Faruk ceylan
Eğitim adına yüklenen bilgiler sınavlarla öğretmen tarafından geri istenir. Bu uygulama öğrencinin “ne söyleniyorsa onu yap, sorma düşünme” gibi bir anlayışı benimsemeye götürür. Eğitimi boyunca sürekli sınav için istenen bilgiyle yüklenen öğrencinin bilgiyi üreten ve kullanan olması çokta önemli değildir.
Sonuçta sürekli sınav da gereken bilgiye mahkûm edilen, öğrenciden orijinal fikirler ve yeni bir şeyler istemek de haksızlık olur.
Mevcut eğitim mecburiyete dayanan, insanların kendi başına bir şey öğrenemeyeceği gerekliliği üzerine kurulmuştur. Hafızaya bilgi doldurmaya dayanan bu metotla adına ister ezber deyin isterse bilgi odaklı öğretme deyin fark etmez. Bu metotta öğrencinin sınav kazanması esastır. Böyle olunca da öğrenci hayata dair bir şey öğrenmez aksine merak ve ilgisini de kaybeder.
Çocuklara, doğal öğrenme eğilimlerine aykırı zorlamaya dayalı yöntemlerle, tekrarlatmalar yoluyla hafızaya doldurma bilgi şeklindeki eğitim onların zihnini köreltir. İlk okuldan başlayarak, yarış atı gibi sınavlara hazırlanan öğrenci makinenin bir parçası olmak tan kurtulamaz.
Cenab-ı Allah insanı hayvandan farklı yaratmış, ona düşünme, merak etme, sorgulama, ve öğrenme duygularını vermiştir. Yüce yaradanın insana bahşettiği bu özelliklerin gücünü harekete geçirecek bir eğitim modeli ortaya konmalı, sorgulama ve düşünme eğitimin en önemli hedefi haline getirmelidir.
Eğitim adına yüklenen bilgiler sınavlarla öğretmen tarafından geri istenir. Bu uygulama öğrencinin “ne söyleniyorsa onu yap, sorma düşünme” gibi bir anlayışı benimsemeye götürür. Eğitimi boyunca sürekli sınav için istenen bilgiyle yüklenen öğrencinin bilgiyi üreten ve kullanan olması çokta önemli değildir.
Sonuçta sürekli sınav da gereken bilgiye mahkûm edilen, öğrenciden orijinal fikirler ve yeni bir şeyler istemek de haksızlık olur.
Mevcut eğitim mecburiyete dayanan, insanların kendi başına bir şey öğrenemeyeceği gerekliliği üzerine kurulmuştur. Hafızaya bilgi doldurmaya dayanan bu metotla adına ister ezber deyin isterse bilgi odaklı öğretme deyin fark etmez. Bu metotta öğrencinin sınav kazanması esastır. Böyle olunca da öğrenci hayata dair bir şey öğrenmez aksine merak ve ilgisini de kaybeder.
Çocuklara, doğal öğrenme eğilimlerine aykırı zorlamaya dayalı yöntemlerle, tekrarlatmalar yoluyla hafızaya doldurma bilgi şeklindeki eğitim onların zihnini köreltir. İlk okuldan başlayarak, yarış atı gibi sınavlara hazırlanan öğrenci makinenin bir parçası olmak tan kurtulamaz.
Cenab-ı Allah insanı hayvandan farklı yaratmış, ona düşünme, merak etme, sorgulama, ve öğrenme duygularını vermiştir. Yüce yaradanın insana bahşettiği bu özelliklerin gücünü harekete geçirecek bir eğitim modeli ortaya konmalı, sorgulama ve düşünme eğitimin en önemli hedefi haline getirmelidir.
Öncelikle meraka dayalı sorgulayabilen ve araştırmaya dayanan eğitimle, öğrencinin kendi öğrenme profiline, kendi ihtiyaçlarını kendisinin keşfetmesine imkan tanıyan bir ortam sağlanmalıdır. Eğitimcinin öğretme konumunda olması yerine ders arkadaşı konumunda olmasının sağlanması üreticiliği ve araştırıcılığı arttıracağı gibi, öğretici sadece sevgisi ile öğrencilerine rehber olmalıdır.
Aksi halde, beklentiler dışında bir şey düşünmesi istenmeyen, ezber bilgilerle hayata hazırlanan öğrencinin, fikirlerini özgürce söylemesi, haksızlıklar karşısında sessiz, sorgusuz ve ilgisiz kalması doğal bir hadise olacaktır.
Aksi halde, beklentiler dışında bir şey düşünmesi istenmeyen, ezber bilgilerle hayata hazırlanan öğrencinin, fikirlerini özgürce söylemesi, haksızlıklar karşısında sessiz, sorgusuz ve ilgisiz kalması doğal bir hadise olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder