27 Mayıs 2015 Çarşamba

Ak Parti sıkıntılı...


Ak Parti sıkıntılı...
Faruk CEYLAN
Kırklareli’de Adalet ve Kalkınma Partisi sıkıntılı. Kırklareli Milletvekili adayı Hamdi bey  Kırklareli’nin makus talihini değiştireceğini söylerken, 12 yıldır mecliste yer alan Ak Parti Milletvekillerinin bu kaderi değitiremediğini farkında olmadan  mı söylüyor, yoksa onlar beklentileri karşılayamadı, beni seçin bu makus talihi ben değiştiririm mi  diyor bilemiyorum ama sokakta ki vatandaş, Hamdi beyin Kırklareli insanını tanımadığını, bu yüzden vatandaşla dialoglarında ters köşe olduğunu, ters köşe olurken yanında bulunan Kırklarelili partililerin Hamdi beyi hiç bilgilendirmediğini söylüyor. Ters köşe derken, zor duramda kaldığını ifade etmek istedim. Burada  çok ayrıntıya girmek istemiyorum çünkü  halk arasında duymayanın kalmadığı  Sanayii sitesi esnaf ziayeretinde yaşananlar buna  sadece bir örnek.
Sıkıntının temel sebebi "kibir ve rant diyenler çoğunlukta.  İslamcı yaklaşım, dinin ideolojiye dönüştürüdüğü algısı  da tepkiyle karşılanıyor.
Bir çok vatandaş;  “Hamdi bey Pınar mahallesinden, vilayet meydanına gelemez, kaybolur.” diyerek onu kendilerinden kabul edemediklerine vurgu yapıyor. Fısıltı gazetesi bazı Ak partililerin başka partilere çalıştığını fısıldıyor.  Oysa  Hamdi beyin CV’sine baktığınız vakit ne kadar dolu, ne kadar kariyerli ve tecrübeli biri olduğu açıkça görülüyor ama vatandaş CV’den çok  adayın kibirli değil, samimi olmasını ve kendisine dokunmasını istiyor. 
Bence AK Parti'nin uzun iktidar  sürecinde  yaşanan  olumsuzluklarla yıpranmış olması ve aday belirleme de hatalı davrandığı iddiları   sıkıntının ana sebebi. Bu sadece  benim gözlemim değil. Kırklareli’de Ak partinin  kurucuları  arasında yer almış bazı önemli isimlerde  bunu söylüyor.
Önümüzde ki günlerde seçmenimizin beyin fırtınası yaşayacağı yorumlarla yeniden birlikte olacağız. Bayiinizden Kırklareli Gazetesi almayı unutmayın.


26 Mayıs 2015 Salı

Ak parti yemeğinden notlar...

Yaızıyı okuyabilmek için, üzerini tıklayınız
.

Kesimoğlu'ndan Festival Proğramı tanıtımı


Pınarhisar MYO öğrencilerinin hedefi Türkiye çapında başarı


Ak Parti yemek verdi.




Meydan arası polilinik



Ak Parti yemeğinden notlar.

Kırklareli Günlüğü

Ak Parti yemeğinden notlar.

Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com

Akparti SKM. Kırklareli’de yaşayan doğu kökenli vatandaşlara yemek verdi. Yemeğin organizasyonunu Ak Parti İl Yönetim Kurulu üyesi Murat Akbaş yaptı. Kırklareli’de bir otelde düzenlenen yemeğe 140 kişi katıldı.
Ak Parti Milletvekili adayı Hamdi bey yemekte yaptığı konuşmaya besmele ile başladı ve ayetlerden örnekler vererek, Acemin araba üstünlüğünün olmadığını, müslümanların kardeş olduğunu söyledi.
Hamdi bey davete katılan 140 kişilk grubu  mahşeri kalabalık olarak tanımladı. Davete katılanlar mahşeri kalabalık cümlesinden  sonra bir birlerine bakarak Hamdi bey’in tanımlamasını tebessüm ile karşıladı.
Hamdi bey 8 Haziran’da Kırklareli’nin makus kaderinin  değişeceğini de söyledi ve  Ak parti meclise ilk defa milletvekili göndermeye hazırlanıyor gibi bir algı sağladı. Oysa Kırklareli seçmeni  22. 23.ve 24. Dönem de meclise Ak parti milletvekili gönderdi. Hamdi bey ya Ak partinin Kırklareli’den  meclise 3 dönem ard arda giden milletvekillerini unuttu, ya da o milletvekillerinin makus kaderi değiştirmeye gücünün yetmediğini ima etti...
Hamdi bey; “ Partimiz Türkiye’de olduğu gibi Kırklareli’de de 1. parti olacaktır. Hedefimizi gerçekleştirmek için hep birlikte gayret etmeliyiz. Gayret gösterirsek Rabbim bizi muvaffak edecektir.” dedi. 
Hamdi beyin  iddialı söylemi Ak partiye oy verecek olanları ne kadar motive eder bilemiyorum ama bildiğim, bu iddianın gerçekleşmesi için   ya CHP’nin  50-60 bin civarında oy kaybetmesi, ya da MHP’nin tüm oylarını kaybedip sıfır oy alması gerekiyor. 
Kırklareli  Türkiye’de  eğitim düzeyi en yüksek insanlardan müteşekkil bir İl’dir. Birileri lütfen bunu Hamdi beye söylesin.
Ak partinin önceki yemeğinde uzun bir konuşma yapan İl Başkanı Alper Çiler, davetlilere sadece hoş geldiniz diyerek teşekkür etmekle yetindi. Acaba Alper Çiler’in geçen yemekte yaptığı konuşmanın sonunda “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.” Cümlesini kullanmış olması mı, konuşmasını kısa tutmasına sebep oldu?
  Yemeği yiyenin süratle salonu terk etmesi de dikkat çekiciydi.  Yemeği yediği gibi salonu terk etmeyenler arasında Gazetemiz kurucusu ve Genel yayın Yönetmeni Şerafettin Ural, Zortul Medya Grup sahibi Murat Zortul, Gazeteci arkadaşım Şenol Goncagül ve bendeniz vardık. Tabi bizim gibi hemen kaçmayan bir kaç kişiyi tenzih ediyor, yemeği yiyip kaçanlara dahil etmiyorum.
Ak parti yemeğinden notlar bu kadar diyecekken, Murat Zortul’un otelde pul biber olmamasına tepkisinin olduğunu az daha unutacaktım. Çorbasına pul biber isteyen Murat Zortul, yok cevabı üzerine; “ Koskocoman otelde nasıl pul biber olmaz? “ diyerek tepki verdi ve çorbasının bibersiz yemek zorunda kaldı...




23 Mayıs 2015 Cumartesi

Bisiklet dede Bisiklet yolu istiyor.


Kırklareli Gazetesi 19 Mayıs




Kaynarca'da Karnaval!



Derya Bulut Basına kahvaltıverdi.



MHP Milletvekili adayı Derya Bulut 34.yaşını kutladı.


ADALET ÖNÜNDE HESAP VERECEKSİNİZ!

Kırklareli Günlüğü

Faruk CEYLAN

20 Mayıs Çarşamba günü  Beyaz eşye satıcısı Hasan Gündüz’ün deposunda ki yangını çekmek üzere olay yerine giden Ajans Muhabiri arkadaşımız  Ufuk Ertop, son 30 yılda hiç bir gazeteci arkadaşımızın yaşamadığı bir şeyi yaşadı ve Beyaz eşya  satıcısı  Hasan Gündüz ile  çalışanlarının saldırısına uğradı. 
Ufuk  Ertop arkadaşımıza tek tek güç yetiremeyen saldırganlar, topluca üzerine saldırdı.  Allah yarattı demeden kıyasıya  dövdü.  Hasan Gündüz ve  çalışanlarının görevini yapan bir gazeteciye saldırısı halk arasında;  “Gazetecinin acımasızca darp edileşinin sebebi neydi?  Yoksa Hasan Gündüz’ün deposunda gazetecinin görmesinden, görüntülemesinden korktuğu    bir şeyler mi vardı?” Sorusunu akıllara getirdi.
Siz kimsiniz? Hasan Gündüz beyefendi. Ali kıran baş kesenmisiniz?  Zengin olmak  size  insanlara saldırma, hakkı mı veriyor? Yoksa  memleketimizde   kanun olmadığını mı zannediyorsunuz?  
Biz gazeteci camiası olarak sizin nasıl bir ruh hali ile görevi başında ki gazeteciyi çalışanlarınızla birlikte dövdüğünüzü, darp edip üstünü başını parçaladığınızı  anlamadık ama sizin şunu anlamanızı istiyoruz;  Eli kalem tutan gazetecileri lütfen kalem efendisi zannetmeyiniz Hasan bey. Zira kalem tutan elimiz sopa tutmasını da bilir, sizin gibi yumruk ve tekme atmasını da... Ancak bizler; insan yaşamına başlangıcından itibaren saygı göstermeye, mesleğinin kutsiyeti gereği  hayatını kaybederek basın şehidi olan melektaşlarımız gibi  kendi yaşamımızı insanlığın hizmetine adayacağımıza, toplum menfaatlerini kişisel menfaatlerin daima önünde tutacağımıza söz vermiş bir camiayız.  Yasalara bağlı, Türk adaletine gönülden inanan, eğitimli ve kültürlü insanlarız. Bu yüzden meselelerimizi asla kanunsuzca çözmeyiz.
 Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün    “ Basın Millet’in müşterek sesisidir.”  İfadesi üzerine Millet’in müşterek sesiyiz. Her türlü baskı, zulüm ve saldırıya rağmen toplumun haber alma özgürlüğü için mücadelemizi sürdüreceğiz.
Evet siz ve sizler gibi  saldırarak, darp ederek  gazetecileri susturacağını zannedenler de dahil olmak üzere  yasal zeminde mücadelemizi  sürdüreceğiz.
Basın camiası eşya satıcısı Hasan bey ve ekibinin  saldırısına uğrayarak darp edilen Ufuk kardeşim için dün tek yumruk oldu. Kendisine yapılan insanlık dışı iğrenç saldırıyı yasalar çerçevesinde şiddet ve nefretle lanetledi. Ellerinde taşıdıkları döviz ve attıkları sloganlarla gerekenlere gerekli mesajları verdi.
Ufuk Ertop kardeşimin uğradığı menfur saldırıyı lanetlediğimiz günde,  Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İl Başkanı Kürşad Yamaner, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Merkez İlçe Başkanı Mesut Şalk, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kırklareli Milletvekili adayı Tuna Soykan ve Türkiye Sakatlar Derneği (TSD) Kırklareli Şube Başkanı Arif Uzunoğlu’da   yanımızda yer alarak Ufuk Ertop’a sahip çıktılar.
Şiddete maruz kalan meslektaşımız Ufuk Ertop’a  yapılan iğrenç  saldırıyı bir kez daha nefretle kınarken,  Basın çalışanlarının ve kamuoyunun vicdanının rahatlaması ve daha huzurlu bir ortamda görev yapabilmesi için Hasan Gündüz’ün adalet önünde cezalandırılmasını talep ediyoruz.





ADAM OLMAK BAŞKA İŞ ADAMI OLMAK BAŞKA



Serkan KOÇTÜRK
Gelelim kuru fasulyenin faydalarına.
Birçok yararı vardır ama gaz yapar değil mi?
Adam olmak ile İş Adamı olmak arasında da fark budur.
Kimileri hem İş adamıdır hem de adamdır.
Kimileri ise sadece iş adamıdır.
Bunu neden söylediğimi merak edenler olacaktır mutlaka.
Çarşamba günü iki meslektaşımız görevlerini icra ederken darp edildi.
Hem de darp edilmelerinin sebebi sadece görevlerini yapmak.
Yapan kişi ve kişiler ise Kırklareli’de iş adamı unvanı olan Hasan Gündüz.
Şimdi diyecekseniz neden ve ne için diye bu kadar yaygara.
Bir düşünün tezgâhın başında bir şey satıyorsunuz ve birisi gelip tezgâhınızı yıkıyor.
Hayır, kardeşim satamazsın diyor.
Ama sebep sorunca sebep yok.
Ben seni döverim tezgâhını da yıkarım diyor.
Anlaşılan şu ki ben seni istediğim gibi döverim nasıl olsa gücüm var.
Gücün bu tarihten sonra kimde olacağını herkes anlayacak ve anlamış olacak.
Aslında gücümüz ve kuvvetimiz yerinde ancak bizler sadece görevimizin ve ekmeğimizin peşindeyiz.
Eşkıyalık bir basın mensubuna zaten yakışmaz bunu da yapacak insan bizden olamaz.
Ancak kendini iş adamı olarak tanıtanların bir şeylerden nasibini almadığı açıkça ortada.
Bu şeyin ne olduğunu başını iki elinin arasına aldığında belki anlayabilir diye düşünüyorum.
Gerçi baş birçok canlı varlıkta var ancak Allah sevdiği kullarına beyinde nasip eylemiş.
Ama anlaşılan şu ki kimileri bundan yoksun.
Bizler basın mensubu olarak hiçbir partiye hiçbir kuruma ve kuruluşların yancısı destekçisi değiliz.
Bizim tek yaptığımız haberimizi yapmak ve halkımıza ve vatandaşlarımıza duyurmak.
Kısacası ekmeğimizin peşindeyiz.
Bu durum biz basın mensuplarını derinden etkilemiştir.
Ancak şunu da acı bir tecrübe ile öğrendik.
Birlik ve beraberlik için bunu da yaşamamız gerekiyormuş.
Bizler silah tutmasını askerde öğrendik.
Bunun haricinde silah tutanımız ve eşkıyalık yapanımız olmadı.
Bizim tek silahımız kalemimiz.
Bu kalem öyle bir silahtır ki öldürmez ama süründürür.
Doğru kalem tutmasını biliyoruz.
Bu kalemi de kişilerin değil toplumumuzun menfaati için kullanmaya özen gösteriyoruz.
Bizlerinde hepimizin bir ailesi var.
Ekmeğimiz kalemiz ve Fotoğraf makinelerimiz.
Buna da dokunmayın artık.
Bizler kimsenin tavuğuna kışt demedik.
Hiçbir kimseye karşı ön yargılı yaklaşmadık.
Toplumsal olayları birlikte değerlendirip masaya yatırdık.
Bizler 365 gün 24 saat esasına göre çalışanlarız.
Ancak unutmayınız ki bizlerde İNSANIZ.
Bizimde Annemiz, Babamız, Çocuğumuz, Eşimiz var.
Kısacası bizlerde normal birer insanız.
Ancak bunu anlamayan insanlara karşı bundan sonra kalem keskin olacak.
Hani bir Atasözü vardır ya “Oğlum ben sana o bu olamazsın demedin Adam olamazsın dedim” diye.
Artık bu kelamı kim üstüne alır bilemem ama İş Adamı olmakla ADAM olmak arasındaki ince bir çizgi vardır diye düşünüyorum.
ADAM OLAN HERKESE SELAM OLSUN   

 


 

  

20 Mayıs 2015 Çarşamba

Dr.Sinan Oğan Kırklareli Gazetemizi ziyaret etti.

*MHP Iğdır Milletvekili Dr.Sinan Oğan; “MHP Milletvekli adayı Derya Bulut’u seçilmiş Milletvekili olarak görüyorum.”

*Dr.Sinan Oğan Gazetemizi ziyaretinde;  “Kırklareli’de halk eğitimli ve aydın insanlardan oluşuyor.  Seçimde  yardım torbaları değil, fikir torbaları etkili olacak. Milliyetçi Hareket partisi Ülke çapında  önlenmesi güç bir yükselişe geçti. 7 Haziran’da yapılacak olan seçimlerde bu sıcağa kar dayanmayacak ve 8 Haziran’da Milliyetçi Hareket partsi oylarını katlayarak iktidar olacaktır. “ dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Iğdır Milletvekili, Türkiye Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Analizler Merkezinin  (TÜRKSAM) Kurucusu ve Başkanı Dr. Sinan Oğan, Kırklareli Üniversitesi Ötüken Fikir ve Sanat Kulübünün daveti üzerine Kırklareli’ne gelerek, Kırklareli Üniversitesi Rektörlük salonunda, “100.yılında Ermeni meselesi”  konulu bir konferans verdi.
Siyasi parti, Sivil Toplum Kuruluşları, Oda ve Dernek üyeleri ile vatandaşın büyük katılım sağladığı  konferans da  Dr. Sinan Oğan,  yüz yıllık sorun noktasında Türkiye’de yeni bir dönemin açıldığını ifade etti ve  Ermeni soy kırımı yalanı hakkında ki gerçekleri ortaya koydu.
Milliyetçi Hareket partisi (MHP) Iğdır Milletvekili Dr. Sinan Oğan Konferansın ardından Gazetemizi ziyaret etti. Dr. Sinan Oğan’ı Kırklareli Gazetesi Kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Şerafettin Ural ile  Yurt Haberler Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Şerafettin Ural’ın eşi Zöhre Ural  ve Gazetemiz yazarı Faruk Ceylan  karşıladı.
Dr.Sinan Oğan ziyareti sırasında gazetemizi dikkatle inceledi ve haber içeriğini çok beğendiğini söyleyerek, dikkatini çeken bazı haber ve yorumlarla ilgili Genel yayın Yönetmenimiz Şerafettin Ural ile Yazarımız Faruk Ceylan’dan  bilgiler aldı.
Dr. Sinan Oğan’la toplantı salonumuzda yaptığımız samimi sohbette Ermeni meselesinden, 7 Haziran’da yapılacak olan seçimlere, Kırklareli halkının yapısına kadar her şeyi konuştuk. 1.5 saat süren sohbetimiz sırasında Dr. Oğan’ın    öncelikli konusu Ermeni meselesi oldu.
Rektörlükte verdiği konferansda ayrıntılı olarak gündeme gelen konuların dışında yorumlara da yer veren konuğumuz Dr. Sinan Oğan Ermeni soy kırımını şu cümlelerle özetledi; “Maalesef ki, Türkiye sözde “Soykırım” iftiralarının 100. Yılına yeterli hazırlık yapmamıştır. Sadece şu sorunun sorulması bile Ermeni tezlerinin çürütülmesine yeterlidir. 1.5 milyon Ermeniyi katlettiğimiz ifade ediliyor. Peki, hiç hesaplama yapılmış mıdır?  1.5 milyon insan cesedini gömmeye kalksanız kaç şehri toplu mezar haline getirmeniz gerekir?  Iğdır’da, Kars’ta, Van’da, Erzurum’da onlarca Müslüman toplu mezarları varken Ermenilerin gömüldüğü iddia edilen bu mezarlar nerede? Ermenilerin şimdiye kadar sunduğu kemiklerin en erken yaşı milattan önceye dayanıyor ve tek bir toplu mezar gösterilebilmiş değiller.”
 Ermeni meselesi dinsel bir boyut da kazanmıştır.
Gazetemiz Yazarı Faruk Ceylan’ın,  Ermeni meselesine   dinsel boyut kazandırılmıştır.  Bu konu da sizin yorumunuz nedir? Şeklinde sorduğu soruyu  Dr. Sinan Oğan şöyle cevapladı;Vatikan Papası’nın “soykırım” topuna girmesiyle aslında hadise başka bir evreye geçmiştir. Belirttiğiniz üzre  konu dinsel bir boyut da kazanmıştır. Öte yandan Çanakkale Zafer’inin 100. Yıldönümü kutlamalarına ise hastalandığı ileri sürülen Kardinal yerine, sanki Vatikan’da Kardinal kıtlığı varmış gibi yenisinin de gönderilmesine ihtiyaç duyulmamıştır. 
Dikkat edilirse ne Vatikan Papa’sı, ne Putin, ne Alman Meclisi, ne Avusturya Meclisi ne de diğerleri, hiç birisi ASALA Terör Örgütü tarafından katledilen diplomatlarımızdan tek kelime bile etmeyerek adeta bu terörü haklı bulmuş ve terörü desteklemişlerdir. Hiç birisi Anadolu’da, Ermenistan’da, Azerbaycan’da ve en son da Hocalı’da Müslüman Türklere karşı yapılan soykırımları  akıllarına bile getirmemişlerdir.
100 yıl önce değil daha yetmişli yılların başından itibaren 42 diplomatımızı şehit eden ASALA Terör Örgütü katilleri bugün Ermenistan’da “Kahraman” olarak kabul edilmekte ve ayrıcalıklı bir konumda bulunmaktadırlar.” dedi.
Ermeni Diasporasına fırsatı Erdoğan ve Davutoğlu verdi.
MHP Iğdır milletvekili Sinan Oğan, kullanılan "soykırım" kelimesine Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nun yaptıkları açıklamalarla kapı araladığını söyledi. Fırsatı Erdoğan ve Davutoğlu’nun verdiğini iddia eden Dr.Sinan Oğan;
“ Geçtiğimiz 23 Nisan’da dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Taziye” mesajı ve bu yıl da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun geçtiğimiz yılki mesaja da atıfta bulunarak yayınladığı mesaj Ermeni Diasporası ve Ermeni Dostları için beklenen fırsatı vermiştir. Zira bir “fare deliği” kadar da olsa bu çevreler için kapının aralanması beklenen fırsatı vermiştir. Türkiye’nin 98 yıldır sergilediği dik duruşun son iki yılda kırılması ve bir kapı aralanmasıyla beraber bu tarihi fırsatı bekleyen ülkeler birer birer bu kapıdan geçmeye başlamışlardır. Önce Vatikan, Ardından Avusturya ve şimdi de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, sonrasında Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck…
Siz dik durmaz,  duruşunuzu  esnetirseniz sizi silkelerler. Dış politika deneme yanılma yöntemi ile sonuç alınacak, element uydurularak mesafe katedilecek bir alan değil. En ufak bir açığınızın bile anında karşı tarafça fırsata çevrileceği bir alandır. Maalesef ki, Türkiye son 12 yıldır her alanda olduğu gibi Ermeni sorunu konusunda da duvara toslamıştır…”
Türkiye’de yüz yıllık sorun noktasında yeni bir dönemin açıldığını da  ifade eden Dr.Sinan Oğan  konuşmasına şöyle devam etti; “ Bu yeni dönemde anlaşılan o ki, bir “Üst Akıl” “eli devrededir. 3 siyasi parti “Soykırım” vardır demekten çekinmeyen 3 Ermeni kökenli vatandaşımızı seçilebilecek yerlerden aday gösterip meclise taşırken Hocalı, Karabağ ve Ermeni Sorunu konusunda hassasiyet gösteren mevcut milletvekillerini liste dışı bırakmışlardır. Düşünün Avrupa Parlamentolarında
Türk adaylar “Soykırım” yoktur dedikleri için adaylıkları iptal edilip listeden atılırken Türkiye’de “Soykırım” vardır diyenler elini kolunu sallaya sallaya Gazi Meclisimize gireceklerdir. Buna rağmen bu konudaki hassasiyet gösterenler ise liste dışı kalacaktır. Korkarım ki, Avrupa Ülkeleri Parlamentolarında yaşananlar yakında Gazi meclisimizde de tekrarlanacaktır.” dedi.
Almanya’da Türk’lere oy kullandırıyoruz.
Kırklareli Üniversitesindeki konferansa Almanya’dan geldiğini belirten Oğan, Almanya’da Türk vatandaşlarına oy kullandırmak için esnaf ziyaretlerinde bulunduklarını, konferans ve  konvoylar düzenlediklerini, Türk seçmenini sandığa götürmeye teşvik etmeye çalıştıklarını söyleyerek; ” Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Almanya’da ki 5 milyon Türk seçmenden sadece 60 bini oy kullanmış. Almanya’da bir çok yerde konferanslar düzenledim. Ülkü Ocaklarının destekleri ile esnaf ziyareti yaptım, konvoylar düzenledik. Çok sayıda Türk seçmene ulaşarak kendilerine oy kullandırdık. Şimdi yeniden Almanya’ya dönecek, Türk seçmeninin sandık başına giderek yüksek katılım sağlamsı için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. “ dedi.
Genel Yayın Yönetmenimiz Şerafettin Ural’ın, ülkede tarımın bitme noktasına geldiğini, köylünün tarlasını ekmediğini ve  ülkenin saman ithal eder duruma düştüğünü hatırlatması üzerine,  Sinan Oğan,  Ural’ın  yorumuna katılarak şunları söyledi; “Ülkemiz bu iktidar sayesinde saman ve patates ithal eder hale  geldi. Üretim fazlalığı olmasına rağmen hükümet patates ithal ediyor.  Dünyanın en pahalı mazotunu Türk çiftçisi kullanıyor, Ülkede mazotun fiyatının yüzde 67'si vergiye gidiyor. Türkiye;  soya, mısır, pamuk, ayçiçeği ve susamda dışa bağımlı hale geldi. Tarım girdi maliyetlerinin Avrupa Birliği ülkelerine göre yüzde 90 oranında pahalı olması sebebiyle verimli tarım arazileri ekilemiyor. Hollanda, Almanya, Avusturya ve Macaristan'da süt üreticisi bir litre süt satınca  2 kilogram yem alıyor. Türkiye'de ise bir litre süt bir kilogram yem alabiliyor.
Bazıları Gezi lobisi ile mücadele başlattı. Bizde saman lobisi ile mücadele edeceğiz
Ülkemiz bundan 20 yıl öncesine kadar tarımda kendi kendine yeten bir ülke iken bugün Bulgaristan'dan saman ithal ediyoruz. Tarım girdilerinin çok yüksek olması, verimli ve bereketli ovalarımızı ekilemez hale getirdi. Tarım ve hayvancılıkta geldiğimiz nokta üzüntü verici. Kaşıkla verip kepçe ile alınarak ülkede tarım ve hayvancılık bitirildi.” Dedi.
Dr.Sinan Oğan, gülerek; “ Bazıları Gezi lobisi ile mücadele başlattı ya, bizde Patates ve Dolar lobisi ile mücadele edeceğiz. En çok da saman lobisi ile” dedi.
Milliyetçi Hareket partisi 8 Haziran’da iktidar olacak
MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan sözlerine şöyle devam etti; “ Halk iktidarın adaletsiz gelir dağılımı ile açlık ve sefalet noktasına getirildi. Ülkenin büyük bölümü karnını doyurmaktan aciz duruma düştü. İktidar kendi mutlu azınlıklarının  dışında ki insanımızı aşsız ve işsiz bırakmıştır. İnsanlar yarın ne yiyeceğim? Çocuklarımın karnını nasıl doyuracağım? Derdine düşürüldü. Halka ölümü gösterip felce razı eder duruma getirdiler. Halk bu iktidardan kurtuluşun adresinin MHP olduğuna inanıyor. MHP’ye  oy veren,  vermeyen her kes MHP saflarında toplanıyor.
 Milliyetçi Hareket partisi Ülke çapında  önlenmesi güç bir yükselişe geçti. 7 Haziran’da yapılacak olan seçimlerde bu sıcağa kar dayanmayacak ve büyük  bir patlama yaşanacak . 8 Haziran’da Milliyetçi Hareket partisi oylarını katlayarak iktidar olacaktır. “
Derya Bulut’u seçilmiş Milletvekili olarak görüyorum.
Kırklareli’ne baktığımızda  halk eğitimli ve aydın insanlardan oluşuyor.   Konferans yapılıyor, salon doluyor, herkes dikkatle konferansı dinliyor, hatta notlar alınıyor.  Öyle yerler var ki, konferans değil, yardım torbaları etkili oluyor.  Ancak Kırklareli’de yardım torbaları değil, fikir torbaları etkili olacak.
Ben Kırklareli’den çok umutluyum.  MHP Milletvekli adayı Derya Bulut’u seçilmiş Milletvekili olarak görüyorum. İnşaallah 2. Sırada ki vekil adayı  Aydın Çetiner’le birlikte meclise giderler.”dedi.




Dr.Sinan Oğan Gazetemizi ziyaret etti.