve 2 Olimpiyat Şampiyonluğu bulunan, Büyükler kategorisinde 17 yaşında Dünya Şampiyonu olan tek güreşçi  Uluslar arası Güreş Federasyonu tarafından (FILA) Asrın Güreşçisi ünvanını alan ve 23. Dönem Milletvekilimiz Hamza Yerlikaya bu yılda SinanlıVasfi Şen Yağlı Pehlivan Güreşlerinde konuğumuz olacak dedi. (Faruk Ceylan)

“Bu harabe birinin ölümüne sebep olmadan lütfen tedbir alın”

*Kırklareli merkez ilçede eski İş Bankası’nın arkasındaki sokakta bulunan ve yıkılması an meselesi olan harabe inşaat vatandaşı tedirgin ediyor.
 Karşısında bir kız yurdunun bulunduğu binanın önünden her gün onlarca öğrenci geçerken, küçük çocuklarda binanın önünde oyun oynuyorlar.
Yoldan geçenlerin üzerine yıkılması an meselesi olan harabe binanın önüne telden yapılmış seyyar ızgara barikatla koruma önlemi alınmış. Barikatın üzerine de DİKKAT ÇATIDAN KİREMİT DÜŞEBİLİR Levhası asılmış. 
Belediye Başkanlığı da ızgara telden barikatın üzerine; Bu bina 2863 Sayılı Kanun gereği Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescil edilmiş, olup; yapı ile ilgili Kırklareli Belediye Başkanlığının herhangi bir tasarrufu yoktur yazısını iliştirmiş ve kendisini garantiye almış.
Konu hakkında gazetemizi telefonla arayıp, bizzat gelen onlarca vatandaş tedirgin. Yetkililerden burada bir ölüm hadisesi meydana gelmeden tedbir almalarını istiyor ve Bu harabe birinin ölümüne sebep olmadan lütfen tedbir alın diyorlar. 
Yeşilyurt Gazetesi Köşe Yazarı Faruk Ceylanda 22 Mart 2013 tarihinde  Dikkat Kiremit düşebilir  başlıklı köşe yazısıyla konunun önemine dikkat çekmişti. 


Şehitler Haftamız kutlu olsun



KIRKLARELİ GÜNLÜĞÜ


Faruk Ceylan

“Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerimde Şehitlikle alakalı tahmini 10 ayet geçmektedir. Onlardan biri de Allah yolunda ölenlere “ölüler” demeyiniz. Hayır onlar diridirler. Fakat siz sezemezsiniz. (2:154)”

“ Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!…” 
Mısralarında şairin ifade ettiği gibi, vatanın bölünmezliği, milletin bütünlüğü için canını feda  eden ve her  karış vatan toprağında kanları bulunan fedakâr ve vefakâr yiğittir şehit…
“Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli- 
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli…” 
Diyen milli şairimizin temenni ettiği ezanın dinmemesi, bayrağın inmemesi, iman ve inancın sönmemesi için ölümü göze alabilen kahramandır  şehit…
“Ruhumun senden, İlâhi şudur ancak emeli; 
Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli.” 
Mısralarında Akif’in duygularını kalbinde taşıyan, mabetlerin dünya durdukça ayakta kalması, Ay yıldızlı Bayrağın dalgalanması için  “gül bahçesine girercesine” seve seve canından vazgeçebilen babayiğittir şehit…
“Canı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüda. 
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.” 
Diyen İstiklal şairimizin düşünceleriyle yoğrulan ve vatansız kalmanın ölümden daha zor olacağı inancıyla yaşayıp, vatan uğrunda seve seve ölüme koşarcasına mücadeleye gönül vermiş yiğit vatan evladıdır şehit.
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. 
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” 
Mısralarındaki manayı ruhunda bulan, uğrunda can verilebilen yerin vatan olabileceğini, kan dökülmeden, can verilmeden bayrağın hür bir şekilde dalgalanamayacağına inanan yiğit vatan evladıdır şehit.
Sevgili peygamberimizin; “Hiç bir kimse yoktur ki, cennete girdikten sonra dünyaya dönmeyi istesin ancak şehitler müstesna. Onlar cennette gördükleri ikramdan dolayı on defa dünyaya gelip yeniden şehit olmayı isterler.” şeklinde şehitlik mertebesinin güzelliğini ifade etmektedir.
Bunu böyle bilen ecdadımız, Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Sakarya’da ve diğer savaşlarda yüzbinler, ölüme koşarcasına yürümüşler, şahadet şerbetini içmişlerdir. 
Şimdi de onların torunları olan canlarımız, askerimiz, polisimiz vatan müdafaası için, bayrağın dalgalanması için, terör kurbanı olarak şehadet şerbetini içiyorlar. Cennete kanatlanıyorlar.
Şehit anaları, şehit babaları! Ateş düştüğü yeri yakar. Ama şehitler, Peygamber Efendimizin ifadesiyle ana ve babalarına şefaatçi olacaklardır. Şehitlik mertebesine erişen bir mana erinin ana-babası olmak da manevi şereftir. Bu şeref şehit anasını, şehit babasını da inşallah cennete taşıyacaktır. 
Bu millet, asker bir millettir. Oğlunu askere gönderirken: “Haydi oğlum haydi git; Ya gazi ol, ya şehit” diyerek gönderecek kadar vatana, bayrağa, sancağa âşıktır. Ve şehit babalarının “Vatan sağolsun!” demeleri ne kadar manidardır. 
Şairin!  “Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı! 
Düşün, altındaki binlerce kefensiz yatanı! 
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır atanı, 
Verme dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.” 
Öğütleri kulağımıza küpe olsun... 
İman, Kur’an ve İslam gönüllerimizde var olsun… 
Bayrak - sancak, toprak uğruna canlarımız feda olsun… 
Şehitlerimiz ve hayata veda eden gazilerimizin ruhları şad olsun… 
Allah vatanımıza, milletimize, devletimize zeval vermesin!
14 Nisan Şehitler Haftamız kutlu olsun…

Demirköy Belediye Başkanı Muhlis Yavuz; “Yol, altyapı ve çevre düzenlemesi çalışmalarının %90’ını gerçekleştirdik”


Önceki gün Demirköy Belediye Başkanı Muhlis Yavuz'un konuğuyduk. Başkan Yavuz Belediye Başkanı olmadan önce vaadettiği hizmetlerin %90'nını gerçekleştirdiğini, kalan %10'luk bölüm içinde çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Başkan Yavuz, vaadelerinin dışındaki hizmetleri de Demirköy'lülere sunduklarını ifade ederek şunları söyledi;
"Temel amacımız Belediye hizmetlerinin kaliteli ve kısa zamanda yerine getirilerek, insanlarımızın yaşamlarını kolaylaştırmak ve sağlıklarını korumak, İlçemizin tarihsel, kültürel, doğal mirasını ve fiziksel varlıklarını korumak ve geliştirmek, geleceğe yönelik projeler üreterek sürekli değişen güvenli ve huzurlu bir ilçe yaratmaktır. Gerek altyapı gerekse yol ve çevre düzenlemesi gibi hizmetlerimizin %90nına yakınını gerçekleştirdik.  Kalan %10luk bölümünü de gerçekleştirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Amacımız standartları yüksek olan bir Demirköy inşa etmeye çalışmaktır. İlçemizin her alanda gelişmişliği yakalamış olması ve bir tatil, bir turizm merkezi olması için çalışmalarımızı hep birlikte sürdürmemiz gerekiyor. Üreten toplum olmanın faydalarını hem toplumsal olarak hem de bireysel olarak fazlasıyla görmek mümkün, bu sebeple bir taraftan üretime önem vermeli bir taraftan da turizm potansiyelini öne çıkarmalıyız. Tarım alanındaki kıt imkânlarımıza rağmen çilek üretiminde belli bir başarı vardır. Trakya Bölgesinde çilek denince ilk akla gelen Demirköy çileğidir yakın il ve ilçelerde semt pazarlarında Demirköy Çileği, Demirköy Çileği adı altında çilek satılmaktadır. Toprak cimri değildir fakat emek ister, hizmet ister. Ne kadar hizmet eder ne kadar emek verirseniz karşılığını o oranda alırsınız. Bu anlamda amacımız ilçemizi çilek ve bal üretim merkezi haline getirmektir bu konuda çalışmalarımızı daha bilinçli daha organize hale getireceğiz.  Geleneksel Çilek Festivalimizi bu yılda Haziran Ayında yapmayı planlıyoruz"(Faruk  Ceylan)

Vize Belediyesi ile Kardeş Şehir Sredets Belediyesi Yıldız Dağları Projesi’nin startı verdi


Kırkleli'nin Vize Belediye Başkanı Selçuk Yılmaz, Vize Belediyesi ile Bulgaristan Sredets Belediyesinin ortaklaşa gerçekleştirmiş olduğu Istranca Yıldız Dağları Projesinde yapılması gereken Sanat Evleri ve Turizm Danışma Bürosunun açılış törenini Bulgaristan'ın Sredets ilçesinde gerçekleştirildi.
Başkan Yılmazın da katıldığı açılış törenine, Burgaz Türkiye Konsolosu Cem Ulusoy, Burgaz Valisi Konstantin Grebenarof ve Sredets Belediye Başkanı İvan Jabof katıldı.
Burgaz'ın Sredets ilçesinde bulunan Bojura Parkında gerçekleşen bu açılışa Belediye Başkanı Selçuk Yılmazla birlikte Vize Belediyesi Halk Oyunları Ekibi de katılarak bölgeye özgü halk oyunlarını sergiledi.
Açılışta bir konuşma yapan Belediye Başkanı Selçuk Yılmaz'ın şunları söylediği ifade edildi; "Vize Belediyesi ile Sredets Belediyesi 8 yıldır Kardeş Şehirdir. 8 yıldır devam eden işbirliğimiz için Belediye yönetimine teşekkür ederim. Bu işbirliği sonucunda yapılan güzel eserlerden bir tanesi de sanat evleri ve turizm danışma bürosunun oluşturulmasıdır. Daha nice projelerimizde bir araya gelmemiz dileğiyle"  (Faruk Ceylan)

13 Nisan 2013 Cumartesi

Şampiyon Pınarhisarspor yabancı futbolcu peşinde

Geçen sezon şampiyon olarak Süper Amatör Küme’ye yükselen Pınarhisarspor, Nijerya’lı ve Senegal’li 4 futbolcuyla görüşüyor.

Pınarhisarspor Kulüp Başkanı Mesut Günözen Kaleci, Stoper, Solbek ve Orta Saha Mevkilerine oyuncu transfer etmek için çalışmalarının devam ettiğini belirterek; Antrenörümüz Rahman Babacanın talimatıyla 4 oyuncu transferi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayrıca 2si Nijeryalı, 2si de Senegallli 4 oyuncuyla da görüşmelerimiz devam ediyor. Anlaşırsak takımımıza iki yabancı oyuncuyu takımımıza dahil etmek istiyoruz.
İş adamları, siyasiler, Kamu kurumları ve Pınarhisarlı vatandaşlarımızın desteği ile Şampiyon olduk. Finans desteği sürerse önümüzdeki yıl hedefimiz en az Bal ligi olacak. Nihai hedefimiz ise Profesyonel Ligdir.  Pınarhisar olarak bunu gerçekleştirmemiz çok zor değil. Vefakâr taraftarımız ve Pınarhisar halkı bunu hak ediyor dedi. (Faruk Ceylan)

6 Nisan 2013 Cumartesi

Koltuktan vazgeçemeyene örnek olsun

Kırklareli Günlüğü

Faruk Ceylan
Kaynarca 4 büyük, 8 küçük menba suyunun birleşerek dere boyundaki yedi köyden geçip, Ergene Nehri’ne döküldüğü bir Beldemiz.
Eski Yunan tarihçilerine göre İran Hükümdarı Dara, Sikitya Seferi’ne giderken 700 bin kişilik ordusuyla İstanbul Boğazı’nı geçip Pınarhisar’a gelmiş, Kaynarca Kasabası’nda, Kaynarca Membaları’nın bulunduğu yerde konaklamıştır. Bu su Dara’nın çok hoşuna gitmiş ve suyun başına bir sütun diktirerek; “Dara nasıl bu dünyanın hakimi ve hükümdarı ise kaynarca suları da suyun hükümdarıdır” ibaresini yazdırmıştır. Balkan Harbi’nde Bulgarların buralardan çekilirken kitabeyi söküp Sofya’daki müzelerine naklettikleri halen de müzede olduğu söylenmektedir. 
Pınarhisar’a bağlı bu şirin Beldemizin 3 dönemdir Belediye Başkanlığı’nı yapan Sayit Uçan’la Pınarhisar Belediye Başkanı Mustafa Cingöz’ün makamında karşılaştım. Kendisine 4. dönemde de Aday olup olmayacağını sordum. Başkan Uçan kesinlikle aday olmayacağını söyledi. Gerekçesini sorduğumda ise bunu birçok politikacının örnek alması gereken cümlelerle açıkladı;
“3 dönemdir Kaynarca Belediye Başkanlığı görevini yapıyorum. Yeni dönemde Aday olmayacağım. Arkadan gelen gençlerin yolunun açılmasını istiyorum. Şimdi politika yapan birçok gencin hedefi Beldemize Belediye Başkanı olmak bunun aksini iddia edemeyiz. Bizde gençken önümüzdeki Başkanların görevi bırakmasını ve sıranın bize gelmesini arzulardık. Vatandaş istiyor diye ölünceye kadar koltuğu bırakmamak olmaz. Bence bu doğru bir davranış değil. Gençlere fırsat verilmesinin gerekliliğini bilmek lazım diye düşünüyorum” dedi.
Genel Merkezin bu konuda ısrarcı davranıp yeniden Aday olmasını isterse fikrinin değişip değişmeyeceğini sorduğumda ise; “Şimdi Aday olmayacağımı söyleyip yeniden Aday olmak da doğru bir davranış olmaz. O zaman vatandaşa inandırıcılığınızı kaybedersiniz. Bu konu da ısrar da olsa fikrim değişmeyecek” dedi
Başkanın bu tavrı benim hiç karşılaşmadığım bir durum. Mutlaka ülkemizde kendisi gibi erdem sahibi insanlar vardır ama sizce bunlar kaç kişidir?
Politikayla uğraşanlar koltuğa oturdukları vakit maalesef bırakmayı hiç düşünmüyorlar. Hepimiz bu konuda birçok örnek verebiliriz. Akıl melekelerini kaybettiği halde koltuğu bırakmamakta ısrar eden politikacıları düşündüğümüzde Sayit Uçan’ın bu erdemli davranışı ister istemez beni şaşırttı. 
Belediye Başkanlığı Koltuğu’nu gençlerin yolunu açmak için bırakan 55 yaşındaki Sayit Uçan koltukla birlikte siyaseti bırakmayacağını, İl Genel Meclisi Üyeliği’ne Aday olabileceğini de söyledi.
Kaynarca Belediye Başkanı Sayit Uçan’ı tebrik ediyor, bu örneklerin çoğalarak her alanda gençlerimizin yolunun açılmasını diliyorum.

 

Herkes çok sinirli, gergin ve aynı zamanda bezgin

Kırklareli Günlüğü



Faruk Ceylan
Sürekli mutsuz, bulunduğu yerden huzursuz bir toplum olduk. Bu ne biçim hayat, bugün hava amma sıcak, amma soğuk yahu! Şeklinde şikâyetler bitmiyor. Herkes sinirli, herkes gergin ve aynı zamanda bezgin. Hangi şartta olursa olsun şikayetler ardı arkasına sıralanıyor ve bitmiyor. Bunlar doğal endişeler mi? Yoksa kendini fazla sevmek mi? 
Ulaşamadığımız yerde olursak mutlu olacağımıza inanmışık. Ya da inandırılmışık. 
Ben kimim yerine, sen kimsin ya cümlesini daha çok kullanır olmuşuz. “Kim lan bu herif” cümlesi ise en fazla kullanılanı. 
Konuşmayı da çok seviyoruz. Dinlememe konusunda çok gelişmişiz. 
- Bi sus bir şey anlatıyorum. Tavrı hakimdir genelde. Biri konuşurken öbürü diğerine başka bir şey anlatır. Herkes birden konuşunca da anlatılanı anlamak mümkün olmaz. Zaten kimsenin anlamaya çalışmak gibi bir kaygısı yok. Herkesin konuşacak o kadar çok şeyi birikmiş ki,  kendisini haklı, başkasını haksız buluyor. Alçak gönüllülük hak getire. 
Kimse uysal değil, barut gibi. Doğal davranmıyor çoğu. Boş konuşmak temel konu. Kimse acı gerçeğin kendisine söylenmesini istemiyor, söylenirse tahammül edemiyor.
- Dedem ne güzel söylemiş…
- Babam çok haklıymış! Konumunda birçoğu. 
Biri bir şey anlatmaya kalksa, 
- Biliyorum diye lafı ağzına tıkılıyor adamın. Mutlaka herkes her şeyi karşısındakinden daha iyi biliyor. 
Adam başından geçen bir olayı anlatırken, dinleyen sanki olayı onunla yaşamış gibi muhabbetin içine balıklama atlıyor. 
- Neden pis pis bakıyorsun! 
- Yok ağbi valla pis bakmadım, demeye kalmadan bıçaklıyor biri diğerini. 
Adamın Kafası bozuluyor karısını hastanelik ediyor. Çocuk annesini dövüyor. Öldürenlerde var. Adam zaten gergin ya. Tutup karısını öldürüyor. Çocuklarını öldürenlerde var.  Neredeyse her gün  gazetede,televizyonda böyle bir haberle karşılaşıyor, canlı kanlı izliyoruz.  Yetmezse Google’a cinayet haberleri yazıyorsunuz, İstanbul’dan,Ankara’dan,İzmir’den ve diğer İllerden cinayet haberleri, son dakika cinayet haberleri, cinayet haberleri arşivi, sayfalar dolusu…  
Birde karşısındakinin moralini bozarak kendine moral veren, böylece mutlu olan tipler de var. Adam 10 yıldır seni aramamış. İrtibat tümden kesilmiş. Bu arada hastalanmışsın, yataklar dolusu yatıyorsun. Nereden bulduysa telefonunu bulmuş seni arıyor. 
- Geçmiş olsun kardeşim.  Bir arkadaşım vardı aynı hastalıktan 3 ayda gitti. Aman bu hastalığı hafife alma. Kendine iyi bak. Allah şifa versin, tez zamanda sağlığına kavuşursun inşallah. Diyor ve kapatıyor telefonu. 
Sonra da acaba kahvesini yudumlayarak keyfini çıkarıp mutlu mu oluyor? Mutlu olmayı bilmediği için başkasının mutsuzluğundan mutluluk mu çıkarıyor dersiniz…
Sonuçta toplumun büyük bölümü azla yetinmiyor, aşağıya değil, hep yukarı bakıyor ve Şükretmiyor. 
Oysa 30-40 yıl öncesini yaşayan bilir. İnsanlar az şeyle mutlu olurlardı. Ailece radyo tiyatrosu dinlemek, mısır patlatmak, soba üzerinde kestane pişirmek, yapılan bir tencere yemekten bir kapta komşuya götürmek, ailece çat kapı ziyarette bulunmak, maddi manevi yardımlaşmak, çocuklar için körebe,kutulu saklambaç, misket oynamak çok mutlu ederdi insanları. Azla mutlu olurdu o gün insanlar. Aileler çocuklarına daha okula gitmeden yardımlaşma, dayanışma ve şükretmeyi öğretirdi.