26 Mayıs 2016 Perşembe

KENDİM ETTİM KENDİM BULDUM

DOĞRUCU DAVUT

Neşet Ertaş’ın meşhur türküsünü bugünkü köşe yazıma başlık yaptım. Biz Trakyalılar bilhassa Kırklarelililer AKP iktidar olsun, ülkeyi yönetsin diye çoğunlukla oy vermedik ama genelde aldıkları oyla 14 senedir başımızdalar. Ülke durumundan bahsetmeyeceğim sizler her gün TV ve gazetelerden takip ediyorsunuz. Ben yerelde neden Trakyalının AKP’ye oy vermediğini  anlatmaya çalışacağım.
   Yerli halk evladı fatihan olduğu ve geçmişinde Avrupa yaşanmışlığı  bulunduğundan düşünceleri farklıdır.
Balkanlarda Türkler baskıya maruz kalıp katledilmeye başlanıldığında geldikleri yere, yâni buralara göç etmişlerdir. Göç ederken yüz yıllardır tesiri altında kaldıkları medeniyet ve kültürden etkilenmiş olarak gelmişlerdir. Son zamanlarda azınlıkta kalıp mezalime uğradıkları için, hürriyet, adalet hak hukuk gibi kavramlar oralarda kalmadığından,  Anayurda adeta sürgün edilerek göç etme mecburiyetinde kalmışlardır.
Balkanlardan buralara göç eden atalarımız bu medeni kavramları bilerek gelmiş ve yaşamlarında  medeni kurallara uymuşlardır. Dindeki laik uygulamalara alışmış laikliği benimsemiş Trakya halkı, zorlama ve tehditler ile yaşamlarını değiştirmek istenilmesine oyları ile karşı durmuşlar bu sebeplerden dolayı AKP’ye oy vermemişler ve vermemeye de devam etmektedirler.
   Osmanlı’nın Balkanları fethedip Viyana kapılarına dayanmasında öncülük etmiş Alevi, Bektaşi dedeleri kültürleri ile buraları eğittikten sonra asıl kuvvetlerin Balkanlara gelme ve yerleşmelerini kolaylaştırmışlardır.
Zaman içinde kültürler birbirinin içine girmiş birlikte yaşamaya sorunsuz ve mutlu yaşamaya başlamışlardır. Bu süreç 400 yıl sürmüştür. Rönesans ve Reformlar yapan Avrupa bilim ve kültürde, keşif ve icatlarda öne çıkınca sanayi devrimi başlamış, sanayi devrimi işleyiş icabı olarak enerjiye ihtiyaç duymuştur.
 Enerji ihtiyacı kol ve kas gücü, hayvan gücü, su gücü ile karşılanırken bu enerji yetmemiş ve kömür enerjisi devreye girmiştir. Bir yüz yıl süren bu kömür enerjili sanayi devrimi 1870 yılında motorun icadı ve yakıtı olan petrolün kullanılma alanları artınca sona ermiştir.
1870 li yıllara kadar keşfedilen petrol sadece aydınlatmada kullanılırken motor icadı ile kullanım  alanları süratle artarak sürmüştür. Var olan ve çıkartılan petrol yatakları tüketimi karşılayamayacak seviyelere gelince Osmanlı Toprakları gündeme gelmiştir. Osmanlının toprakları olan Kerkük, Musul, Irak, Suriye, Romanya, Suudi Arabistan, Kuveyt gibi daha önce batılılar tarafından bu ülkelerde olduğu keşfedilen petrol yataklarına sahip olmak bir ihtiyaç haline gelmiştir.
   Batı emperyalizminin bu ihtiyacı Osmanlı’yı parçalayıp bölerek topraklarını ele geçirme ile karşılanacağı için isyan ve ayaklanmalar ve dünya harpleri ile yeni ülkeler yaratılarak karşılanmış, halen de karşılanmaya devam etmektedir. (PKK, ISID vs.)

   İşte Avrupa’dan kovularak göç ettirilen, sürülen Evlad-ı Fatihan torunları bizler bütün bu sebepler ile daha iyi gören, daha hassas, din bakımından laik, öğrenim bakımından yüksek üretim eğitimi, sosyal eğitimi ile  yaşam biçimi olarak  Avrupalıdır. Doğu kültürü ile yoğrulmuş dini yaşantısı ile suni olup,  Arap örf ve adetlerini yaşam biçimi olarak gören bu iktidara Trakyalılar tabii yapıları gereği oy vermemektedirler. Açılan ve açılmakta olan dini eğitim ve öğretim okullarının sebebi Trakyalının bu durumunu  değiştirmede yatmaktadır. 


Türk Sağlık-Sen'den Çanakkale ziyareti

Faruk CEYLAN
Türk Sağlık-Sen Kırklareli Şube Başkanlığı 21 Mayıs’ta Sendika üyeleri ile Sağlık çalışanlarına Çanakakale gezisi düzenledi. 850 üyesi bulunan sendikadan büyük bir katılımın olduğu gezide bu gün sahip olduğumuz toprakları bizlere bırakabilmek için canlarını tereddütsüz veren,  bir çoğu daha çocuk yaşta kara toprağın bağrına düşen Aziz şehitlerimizi ziyaret ettiler, dualar ederek  saygıyla andılar.
Türk Sağlık-Sen Kırklareli Şube Başkanlığının düzenlediği Çanakkale Şehitlerine saygı ziyareti ile ilgili olarak gazetemize açıklamada bulunan Şube Başkanı Yüksel Kahyaoğlu açıklamasında şunları kaydetti;
 “ Kan ve gözyaşının eksik olmadığı bu coğrafyada neredeyse hergün ocaklara ateşin düştüğü, vatan evlatlarının şehit olduğu ve terörle mücadelede hassas bir dönemden geçtiğimiz bu günlerde sivil toplum kuruluşu olarak hassasiyetimizi göstermek ve bu vatanı bize miras bırakmak için şehit düşen ecdadımızı  yad etmek amacıyla Türk Sağlık-Sen Kırklareli Şubesi olarak 21 Mayıs 2016 tarihinde düzenlemiş olduğumuz “Çanakkale Şehitlerine Saygı Ziyareti” etkinliğimize katılarak bizi yalnız bırakmayan başta sendika üyelerimize ve organizasyonumuza katılan tüm sağlık çalışanlarına gönül dolusu teşekkürlerimizi borç bilir ve bütün şehitlerimize şükranlarımızı sunarız.”dedi.






Kevser Özkan'dan Bomba açıklamalar

Başkan  Yardımcısı Kevser Özkan; “Asla AKP Taklitçiliği Yapmayacağız.”
Gazetemize çarpıcı açıklamalarda bulunan Lüleburgaz Belediye Başkan Yardımcısı  Kevser Özkan, bedava  Cenaze defin konusuna son noktayı koydu. 

Sınır Kent Gazetesi ÖZEL HABER
Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Faruk Ceylan, Lüleburgaz Belediye Başkan yardımcısı  Kevser Özkan’ı makamında ziyaret etti.  Ceylan’ın Lüleburgaz’da  neden bedava cenaze hizmeti verilmediği hakkında ki sorusuna, Başkan yardımcısı Özkan, asla AKP taklitçiliği yapmayacaklarını söyleyerek noktayı koydu. 
Başkan Yardımcısı Kevser Özkan konu ile  ilgili şu açıklamalarda bulundu; “Bedava hizmet adı altında yapılan  işler tamamen AKP kültürünün  ürünüdür. Biat kültürü ile insanların karşılarında boyun eğmesi sağlanmaktadır.
Biat az gelişmiş toplumlara özgü bir halin tanımıdır. Bireyselliğin gelişmediği, lider  veya patronun  söyleyip vaaz ettiği her şeyin sorgulanıp tartışılmaksızın kabul edildiği topluluklara has bir oluşumdur biat.
Egemen olduğu yerlerde haklılık önem arz etmez. Eleştiri asla  bahis konusu değildir. otorite o an ne diyorsa  bi-la kayd-ı şart kabul edilir.  Biat kültürünün olduğu yerde adalet kavramına da yer yoktur, otorite vicdanın sesini ikame etmiştir.
AKP  halka ücretsiz hizmet veriyoruz adı altında biat kültürünü yerleştirerek biat edenlerin önlerinde eğilmesini sağlamaktadır. Arap ülkelerinin bir çoğunda yerli halk çalışmaz. İnşaatlarda, şantiyelerde çalışanların büyük bölümü   Yurt dışından gelen  mühendis ve işçilerdir. Yerli halk  ne yapar? Hükümet yetkililerine biat eder ve hiçbir emek sarf etmeden  hükümetin bedelsiz olarak  aç kalmayacak kadar verdiği  iaşe ile geçinmeye çalışır. Çalışmamaya, üretmemeye ve bedavadan hayat sürmeye dolayısı ile elde ettiği kazanımı kaybetmemek için biat ettiklerine sıkı sıkıya bağlanırlar.
AKP’li Belediyeler;  makarna, kömür ve cenaze  yardımı gibi yardımları bedelsiz olarak, hak edene de hak etmeyene de vererek  kendilerine tabi etme çalışmalarını sürdürmektedirler.   Bazı  CHP’li  Belediyelerde AKP’li belediyeleri taklit ederek büyük hataya düşmektedirler.
Sosyal Belediyecilikle, halka ayrımsız  ve bedelsiz bir şeyler vererek onları kendilerine tabi etmek çok ayrı şeylerdir.   Biz bu oyuna gelmiyor, Asla AKP’yi taklit etmiyoruz.  Lüleburgaz Belediyesi olarak  zaten yoksul halka yani hak edene sosyal belediyecilik anlamında yardım ediyor ve cenazelerini  de bedelsiz kaldırıyoruz. Bu hizmeti zengin yoksul ayırmadan yapan AKP’li Belediyelerle, onları taklit eden CHP’li Belediyeler gibi halkın bize biat etmesini doğru bulmuyoruz.
Zengin yoksul ayrımı yapmadan bedelsiz yardımda bulunmak insanlık onuruna aykırı   bir davranış biçimidir.
Lüleburgaz Belediyesi olarak  tarafımızdan verilen her hizmetin bedeli alınmakta olup, bu bedelde tamamen semboliktir.  Yoksul halk bundan muaftır.  Örneğin Gençlik parkına giriş ücreti sadece  25 kuruştur  ve bu bedel en yoksul insanın bile ödeyebileceği bir miktardır.  Halkımıza bedelsiz hizmet sunmayı insan onuruna uygun bulmadığımız için kimsenin kendisini borçlu hissetmemesi için AKP’yi taklit etmiyoruz. 25 kuruş  ödeyip hizmet alan vatandaş karşılığında sembolikte olsa ödediği o ücret sayesinde sizin önünüzde eğilip kendisini borçlu hissetmeyecek ve bedelini ödediği için  başı dik olacaktır. İşte bu sebeple  zengine bedelsiz cenaze hizmeti vermeyi de doğru bulmuyor, yoksul olana zaten bu hizmeti bedelsiz veriyoruz. Dolayısıyla AKP’nin biat kültürünü kabul ettirmek için bu tuzağa düşen ve dolmayı yutanlar bir çay kaşığında fırtınalar estirmektedir.
Bunu herkes çok iyi bilsin ki, biz asla AKP taklitçiliği yapmıyoruz, sosyal belediyecilik anlamında vatandaşımızın her anında yanında oluyoruz. Olmaya da devam edeceğiz.” dedi.




24 Mayıs 2016 Salı

Kırklareli’de Trafik Keşmekeşi!


Faruk CEYLAN
Kırklareli’de araç yoğunluğunun artması, Trafiği İstanbul trafiğine çevirdi. Araç sayısının her geçen gün arttığı Kırklareli Merkez’de araç park yeri sıkıntısıyla trafik keşmekeşe döndü.
İstanbul trafiğindeki yoğunluğa benzer bir yoğunluk yaşanan Kırklareli’de, özellikle Fevzi Çakmak Bulvarında araç parkının zaman zaman yan yana üç sıraya çıkmasıyla trafik tamamen sıkışıyor.
Vatandaş caddede bu kadar araç parkına izin verilmesinin doğru olmadığını, yayalara yürüyecek yer kalmadığını söylüyerek sitemlerini dile getiriyorlar.
Her gün hızla artan trafik sıkışıklığından yayalar kadar sürücülerde dertli. Onlarda araçlarını park edecek yer bulmaktan şikayetçiler.

GENEL MERKEZİ KIRKLARELİ’DE BULUNAN ÜNİ-PER-SEN BİRİNCİ SENDİKA

ÜNİ-PER-Sen Genel Başkan Yardımcısı Caner Yahya Boyar; “ Türkiye’nin ilk ve tek Üniversite İdari Personel Sendikası olan Sendikamızın derdi; Yetkili değil, etkili olmaktır.”

Faruk CEYLAN-Sınır kent Haber
Genel Merkezi Kırklareli’de olan, Türkiye’nin ilk Üniversite İdari Personeli Sendikası  ÜNİ-PER-Sen; Kırklareli’de birinci, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Aksaray Üniversitesi’nde  3. sırayı aldı.
ÜNİ-PER-SEN Genel Başkan Yardımcısı Yahya Boyar, konu ile ilgili yaptığı açıklamada şunları kaydeti; “Sendikalar için Mayıs ayı telaşı bir yıl daha geride kaldı. Herkesin üye sayılarını birbiriyle kıyasladığı bu döngü içerisinden Kanuni durum sebebiyle Sendikamızda bu yıl ilk kez yerini aldı.
Kuruluşunun üstünden bir yıl geçen Sendikamız İlk kez boy gösterdiği Mayıs sahnesinde üye sayılarında Genel Merkezinin de bulunduğu Kırklareli Üniversitesi’nde 1. sırayı, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Aksaray Üniversitesi’nde de 3. sırayı aldı.
Daha 1. yıl dönümünü yeni kutlayan sendikamız, sıralamalarda elde ettiği bir 1. ve iki 3.’lük yanında tam tamına 16 ayrı ilde 16 üniversite de idari personelle buluştu. Bu üye sayıları bize gösteriyor ki Üniversite İdari Personelinin haklarını savunan, sadece ve sadece idari personelin yer aldığı bir sendikaya ihtiyacı mevcut; çünkü rakamlarda ortaya koyuyor ki yılların sendikalarını bazı üniversitelerde bir yıl gibi kısa süre de geride bırakmak demek, bu sendikaların üniversitelerde karşılığının olmaması demektir.
Sendika olarak derdimiz yetki değil, üniversite idari personeli için etkili olabilmektir. Tabi ki etkili olabilmek için üniversite idari personelinin bize üye olarak destek olmaları çok önemlidir. Her üye bizlerin omuzlarında ki sorumluluğu daha da fazla arttırmakta, ama aynı zamanda üniversite idari personelini sorunlarının çözümlerine bir adım daha yaklaştırmaktadır. Burada 112 devlet üniversitesinde çalışan idari personel arkadaşlarımızı da bir karara varıp; bir an önce kendi sendikaları olan Sendikamızda ki yerlerini almaya davet ediyoruz. Sadece üyelik değil, sendikamızın kapıları yönetici olarak, temsilci olarak görev almak isteyen tüm idari personel arkadaşlarımıza sonuna kadar açıktır. Sadece üye sayılarımız değil son yıllarda açılan üniversite çalışanlarına yönelik sendikalarda, günümüz büyük(!) sendikalarının üniversite idari personelini göz ardı ettiğini gözler önüne sermektedir. Buradan o sendikalara da açık çağrı da bulunuyoruz, Sendikamızın çatısı üniversite idari personelin sorunlarının çözümü konu olduğunda hepsine açıktır. Üniversite İdari Personelini sorunlarının çözümü için sendikamıza katılma ya da herhangi bir çözüm önerisinde birlikte hareket etme dahil tüm önerilere açığız.

Bu mücadele de bizlerle birlikte üye olarak destek olan üniversite idari personel arkadaşlarımıza, Sendikamızı, üniversitelerinde anlatmak için bizlerle birlikte çaba harcayan Üniversitelerimizdeki temsilcilerimize sonsuz teşekkür ediyoruz. Ayrıca Orta Doğu Teknik Üniversitesi Temsilcilik Yönetimi ve Aksaray Üniversitesi Temsilcimizi de malum büyük sendikalardan en az bir tanesini üye sayısı olarak, zor şartlarda geride bıraktıkları için tekrar tekrar teşekkür ediyoruz. Bu sendika da hepimiz Genel Merkezinden, temsilciliklere, üyesiyle ve yöneticisiyle idari personeliniz ve tek kazancımız idari personel olarak elde edeceğimiz kazanımdan yöneticilerimizin de bir idari personel olarak yararlanmasıdır. Sendikamız güç ve kuvvetini, sadece ve sadece üniversitelerdeki idari personel arkadaşlarımızdan almakta; hiçbir siyasi parti, dernek v.b oluşumla bağı bulunmamaktadır.”



Lüleburgaz Kaymakamlığı Yeni binasında Hizmete Girdi


23 Mayıs Pazartesi günü  hizmete giren  Lüleburgaz Kaymakamlığı yeni binasında;  Gazetemiz, Kaymakam Mustafa Kaya’yı ilk gün  ziyaret eden ilk Basın Kurumu oldu.

Sınır Kent Haber
Eski Bedir Köyü yolunda yapılan ve yapımı üç ay önce biten Lüleburgaz yeni Kaymakamlık binası  taşınma işlemi sona erdi. Yeni bina  23 Mayıs Pazartesi günü hizmete açıldı.
Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Faruk Ceylan, Kaymakamlık binasının  faaliyete geçtiği ilk günde Kaymakam Mustafa Kaya’nın ilk ziyaretçisi oldu  Kaymakam Mustafa Kaya ziyaretinde; Lüleburgaz İlçe  Mal Müdürü Mustafa Özdemir ve  İlçe Sağlık Müdürü Önder  Porsuk’ta hazır bulundu.
Kaymakam Mustafa Kaya, yeni Kaymakamlık binasının yapım işinin bir yıl önce sona erdiğini,  taşınma işinin ise  üç ay sürdüğünü belirterek, Lüleburgaz’ın çok modern ve teknolojik gelişmelerle donatılmış bir bina kazandığını, yeni binada  Lüleburgaz halkına daha kaliteli ve daha hızlı hizmet verileceğini belirtti.  Kaya,
Kaymakamlık binasının Lüleburgaz’a hayırlı olmasını diledi.
Kaymakam  Kaya,  Lüleburgaz İlçe  Mal Müdürü  Özdemir ve  İlçe Sağlık Müdürü  Porsuk ziyaretimizden büyük memnuniyet duyduklarını  ifade ettiler.

Lüleburgazlıların  en  çok sevdiği bürokratlar arasında yerini alan  Kaymakam Mustafa Kaya; Basın kuruluşlarından  ziyaretlerine gelen ilk kurumun Sınır Kent Gazetesi olduğunu ifade ederek, Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Faruk Ceylan’a  teşekkür etti, Sınır Kent Gazetesi çalışanlarına da  başarı dileklerinde bulundu.
















Ülkü Ocaklarında Bayrak değişimi



Kırklareli Ülkü Ocakları Teşkilatlardan sorumlu  İl Başkan Yardımcısı Ahmet Yıldırım, görevini törenle Ertuğrul Ünal’a devretti.

Faruk CEYLAN
Kırklareli Ülkü Ocakları İl Başkanı  Hakan Bozfırat,  Teşkilatlardan sorumlu  İl Başkan yardımcılığı görevini yürüten  Ahmet Yıldırım’ın, Başkan yardımcılığı görevini  Törenle Ertuğrul Ünal’a devrettiğini bildirdi.
Ülkü Ocakları İl Başkanı Hakan Bozfırat, Bayrak değişimi ile ilgili gazetemize şu açıklamada bulundu; “ İki yıla yakın  bir süredir  Başkan Yardımcılığımı yapan Ahmet Yıldırım Başkanımız bu  kutlu görevi  başarıyla yerine getirmiştir. Kendisinden  Allah Razı Olsun. 
Ahmet Yıldırım Başkandan  görevi teslim alan   Ertuğrul Ünal Başkana  yeni görevinde başarılar diliyorum.  Ertuğrul Başkanımızın da, Ahmet Başkanımız gibi görevini başarıyla ifa edeceğinden hiç  kuşkum yok.” dedi.

ÜOD. İl Başkan yardımcılığı görevini devralan Ertuğrul Ünal, Ahmet  Yıldırım ile helalaştıktan sonra kuran ve bayrak üzerine and içerek  yeni görevine başladı.












Ahilik Haftası Dün Kutlanmaya Başladı


Kırklareli Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı A.Fuat Şeker, esnaf ve sanatkarlara Ahilik Kültürü Haftası törenlerine katılma çağrısında bulundu.
Faruk CEYLAN
Ahilik haftası  tüm yurtta dün kutlanmaya  başladı. Kırklareli’de  Ahilik haftası da dün yapılan  törenlerle  kutlanmaya başladı  ve  çeşitli etkinliklerle hafta boyunca kutlanmaya devam edecek.
Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı A.Fuat Şeker, esnaf ve sanatkarlara Ahilik Kültürü Haftası törenlerine katılma çağrısında bulunarak şunları söyledi;
"Ahilik kurumu tarih boyunca sahip çıktığı değerler doğrultusunda var olmuş ve aynı zamanda bu değerleri gelecek nesillere aktarma gayretini göstermiştir.  
Ahilik anlayışı;  ticaretin, sanatın ve mesleğin insan onuru, güzel ahlak ve dürüstlükle pekişmiş kültürümüzün  ürünüdür.
Ahilik en genel ifadeyle esnaf ve sanatkarlar arasında dayanışmayı, birlik ve beraberlik duygularıyla hareket etmesini sağlayan bir teşkilattır. Ahilik aynı zamanda sosyal, ekonomik ve kültürel düzenin sağlanması amacıyla kurulan bir teşkilattır. Bu nedenle esnaf ve sanatkarlarımız Ahilik Kültürünü yaşayarak ve yaşatarak sahip çıkmalıdır." dedi.


23 Mayıs 2016 Pazartesi

CHP TUZAĞA DÜŞMEDİ

Doğrucu Davut

CHP TUZAĞA DÜŞMEDİ
TBMM’de 20 Mayıs Cuma günü kapalı oyla yapılan anayasanın geçici maddede değişikliği 376 oy aldı. Alınan oy 367’yi geçtiği için referanduma gidilmeden değişiklik yasası kabul edilmiş oldu. Haklarında çeşitli suçlardan dolayı dosyası olup fezlekeleri TBMM’ye gönderilen milletvekillerinin dokunulmazlıkları kalktığı için yargılanmalarının önündeki dokunulmazlık engeli böylece aşılmış oldu. Haydi hayırlısı.
   Bu noktaya gelme süreci tamamen ülkemizdeki terör olaylarıdır. PKK terör örgütünü kınamayan, terörü lanetlemeyerek onlara destek olan HDP’li millet vekillerinin devletten maaş almaları, millet vekilliği dokunulmazlıklarından istifade etmeleri, milletimiz tarafından uygun görülmüyordu. Bu kabul oyları halkımızı memnun etmiştir.
   AKP kurmayları ile CHP kurmayları oylama ve katılım için satranç oynadılar. Kanaatime göre satrancı CHP kazandı.Fezlekesi olup yargılanacakların arasında sadece HDP’li millet vekilleri değil, Kılıçdaroğlu dahil milletvekilleri de vardı. AKP bu durumu bildiği için MHP oylarını yanlarına alarak kabul oylarının 367’nin altında, 330’un üzerinde olacağını hesaplamıştır, ancak çıkan netice 376 olunca referandum hesapları suya düştü.
   Referandum olsa idi halkımızın milliyetçilik duyguları ile yaratılan rüzgardan Sayın Cumhurbaşkanımızın istediği başkanlık düzenlemeleri de halk oyuna sunulup kabul edilecekti. İşte burada CHP’li bazı millet vekilleri lehte, AKP, MHP ile birlikte kabul oyu vermesi  AKP’nin referandum oyununu bozdu.
   Belki kafanız karıştı ama durum hem CHP hem de ülkemiz açısından olumlu olmuştur. PKK’yı destekleyenler varsa cezalarını çeksinler. Bizim vergilerimizle beslenen ayrılıkçı terör örgütüne yardım ve yataklık edenler hak ettikleri cezalarını alsınlar. Böylece halkımızın büyük bir çoğunluğunun öfkesi dinmiş oldu. İnşallah bu netice güneydoğudaki olayları arttırmaz.

   1 Kasım genel seçimleri öncesi PKK tarafından başlatılan terör olayları onunla mücadeleyi önplana çıkartmıştı. Terörle mücadele kararlılık istediği için millet, iktidara en yakın partiyi yani AKP’yi hiç düşünmeden iktidar yaptı. Kısacası şikayetçi olduğu AKP’yi iktidara taşıyan PKK ve onun uzantısı HDP’dir. Şimdi ayıklasınlar pirinicin taşını. Kendi düşen ağlamaz. Şeriatın kestiği parmak acımaz. Hep beraber bekleyip göreceğiz. Bundan sonra AKP’nin sığınacağı mazeret ve liman kalmadığı için yapılacak uygulamalar ve alınacak sonuçlar milletimizi hislerinin tesiri altında kalmadan mantıkları ile karar vermeye ve buna göre oy kullanmaya sevk edecektir.

20 Mayıs 2016 Cuma

Minsolmaz geldi, Gündoğdu ve Kayan ortada yok!

Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com
Kırklareli Günlüğü

Minsolmaz geldi, Gündoğdu ve Kayan ortada yok!

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramının 97. Yıldönümünü  Kutladık. Törenler Festival Alanında; Kırklareli Valisi Esengül CİVELEK, Kırklareli Milletvekili Selahattin MİNSOLMAZ,  55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Bekir KOÇAK, Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam KESİMOĞLU, Cumhuriyet Başsavcısı İlyas YAVUZ, KLÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa AYKAÇ, Kurum Amirleri, öğrenciler ve vatandaşların katılımı ile gerçekleşti. 
Geçmişte stadyumda yapılan kutlama törenlerinde tribünler hınca hınç dolar, tribün olmayan telli bölmelerde sahayı görecek bir boşluk dahi kalmazdı. Bu yüzden halk sabahın erken saatlerinde stadyuma akın ederdi.
19 Mayıs tören yürüyüşü askeri bando eşliğinde gerçekleştikten sonra,  kutlama etkinlikleri Lise öğrencilerinin stadyumda ki muhteşem gösterileri ile devam ederdi. Son yıllarda Milli Bayramların kutlamalarına getirilen kısıtlamalar, hatta bir çok yerde yapılamayan kutlamalar, 97. Yılında Kırklareli festival alanına sıkıştırılan etkinliklerle yapıldı.
Kutlama törenleri Festival alanına sıkıştırılsa da, geçmişin coşkusu ve büyük katılımlar olmasa da 19 Mayıs Kırklareli’de 97. defa kutlandı.
Kutlamaya Kırklareli Milletvekillerinden sadece Ak Parti Milletvekili Selahattin Minsolmaz katıldı. Ortalıkta CHP Milletvekillerini gören olmadı. Kırklareli halkı böyle büyük bir günde Milletvekili Türabi Kayan ile Vecdi Gündoğdu’nun tören alanında yer almamasını eleştirdi.
Bazı vatandaşlar; “Milletvekillerimizin işleri çok. Kolay mı? Adamlar  memleket yönetiyor, biz ise onların 19 Mayıs törenine katılmasını bekliyoruz. Selahattin Minsolmaz’ın işe yok, aylak ya o yüzden gelip törenlere katıldı herhalde. Cumhuriyet’in Cumhuriyetçi Milletvekilleri böyle büyük günde Kırklareli’ne gelemediler. Ne yapsınlar mesafede çok. Ankara nere, Kırklareli nere… ” diyerek sitemlerini dile getirdiler.
Milletvekili Vecdi Gündoğdu, sosyal paylaşım sitesinden  19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını kutladı ve Kırklarelililere iyi hafta sonları dileklerinde bulundu. Türabi Kayan’da Büyükmandıra güreşlerine katılarak  yağlı güreş müsabakalarını izledi.

Bende Gündoğdu ve Kayan’ın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor bayramını kutluyor, Ankara’ya ve Büyükmandıra’ya selamlarımı yolluyorum…

Tren gelir hoş Gelir. Kırklareli’ye boş gelir!

Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com
Kırklareli Günlüğü

Tren gelir hoş Gelir. Kırklareli’ye boş gelir!

Trakya'daki demiryolu İstanbul'da Sirkeci Garından başlar, Edirne'nin Uzunköprü ilçesine,   oradan da  Yunanistan'a gider. Bu hatta üç makas vardır.  İlk makas, Alpullu'yu geçtikten sonra ayrılır, ayrılan hat Babaeski ve Kırklareli'ye uzanır. 
İkinci makas, Pehlivanköy'den sonra ayrılır, ayrılan hat Edirne il merkezine ve oradan Kapıkule'ye gider; Kapıkule'den sonra Bulgaristan'a girerek Svilengrad'a kadar uzanır ve  Avrupa'nın demiryollarına bağlanır.
Milli mücadele sonrası Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı  ülkeyi demir ağlarla örme projesinde Hemşehrimiz Atatürk’ün talimatıyla  demir yolu projesinde Alpulluyu geçtikten sonra  ayrılan hatla Babaeski ve Kırklareli dahil edilmiş ve tren Kırklareli Merkeze gelmiş, uzun yıllar yolcu taşımış, daha sonra da yük taşıyarak hizmet vermiştir.
Özgürlük mücadelesinde Dünya milletlerine örnek olmuş olan, Türlü tevatürler ve karalamalarla  itibarsızlaştırılmaya çalışılan Hemşehrimiz Mıustafa Kemak Atatürk, Milli mücadele sırasında ilk savunma teşkilatını 1915 yılında Kırklareli’de Müdafaa-i Milliye Cemiyetini kurarak başlatmıştır. O yıllarda daha Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmamıştır.  Hemşehrimiz Atatürk’ün insanımıza verdiği değer ve güven ortadır.
Şimdi siyasiler  Kırklareli’ye  hızlı trenin geleceğini, bu hızlı trenin Kırklareli’ye canlılık getirerek kazanımlar sağlayacağını  anlatmaktadır. Halkımızın büyük çoğunluğu da  Hızlı trenin sahiden Kırklareli Merkeze kadar geleceğini zannetmektedir. Oysa  hızlı tren Babaeski’den Kırklareli’ne gelmeyecektir. Canlılk ve kazanımlar Babaeski’den Kırklareli’ye geçemeyecektir. Aksine Kırklareli Babaeski’ye giderek canlılık ve kazanım sağlayacaktır…
Şimdi birileri çıkıp, proje gereği tren Babaeski’ye kadar gelebilmekte, oradan öte geçememektedir. Diyebilir. İyi de bu tren  neden  Kırklareli’ye gelememektedir? Yoksa Tenoloji mi müsait değildir?  
Kırklareli de var olan tren hattı yenilenip tekrar devreye  alınamamaktamıdır? Bu kadar büyük yatırıma Kırklareli Merkeze gelecek hat büyük maddi külfet mi sağlamaktadır yoksa..
Hızlı tren hattının Kırklareli’ye gelememesi  proje hazırlanırken iktidarın  Milletvekili olan zatın  basiretsizliğinden, iktidarın da  Kırklareli’ni çok fazla önemsememesinden  başka bir şey değildir. 
Bu yüzden Kırklareli’ye hızlı tren gelecek, Kırklareli’ye  canlılık ve kazanım sağlanacak söylemleri beyhude söylemlerdir. Aksine siyasi kazanım sağlamayı hedefleyen söylemlerdir.
Netice itibari ile bir gerçek vardır o da hızlı trenin Kırklareli Merkeze gelemeyeceğidir. Hızlı tren gelmezse gelmesin ne olacak k? Nasıl olsa Vilayet meydanında   işe  yaramayan bir  uçağımız var ya, istasyona da işe yaramayan  tarihi bir tren, arkasına da bir vagon konur ve nostaljik bir  görüntü sağlanır elbet. Hem de bu tren İstasyon ve festival alanında oldukça  fiyakalı bir görüntü sağlar. 
Şimdi ne olacak? Kırklareli insanı makus talihine küsmeden, “ aslı olmadı bari maketi olsun.”  diyecek ve işe yaramasa da konulduğu yerde fiyakalı duracak olan trenini bekleyecek…






Prof.Dr. Türkan Saylan Kabri Başında Anıldı



ÇYDD Kurucusu ve ilk Genel Başkanı Türkan Saylan’ı anma törenlerine Kırklareli ÇYDD Kırklareli Şube Başkanı Birsen Meriç  ve Yönetim Kurulu üyeleride katıldı.

Faruk CEYLAN
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kırklareli Şube Başkanı Birsen Meriç ve Yönetim Kurulu üyeleri ÇYDD’nin ilk Genel Başkanı ve kurucusu Prof.Dr. Türkan Saylan’ı kabri başında ziyaret ettiler.
ÇYDD. Kırklareli Şube Başkanlığının  Kabir ziyaretinden sonra Başkan Birsen Meriç ve Yönetim Kurulu üyeleri 6. Türkan Saylan Sanat ve Bilim Ödülleri törenine katıldılar.
ÇYDD. Kırklareli  Şube Başkanı Birsen Meriç ziyaret dönüşü ayağının tozu ile ilk açıklamayı gazetemize yaptı. Başkan Meriç; Türkan Saylan’ın  "Her eğitimli kadının bu Cumhuriyete bir borcu vardır"  sözünü hatırlatarak açıklamalarında şunlara yer verdi;
“ Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği kurucularından ve ilk genel Başkanımız Prof.Dr.Türkan Saylan Hocamızı kaybedişimizin 7. yılında ,Zincirlikuyu 'da mezarı başında özlemle andık.
 18 Mayıs 2009 yılında yitirdiğimiz Prof.Dr.Türkan Saylan için ilk tören saat 12.00’de kabri  başında yapıldı. ÇYDD gönüllülerinin ve öğrencilerinin yoğunlukta olduğu kalabalık bir halk topluluğu Türkan Annelerine  şükran ve minnetlerini  sunmak için kabristana akın ettiler.
Anma töreni ÇYDD Genel  Başkanı .Prof.Dr.Aysel Çelikel'in konuşmasıyla başladı, Genel  Başkan yardımcıları Gülsün Kaya , Nihal Kızıl ,yol arkadaşları ve öğrencilerinin konuşmalarıyla son buldu.
Kardelenlerinden ve sevenlerinden, Türkan Saylan’ın kabrine kucak kucak Papatyalar ve güller yağdı.   Aysel Çelikel'in,Gülsün Kaya'nın ve Nihal Kızıl'ın ,bizim gibi şehir  dışarıdan gelen konuklarla bizzat ilgilenmeleri,sıcacık tavırları hepimizi çok memnun etti.
Genel Başkanımız ve Genel Merkez Yöneticileri, ÇYDD Kırklareli Şubesindeki olumlu gelişmelerden,çalışmalarımızdan , derneğimizi görünür fark edilir hale getirmemizden ve daha çok çocuğumuzun   elinden tutmamızdan oldukça memnun olduklarını söylediler ve teşekkür ettiler...
Kabir ziyaretinden sonra  6.Türkan Saylan Sanat ve Bilim Ödülleri töreni ve anma etkinliği ,Levent İş Sanat Merkezinde Ali İhsan Varol'un harika sunumuyla yapıldı.Yol arkadaşlarının Türkan Saylan ile ilgili anıları hepimize  duygusal anlar yaşattı.  
Tayfun Taliboğlu'nun muhteşem Türkan Saylan belgeseli,  onsuz ne kadar eksik olduğumuzu  hissettirdi hepimize. Türkan Saylan  ödül töreni  sanatçı Gülsin Onay'ın harika piyona resitaliyle son buldu..
Bu organizasyonun gerçekleşmesinde ,ulaşımımızı sağlayan Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Kesimoğlu’na  Yönetim Kurulum adına sonsuz teşekkürler ediyorum.” dedi.



Cezaevine Kütüphane

Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com
Kırklareli Günlüğü

Cezaevine Kütüphane

Kırklareli  Cumhuriyet  Başsavcılığı E Tipi Kapalı Ceza İnfaz kurumunda hükümlü ve tutuklular için oluşturulan kütüphanenin açılışını .gerçekleştirdi.
Düzenlediği Sosyal ve Kültürel etkinliklerle  mahkumlarında, halkında sürekli  taktirini kazanan Kırklareli Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz,  cezaevinde kütüphane açılması için bir sendika ile yapılan protokol sonucunda  toplanan kitaplarla cezaevine kütüphaneyi kazandırdı.  Kütüphane  hükümlü ve tutuklular  tarafından sevindirici bulundu.
Cezaevinde açılan kütüphaneye şahsen bende çok sevindim.  Çünkü okumak, okuyarak öğrenmek,  cehaletle mücadele etmenin en etkili yolu.  Okuyarak ufku genişleyen  insanın  hayata daha pozitif baktığı okumayanla mukayese edildiğinde açıkça ortaya çıkmaktadır.
Bir şekilde cezaevine düşenlerin  büyük  çoğunluğu cehalet sebebiyle cezaevine düşmekte, cezaevine girdikten sonra yüksek yüzdesi de eyleminden   pişman olmaktadır. Bu yüzden cehalete kurban gitmemenin  yolu okumaktan, bilgi birikimini arttırmaktan dolayısı ile cehaletle savaştan geçmektedir.
Düzenlenen konser, eğlence günleri, tiyatro, bilgilendirme toplantıları ile  Hükümlü ve tutuklulara en iyi, en verimli ve  en sağlıklı  şekilde nelerin yapılabileceğini amaç edinen Başsavcı İlyas Yavuz,  Okuyan bir toplum oluşturmanın   Devletin önemsediği projelerinin başında geldiğini, kendilerinin de Devletin görevlileri olarak bu hedef için çaba sarf etmek zorunda olduklarını belirtti.   
Okuyan bir toplum oluşturmayı cezaevlerinden başlatmak için yola çıktıklarını  ve cezaevine kütüphane açmayı gerçekleştirdiklerini söyleyen ve   bir faydalı hizmeti  daha hayata geçiren Başsavcı İlyas Yavuz’u gönülden kutluyor, yenileri için kendisine kolay gelsin diyorum.  




CHP PANKART CEZASINI YARGIYA TAŞIDI!


Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com
Kırklareli Günlüğü

CHP PANKART CEZASINI YARGIYA TAŞIDI!

Cumhuriyet Halk Partisi Lüleburgaz İlçe Başkanlığı astıkları Anayasa maddesini içeren pankarta  kesilen ceza için Lüleburgaz Adliyesi Sulh Ceza Mahkemesine itiraz etti.
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, CHP İl Başkanı Ünal Başkur, İlçe Başkanı Özgür Kaya, çevre ilçe başkanları ile  çok sayıda partili Lüleburgaz Adliyesi önünde toplandı.
 İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz,  Adliye önünde yaptığı açıklamada, 219 lira değil 219 yıl hapis isteseler bile her zaman ‘Türkiye Laiktir Laik Kalacak’ diye bağıracaklarını söyledi.
CHP Lüleburgaz  İlçe Başkanı Özgür Kaya; “Anayasal düzende, Anayasayı savunmak suç değildir, asla da olamaz. Ne Polis ne Kaymakam, nede bir başka devlet görevlisi,  hiç kimse kendisini hakimin veya  Büyük Millet Meclisinin yerine koyamaz.  Ceza alan pankartımıza Anayasanın 2. Maddesi  ile  “Türkiye Laiktir, Laik kalacak” yazıldı diye bu pankartlara ceza kesilemez.
Bu açık açık bir komplodur, halkı devletle karşı karşıya getirmeye çalışan, birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi ve anayasal düzeni yıkmaya çalışan açık bir komplo girişimidir.
Lüleburgaz’da yüzde 60 oy almış Cumhuriyet Halk Partisi’nin İlçe Başkanına kesilen bu ceza milletin iradesine kesilmiştir. Türk Milleti olarak mahkemelerde Türk Milletinin adına karar veren hakimlerden Anayasal düzeni sıkıntıya sokacak, bizleri karşı karşıya getirecek  cezanın iptalini talep ediyoruz” dedi.

Evet bu ceza, itiraz ve açıklamalardan sonra gelişen olaylara baktığımız vakit,  kabahatler kanununa göre bir ceza kesildiği doğrudur.  Bunun hukuksal dayanağı nedir?  Ben hukukçu değilim  ama muhtemelen pankartın şekil olarak belki de asılmaması gereken bir yere asılmış olması ya da izinsiz asılmış olma ihtimalleri de söz konu olabilir. Ancak ceza şekil olarak uygulanırken, ceza konusu materyalin ne olduğunu da  bakmakta  fayda  olacağını düşünüyorum.
Ceza pankartın asılma şekline mi? İçeriğine mi kesilmiştir? Buna da bakmak lazımdır. Doğal olarak CHP’nin ve halkın tepkisi  içeriği ile alakalıdır…  
Hassasiyetleri olan ve  toplumu olumsuz  yönde etkileyecek  türde  söyleme, yazılıp çizilene karşı dikkatli olmak,  çok katı karar almak yerine biraz daha obsiyonlu davranmak umarım mümkün olabilirdi. Sanıyorum mesele tepki yaratmadan da çözülebilirdi.
 Kesilen ceza yargıya taşınmıştır. Acaba yargı ne karar verecektir? Yargı cezayı kaldırırsa; “Yargı bizi haklı buldu.” denecek ve  cezayı kesenlerde  art niyet aranacaktır. Ceza  kaldırılmazsa ne olacak?  Bu defa   yargıda mı  Anayasa maddesine karşı? Yorum ve tepkileri oluşacaktır.
Asılan ve cezaya tabi tutulan pankartın içeriğinde her hangi bir yıkıcı bölücü söylem yoktur. Toplum barışını bozacak  infial yaratacak bir söylemde yoktur.  Yazılan Anayasa maddesidir. Laikliktir…
 Belirttiğim üzere hassasiyeti olan (Dini, Milli, kanuni… konular içeren bu tür)  şeylere ceza kesilmede aceleci davranılmamalıdır diye düşünüyorum. Tabi ki bu tamamen iyi niyetimle ortaya koyduğum bir görüştür.  Çünkü bu tür durumlarda toplumun menuniyetsizliği ve  tepkisi doğaldır. Hatta bu konular provoke edilmeye de çok müsait konulardır.

Ben pankart meselesinde duygusal davranmaktan ziyade herkesin akılcı düşünmesinden ve  provokasyona meydan vermeden toplum vicdanı rahatlatılarak  toplum  barışını bozmadan uzlaşmacı bir tavır alınmasından yanayım.

TÜRKAN SAYLAN 7.ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE KIRKLARELİ’DE ANILDI


Çağdaş Yaşamı  Destekleme Derneği Kırklareli Şube  Başkanlığı Dönmezler çiftliğinde verdiği kahvaltıyla Prof.Dr. Türkan Saylan’ı ölümünün 7. Yılında andı.

Sınır Kent Haber

13  Aralık 1935 günü İstanbul'da doğan, 18 Mayıs 2009 tarihinde yakalandığı amansız hastalığa yenik düşerek hayata veda eden, ÇYDD. Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan;  9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından 31 Mart 2000 tarihinde Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu üyeliğine seçildi. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Üniversitelerarası Kurul kontenjanından 2 Şubat 2001’de YÖK üyeliğiyle görevlendirildi.  13 Aralık 2002'de üniversitelerdeki görevlerinden yaş haddinden ötürü emekli olduğu için ayrıldı.

14   Mart 2003'te,  Bakanlar Kurulu kontenjanından  yeniden YÖK üyeliğine getirildi ve  bu görevi  Mart 2007’de bitirdi.
2003–2004 yılları  arasında Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu üyeliği ve İstanbul İl İnsan Hakları Kurulu üyeliklerinde bulundu. ÇYDD Genel Başkanı olduğu dönemde  milyonlarca yoksul  çocuğa  eğitim imkanı verdi.
ÇYDD’nin kurucusu ve Genel Başkanı olan  Prof.Dr. Türkan Saylan,  ölümünün  7. Yılında ÇYDD Kırklareli Şube Başkanlığının Dönmez Çiftliğinde düzenlediği kahvaltılı toplantı ile anıldı.
Toplantıya Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun eşi Sibel Kesimoğlu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yönetici ve üyeleri, eski Başkan ve yöneticileri, STK Temsilcileri, büyük bir davetli topluluğu katıldı. 
Dönmezler çiftliğinin  tamamen doğal ortamı ve mis gibi havasında bir araya gelen yüzlerce konuk, Türkan Saylan’ı anma etkinliğinde doğa ile baş başa  kahvaltı yapma fırsatı buldular. Katılımcılar Başkan Birsen Meriç ve ekibinin kalplerini açtıkları etkinlikte  samimi ortamdan istifade ettiler ve  kaynaşarak keyifli anlar yaşadılar.  
Türkan Saylan’ı anma Toplantısı  Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Kırklareli Şube Başkanı Birsen Meriç’in konuşması ile başladı. Başkan Birsen Meriç konuşmasında şunları kaydetti;  “Çağdaş Eğitim yoluyla, çağdaş topluma ulaşma hedefi doğrultusunda bir ışıkta siz yaktığınız için sonsuz teşekkürler ediyorum.
Her çocuğun bilimsel bir eğitim öğretim sistemiyle eğitim alabilmesi, okuyabilmesi gerektiğine inanlardanım. İnancımla, samimiyetimle, sevgimle bu yolda yürümenin gururunu yaşıyorum. Bu anlamlı günümüze hoş geldiniz. Şeref verdiniz kıymetli misafirlerimiz. Umarım; yan yana, can cana, yürek yüreğe keyifli bir kahvaltı yaparız.
Adım Türkan, Soyadım Saylan… Kızlarımız okusun, kadınlarımız erkeklerle eşit yurttaşlar olarak yaşama katılsın, gençlerimiz kendilerini özgürce geliştirsin ve herkes güzelliklerden nasibini alsın istedim.
İnsanlar arasında hiçbir ayrım yapmadım. Bana ihtiyacı olan herkese destek oldum. Yaşamım boyunca Cumhuriyetin temel değerlerine sıkı sıkıya bağlı kaldım ve hep  Mustafa Kemal’i izledim. Yaşamı ciddiye aldım. Çünkü tek kaygım, yapmak istediğim işlerin yarım kalmasıydı…
İşte sevgili dostlar; böyle bir insanın yürüdüğü yoldan yürümenin büyük gururunu yaşıyorum. O muhteşem insanı yitirmenin 7. Yılında onu özlemle,saygıyla anıyorum. Yaptıkları yolumuza ışık olacaktır.
Değerli çocuklarımız Kalbimizde yaşayan Türkan Saylan’ın sizlere de bir mesajı var.
Sevgili Gençler;
Bu ülke, bu toplum ve bu dünya için ne denli önemli olduğunuzu hiç aklınızdan çıkarmayın. Daima çağdaş bir insan olmayı hedefleyin. Kendinize güvenin. Toplumumuzun sorunlarına çözüm üretmek için uğraş verin ve mutlu olun.
Sorunun değil, çözümün parçası olun.  Türkan hocamız bu mesajı 19.04.2005 tarihinde yazarak siz gençlerimize seslenmiştir.  Türkan hocamızda Büyük Önder Mustafa Kemal
Atatürk gibi umudunu gençlere ve Türk insanına bağlamıştır. Hepimiz bu güvene layık olabilmek için, güveni boşa çıkarmamak için canla başla çalışmalıyız.
Değerli konuklarımız;
Sizlerde değerli katılımlarınızla etkinliğimize teşrif ettiniz. Hepinize gönülden teşekkür ediyorum. Sağladığınız desteklerle daha çok çocuğumuzun, gencimizin yüreğine dokunacaksınız.  Bundan emin olabilirsiniz…
Etkinliğimizin  bu kadar kısa sürede gerçekleşmesini sağlayan ve hiçbir desteği esirgemeyen güzel insanlarımız var. Müsaadelerinizle onları sizlere tek tek tanıtmak istiyorum.: Öncelikle bize yüreklerini de, mekanlarını da açan, bizlerden daha fazla özveride bulunan, Dönmez çiftliği sahipleri Saniye, Yetkin, Doğan Dönmez’e, ve çiftliğin tüm emekçilerine, her zaman yanımızda olan ve liste yaparken sınır tanımayan Sinan Yanardağ’a,  destekleriyle her daim yanımızda olan Gürkan Oras’a, Dere Tavukçuluk sahibi Mehmet Sağ ve eşine, derneğimizin kurucusu  Ünal Başkur’a, Egem Markete, Köysel Doğal reçellerinin üreticisi Ayhan beye, ÇYDD’nin kolu kanadı olan Kırklareli Belediye Başkanı
Mehmet Siyam Kesimoğlu, eşi Sibel Kesimoğlu ve tüm Belediye çalışanlarına, Kent Konseyi başkanı Seyfi Meriç ve yönetimine, CHP Kadın kollarına, bizim sesimiz olan değerli Basınımıza, beni sürekli yüreklendiren, her zaman yanımda olan, canla başla çalışan çok kıymetli canlarım, yol arkadaşlarıma, Gönül İşleri Organizasyon sahibi Belgin Göç’e  etkinliğimize katılarak  yanımızda olan kıymetli misafirlerimize, Derneğimiz  Yönetim Kurulu  adına, çocuklarımız adına sonsuz teşekkürler. Hepinize minnettarız.  Alkışların en kuvvetlisi sizlere gelsin.  İyi ki varsınız. Bu arada isimleri sayarken unuttuğum isimler var mı bilmiyorum ama varsa lütfen bağışlasınlar. İnşaallah kimseyi unutmamışımdır.
“Her eğitimli insanın bu Cumhuriyet’e bir borcu vardır.” diyen Türkan Saylan hocamıza tekrar bir selam gönderirken, Yolu sevgiden ve ÇYDD’den geçen siz kıymetli misafirlerimize afiyet olsun.”

Başkan Birsen Meriç’in açılış konuşmasından sonra Başkan Meriç ve yönetimi tüm misafirlerle ayrı ayrı ilgilenerek katılımcılar arasında kaynaşmayı sağladılar. Katılımın yüksek olduğu kahvaltılı toplantıda gençler, öğrenciler Prof.Dr. Türkan Saylan’ın hayatından kesitler veren konuşmalarda bulundular.  Dernek yardımları ile okuyan öğrencilerin konuşmaları etkinliğe katılanlara duygulu anlar yaşattı.