28 Haziran 2011 Salı

Kırklareli Günlüğü
Kenan Evren nasıl  Genel Kurmay Başkanı oldu?
FARUK CEYLAN
12 Eylül 1980 ihtilalinin lideri Kenan Evren  ifadesi alındığında “Yine olsa yine yaparım, pişman değilim. Biz ihtilali ilgili kanun gereği yaptık” falan şeklinde konuşmalarıyla 12 Eylül mağdurlarını kızdırmış ve çektikleri acıları ciddiye almadan derin yaralara tuz basmıştı
 İhtilal mağdurları ister istemez geç kalmış bir hesabın sorulacağı umuduna kapıldı. Bu umut pekte umulduğu gibi gerçekleşeceğe benzemiyor. 
Üzerinden 30 yıl geçmiş,  ateş düştüğü yeri yakmış. Yandı gitti unutuldu  bitti demek o kadar kolay değil. Fidan gibi evlatları dar ağacına gönderilen,  uygulanan işkencelerle sağlığını , cezaevlerinde yatıp istikbalini yitiren  hangi gencin ana, baba ve kardeşi bunun üzerine sünger çekebilir?  çekilen bu acıları unutmaları beklenebilir?  O günleri kitaplardan değil, birebir canlı olarak yaşamış biri olarak  geçmişi  hatırlamamak mümkün mü? O ihtilal’i kim yapmıştı ? birilerimi yaptırmıştı ? İhtilal sistemin bir parçasımıydı ?  O gün ihtilal’in kudretli komutanı, bu gün ise o gün yaptıkları için yargı yolu açılmış biri olan Kenan Evren.  Nasıl olmuştu da Bu ihtilal’in lideri olmuştu? Onun Genel Kurmay Başkanlığı hikayesini  sanırım bir çok insan bilmez. Bu gün okurlarımla o hikayeyi paylaşmak istiyorum.
(1)Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Namık Kemal Ersun. Kara Kuvvetleri camiasının dört gözle beklediği Genel Kurmay Başkanı adayı  birden bire Zamanın Başbakanı Süleyman Demirel tarafından re’sen emekli ediliyor. 
Namık Kemal Ersun’un emekli edilmesinin sebebinin fazla  Milliyetçi olmasına, hat safhaya gelen  olayların sert tedbirlerle durdurulmasının gerektiğini de ağzından kaçırmasına bağlanıyor.
Ersun Emekli edilince Kara Kuvvetleri komutanlığı için iki aday kalıyor. Orgeneral Adnan Ersöz ve Orgeneral Ali Fethi Esener. Hangisi Kuvvet komutanı olursa olsun, hemen ardından Genel Kurmay Başkanlığına atanacak.  Ersöz  Silahlı Kuvvetlerde nadir beyinlerden biri. Ancak Kuvvet Komutanlığı için adı söz konusu olunca, onunda solcu olduğu dedikoduları başlıyor. Ersoy solcumuydu? Bu net olarak açık değil. Ama fazla Devletçi, kapitalizme kaymaya hiç taraftar olmadığı de net.  Ersöz için 12 Eylül onun komutasında yapılsaydı, “Ne milliyetçiliğin katledilmesine bulaşırdı, ne de “Kapitalizme geçişe” izin verirdi deniyordu. Zamanın Başbakanı bu Orgenerale de sempatiyle bakmadı. Demirel’in adayı Orgeneral Ali Fethi Esener’di.  Başbakan Esener’in Kuvvet Komutanı olmasına dair Bakanlar Kurulu Kararnamesini  Çankaya’ya gönderdi. Zamanın Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk bu kararnameyi imzalamadı. İnatlaşma 30 Ağustos tarihine kadar sürünce Ersöz ve Esener süreleri bitmiş olduğundan emekli oldular. Artık sırada kim varsa Kuvvet komutanı olacaktı. Sıradakilerin en kıdemlisi Ege Ordu komutanı Orgeneral Kenan Evren’di. Evren Kuvvet Komutanlığına getirildi. Çok geçmeden de, emeklilik sırası gelen Genelkurmay Başkanının boşalttığı makama yükseldi ve Genelkurmay Başkanı oldu.  Bu tesadüfler var mıdır? Tabi ki vardır da tesadüflerinde bir sınırı yok mudur?  Yoksa bu politik bir satranç mıydı?
Acaba daha öncesinde de bu hamlelere zemin hazırlayan başka hamlelerde olmuş muydu?  Daha önceki Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Eşref Akıncı yaş haddini, 65 yaşını doldurduğu halde, emekliliğe sevkine ilişkin kararname hazırlanmadı ve kanuni sürenin aşılmasına göz yumularak 30 Ağustos’a kadar beklendi. Beklenmemiş olsaydı, yine bir Ege Ordusu Komutanı, ama başka bir isim Kara Kuvvetleri Komutanlığına getirilmiş olacaktı. O da Orgeneral Turgut Sunalp’ti.  Akıncı’dan Sunalp’e onlardan Ersun’a, Ersun’dan Ersöz’e ve Esener’e uzanan bu olaylar dizisi basit birer tesadüf müydü?  Yoksa belirlenen kişinin önünün açılması için yapılan hamleler miydi?  Belirlenen kişi tahmin edilmeyen bir yerlerden  de himaye gördü mü?
(1) “Sistemin İntikamı “ Ferruh Sezgin

Hiç yorum yok: