31 Aralık 2015 Perşembe

Spor İl Müdürlüğünden Sporcuya Tam Destek


Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Muammer Aydın; “Bakanlığımızın gençlere sunduğu imkanlardan Kırklareli’ni de faydalandıracağız.”
Tha-Kısa bir süre önce göreve başlayan Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Muammer Aydın, eski bir profesyonel futbolcu. Sporun içinden gelmiş olmanın avantajı ile sporcu yapısını  iyi bilen  İl Müdürü Aydın, Kırklareli için hedeflerinin olduğunu, sporun tüm dallarında Milli sporcular yetişmesi için genç sporculara her türlü imkanı sağlayacaklarını söyledi. Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Muammer Aydın, Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Faruk Ceylan’a, maddi kaynak olmadığı için Amatör sporcuların başarı elde etmesinin çok  zor olduğunu, mali kaynağın  Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüklerince sağlanarak Amatör sporcuların başarı elde etmesinin sağlandığını anlattı. Aydın, Bakanlığın sporcu yetişmesi için ciddi yatırımlar yaptığını da söyledi.
İl Müdürü Muammer Aydın, Kırklareli’de sporun her dalında   büyük bir potansiyel olduğunu belirterek;  “Geçmişte Kırklareli’den ferdi spor dallarında çok sayıda milli sporcu yetiştiğini öğrendim. Ferdi sporlarda hala büyük  potansiyel var, bu potansiyeli değerlendirip, gençlere imkan verildiğinde Türk sporuna katkı sağlayabilecek sporcuların yetişmesi mümkün. Yeteneklerin imkansızlıktan yok olup gitmesine izin vermeyeceğiz . Bakanlığımızın gençlere sunduğu imkanlardan Kırklareli’ni de faydalandıracağız.” dedi.
Muammer Aydın Kimdir:
1973 yılında Erzurum´da doğdu. İlk, orta ve liseyi Hınıs´ta okudu. Lise´den 1990 yılında mezun oldu. 1992 yılında da Erzurum Sağlık Meslek Lisesi Tamamlama Programı Sağlık Memurluğu bölümünden mezun oldu. 1993 yılında Van Devlet Hastanesine Sağlık Memuru olarak atandı. Aynı yıl Van 100. Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi Ve Spor Bölümünü kazandı. 1996 yılında Atatürk Üniversitesi K.K Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi Ve Spor Bölümüne yatay geçiş yaptı. Aynı zamanda kamudaki görevinde de tayin olarak Erzurum Numune Hastanesinde görev yaptı. 1997 yılında üniversiteden mezun oldu. 2001 yılında Bakırköy 70. Yıl Sağlık Meslek Lisesi´ne Beden Eğitimi Öğretmeni olarak atandı. Bir dönem Okul Müdür Yardımcılığı görevini yaptı. Aynı zamanda 2004-2008 yılları arasında Bakırköy Halk Eğitimi Merkezinde ´Masör Yatiştirme Kursu´ Eğiticiliği yaptı. 2008-2009 yıllarında Beylikdüzü Gençlik Ve Spor İlçe Müdürü olarak görev yaptı. 2009 yılı Eylül ayında Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitü Sekreterliği görevine atandı. Aralık ayında tekrar Bakırköy 70. Yıl Sağlık Meslek Lisesine Beden Eğitimi Öğretmeni olarak atandı. Şubat 2010´da Bayrampaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü´nde Şube Müdürü olarak göreve başladı. 

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesinde Eğitim Yönetimi alanında Yüksek Lisans yaptı. Nationel Sport Academia(NSA)´da Spor Yönetimi alanında doktorası devam etmektedir. Profesyonel Futbol geçmişi olan, Masaj Uzmanlığı da yapan Muammer AYDIN çeşitli kurum ve kuruluşlarda Spor, Sağlık, Alternatif ve Tamamlayıcı Tıp alanlarında seminerler verdi. Evli, Dilruba adında kızı, Yusuf Efruz ve Ali Yağız  adında da iki oğlu vardır

YENİ YIL YENİ UMUT!

Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com

Kırklareli Günlüğü

Bir yıl daha hızla geçti ve yeni yıl  geldi. Sanki dün 2015 yılına girmiştik. Sizce de öyle değil mi?  Şimdi herkes  yeni yılın bir önceki yıldan daha iyi olacağı umutları ile yeni yıla yeni umutlarla  balıklama girme hazırlıkları yapıyor. Yeni yıla giriş  Türk halkında gelenek haline gelmiş  bir olgu. Müslümanlıkla Hıristiyanlıkla  alakalandırılacak bir durumda değil. Ameller niyete göredir. Asıl olan niyettir. Bu yüzden olayı sulandırmamak lazım.
Yeni yılda yeni umutlar beklemenin  yanlış bir tarafı olabilir mi?   Müslüman  olarak gelecekten beklentilerimizin olması dinen de caiz değil mi?  Çünkü Müslüman umut var olur. olmalıdır da.
Yeni yılı Hıristiyanlarla birlikte kutlamak, onların adetlerini yerine getirmek tabiî ki de doğru değil ama yeni yıla umutla   girmek, mutlu  olmak  hırıstiyan adeti olarak kabul edilmemelidir.  Neden? Çünkü HıristiyanlarNoel’i, her yıl 25 Aralık tarihinde kutlarlar.  İsa'nın doğumunun kutlandığı Hıristiyan bayramı, ayrıca Doğuş Bayramı, Kutsal Doğuş veya Milât Yortusu olarak da bilinir ve Müslüman Türk’ün yeni bir yıla girme sevinciyle  alakalandırılmamalıdır.
Şahsım adına yeni yılın benim için daha güzel, daha sağlıklı, daha kazançlı bir yıl olması için bu günde ibadetimi yaparak Cenab-ı Allah’a dua edecek, eski yıldan yeni yıla girmenin mutluluğunu sevdiklerimle birlikte paylaşacağım. Şimdi soruyorum, bunun hırıstiyan adeti ile bir ilgisi varmı?
Ben yeni yıllarda  şu noel babaya takılıyorum sadece. Biz Millet olarak  Cihan hakimiyeti kuran bir ecdadın torunlarıyız. İslamiyeti üç kıtaya hakim kılan bir Millet’in torunlarıyız, Noel babanın değil… 
 Değerli okurlarım Bosna’da, Azerbaycan’da ve Filistin’deki vahşetleri; genç, yaşlı, çocuk ve bebek demeden yapılan katliamları,  hatırlayalım. Noel babanın o çocuklara nasıl fosforlu bombalar  hediye ettiğini de unutmayalım… 
Emperyalizmin iliklerimize kadar uygulandığının bilinci ile çocuklarımızı Noel baba kültürü ve sevgisi ile büyütmeyelim…
Takvim olarak eski bir yılın sona erdiği, yeni bir yılın başladığı  günde siz değerli okuyucularımın, Kırklareli’li  hemşehrilerimizin,Türk-İslam aleminin bu yılı;  mutlu,umutlu, sıhatli, barış ve kardeşlik içinde geçirmesini diliyor, Yeni yılın Müslümana birlik, Türk’e önderlik getirmesini  Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.


ÜNAL BAŞKUR ZORA TALİP OLDU, ZOR KAZANDI!

Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com

Mahalle delegeleri ile başlayan CHP seçim süreci, İlçe Başkanları seçimi ile devam etti ve sıra İl Başkanını seçmeye geldi.  Geçtiğimiz hafta  Kırklareli’de yapılan Genel Kurulda sandıktan 5 oy farkla Ünal Başkur çıktı. Bir gün sonra seçime itiraz edildi. İtiraz üzerine oylar yeniden sayıldı, fark 1’e düştü ama netice değişmedi ve Ünal Başkur bu defa 1 oy farkla da olsa  CHP’nin yeni İl Başkanı oldu. Ünal Başkur  yeni yıla girmeden bir gün önce mazbatasını alarak kendisine tevci edilen görevi resmen üstlendi.
Ünal kardeşim İl Başkanı oldu olmasına ama bu Başkanlıkta işi çok kolay olmayacak. Neden? Çünkü delegelerin yarısı muhalefet de ondan.  Bu muhalefeti nasıl aşar bilemiyorum ama tanıdığım kadarı ile Ünal Başkur mücadeleyi sever. Çabuk pes etmez ve azimle yoluna devam eder.
Kendisini gencilik yıllarından beri tanırım.  Mekanı cennet olsun, dünya iyisi  mükemmel insan annesini, kardeşlerini de çok iyi tanırım.  Ünal Başkur Belediye Başkan Yardımcılığı makamına da, İl Başkanlığına da deyim yerinde ise tırnakları ile geldi. Çok mücadele etti. Yılmadı ve  hedefine ulaştı.
Oysa aynı mücadele ruhu Tuna Soykan’da da var. O da öğrencilik yıllarından bu güne CHP ile yattı, CHP ile kalktı. Bir çok haksızlıklara uğradı, aday oldu seçilemedi, aday olmak istedi tercih edilmedi ama hiç küsmedi. Küsmedi ama hedefe yürürken hep önüne engeller çıktı. Aslında CHP’de bir şeyleri fazlası ile hak etti ama  şans faktörü hiç Tuna Soykan’dan yana olmadı. Son İl Başkanlığı seçimini de sadece 1 oyla kaybederek, deyim yerinde ise yine direkten döndü.  İl Başkanlığı seçimi öncesi bir çok dostum; “Herhalde bu seçimi kazanır. Bunu da  kaybedeceğine inanmıyoruz. Çünkü insan bu kadar da şanssız olmaz” dediler. Ancak yanıldılar ve Tuna Soykan yine kaybetti. Olmadı mı olmuyor işte Tuna abi. Siyasette de, futbolda da şansın  biraz insanın yanında olması gerekiyor.
Ben zor yarıştan önde çıkan Ünal Başkur’u kutluyor, teslim aldığı zor görevinde  üstesinden gelerek başarılı olmasını diliyorum.
Şimdi 16 Ocak’ta büyük kurultay toplanacak. Bakalım ne olacak? 93 yaşına girmiş, neredeyse 50 yıldır sosyal demokratlaşma çabası içinde  gel gitler yaşayan CHP’den ne  çıkacak?
Yüzde 25’lik  seçmen kitlesinin üzerine çıkamayan  CHP’de ki sorunu kişiler mi, ilkeler mi? Çözecek. Yoksa sosyal politikalar ve ideolojik çizginin netleşmesi mi? 
CHP hangi sosyal demokrasiye dönüşmek istiyor? Sosyal demokrasinin köklerine, kuruluş yıllarındaki ilke ve hedeflerine mi?  Öyleyse kuruluş yıllarında ki ilkel ve hedeflerine ise bu hedef  CHP’nin 6 oku ile örtüşür ve şu yüzde 25’lik  seçmen kitlesinin mutlaka üzerine çıkar diye düşünüyorum.
CHP’de iktidar seçeneği oluşturabilecek bir muhalefet mümkün olmayacak”. Söylemi  son dönemde herkesin dilinde. Yüzde 25’lik  seçmen kitlesinin yönelebileceği güçlü bir seçenek ortada yokken ve ülke kan göllüne dönerken çözümü siyaset sahnesinden eksilmiş bir CHP’de, hatta MHP’de  aramak yanlış olduğu kadar  haksızlık da…
CHP Kurultayının ortaya çıkaracağı tablo ne olur bunu  kestirmek çok zor ama inşallah Milletin hayrına olur…





SEYİT UÇAN ÖRNEK OLMUŞTU

Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com
Kırklareli Günlüğü

Pınarhisar’a bağlı şirin Kaynarca Beldesinin  3 dönem Belediye Başkanlığı’nı yapan Sayit Uçan’la  3 Nisan 2013 tarihinde Pınarhisar Belediye Başkanı Mustafa Cingöz’ün makamında karşılaşmıştım. Kendisine 4. dönemde de Aday olup olmayacağını sorduğumda. Başkan Uçan kesinlikle aday olmayacağını söylemişti o gün.  Gerekçesini sorduğumda ise bunu birçok politikacının örnek alması gereken cümlelerle açıklamıştı;
“3 dönemdir Kaynarca Belediye Başkanlığı görevini yapıyorum. Yeni dönemde Aday olmayacağım. Arkadan gelecek olan  gençlerin yolunun açılmasını istiyorum. Şimdi politika yapan birçok gencin hedefi Beldemize Belediye Başkanı olmak, bunun aksini iddia edemeyiz. Bizde gençken önümüzdeki Başkanların görevi bırakmasını ve sıranın bize gelmesini arzulardık. Gençlere fırsat verilmesinin gerekliliğini bilmek lazım diye düşünüyorum” demişti Uçan Başkan.
Bende bu erdemli davranışını köşeme taşımıştım. Seyit Uçan’ın o gün Başkanlığa 4. Defa aday olamayarak ne kadar isabetli bir iş yaptığını  bu gün  anlıyoruz. Evet Uçan o gün aday olmayarak  Serdar Türker’in yolunu açtı. İyi ki de açtı.
Geçmişte Belediye Başkanlık Makamında kurulu bulunan sobadan tüten dumanın duvarlarını simsiyah ettiği, kapısının bacasının döküldüğü o bina pırıl, pırıl modern bir bina haline geldi. Soba kaldırılıp atıldı, kalorifer tesisatı döşendi.  Başkanlık binasının hemen yanı başında çöplük haline gelen alandan eser kalmadı.
Fırına ait odunların altında kalmış olan tarihi kilise odunlardan kurtarıldı, temizlendi ve gün yüzüne çıkarıldı. Belediye fırını tüm malzemeleri modern malzemeler ile değiştirildi. Bina bakım onarım sonrası modern   hale geldi. Çocuklara kauçuk zeminli modern oyun parkları yapıldı.
Kaynarca su festivali düzenlenerek Kaynarca adı Kaynarca’nın adını bile duymayanlara duyuruldu.
Yolları yapıldı, temizlik için çöp kamyonu alındı, hizmetin artmasını sağlamak için kazıcı kepçe alındı. Hizmet araçları kazanımı sağlandı. 
Kaynarca’nın milattan önceye  dayanan tarihi, yapılan çalışmalarla gözler önüne serildi. Uluslar arası temaslarla Kaynarca adının sadece Ülke çapına değil, dünya’ya duyurulmasının adımları atıldı.
Son olarak Koç Holdingle yapılan ön anlaşma ile Koç Holdingin Kaynarca’ya yatırım yapması için çalışıyor Serdar Başkan.

Demek ki  halkın kazanımını arttırmak için hizmet aşkı ile dolu gençlerin önünün açılması gerekiyormuş…

26 Aralık 2015 Cumartesi

CHP’DE NEFESLER TUTULDU!

Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com

 Kırklareli Günlüğü
 CHP İl Başkanlığı seçimi  yarın yapılıyor. İl Başkanlığı için Kırklareli’nin iki kıymetli ismi yarışacak. Tuna Soykan ve Ünal Başkur. İki adayında Kırklareli’ni  ve insanını siyasi görüşüne bakmaksızın sevdiğine inanıyorum. Çünkü ikisini de yakından  tanıyorum.
Bu yarışta kim önde çıkarsa çıksın, kazanacak olanın sadece partisine değil Kırklareli’ne faydalı olacağını umuyorum.
Seçimin galibi kim olacak?  Kırklareli’de CHP’nin yeni  İl Başkanı kim olacak? Tabiî ki bunu delege söyleyecek ama adaylar arasında büyük oy farkı olacağını sanmıyorum.
Tuna Soykan CHP Lüleburgaz örgütünün desteğini almış görünüyor. İlçe Başkanı Özgür Kaya, eski CHP Milletvekili Tansel Barış  ve  CHP örgütünün desteği Tuna Soykan’dan yana.
Babaeski, Vize, Pınarhisar İlçe örgütleri  ve Belediye Başkanı Abdullah Hacı Ünal Başkur’un yanında. 
Bu tip seçimlerde ciddi anlamda belirleyici olan Belediye Başkanı Hacı’nın gayreti yetecek mi? Sandıklar açıldığında göreceğiz.  Ancak Lüleburgaz İlçe örgütünün delege sayısının Kırklareli Merkezi de çok geride bırakması Tuna Soykan’a ciddi avantaj sağlıyor. Hal böyle olunca Kırklareli Merkez oyları önem kazanıyor. 
Tuna Soykan'a verilen desteğe rağmen Ünal Başkur'da boş durmuyor ve Lüleburgaz'da delege bazında çalışmalarını sürdürüyor. 
Bu bağlamda Merkez delege oyları da önem kazanıyor. Merkezde kim önde çıkar o çok net değil.
İlçe seçimleri ve Merkez İlçe seçiminde fikrini aldığım eski Belediye Başkanı, İl Genel Meclis Başkanı  Cavit Çağlayan, İlçe ve Merkez İlçe seçim sonuçlarının tamamını isabetli olarak bilmişti  Yazımı yazmadan kendisi ile İl Başkanlığı seçim sonucu hakkında da görüştüm. Başkan Çağlayan, delegelerin çok dengeli olduğunu, bir tarafa üstünlük sağlayacak bir kayma göremediğini belirterek, oyların neredeyse iki aday arasında eşit dağılacak gibi gözüktüğünü söyledi.
Başkan Cavit Çağlayan, “Çok fark olacağını sanmıyorum ama yarıştan Ünal Başkur galip çıkacak.” dedi.  İlginçtir ki,  Başkan Merkez İlçe seçiminde de aynı şeyi söylemiş, Turhan Derici’yi favori göstermişti ve Turhan Derici seçimi 4 oy farkla kazanmıştı.
İsminin açıklanmasını istemeyen bazı tecrübeli siyasetçiler ise, Tuna Soykan’ın Lüleburgaz’ı firesiz alacağını, Merkez’de Ünal Başkur’a göre çok önde olduğunu söyleyerek seçimi Tuna Soykan’ın  rahat kazanacağını iddia ettiler.
Yarın yapılacak İl Başkanlığı seçiminde adaylara başarılar diliyor, sonucun ikisi içinde hayırlı olmasını temenni ediyorum.




Ağaç kesildi haberin yok mu? Nüfer bey!

Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com
Kırklareli Günlüğü 

Kırklareli Orman İşletme Müdürü Nüfer Yavuz, yıl başında  süsleme amacıyla  kaçak ağaç kesenlere, Orman Kanunu uyarınca ağır hapis cezaları verileceğini, bu cezaların 6 yıldan az olmayıp  10 yıla kadar ceza uygulanacağını Basınla paylaştı.
Müdür Nüfer bey, Vatandaşları ağaç kesmeye değil, ağaç dikmeye davet etti.
Nüfer bey basına çok güzel açıklamalar yapmış. Kendisini alkışlıyorum.
Sevgili Nüfer bey, Orman İşletme Müdürü olarak yapmanız gerekeni yapıyorsunuz ama Orman İşletme İl Müdürlüğü bahçesinde çam ağacı kesildikten sonra halka; “Aman ha, sakın ağaç kesmeyin, ağaç dikin”  demek sadece talkım vermek oluyor.
Talkım nereden mi çıktı,  bir halk deyişi var ya, “Hoca verir talkımı kendi yutar salkımı” işte oradan çıktı. Şimdi sizinle ne alakası olduğunu sorduğunuzu duyar gibiyim. Alakası, Orman İşletme Müdürlüğü duvarları yapılırken kesilen, kesildikten sonra haftalarca duvar boyunda vatandaşın gözüne sokarcasına bulunduğu yerde bırakılan ve halkın tepkilerimne neden olan  o çam ağacından bahsediyorum. Yoksa sizin bundan haberiniz yok mu? 
Haberiniz varsa bu bir felaket, eğer haberiniz yoksa daha büyük felaket. İnsan başında  bulunduğu kurumun bahçesinde neler olduğunu nasıl bilmez?  İnanılacak gibi değil. Bilerek  kesilen ağacın haftalarca otobüs durağında bırakılması ise hiç   inanılacak gibi değil…
Sevgili Müdür Nüfer bey, Atatürk’ün yürüyen köşkünü belki bilirsiniz ama ben size  izninizle bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Buyurun, Atatürk tarafından dalı kesilmeyen yürüyen köşkün hikayesi; “Atatürk’ün Türk milletine hibe ettiği Yalova’daki çiftlik arazisinde bulunan köşk kendi emriyle 1929 yılında yapılmıştır. Köşk’ün yapılışı sırasında 2. kata sıra geldiğinde öndeki asırlık çınar ağacının dalları inşaata girdiğinden Yetkililer; "bu dalları kesmemiz gerek paşam" derler. Atatürk’ün kesin cevabı "hayır"dır, kendisini dinleyenlerin şaşkın bakışları arasında, "ağacı kesemezsiniz, köşkü kaydırın" der.Derler ki "bu gün Mustafa Kemal bir hoş. Ne demek köşkü tutup ta ağaçtan uzaklaştırmak?"Mühendis, mimar, ziraatçı değil ama ne yapar biliyormusunuz? Atatürk asırlık ağacın birkaç dalını kestirmemek için İstanbul köprü altındaki tramvay raylarını Yalova'ya taşıtır. Temellerin altına zor ve çok yavaş ta olsa raylar döşenir. Bina rayların üzerinde doğuya doğru 4 metre kaydırılır.
Diğer tüm köşkler gibi ‘Yürüyen Köşk’de halen müze olarak korunmakta, Atatürk’ün bir dalının bile kesilmesini istemediği Ulu Çınar da halen cumhuriyetimiz gibi dimdik ayakta durmaktadır. “


15 Yaşında ki Çocuktan, ÇYDD “ Okutan anneler” Projesine Destek


 
ÇYDD.  Kırklarli Şube Başkanı Birsen Meriç
THA-Maddi imkansızlıklar nedeniyle okuyamayan çocuklara okuma imkanı sağlamak için  Cağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kırklareli Şube Başkanlığı  tarafından başlatılan, “ Okutan anneler” projesi Kırklareli’de hızla yayılıyor.
  Kırklareli  Şube Başkanı Birsen Meriç,  proje kapsamında 15 yaşında ki bir  kız çocuğunun babası ile birlikte   ÇYDD’ne gelerek, biriktirdiği harçlıkları bağış olarak kendilerine  teslim edip, bundan sonra da biriktireceği harçlıkları  her ay derneğe teslim edeceğini, harçlıklarının okuyamayan çocukların eğitimine katkı sağlamasını istediğini söyledi.
 15 yaşında ki çocuğun gösterdiği duyarlılığı bir çok erişkinin göstermediğini belirten ÇYDD Kırklareli Şube Başkanı Birsen Meriç, küçük bir kız çocuğunun gösterdiği duyarlığı şöyle dile getirdi; “Sınır Kent Gazetesinin   bizlere  verdiği destekle ve gönüllülerimizle duyurmaya çalıştığımız “Okutan Anneler” projemiz,  15 yaşında bir kız öğrencimizin yüreğini coşturmuş. Geçen hafta derneğimizi arayarak velisiyle birlikte bizi dernek binamızda  ziyaret eden, Anadolu Lisesi 9. sınıf öğrencisi genç kızımız harçlıklarını biriktirerek maddi sıkıntı çeken kendi gibi genç arkadaşlarına, ablalarına destek vermek  istediğini söyledi ve derneğimize ilk bağışını yaptı.
 Kendi küçük, yüreği büyük bu kızımız yaptığı yardımın  rutin şekilde devam edeceğini de belirtti ve bana da, o anda dernek ofisimizde  bulunan  arkadaşlarımıza da duygu dolu anlar yaşattı.
Derneğimize  yardımda bulunan 15 yaşındaki kızımıza, kendisinin çok güzel bir şey yaptığını, duyarlılık yaratması açısından yaşının üzerinde ki erdemli davranışını Basınla paylaşmak   istediğimizi söyledim. Öğrenci kızımız; “ Basınla paylaşabilirsiniz ama  asla adımın ve fotoğrafımın kullanılmasını istemiyorum. Bu reklama girer. Yardım konusunda reklama karşıyım. Çünkü yardımın  gizli yapıldığında önem kazanacağına inanıyorum. Bağışladığım harçlıklarımın, sizlerin aracılığı ile  ihtiyaçlı bir arkadaşımıza gideceğini biliyorum.” dedi. Bize düşende kızımızın erdemli davranışını saygıyla karşılamak.
Yarınlar adına, çağdaş bir ülke adına,umutlanmamız için sebeplerimiz çoğaldıkça, yolumuzda daha dik ve yüreklilikle yürüyeceğiz. Teşekkürler güzel kızımız. Eminiz senin yolun hep aydınlık,hep güzel olacak, bizde senin gibi duyarlı insanlarla başaracağız. “ dedi.

Başkan Birsen Meriç bu gün Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği kurucularından ve yıllarca başkanlığını yapan Türkan Şaylan’ın doğum günü olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti; “ Bu gün Türkan Şaylan Hocamızın 80. doğum günü.. Cumhuriyete borcunu fazlasıyla ödemiş olan  bu güzel insan; bütün insanların yüreklerinde akıllarında yaşamaya devam ediyor olması bizi son derece mutlu ediyor. İyi ki doğmuşsun Türkan Hocam.  Seni hiç unutmayacağız,yaptıkların yolumuza ışık olacak.” dedi.

ÜOD BAŞKANI ÖZFIRAT; “TAHRİK EDİYORLAR”

ÜOD Başkanı Hakan Özfırat 
ÜOD İl Başkanı Hakan Özfırat PKK sempatizanlarının Kırklareli’de huzur ortamını bozmak istediğini söyledi. Başkan Özfırat; “ PKK sempatizanları tahrik ediyor. Kimse  bizim vatan bayrak ve millet odaklı kırmızı çizgilerimize dokunamaz. Dokunulduğu vakit  gerekeni yaparız. “
THA-2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce Kırklareli Üniversitesi Öğrencileri Kültür Derneğinin  (KÖK-DER) kapatılmasını protesto etmek isteyen bir grup PKK sempatizanı  Kayalı Kampüs’ünde  eylem yapmak istedi.
Ülkücü  öğrencilerin   tepkisi üzerine eylemden  vazgeçen PKK sempatizanları, halk otobüsleri ile Kültür Anıt Parkı'na geldi. Burada Ülkücü öğrencilere  saldıran PKK sempatizanları ile Ülkücüler arasında arbede yaşandı. Polis olayları büyümeden bastırdı. Olayda 2 kişi yaralandı.
Meydana gelen olayın hemen ardından sıcağı sıcağına  Ülkü Ocakları İl Başkanı Hakan Bozfırat, ÜOD. İl binasında, olaylarla ilgili bir Basın  açıklaması yaptı.
Ülkücülerin hiç bir sokak hareketi  ve olaylarla alakasının bulunmadığını ifade eden Bozfırat, çıkan olaylarda  ülkü ocakları üyesi bir kişinin de yaralandığını kaydetti.
Cumhuriyet şehri Kırklareli'nin ihanet odaklı bu tür olayları kaldıramayacağını dile getiren Bozfırat açıklamalarına şöyle devam etti;  "Bazı gruplar tarafından Kırklareli'ndeki huzur ortamı bozulmak istenmektedir.
 Ülkü Ocakları üyelerimizde  PKK sempatizanı  bir gruba yasal tepki gösterdiği için , saldırıya uğramıştır. Biz yasalara her zaman saygılıyız. Bunların tahriklerine kapılmayacağız.  Hukuksal çerçevede hakkımızı arayacağız. Ülkücü hareket olarak  Terör örgütü PKK’ya destek veren provokotörlerin  oyununa gelmeyecek, asla tahriklere kapılmayacağız.
Ülkücüler  ekmeğini yediği vatanına ihanet etmez ve ettirmez. Kimse  bizim vatan bayrak ve millet odaklı kırmızı çizgilerimize dokunamaz. Dokunulduğu vakit  gerekeni yaparız.

Buradan Üniversite yetkililerine ve güvenlik güçlerine sesleniyorum; Aydınlık geleceğimizin teminatı gençlerimizin yetiştiği üniversitelerde ihanet odaklı hadiseler çıkaran, gençlerimizi tahrik eden PKK sempatizanlarının belirlenerek haklarında soruşturma açılmasını, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için gerekirse üniversitemizden uzaklaştırılmalarını tüm öğrenci arkadaşlarım adına talep ediyorum.” dedi.    


14 Aralık 2015 Pazartesi

"Who are you? What is happening here? "

 Kırklareli Günlüğü 

Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com
Bir haftalık dergi, İstanbul'da ilginç bir deney yapmış. Bir tiyatro sanatçısı  eline megafon alarak nazi elbiseleri   giyen ekibiyle birlikte önce Yeni cami'nin arkasında ki parka gider. Parkta oturan, bir sürü insana elindeki megafonla sert bir emir verir: "Herkes ayağa kalksın!" Emri duyan, herkes derhal ayağa kalkar.
Sonra Eminönü iskelesi'ne geçerler. Sanatçı, yine sert bir emirle: "Herkes yere çöksün!" diye bağırır. Gemiden inenler, simitçiler, seyyar satıcılar, emri duyan herkes yere çöker.
Sonra Mecidiyeköy'e Galatasaray'ın eski stadyumunun bulunduğu yere giderler. Megafondan: "Herkes ellerini kaldırıp duvara yaslansın!" emri gelir. kokoreççiler,  köfteciler, simitçiler, yoldan geçenler, derhal emre uyarlar.

Daha sonra ekip bir fabrikanın önüne gider. Fabrikanın girişine bir masa koyarlar ve masanın üzerine bir evrak yerleştirerek mesaiye gelen isçilere emri verirler: "Herkes içeriye girerken bu kâğıtlara parmak basacak!" Giren basar, giren basar. Kimsenin aklına "siz kimsiniz? Neden bu kâğıtlara parmak basıyoruz?" diye sormak gelmez. Son olarak da, Beyoğlu'na gelirler. İstiklal Caddesinde gezinen, vitrinleri seyreden kalabalığa yine sert bir emir verilir: "Herkes sıraya girsin, arama var!" Emri duyan herkes sessizce sıraya girer. Ancak caddede dolasan bir çift bu emre uymaz. Ekiptekilerden biri onlara doğru bağırır: "Hey siz! Emri duymadınız mi?" Kendilerine seslenildiğini fark eden ve herkesin sıraya girdiğini gören adam cevap verir: "Who are you? What is happening here?" Sıraya girenler içerisindeki biri ekibe yardımcı olmanın verdiği gurur ve heyecanla: "Adam turist, İngilizce konuşuyor." Der. Ekip elemanı gülmemek için kendisini zor tutar ve sırıtarak sorar; "Ne diyor peki?"  "Siz kimsiniz, burada neler oluyor?" Ve o iki turistin haricinde hiç kimse neler olup bittiğini, kendilerine emirler yağdırıp sıraya sokanların kim olduğunu sormaz ya da sormaya cesaret edemez…

11 Aralık 2015 Cuma

SKANDAL!

*Bakanlık  2  milyar  fidanı toprakla   buluştururken, Kırklareli Orman işletmesi ağaç kesiyor.

ORMAN İŞLETMEDE ÇAM AĞACI KESİLDİ!

*Orman İşletme Müdürlüğü duvarlarının yapıldığı yerde, işletmenin bahçesi içinde kesilen ve kesildiği yerde bırakılan  çam ağacı tepkilere sebep oldu.
THA-Orman Bakanlığının 5 yılda 24 milyon dekar alanda 2 milyar fidanı toprakla buluşturduğunu ve bunun Cumhuriyet Tarihinde ki en büyük ağaçlandırma olduğunu ifade eden dev   tabela Kırklareli Orman İşletme Müdürlüğünün önünde boy gösterirken, tabelanın yanı başında ise  Orman İşletme Müdürlüğünün duvar inşaatının yapıldığı yerde  kesilmiş  bir çam ağacı yatıyor.  Günlerdir kesildiği yerde yatan çam ağacını gören vatandaşlar çam ağacını kesenlere lanet ediyor.
Orman İşletme Müdürlüğünün duvar inşaatının başladığı günlerde kesilen çam ağacı bir haftadan fazla bir zamandır, Belediye Durağı bulunan bu yerde  toplu taşıma aracı bekleyen vatandaşların görebilmeleri için  adeta sergileniyor.
“Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” diyerek  Orman İşletme Müdürlüğüne tepki gösteren   okuyucumuzun gazetemize ulaşarak Orman İşletme Bahçesinde çam ağacının kesildiğini bildirmesi üzerine bildirilen yere giderek ibret verici tabloyu görüntüledik. Toplu taşıma aracı bekleyen vatandaşlarla görüştük. Bir vatandaşımız Orman İletme Müdürlüğü duvar inşaatının başladığında bahçede bulunan çam ağacının kesilmesine diğer vatandaşlar gibi tepki göstererek; “Olacak iş değil. Orman  İşletme Müdürlüğü ağaç kesiyor ve kestiği ağacın vatandaş tarafından görülme endişesini bile  taşımıyor. Bu nasıl bir iştir?  Kesilen ağacın başında da Bakanlığın 2 milyar fidanı toprakla buluşturduk ifadesi yer alan  tabela bulunuyor. Kesilip o tabelanın altına çam ağacının atılması nasıl bir umursuzluktur. Ağaç kesenle mücadele eden bir kurumun ağaç kesmesi ve vatandaşın gözüne sokar gibi yolun üzerine bırakması olacak  şey değil.
Orman İşletme Müdürlüğü bahçesinde infaz edilen ağacın  günlerce burada bekletilmesi ise katilin öldürdüğü adamın cesedini ortada bırakması gibi bir şey.
Orman İşletme bahçesinde çam ağacı kesilmiş ama işletmenin umurunda değil. Bakanlık toprağı fidanlarla  buluştururken, Kırklareli Orman işletmesi ağaç kesiyor. Bu ağacı kesenleri lanetliyorum.”


CHP KADIN KOLLARI BAŞKANLIĞI İÇİN İKİ ADAY YARIŞACAK


 
CHP'li kadınlar Başkanını  Pazar günü seçecek
13  Aralık Pazar günü   yapılacak olan  Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)  Merkez İlçe Kadın Kolları Başkanlığı için Serpil Özsevimli ve Gül Şengün adaylıklarını açıkladı

Tha-Geçtiğimiz hafta Merkez İlçe Kongresini yapan Cumhuriyet Halk Partisinin önceki gün yapılan  devir teslim töreninde, 13  Aralık Pazar günü   yapılacak olan  CHP Merkez İlçe Kadın Kolları Başkanlığı için Serpil Özsevimli ve Gül Şengün Kadın Kolları Başkanlığına adaylıklarını açıkladılar.
CHP Kırklareli Merkez İlçe Kadın Kolları
 Başkan Adayı Gül Şengün

İlk adaylık açıklaması Serpil Özsevimli’den geldi. Serpil Özsevimli, Cumhuriyet Halk Partisinin iktidar yolunda kadınların önemine değinerek, Atatürk’ün izinde, Cumhuriyet Halk Partisinin bu gün olduğundan daha  başarılı olmasına katkı sağlamak amacıyla  aday olduğunu söyledi.
Serpil Özsevimli’nin ardından Kırklareli’nin başarılı  İş Kadınlarından Gül Şengün CHP Merkez İlçe Kadın Kolları Başkanlığına adaylığını açıkladı.
Gül Şengün, Cumhuriyet Halk Partisinin başarı trendini yükseltmesinde kadınların önemli rol oynadığını söyledi ve kadınların mutlak surette aktif siyasette yer almasının önemine değindi.

 
CHP Kadın Kolları Başkanlığının diğer
AdayıSerpil Özsevimli
Başkan Adayı Gün Şengün, siyasette kadınların erkeklerden daha avantajlı olduğunu belirterek, kadınların her mekana her eve rahatlıkla girebilmesinin mümkün olduğunu bu avantajla kadınların  kazanımı arttırdığını söyleyerek, rakibi Serpil Özsevimli’ye başarı dileklerinde bulundu.    

KEŞKE ATAÜRK’Ü DİNLESEYDİK!

Kırklareli Günlüğü
 
Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com
Bir dostumla sohbet ediyoruz. Demirköy’e gitmiş. Gidince odun ateşinde mis gibi çayını ve bol köpüklü kahvesini içmiş. Ne güzel… Sonra Kırklareli’ne dönerken de “Köy yumurtası almadan geri dönmeyeyim” demiş.
Kime sorduysa köy yumurtası bulamamış ve yok cevabını almış. Çevresindeki dostlarına köylünün  neden yumurta satmak istemediğini sormuş. Meğerse Köylü yumurtayı bakkaldan, ya da marketten alıyormuş. Tavuğu da, tere yağ yerine margarini de hatta birçoğu domates ve biberi de, ekmeği de…
Oysa geçmişte Köylü Fırında mis gibi köy ekmeğini kendi yapar, dalından domatesini, biberini toplar,  tavuklarının altından taze yumurtasını alır, horozunu kendi yetiştirip, kesip tencereye attı mı her yer  mis gibi kokardı. Sonra  kendi ineğinin sütünden yoğurt, tere yağ yapardı. Bir çoğu peynir  yapardı evinde…
Şimdi köylü şehir yaşamına özendiğinden mi? Yoksa kalpazanlaşıp hazırı varken neden uğraşayım mantığı ile mi bilmem  üretmekten vazgeçmiş.
Gerçekten çok acı. Üretmeyen toplumların birilerine bağımlı olması kaçınılmaz değil mi?
Geçmişten bu güne Ülke olarak dışa bağımlı olmamızın temel sebebi de üretmemek değil mi?
Oysa Atatürk dışa bağımlı olmamak için cephede bile üretmeyi  planlamış. Kaynaklar, Atatürk’ün cephede bile ülke üretmeyi ve  kalkınmasını nasıl düşündüğünü sanırım şu anekdot çok güzel anlatıyor.
“Ordu Sakarya'nın doğusuna çekilmiş. Burada toparlanıp vakti geldiğinde düşmana saldıracak. Mustafa Kemal Paşa, cepheyi denetledikten sonra kurmaylarıyla oturmuş. Vakit gece yarısını geçmiş. Paşa, konuşmaya başlamış: “En iyi kumaşın İngiliz kumaşı olduğunu biliyorsunuz değil mi? Peki, sizce neden?”
İçinde bulundukları koşullarla alakası olmayan bu soru şaşkınlık yaratmış herkes de . Ardından bir subay cevap vermiş: “İngiliz kumaşı ipek gibi yumuşaktır da ondan.”
Paşa soruları sürdürmüş: “Doğru. Peki, bir yünlü kumaşı ipek gibi ince ve yumuşak yapan nedir?”
“……………………………………”      ‘Ben söyleyeyim. O kumaşın dokunmasında kullanılan ipliktir. İplik ne kadar ince olursa, kumaş da o kadar ince ve yumuşak olur. Peki, bir ipliğin ince olması neye bağlıdır?’
"……………………."  "Bir ipliğin ince olabilmesi için, onu oluşturan elyafın da ince olması gerekir. Peki, hangi tür koyunun elyafı incedir?"   "…………….."  "Bizim Anadolu koyununun elyafı kalındır. Dünyada en ince elyaflı koyun, Avusturalya'da yetişen, adı MERİNO olan koyundur. İngilizler bu koyunun yününü ithal edip, bundan iplik yapar, sonrada o ünlü kumaşlarını dokurlar… Şimdi bir soru: “Bizimde İngiliz kumaşı gibi ince kumaş üretmemiz için gereken nedir? " Avustralya'dan Merino yünü ithal etmek."  " Evet ama o hem pahalı, hem de dışa bağımlı bir yoldur. 
Ben şunu düşünüyorum… Zaferden sonra mensucat sanayiine önem vereceğiz. Avustralya'dan canlı Merino koyunu satın alacağız. Bizim Trakya Bölgesi koyunları, elyafı en ince koyundur. İşte Avustralya'dan alacağımız Merino koyunlarını bizim Marmara Bölgesi koyunlarıyla çiftleştireceğiz. Doğacak koyunları da yine Merino koyunu ile çiftleştireceğiz. Böyle böyle, Avustralya'nın Merino koyununa yakın bir tür melez koyun elde edeceğiz. Adına da MERİNOS koyunu diyeceğiz. Bizim MERİNOS koyunundan elde edeceğimiz yünden önce iplik, daha sonra İngiliz kumaşı ayarında kumaş üreten bir fabrika kuracağız. Üretilecek kumaşa da MERİNOS KUMAŞI diyeceğiz" 
 O gece cephede Mustafa Kemal Paşa, BURSA MERİNOS FABRİKASI'nın temelini atmış. 
Acaba o gece orada  bulunanlar " Biz burada ölüm kalım  savaşının eşiğindeyken, Paşa tutmuş bize mensucat sanayiinden, İngiliz kumaşı kalitesinde Merinos kumaşı üretecek fabrika kurmaktan söz ediyor!" diye  düşünmemişler midir?
İşte Mustafa Kemal Atatürk cephede üretip nasıl dışa bağımlı kalmamızın hesabını yaparken, ondan sonra gelenler bir şey üretmeye kalktığında birileri gelmiş,
 “ Ne ürettin? Kaşık. Kaç liraya mal ettin 1 TL.  Boş ver gel ben aynı kaşığı sana 10 Kuruşa vereyim. Uğraşma, üretme. Dememiş mi?..
Evet yıllarca ürettirmemişler, bizi dışa bağımlı yapmak, boyundurukları altına almak için ürettirmemişler. Bizde üretmemek marifetmiş gibi almış dolmayı yutmuşuz…
Marketlere gidip bakın, satın aldığımız gıdalardan ,içeceklerimize kadar kaç tane Türk üretimi ürüün var acaba. Ben merak ettim ve birebir araştırdım. İnanın %10 bile değil.
Teknolojiden,Tarıma,tarlana ektiğin tohuma kadar bu böyle maalesef. Bari diyorum köylerimiz  üretim kültürünü koruyabilseler o bile bir kazanç olur…




CAVİT ÇAĞLAYAN BU İŞİ İYİ BİLİYOR!

Kırklareli Günlüğü

Faruk CEYLAN 
CHP İlçe Kongrelerini, Kırklareli Merkez İlçe ve Lü- leburgaz İlçe kongreleri ile sonlandırdı. Lüleburgaz İlçe Örgütünde büyük ağırlığı olduğu bilinen, işaret ettiği adayın tartışmasız kazanacağı umulan Milletvekili Türabi Kayan’ın adayı yıkıldı ve bu sonuçla Milletvekili Kayan örgütte ki etkinliğini kaybetti. Seçimden bir hafta önce İl Genel Meclis Başkanı Cavit Çağlayan’ın ofisinde Kırklareli Merkez İlçe ve Lüleburgaz İlçe kongreleri üzerine görüşmüştüm. Başkan Çağlayan, o gün Merkez İlçe’de Turhan Derici’nin kazanacağını, Lüleburgaz’da Türabi Kayan’ın desteklediği adayın ise kaybedeceğini söylemişti. Başkan Çağlayan’ın ön gö- rüsü gerçekleşti. Şimdi gözler CHP İl Baş- kanlığı Kongresine çevrildi. CHP içinde ki kurmaylar, tecrübeli siyasetçiler İle görüş- melerimden bir sonuç alamadım. Hepsi de bu sorunun cevabı için henüz erken dedi ama durumun önümüzdeki hafta netleşeceği yö- nünde görüş belirtenler de oldu. Cavit Çağlayan’la görüşemedim. İlçe
kongrelerinde ki tahmini ile sonucu net bir şekilde söyleyen Cavit Çağlayan ile özel olarak görüşeceğim. İl Başkanlığı tahminini alarak siz değerli okuyucularımla mutlaka paylaşacağım. Ne sihirdir, ne keramet bilmiyorum ama Başkanın iki sonucu da net bir şekilde söylemesi, üstelik gerekçelerini de sıralayarak söylemesinin tesadüf olabileceğini sanmıyorum. Eski Belediye Başkanı, Çağlayan’ın bir şeyleri iyi analiz ettiği gerçek. Bakalım Başkanın İl Kongresi sonucu ile bize önceden vereceği bilgi örtüşecek mi? Şu an itibari ile Kenan Gürbüz ve Kadir Gökçe İl Başkanlığına aday. İki aday da 1 Kasım seçimlerinden önce adaylıklarını açıklamış- lardı. Kenan Gürbüz, Merkez İlçe Başkan adaylıkları açıklanırken de CHP’de yeni bir yüz olarak aday olduğunu açıklamıştı. Eski Belediye Başkan Yardımcısı Ünal Başkur ile eski Milletvekili adayı Turgut Dibek’te CHP İl Başkanlığına aday olmayı ciddi şekilde dü- şünüyorlar ancak ikisi de an itibari ile matematik hesabı yapıyorlar. Hesapları tutarsa aday olarak podyuma çıkacaklar. Mevcut İl Başkanı Recep Zengin’den de şu an itibari ile resmi olarak bir ses çıkmadı. Bakalım önümüzde ki günler ne gösterecek. Kimler aday olacak, kim kazanacak. Bekleyip göreceğiz

Taşağıl’ın Atatürk Aşkı!

Babaeski'ye Bağlı Taşağıl Köyü’nde 5 yıl önce Kırklareli - İstanbul kara yoluna konulan Dev “Atatürk” posteri Köy halkının isteği ile yenilendi.

Taşağıl köylüleri tarafından otoban yolun kenarına konulan, Mustafa Kemal Atatürk’ün resmi ile “Benim en büyük mirasım Cumhuriyet’tir.” , “Atam İzindeyiz. Taşağıl Köyü Halkı” yazan 50 metrekarelik  dev tabela hava şartları nedeni ile yıprandığı için 5 yıl sonra köy halkı tarafından yenisi ile değiştirildi.
Dev tablela 5 yıl önce Taşağıl köyü Muhtarlığı tarafından konulduğunda, sosyal paylaşım sitelerinde milyonlarca defa tıklanmış, Taşaıl köyü halkına methiye dolu yorumlar yapılmıştı.

Kırklareli Belediyesi Başkanlığı’nın, katkıları ile yapılan yenileme sonucunda tabelanın üzerine yine ulu önderin resmi konularak, “Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce haysiyetlerini sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybederler.”  sözleri ile “Taşağıl Köyü Halkı” yazısı ile dev tabela yenilendi .

Yenileme çalışmasını bizzat takip eden Taşağıl Köyü Muhtarı Zafer Çevik, diğer köylere örnek teşkil eden tabela ile ilgili açıklama yaparak, 5 yıl önce yaptırılan dev Atatürk posterinin hava şartları nedeni ile yıpranması sonrasında yeniden yapılarak, yenisi ile değiştirildiğini ve
tabelanın  50 metrekare büyüklüğünde olduğunu belirtti. 

“İstibdat Kumpanyası” Adlı Tiyatro Oyunu Beğenildi


THA-Sahnelenmeye başlandığı günden beri izleyicilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan "İstibdat Kumpanyası" Kırklareli'nde sahnelendi.
Kırklareli Belediyesi Kültür Etkinlikleri kapsamında Rektörlük Kültür Merkezinde 4 Aralık Cuma günü saat 20:00’de sahnelenen oyuna vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Salonun dışında kalıp, içeri giremeyenlerin sayısı, tiyatroyu izleme fırsatı bulanlardan fazlaydı.
Oyuncular sahneledikleri performans ile oyun sonunda izleyenler tarafından ayakta alkışlandı. Oyunu Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Kesimoğlu oyunu eşi Sibel hanımla birlikte izledi.
Başkan Mehmet Kesimoğlu, oyun sonunda oyunculara çiçek takdim etti ve gösterdikleri performanstan dolayı kendilerini  tebrik etti.




Longoz’da Gönüllü Temizlik!

Türkiye ve Avrupa'nın  doğa Cenneti,  İğneada Longoz Ormanı'nda gönüllüler tarafından çevre temizliği yapıldı
Kırklareli'deki Türkiye ve Avrupa'nın cenneti, aynı zamanda en büyük, Longoz Ormanı'nda gönüllüler tarafından çevre temizliği yapıldı.
Yaklaşık 20 kişilik bir grup, ormandaki piknik alanlarında yangına neden olabilecek çöplerle birlikte, cam  ve şişeleri toplayarak belediye çöplüğüne taşıdılar.
Çevre gönüllüsü Mehmet Şenay, yaptığı açıklamada, insanların doğaya ve çevreye karşı daha duyarlı olması gerektiğini söyledi.
İnsanların çöplerini ormana, yol kenarına veya arazilere atmamaları gerektiğini, piknik yaptıkları alanları da piknik yerinden ayrılırken mutlaka tremizlemeleri gerektiğini  belirten Şenay, doğayı ve çevreyi temiz tutmanın, kirletenleri ise uyarmanın herkesin görevi olduğunu ifade etti.
Ormanların en büyük oksijen kaynağı olduğuna dikkat çeken Mehmet Şenay sözlerine şöyle devam etti; "Oksijen kaynaklarımızı en iyi şekilde korumalıyız. İnsanlar çöplerini ormana, yol kenarına veya arazilere atmamalıdır ve atanları uyarmalıdır. Gelecek nesillere temiz ve yaşanabilir bir çevre bırakmalıyız. Bunun vebali altında kalamayız. Herkesin elini taşın altına koyması lazım. Çevremizi ve ormanlarımızı temiz tutmalıyız.
Dünyada böyle büyük bir zenginliğe sahip olan  ormanların sayısı yok denecek kadar  azdır. Longoz ormanlarını herkesin gezmesini ve temiz tutmasını tavsiye ediyoruz" diye konuştu.