7 Temmuz 2011 Perşembe

Kırklareli Valisi Mustafa Yaman Muhtarları dinledi

Faruk Ceylan
Muhtarların sıkıntılarını dinleyen Vali Yaman, DSİ Sosyal Tesislerinde düzenlenen toplantıda, 18 muhtara plaket verdi.
Toplantıya Vali Mustafa Yaman'la birlikte Belediye Başkanı Cavit Çağlayan, Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, İl Jandarma Komutanı Albay Mehmet Yiğit ve İl Emniyet Müdür Vekili Akın Bıyıklı katıldı.

Kırklareli Günlüğü
Kenan Evren’in 17 Kasım 1960 tarihli mektubu
“Merhum Uğur Mumcu bu mektubu 25 Ekim 1986 tarihli  Cumhuriyet gazetesinde yayımlamıştı”
Faruk Ceylan
Tarih 1937-1938 Kara Hara Harp okulu öğrencilik yılları… İki sınıf arkadaşı, Alparslan Türkeş ve  Kenan Evren.
Birincisi  son derece aktif.  Öğrencilerin  liderleri arasında. İkincisi  ise tam aksine.  İkincisinin yükselmesi ile omuzlarındaki yıldızlar arasında doğru bir orantı var. Birincisinin ise, omuzlarındaki yıldızlar alındıktan sonra dahi karizması  her geçen gün artmış.
Alparslan Türkeş, öğrencilik  yıllarındaki  Kenan Evren’i  pek hatırlamıyor bile.
Alparslan Türekeş’in Kenan Evren’i ilk hatırladığı yer Ankara Garı. Yıl 1955. Bir uğurlanan ve birden çok uğurlayan. Uğurlayanlar arasında biri de Kenan Evren…
Yıllar sonra Orgeneral Evren Genel Kurmay Başkanı olduğunda  MHP Genel Başkanı Türkeş’le bir araya gelirler. El sıkışırlarken Evren: “ Siz belki hatırlamayacaksınız ama 1955’te Ankara Garında sizi uğurlayanlar arasında bende vardım.”  Türkeş gülerek cevap verir: “ Merak etmeyin Sayın Genel Kurmay Başkanı. Sizi hatırladım.” Der.
Kısa bir süre sonra, 12 Eylül’de kader iki sınıf arkadaşını tekrar karşı karşıya getirir.  Bu sefer Evren Devlet Başkanı, Türkeş ise bütün kadrosuyla tutuklanan MHP Genel Başkanı.  
Bu durumdaki Kenan Evren’i ,  eski hatıralar ve şuuraltı nasıl ve ne derece etkilemişti?
Merhum Uğur Mumcu’nun 25 Ekim 1986 yılında Cumhuriyet gazetesinde yayımladığı  “ Osman Köksal’ın sandığından çıkan mektuplar” yazısında Kenan Evren’in  Osman Köksal’a  daha 17 Kasım 1960’ta yazdığı mektup bu soruya açık cevap olacak nitelikte.
                                                                                  
                                                                                                                                   17 Kasım 1960
“Osmanciğım,
İşlerimin çokluğundan yazamadım. kusura bakma. Bu mektubu bilhassa, son alınan karar karşısında duyduğum memnuniyeti izhar etmek için yazıyorum. Bu karardan burada herkes memnun oldu. Canı gönülden tebrik ederim. Bu karar daha evvel alınmış olsa idi çok daha iyi olacaktı.
Alparslan’ın Konya’ya geldiğinde Orduevinde subaylarla hasbihalinde söylediklerini buradan  Ankara’ya bildirdik. Elbet sizinde malumunuz olmuştur. Bu konuşma üzerimizde hiç de iyi tesir bırakmamıştı. Her ne ise, bu işin böyle oluşuna hepimiz sevindik. Ancak, mükafat kabilinden dış görevlere verilmesi çok kimseler üzerinde iyi tesir bırakmadı.
Osmancığım, işinin ne kadar çok ağır olduğunu biliyor ve onun için cevap veremeyeceğini de taktir ediyorum. Şimdiye kadar, ben de dahil olduğumuzdan ve şahsi menfaatini düşünüyor düşüncesine kapılırsınız diye şu Kore meselesini hiç açmamıştım. Bu hakkımızı , düşükler bile kabul etmişlerdi. Çıktı çıkacak dendi. İnkılaptan sonra haklı olarak bu basit iş sonraya atıldı tahmin ediyorum. Yine çıkacakmış diye kulağımıza geliyor, bilmem ne dereceye kadar doğrudur.
Daha fazla rahatsız etmemek için mektubuma bu kadarla nihayet verirken gözlerinden öper hanımefendiye hürmetlerimi sunarım. Sekine de ayrıca size ve hanımefendiye hürmet ve selamlarını sunar, çocukların gözlerinden öperiz,sevgili kardeşim.
                                                                                                                 Kardeşin, Kenan Evren
                                                                                                                      Kurmay Albay.
Kenan Evren Osman Köksal’a yazdığı mektupta “son alınan karar” ve “bu iş “ifadesiyle 13 Kasım’da 14’lerin yurt dışına sürgün edilmelerini ( 1960 ihtilalinde Türkeş’te Hindistan’a sürgün edilmişti.)  kastediyor ve sevincini açıkça belirtiyor. Evren ayrıca, Alparslan Türkeş’in Konya’da subaylarla neler konuştuğunu da Ankara’ya hemen  “İspiyonlamış” olduğunu da açıkça itiraf ediyor.
17 Kasım 1960’ta bu mektubu yazan Orgeneral Evren’in eline fırsat geçerse  neler yapacağını daha o günlerde kafasına koymadığını kim iddia edebilir?
Osman Köksal kimdir:  1916 yılında Selanik’te doğmuş, Kore'de bulunmuştur. Kurmay Albay olarak Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı komutanı iken  27 Mayıs darbesi  sırasında darbecilere katılmış ve eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın yakalanmasında bulunmuştur. Komite üyeliği dışında, Ağustos 1961'e kadar aynı vazifede kalmıştır.
25 Ekim 1961'de Milli Birlik Komitesi'ne Cumhuriyet Senatosu Milli Birlik Komitesi üyesi olmuştur
Kaynak:- Sistemin intikamı Ferruh Sezgin 6.baskı 1995
-Uğur Mumcu Cumhuriyet Gazetesi 25 Ekim 1986

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Emekli öğretmen, gazeteci ve şair Haydar Meriç toprağa verildi


Faruk Ceylan/Adem Önder
Kırklareli'nde emekli öğretmen, şair ve yerel bir haber sitesinin sahibi olan Haydar Meriç, 1 Haziran'da evinden çıktı. Aynı gün kardeşi Hikmet Meriç ile telefonla görüştükten sonra Haydar Meriç'ten bir daha haber alınamadı.
Polis ve jandarma ekipleri, ailenin kayıp başvurusu üzerine Meriç'i gidebileceği tüm adreslerde aradı, ancak bulamadı. Haydar Meriç'in, kaybolmasından 20 gün sonra Düzce'nin Akçakoca İlçesi'nde denizde balıkçılar tarafından cesedi bulundu.


Haydar Meriç'in, domuz bağı ile bağlandıktan sonra denize atıldığı ve cesedin bozulmaya başladığı belirlendi. İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin ardından cenazesi memleketi Kırklareli'ne getirildi.
Denizde 13 gün kaldığı belirlenen Haydar Meriç'in kardeşi Hikmet Meriç, ağabeyi ile en son 1 Haziran'da konuştuklarını ve daha sonra ölüm haberini aldıklarını söyledi. Hikmet Meriç, "Son günlerde hiçbir sorunu yoktu. Kendisini tehdit eden de yoktu, düşmanı da.  Kendisinin en son Kırklareli'nde bir bankadan 200 TL para çektiğini ve bulunduğunda ise cebinde 120 TL para çıktığını öğrendik.” Dedi.
 Uzun süre suda kaldığı için yakınları tarafından da kimlik tesbiti yapılamayan Haydar Meriç’in  ilk teşhisi  sim kartında bulunan arkadaşları ile irtibat kurulması ve ağzındaki protez dişlerden dişçisiyle görüşülmesi sonucu yapıldı. Daha sonra  ceset savcılık tarafından İstanbul Adli Tıp'a gönderildi, ailenin DNA örneği istendi. Yapılan DNA testide cesedin Haydar Meriç’e ait olduğunu doğruladı.
 Evli ve 2 çocuk sahibi Haydar Meriç'in cenazesi Kırklareli Hızırbey Camii'nde ikindi namazının ardından  toprağa verildi.
Haydar Meriç'in eşi Şükriye Meriç, cenaze töreni boyunca ayakta durmakta zorluk çekti. Zaman zaman fenalaştı.

Kırklareli Şube Başkanı Arif Uzunoğlu’ndan mavi kapak kampanyası için teşekkür.



Başkan Uzunoğlu
Faruk Ceylan/Adem Önder  Mavi kapak kampanyası ile ilgili bir açıklama yapan TSD Kırklareli Şube Başkanı Arif Uzunoğlu Kavaklı  beldesindeki yüzde 80 ortopedik özürlü Cansu Çoban (17) ile  Hayrabolu’da felç hastası Leman Kurt'a (75) tekerlekli sandalye verdiklerini söyledi.
Başkan Uzunoğlu; “TSD Kırklareli Şubesi olarak öncülük ettiğimiz kapak toplama kampanyası yeni destekçilerimizle her geçen gün daha fazla büyüyerek, engellilere desteğin artması bizleri mutlu emektedir. İstasyon caddesinde park işletmeciliği yapan, ALİ KÜPÇÜK topladığı kapaklarla ilimizdeki engellilere destek olurken,  aynı zamanda da çevreye karşı göstermiş olduğu duyarlılıktan dolayı kendisine teşekkür ediyoruz.

Engelli dostu Ali Küpçük
Bugüne kadar toplanan kapaklarla  derneğimize 3 adet tekerlekli sandalye alınarak ihtiyaç sahiplerine verildi. Engellilerin toplumla birlikte yaşamaları ve hayata bağlanmalarını sağlamak için, illimizdeki tüm bireyleri, kurum ve kuruluşları kapak toplayarak hem çevreye hemde engellilere destek olmalarını bekler, gösterdiği duyarlılıktan dolayı ALİ KÜPÇÜK' e teşekkür ederiz.” Dedi.

5 Temmuz 2011 Salı

Burhan Öcal, Kırklareli’nde sokak sünnet düğününe katıldı

Ali Ümit Ülker
Kırklarelili perküsyon ustası 52 yaşındaki Burhan Öcal, 12 yıldır orkestrasında beraber çalıştı ritimcisi 34 yaşındaki Ümit Adakale'nin Roman Mahallesi'nde 10 yaşındaki oğlu Enez için düzenlediği, sokaktaki sünnet eğlencesine katıldı.

Romanların yaşadığı Kırklareli'ne bağlı Yayla Mahallesi Kiremithane sokakta Enez  Adakale için düzenlenen sünnet eğlencesine Burhan Öcal da katıldı. Sokak arasındaki eğlencede, davetliler Roman havalarıyla dans etti. Burhan Öcal, hediye olarak da Enez'e bir miktar para ile eğitim masraflarını karşılama sözü verdi.

Çok sayıda randevusunu bu eğlenceye katılmak için iptal ettiğini belirten Öcal, "Aslında birçok randevum vardı iptal ettim. Bir ay önce Ümit'e sözüm vardı. İki elim kanda olsa da geleceğim dedim ve geldim. Nasıl gelmem Ümit benim manevi oğlum sayılır. 12 yıldır beraberiz. Bütün dünyayı gezdik. Ben doğma büyüme Kırklareli’liyim. Ben davul zurna ile doğdum, büyüdüm, sünnet oldum, evlendim, boşandım ve davul zurna ile tekrar evleneceğim. "dedi.

Kardeş gazete Hürfikir 50 yaşında

Kardeş gazete Hürfikir 50 yaşında. Kırklareli'nin en eski gazetelerinden Hürfikir 50 yıl önce Merhum Mahir Altan tarafından yayıma geçmişti. Hürfikir meşakkatli bir yoldan geçerek bu günlere geldi. Merhum Mahir Altan ağabeyimizden sonra oğlu Murat Mahir Altan Bayrağı devralarak, babasının ilkelerinden taviz vermeden mücadeleyi sürdürmeye devam ediyor.
Hürfikir'in 50. yaşını kutlar, Mahir Altan kardeşimize bundan sonraki yayım hayatında üstün başarılar dilerim.

Faruk Ceylan-Kırklareli Haberci

3 Temmuz 2011 Pazar

Hasan Başdemir yeniden ASKF Başkanı seçildi.

Faruk Ceylan/Adem Önder
ASKF  olağan Genel Kurulu  Endüstri  Meslek lisesi toplantı salonunda yapıldı. Genel Kurul’a aday olduğunu açıklayan eski Milli Hakem Ülkü Tırpancı  Genel Kurul salonuna gelmedi.
Genel Kurula 225 delegeden 132 kişi katıldı. 127 kişinin oy kullandığı Genel Kurulda 127 oy’da Hasan Başdemir lehinde çıktı ve Hasan Başdemir yeniden ASKF Başkanlığına seçildi.

İlçe Milli Eğitim Müdürü Hayrettin İnce,"Okullarınızın kapanmaması için çocuk sayınızı arttırın"

Adem Önder
Lüleburgaz’da Kaymakam Cemalettin Yılmaz ile  köyleri gezen İlçe Milli Eğtim  Müdürü Hayrettin İnce, köylerdeki okulların kapanmasını istemeyen anne ve babalara, köyden kente göç  nedeniyle köylerde nüfusun azaldığını belirterek,  "Okullarınızın kapanmaması için çocuk sayınızı arttırın" tavsiyesinde bulundu.
Geçtiğimiz öğretim yılında, Lüleburgaz köylerinden toplam 581 öğrencinin, taşımalı sistemle ilçe merkezinde ya da okul bulunan köylerde eğitim gördüğü öğrenildi.

Kırklarelispor Lüleburgazspor’dan Semih Kahraman’ı transfer etti

Faruk Ceylan/Adem Önder
Kırklarelispor, Lüleburgazspor’lu  Semih Kahraman’la 2 yıllık sözleşme imzaladı. Futbola 2002 yılında Babaesispor altyapısında başlayan Semih, 2007’de Amatör olarak Lüleburgazspor’a gitti. 2008 yılında Lüleburgazspor’da profesyonel olan  22 yaşındaki Semih, Lüleburgaz’da toplam 88 maç oynadı. Semih’in 88 maçta ikide golü var.
Kırklarelispor  dış transferde Murat Baydaroğlu’ndan  sonra Semih’ide yeşil beyaz renklere katıp ikinci transferini yaptı. Öte yandan Kırklarelispor’un Tarsus’un ön liberosuyla anlaşmaya vardığı ancak henüz imza attırılmadığı  için bir açıklamada bulunulmadığı da gelen habertler arasında.

1 Temmuz 2011 Cuma

Kırklareli Günlüğü
Meclis 380 yeminle açıldı.
Faruk Ceylan
134 CHP’li  ve 35 Bağımsız milletvekilinin boykotu ile Meclis tarihinde ilk defa üyelerinin üçte biri yemin etmedi.
Meclisteki bu yeminin  nasıl ortaya çıktığı, ilk defa ne zaman yemin edildiği hakkında sanıyorum bir çoğumuz bilgi sahibi değiliz. Olmamamız da  normal. İnsanın ilgisi olmadığı konularda bilgisi de olmuyor.
Şahsen ben bu güne kadar böyle bir bilgiye ulaşmayı düşünmediğim gibi, merakta etmedim. Ama Meclis tarihinde ister istemez yaşanan bu ilkin ardından bu bilgiye de ulaşmak gereği hasıl oldu.
Evet Mecliste yemin meselesi Osmanlı dönemine dayanıyor. Meclis-i Mebusan üyeleri Padişaha ve Vatana sadakat üzerine yemin ediyorlarmış.
 Meclis-i Mebusan, Mebuslar Meclisi olarak da adlandırılan İlk Türk Parlamentosu, "Meclis-i Umumi" (Genel Meclis) adı altında ve iki meclisli olarak, 20 Mart 1877'de çalışmalarına başladı. İki dereceli seçimler sonucu oluşan "Heyet-i Mebusan" veya bazen ifade edildiği gibi "Meclis-i Mebusan" (Milletvekilleri Heyeti), 69'u Müslüman ve 46'sı Müslüman olmayan 115 üyeden oluşuyordu.
Büyük kurtarıcı Mustafa kemal Atatürk yemin meselesiyle  pek ilgilenmemiş ve 23 Nisan 1920’de TBMM’si kurulduğu gün yemin edilmemiş…  1921’de çıkarılan ve ilk anayasamız olan Teşkilatı Esasiye’de de yemin edilmemiştir.
20 Ocak 1921 Anayasası (Teşkilatı Esasiye Kanunu)20 Ocak 1921'de, TBMM tarafından kabul edilen ilk Anayasa (Teşkilatı Esasiye Kanunu), TBMM'nin dokuz aylık çalışmasından ve uzun görüşmelerden sonra kabul edilmiştir.
1924’te Bilecik mebusu (milletvekili) Fikret bey yemin edilmesinin gerekliliğine vurgu yaparak bir öneri sunmuş, Meclisteki mebuslar bu öneriyi kabul etmiş ve 1924 Anayasasına yemin ilave edilmiş.
Yemin “ Vatan ve milletin saadet ve selametine ve milletin bila kaydüşart hakimiyetine mugayir gaye takip etmeyeceğime ve Cumhuriyet esaslarına sadakattan ayrılmayacağıma vallahi”  diyerek edilmiş.
1928 yılında “vallahi” kelimesi çıkarılmış, yerine “namusum üzerine söz veririm”  ilave edilmiş. 1961 Anayasasında “hukuk, Atatürk devrimleri, Anayasa’ya sadakat,üzerine namus ve şeref üzerine ant içerim”  ilave edilmiş.
Cumhuriyet döneminde yemin meselesinin mucidi  Fikret bey kimdir?
1924 yılında Denizcilik Bakanlığı kurulmuş. Başbakan Fethi bey Osmaniye mebusu İhsan beyi Denizcilik Bakanı  yapmış. İhsan bey Bakan olarak Yavuz zırhlısının onarım işine el atmış. Bunun için açılan ihaleyi bir Fransız şirketine vermiş. Daha sonra Denizcilik Bakanı İhsan beyle yeminin mucidi Fikret bey ortak şirket kurup, ihaleyi alan Fransız şirketinden rüşvet aldıkları ortaya çıkmış.  Bunun üzerine meclis soruşturması açılmış. Fikret bey suçunu itiraf edince,  Fikret bey ve İhsan bey yargılanmışlar. Bakan İhsan beye 2 sene,  “ vallahi diye yemin etmemiz lazım” diyen Fikret beye 4 ay hapis cezası verilmiş.
Mecliste yemin edilmesini öneren, yeminin mucidi Fikret bey  yeminine sadık kalmayıp mahkum olan ilk mebus olmuş.

29 Haziran 2011 Çarşamba

Milli hakem Ülkü Tırpancı ASKF Başkanlığına aday


Türkiye'nin ilk Şeker Sanayi'nin kurulduğu Alpullu Beldesi ile bütünleşmiş Babaeskispor Kulübü Başkan Yardımcısı ve Basın Sözcüsü görevlerinde olan Ülkü Tırpancı, Kırklareli Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu (ASKF) Olağan Genel Kurulu'nda Genel Başkanlığı aday olduğunu açıkladı. 
Genel Kurul öncesi birçok kulübün desteğini alan Milli futbol Hakemi Ülkü Tırpancı, yaptığı ilk açıklamada; Kırklareli'nde, Amatör Sporun her dalında hizmet etmek benim asli görevim olacaktır." dedi. 
Rahmetli Latif Oruç, tarafından 7 Temmuz 1986 tarihinde kurulan Kırklareli Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu'nun (ASKF) Olağan Genel Kurulu Toplantısı 3 Temmuz 2011 Pazar günü saat: 14.00'te Kırklareli Endüstri Meslek Lisesi toplantı salonunda yapılacaktır. Yapılacak olan Genel Kurulda yeterli çoğunluk sağlanmadığı takdirde ikinci toplantı 10 Temmuz Pazar günü ayni saatte olacaktır.
Yapılacak olan Genel Kurulda resmi kayıtlı 71 spor kulübünden 224 delegenin oy kullanacağı belirtildi. 
Kırklareli’li bir ailenin oğlu olan Kasımpaşasporlu genç Tuncay’ı transfer etmek isteyen kulüpler Kasımpaşa’nın kapısını aşındırıyor.
Kasımpaşa'nın Fenerbahça'yi yendiği
maçta Tuncay
Alper Ceylan
Beşiktaş altyapısında yetiştikten sonra Kasımpaşa'ya transfer olan 19 yaşındaki Tuncay Öndel, orta sahada görev yapmasına rağmen geçen sezon Kasımpaşa A2 Takımı'nda attığı 12 golle takımın en golcü futbolcusu olarak dikkat çekti. Yılmaz Vural ve Fuat Çapa'nın da öğrencisi olan Tuncay, Yılmaz Vural’ın yanında birçok maçta A takım kadrosunda da yer aldı.
Geçen sezon A takımın oynadığı maçlarda forma şansı bulamadığını söyleyen Tuncay Öndel, "Kasımpaşa olarak talihsiz bir sezon geçirdik. İkinci yarıda iyi performans göstermemize rağmen kümede kalmayı başaramadık.
Bu sezon Bank Asya 1. Lig'de mücadele edeceğiz. Elimizden gelen gayreti gösterip, Kasımpaşa'yı hak ettiği yer olan Süper Lig'e yeniden çıkaracağımıza inanıyorum.
Otoriteler Tuncay'ı stil olarak Fenerbahçe'nin eski
futbolcusu Anelka'ya benzetiyor.

Ben de yeni sezonda daha fazla forma giymek istiyorum. Bunun için de çok çalışmam gerektiğinin bilincindeyim. Bu sezon takımımın değişmezlerinden biri olmak için çalışacağım. En iyi şekilde mücadele ederek Kasımpaşa'nın tekrar Süper Lig'e çıkmasında pay sahibi olmak istiyorum" dedi.
Otoritelerin Türkiye'de tarz ve stil  olarak Anelka’ya benzettiği genç futbolcu, kendisine birçok  kulüpten teklifler geldiğini ancak 

 Kasımpaşa ile sözleşmesinin devam ettiğini söyledi.
Kırklareli’li Tuncay Öndel Fenerbahçeliler Derneği kurucu Başkanı amcası Adem İbrahim Önder tarafından Kırklarelispor’ada tavsiye edildi.

28 Haziran 2011 Salı

Kırklareli Günlüğü
Kenan Evren nasıl  Genel Kurmay Başkanı oldu?
FARUK CEYLAN
12 Eylül 1980 ihtilalinin lideri Kenan Evren  ifadesi alındığında “Yine olsa yine yaparım, pişman değilim. Biz ihtilali ilgili kanun gereği yaptık” falan şeklinde konuşmalarıyla 12 Eylül mağdurlarını kızdırmış ve çektikleri acıları ciddiye almadan derin yaralara tuz basmıştı
 İhtilal mağdurları ister istemez geç kalmış bir hesabın sorulacağı umuduna kapıldı. Bu umut pekte umulduğu gibi gerçekleşeceğe benzemiyor. 
Üzerinden 30 yıl geçmiş,  ateş düştüğü yeri yakmış. Yandı gitti unutuldu  bitti demek o kadar kolay değil. Fidan gibi evlatları dar ağacına gönderilen,  uygulanan işkencelerle sağlığını , cezaevlerinde yatıp istikbalini yitiren  hangi gencin ana, baba ve kardeşi bunun üzerine sünger çekebilir?  çekilen bu acıları unutmaları beklenebilir?  O günleri kitaplardan değil, birebir canlı olarak yaşamış biri olarak  geçmişi  hatırlamamak mümkün mü? O ihtilal’i kim yapmıştı ? birilerimi yaptırmıştı ? İhtilal sistemin bir parçasımıydı ?  O gün ihtilal’in kudretli komutanı, bu gün ise o gün yaptıkları için yargı yolu açılmış biri olan Kenan Evren.  Nasıl olmuştu da Bu ihtilal’in lideri olmuştu? Onun Genel Kurmay Başkanlığı hikayesini  sanırım bir çok insan bilmez. Bu gün okurlarımla o hikayeyi paylaşmak istiyorum.
(1)Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Namık Kemal Ersun. Kara Kuvvetleri camiasının dört gözle beklediği Genel Kurmay Başkanı adayı  birden bire Zamanın Başbakanı Süleyman Demirel tarafından re’sen emekli ediliyor. 
Namık Kemal Ersun’un emekli edilmesinin sebebinin fazla  Milliyetçi olmasına, hat safhaya gelen  olayların sert tedbirlerle durdurulmasının gerektiğini de ağzından kaçırmasına bağlanıyor.
Ersun Emekli edilince Kara Kuvvetleri komutanlığı için iki aday kalıyor. Orgeneral Adnan Ersöz ve Orgeneral Ali Fethi Esener. Hangisi Kuvvet komutanı olursa olsun, hemen ardından Genel Kurmay Başkanlığına atanacak.  Ersöz  Silahlı Kuvvetlerde nadir beyinlerden biri. Ancak Kuvvet Komutanlığı için adı söz konusu olunca, onunda solcu olduğu dedikoduları başlıyor. Ersoy solcumuydu? Bu net olarak açık değil. Ama fazla Devletçi, kapitalizme kaymaya hiç taraftar olmadığı de net.  Ersöz için 12 Eylül onun komutasında yapılsaydı, “Ne milliyetçiliğin katledilmesine bulaşırdı, ne de “Kapitalizme geçişe” izin verirdi deniyordu. Zamanın Başbakanı bu Orgenerale de sempatiyle bakmadı. Demirel’in adayı Orgeneral Ali Fethi Esener’di.  Başbakan Esener’in Kuvvet Komutanı olmasına dair Bakanlar Kurulu Kararnamesini  Çankaya’ya gönderdi. Zamanın Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk bu kararnameyi imzalamadı. İnatlaşma 30 Ağustos tarihine kadar sürünce Ersöz ve Esener süreleri bitmiş olduğundan emekli oldular. Artık sırada kim varsa Kuvvet komutanı olacaktı. Sıradakilerin en kıdemlisi Ege Ordu komutanı Orgeneral Kenan Evren’di. Evren Kuvvet Komutanlığına getirildi. Çok geçmeden de, emeklilik sırası gelen Genelkurmay Başkanının boşalttığı makama yükseldi ve Genelkurmay Başkanı oldu.  Bu tesadüfler var mıdır? Tabi ki vardır da tesadüflerinde bir sınırı yok mudur?  Yoksa bu politik bir satranç mıydı?
Acaba daha öncesinde de bu hamlelere zemin hazırlayan başka hamlelerde olmuş muydu?  Daha önceki Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Eşref Akıncı yaş haddini, 65 yaşını doldurduğu halde, emekliliğe sevkine ilişkin kararname hazırlanmadı ve kanuni sürenin aşılmasına göz yumularak 30 Ağustos’a kadar beklendi. Beklenmemiş olsaydı, yine bir Ege Ordusu Komutanı, ama başka bir isim Kara Kuvvetleri Komutanlığına getirilmiş olacaktı. O da Orgeneral Turgut Sunalp’ti.  Akıncı’dan Sunalp’e onlardan Ersun’a, Ersun’dan Ersöz’e ve Esener’e uzanan bu olaylar dizisi basit birer tesadüf müydü?  Yoksa belirlenen kişinin önünün açılması için yapılan hamleler miydi?  Belirlenen kişi tahmin edilmeyen bir yerlerden  de himaye gördü mü?
(1) “Sistemin İntikamı “ Ferruh Sezgin
Tribün
Murat Baytaroğlu ile ayak üstü sohbet
Faruk Ceylan
Önceki gün Kırklarelispor’un  flaş transferi Murat Baytaroğlu ile ayak üstü sohbet ettik. 13 yıl önce Kırklarelispor’da futbol oynayan, Kırklarelispor’dan Edirnespor’a giden ve oradan da bir çok 3.lig,2.lig ve Bank Asya 1. Lig takımlarında futbol oynayan Murat’la sohbetimize Kırklarelispor’un eski golcülerinden Ali Özdemir’de iştirak etti. Ali ile çok eski arkadaş olan Murat  bir çırpıda geçen 13 yılın kritiğini yapıp eski günleri yaad etti takım arkadaşı ve kaptanı  Ali ile birlikte.
Kırklarelispor’un eski bir futbolcusu ve Kırklareli’li olarak imzayı atıp, Kırklarelispor’a faydalı olmak istediğini, Kırklarelispor’un başarısı için elinden geleni yapacağını söyledi. Bir çok kulüpten transfer teklifi almasına rağmen, Yeşil beyazlı forma için Kırklareli’li olmak ağır basmış ama Başkan Volkan Can’la olan eski dostluğunun  bu transferde payı olduğuna  da vurgu yaptı Murat, ayak üstü sohbetimizde.
“Volkan Başkanla uzun yıllar devam eden  bir dostluğumuz var. Kırklarelispor’a gelmem için bana teklifte bulunduğunda doğrusu fazla düşünmedim. Tabi ki ben profesyonelim. Futbol benim işim ama söz konusu Kırklareli olunca durum başka. Benimle aynı durumda olan Hakan Güvençer’de var. Onunla birlikte Kırklarelispor’a çok faydalı olacağımızı umuyorum.” Dedi.
Murat Baytaroğlu ve Hakan Güvençer hem tecrübelerinin doruğunda, hem de Kırklareli aşığı iki insan. Hal böyle olunca bu  durum Kırklarelispor için büyükçe bir artı.
Hakan Güvençer’in takımda kalmasının ardından, Murat’ın transferi Kırklarelispor taraftarını da hem heyecanlandırdı, hem de mutlu etti. Yönetimin dış transferde   kaliteli futbolcuklar almak için arayışları devam ediyor. Görünen o ki gelecek yıl 2. Ligde mücadele edecek olan Kırklarelispor süper amatörde ve 3. Ligdeki başarılarını 2. Ligde de  sürdürmeye niyetli.
Kırklarelispor yöneticilerinin   başarıların devamı için ortaya koyduğu çabanın maddi olarak ta desteklenmesi en büyük temennimiz. Başarıların devamı için manevi destek yetmiyor, mutlaka maddi destek lazım. Bu maddi desteğin liderliği de Vali sayın Mustafa Yaman, Kırklareli milletvekilleri  M.Siyam Kesimoğlu, Turgut Dibek ve Belediye Başkanı  Cavit Çağlayan’a düşüyor. Tabi ki iş adamından esnafına, işçisinden köylüsüne kadar tüm Kırklareli’lilerin   gücü oranında başlatacağı bir gönül seferberliğine de ihtiyaç var.
Süper amatörde 2.lig hedeflenirken  bunun sadece iyi bir temenni olduğu algılanıyordu. Ancak ortaya konan mücadele kıt imkanlara rağmen  Kırklarelispor’u hedefe ulaştırdı.  Kırklarelispor şampiyon olup 3.lige yükseldiğinde bende kulüp yöneticisiydim.  Vilayet meydanında ki  şampiyonluk kutlamalarında Tek Rumeli TV. Spikeri  görüşlerimi almak üzere mikrofonu bana uzattığında, “ Bu daha bir şey değil, Kırklarelispor’un asıl hedefi 2. Lige çıkmak. Volkan Başkan ve yönetimimizin hedefi 3.lig değil 2. Ligtir. 3. Lig  sadece hedefin birinci basamağıdır” diye bir açıklama yapmıştım.  Bir çok kişi inanmamıştı ama  O açıklamayı yaptığım günden çok önce hedef belirlenmişti…
Şimdi hedef  2.ligde kalıcı olmak. Zor bir hedef değil mi?  İyi de neden  Kırklarelispor 2.ligde de şampiyon olmasın ki…   Çok mu zor?  Süper  amatörden 2.lige gelmekte zor değimliydi?



26 Haziran 2011 Pazar

Kırklarelispor ilk bombayı patlattı.


*Kırklareli çocuğu Murat Baytaroğlu bir yıllığına imza atarak yeşil beyaz formayı giydi.

Faruk Ceylan
Yeni sezonda Trakya’nın 2.ligde tek temsilcisi olacak olan Kırklarelispor’un iç transferi tamamladığı ve güçlü bir takım kurmak için de dış transferdeki çalışmalarını hızlandırdığı öğrenildi.
Kulüp yönetimin bir çok futbolcuyla görüştüğü ancak transfer konusunda seçici olduğu ve Kırklarelispor’un 2. ligde de başarılı olması için hassas davrandıkları ifade edildi.
Kırklarelispor’lu yöneticiler dış transferde ilk bombayı 12 yıl önce Kırklareli’nden ayrılan Murat Baytaroğlu ile patlattı.
1980 doğumlu Murat Baytaroğlu bir çok 2.lig ve Bank Asya takımında futbol oynamış, en son olarak ta Bank Asya 1.ligi takımlarından Güngören Belediyespor’da forma giymişti. 
Tecrübeli  futbolcu Murat Yönetim kurulu ile yaptığı görüşmeler sonunda bir yıllığına imza atarak yeşil beyazlı  formayı giydi.
Kırklarelispor Yönetim Kurulunun Volkan Can Başkanlığında tecrübeli ve kaliteli futbolcularla görüşmelerinin sürdüğü, önümüzdeki günlerde bomba transferlerin devam edeceği, her mevkiye kaliteli futbolcular alınacağı da  gelen bilgiler arasında.
Murat Baytaroğlu’nun transferi kaliteli bir futbolcu olmasının yanı sıra Kırklareli çocuğu olması sebebiyle taraftar arasında da memnuniyetle karşılandı. 

24 Haziran 2011 Cuma

Kırklareli'nde Türkçe Olimpiyatları Heyecanı

Bu yıl 9'uncusu düzenlenen Türkçe Olimpiyatları için Türkiye'de bulunan çeşitli ülkelerden 1000'i aşkın gençten 75'i Kırklareli'nde ağırlanacak.
Türkçe Olimpiyatlarının il etkinliği, Kırklareli Valiliği himayesinde ve Kırklareli İş Adamları Derneği (KİAD) organizesinde düzenlenecek. KİAD Genel Sekreteri Ömer Altun, düzenlediği basın toplantısında, 130 ülkeden 1000'i aşkın öğrencinin katıldığı 9. Türkçe Olimpiyatları'nın şehir etkinliklerinin bir halkasının da Kırklareli'nde yapılacağını belirtti. Türkçe Olimpiyatları'nın 30 Haziran Perşembe günü Vilayet Meydanı'nda gerçekleştirileceğini ifade eden Altun,
 "Kırklareli'deki Türkçe Olimpiyatları'na 30 ülkeden 75 öğrenci katılacak. Olimpiyatta çocuklar şiir, şarkı, türkü, skeç, yöresel halk Oyunları gösterilerini sunacak. Olimpiyatlara 20 bin kişinin katılmasını hedefliyoruz. " dedi.

23 Haziran 2011 Perşembe

Kırklarelispor’un Alex’i Hakan Güvençer Kırklarelispor’da kaldı.

FARUK CEYLAN/ADEM ÖNDER
Kırklarelispor’un virtiözü Hakan Güvençer gelen transfer tekliflerini kabul etmeyerek Kırklarelispor’da kaldı.
Kırklarelispor’un şampiyonluklarında büyük pay sahibi olan taraftarın Alex’i Hakan Güvençer futbola Kırklarelispor’da başladı. Kırklarelispor’dan Beylerbeyispor’a transfer olan Güvençer Beylebeyi’nde profesyonel oldu. Beylerbeyispor’dan Bakırköyspor’a transfer oldu. Bakırköyspor’da oynadıktan sonra da tekrar Beylerbeyispor’a dönen Hakan Kırklarelispor’un 3. lige çıktığı sezonda amatöre dönerek memleketinin Kulübüne katkı sağlamak için Kırklarelispor’a geldi.  Kırklarelispor 3.lige çıkınca yarım sezon Keşan’da oyanayan Hakan oynadığı futbolla Keşan’ıda zirveye taşıdı. 3.ligin ikinci yarısında  Başkan Volkan Can’ın çabalarıyla yeniden Kırklarelispor’a dönen Hakan Güvençer ikinci yarıda da mükemmel futboluyla Kırklarelispor’un şampiyon olarak 2. lige yükselmesinde büyük pay sahibi oldu. Kırklarelispor taraftarının sevgilisi haline gelen Hakan Güvençer, 2. lig ve Bank Asya liginden gelen teklifleri düşünmeden Kırklarelispor’da kaldı. Hakan Güvençer’in Kırklarelispor’la bir yıl daha sözleşmesi bulunuyor.
Hakan Güvençer futbolculuk yaşamında, 9 maç Bal ligi,119 maç 3.lig,37 maç 2.lig 1 maç U20 Milli takımında Ukrayna’ya karşı oynadı.


Erginspor Tekvando Kulübünden 1 Türkiye şampiyonluğu birde 2.lik

ALPER CEYLAN/ADEM ÖNDER
Tekirdağ’da  yapılan Türkiye minikler Tekvando şampiyonasının 3. gününde Erginspor Kulübü sporcusu Ece Taşova’nın Türkiye 3.sü olduğu haberinin ardından bu günde Erginspor Kulübünden Seray Oğuz’un  Türkiye Şampiyonu, F.Zehra Karabağ’ında Türkiye 2. si olduğu haberini aldık.
Tekirdağ’da  yapılan Türkiye minikler Tekvando şampiyonasının 3. gününde Erginspor Kulübü sporcusu Ece Taşova’nın Türkiye 3.sü olduğu haberinin ardından bu günde Erginspor Kulübünden Seray Oğuz’un  Türkiye Şampiyonu, F.Zehra Karabağ’ında Türkiye 2. si olduğu haberini aldık.
45 Kg’da 70 sporcunun katıldığı eleme maçlarında Kırklareli Erginspor kulübü sporcularından Seray Oğuz ve F.Zehra Karabağ ikilisi tüm rakiplerini yenerek finale kaldı.  Aynı takımın sporcusu olan ikili finalde karşılaştı.  Final Maçını kazanan Seray Türkiye şampiyonu olurken, takım arkadaşı F.Zehra Karabağ’da Türkiye 2.cisi oldu.
Antrenör  Savaş Ergin ve Gökhan Yeşil turnuvaların devam ettiğini yarın maçları olan sporculardan da Şampiyonluk beklediklerini söylediler.

45 Kg’da 70 sporcunun katıldığı eleme maçlarında Kırklareli Erginspor kulübü sporcularından Seray Oğuz ve F.Zehra Karabağ ikilisi tüm rakiplerini yenerek finale kaldı.  Aynı takımın sporcusu olan ikili finalde karşılaştı.  Final Maçını kazanan Seray Türkiye şampiyonu olurken, takım arkadaşı F.Zehra Karabağ’da Türkiye 2.cisi oldu.
Antrenör  Savaş Ergin ve Gökhan Yeşil turnuvaların devam ettiğini yarın maçları olan sporculardan da Şampiyonluk beklediklerini söylediler.
Kırklareli'nin Gurur Tablosu. 1. de 2.de Kırklareli Erginspor kulübü
sporcusu

21 Haziran 2011 Salı

Türkiye minikler tekvando şampiyonasında ilk madalaya Erginspor kulübü sporcusu Ece Ateşova’dan

Alper Ceylan
Tekirdağ’da devam eden Türkiye minikler tekvando şampiyonasında ilk madalya Kırklareli Erginspor kulübü sporcularından Ece Ateşova’dan geldi. Ece Ateşova 27 Kg’da Türkiye 3.sü oldu.
Antrenör Savaş Ergin ve Gökhan Yeşil’le yaptığımız telefon görüşmesinde Erginspor kulübünün  Ece Ateşova ile şampiyona da ilk madalyayı kazandığını , 11 sporcunun daha madalya mücadelelerinin sürdüğünü öğrendik.
Ece’yi  kutluyor, diğer sporcu kardeşlerimize de başarılar diliyoruz.

AKP milletvekili Gürşan mazbatasını aldı.

AKP Milletvekili Şenol Gürşan mazbatasını aldı. Eşi Cemile Gürşan ve çok sayıda partili ile Kırklareli Adliye Sarayına gelen Milletvekili Şenol Gürşan, mazbatasını Kırklareli İl Seçim Kurulu Başkanı Abdurrahman Yılmaz'ın elinden aldı.
Şenol Gürşan mazbatasını aldıktan sonra kısa bir açıklama yaparak; AK Parti bütün Tükiye'de olduğu gibi Kırklareli'de de oylarını arttırdı. Vatandaşlarımız üzerine düşen görevi yaptı. Bundan sonra görev bizim, bizde mazbatamızı alarak yemin ettik ve Kırklareli için en güzel işleri yapacağız. Hepimiz için hayırlı ve uğurlu olsun. dedi

Burak Akkul’un üçüncü kitabı “Aşk Anlatılmaz Ağlanır” Temmuz ayında okurlarıyla buluşacak.

FARUK CEYLAN
Hemşehrimiz, mizah yazarı Burak Akkul’un uzun süredir çalıştığı yeni kitabı çok yakında okurlarıyla buluşacak.  Akkul’un ilk iki kitabı olan “Türkçe Aşk Laçkadır” ve “Hayat Sen Değilsin”, Epsilon tarafından yayınlanmış ve büyük bir okuyucu kitlesine ulaşmıştı. Burak Akkul bu iki kitabı için düzenlenen imza günlerinde Türkiye’nin bir çok İlini ziyaret etmiş, memleketi Kırklareli’nde de imza günü düzenlemişti.
Burak  Akkul’un Temmuz başında  okurlarıyla buluşacak  olan üçüncü kitabı "Aşk anlatılmaz ağlanır" ında beğeni toplayacağı tahmin ediliyor. Bu arada Akkul hayranları  kitabın piyasaya çıkmasını sabırsızlıkla beklediklerini ifade ediyorlar.


Burak Akkul'un 3. kitabı Aşk anlatılmaz ağlanır'ın arka kapağı
 

20 Haziran 2011 Pazartesi

Prof. Dr. Osman İnci, “1/25 binlik planlar Trakya’daki küçük çiftçiye büyük darbe vuracak”

Trakya Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Osman İnci, Edirne ve Kırklareli’nde kabul edilen, Tekirdağ’da da halen görüşülmekte olan 1/25 binlik planların Trakya’daki küçük çiftçiye büyük darbe vuracağını söyledi. Kanal İstanbul projesi ile planlar arasındaki bağlantıya dikkat çeken İnci, çılgın projeyle Trakya’nın İstanbul’dan ayrılarak eyalet haline getirileceğini savundu.
1/25 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı, Trakya’da ilk olarak Edirne’de kabul edildi, Nisan ayında da Kırklareli İl Genel Meclisi’nden geçti. Tekirdağ ise hala görüşme aşamasında. Planların Trakya’yı tehdit ettiğini başından beri savunan Trakya Üniversitesi önceki rektörü Prof. Dr. Osman İnci, plan ile Trakya topraklarının Tarımsal Alt Bölge (TAB) ve Tarımsal Organize Bölgeleri (TOB) adı altında çiftçinin elinden alınıp,birleştirileceğini, daha sonra da büyük tarım ve hayvancılık işletmeleri haline getirileceğini ifade etti. Verimlilik Anadolu’nun 3 katı
Trakya topraklarının altın gibi korunması gerektiğine dikkat çeken İnci, “Trakya’da yaşayanlar İstanbul sanayisinin buraya taşınmasına karşı çıktı. Trakya, Türkiye’nin yüzölçümünün yüzde 2,3’ü. Ama tarım yapılabilen Türkiye topraklarının yüzde 8,5’i. Yani verimlilik Orta Anadolu’nun üç katı” şeklinde konuştu.
TOB adı altında özel çiftlikler kurulacak
Prof. İnci, TAB ve TOB’lara yönelik açıklamalarının devamında Trakya’nın 19 TOB (Tarımsal Organize Bölgesi) ve 14 TAB’a (Tarımsal Alt Bölge) bölündüğünü, TOB’ların ise tamamen sanayiye yönelik olduğunu aktardı. İnci; “TOB’lar tam da meraların yanına kuruluyor. Meralar kamuya aittir ve köylünün kullanımındadır. TOB adı altında özel sektör tarafından kurulacak hayvan yetiştirme çiftliğine 4 bin Angus getirilirse köylünün 400 baş hayvanı nerede otlayacak? Şarköy, Enez, Kofçağaz, Saray gibi Trakya’nın derinliklerine Truva atı yerleştiriliyor. Buraları sanayiye açılarak İstanbul’un arka bahçesine dönüştürülecek” dedi. Osman İnci planın Trakya ile birlikte İstanbul’a da zarar vereceğini belirterek açıklamalarına şöyle devam etti:
Sularımız İstanbul’a akıyor
“Bizim planımız, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin plancılarıyla birlikte ve bölgedeki tüm sivil, kamu, özel kurumların görüş ve katkıları alınarak şeffaf, açık ve en demokratik hazırlık süreciyle üretilmişti. İMP’nin planında ise bizler bir yana, hiçbir kurumla ilişki kurulmadığı gibi, topraklarımızın verimliliğini sağlayan akarsularımız da İSKİ tarafından İstanbul’a aktarılıyor.”
Mülkiyet ilişkileri oluşturuluyor
Prof. Dr. Osman İnci, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Çılgın Proje’ adı altında kamuoyuna duyurduğu ‘Kanal İstanbul’un, Trakya’yı fiziki olarak İstanbul’dan ayırdığına dikkat çekerek; 
“Trakya’da bu planla birlikte Türkiye’nin hiç bir yerinde görülmeyen mülkiyet ilişkileri ve buna bağlı üretim sistemi oluşturulmak isteniyor. Trakya’da adeta ekonomik ve sosyal yapılanmasıyla ayrı bir eyalet planlanıyor” dedi.
Trakya topraklarının yüzde 74’ünü tarımsal arazilerin oluşturduğunu kaydeden İnci açıklamasının devamında şu cümlelere yer verdi:
Amaç küresel sermayeye açmak
“Ziraat mühendisleri topraklardaki verimliliğin Konya, Niğde ya da Eskişehir’deki tarım arazilerinden 3-4 kat daha fazla olduğunu belirtiyorlar. Ayçiçeğinin yüzde 63’ü, pirincin yüzde 44’ü, buğdayın yüzde 9’u Trakya’da üretilirken böylesi bir bölgeyi, İstanbul’da istenmeyen sanayiye yatırım alanı yapmak, bugünün kalkınma politikalarını uygulayan iktidarın tarımı bitirme niyetinin ürünü olarak yorumlanıyor. Ülkemizde henüz örneği olmayan ve başka alt bölge planlarında da rastlanılmayan TAB ve TOB projelerinin kapsamları açık değil. Planın satır aralarında ifade edilen küresel ölçek ve küresel ekonomi saptamalarıyla amacın, Trakya’nın doğasının, topraklarının küresel sermaye hareketlerine açılmasının olduğu ortaya çıkıyor.” 
kaynak:gazetetrakya

19 Haziran 2011 Pazar

ERGİNSPOR KULÜBÜNDEN BELEDİYE BAŞKANLIĞINA BAŞARILI SPORCULARIN ONERE EDİLMESİ TEKLİFİ

Alper Ceylan/Adem Önder
Erginspor Kulübü Tekvando Derneği  Başkanı Murat Acar, Başkan Yardımcısı İrfan  Özeklioğlu,Genel Sekreter Faruk Ceylan, Mali Sekreter Gökhan Yeşil ve  Dernek Basın danışmanı Savaş Eskici Belediye Başkanı Cavit Çağlayan ve Başkan Yardımcısı Ünal Başkur’u makamında ziyaret ettiler.
Kulüp yöneticileri sporu ve sporcuyu maddi, manevi destekliyen Çağlayan ve Başkur’a teşekkür ettiler.
Erginspor Kulübü Dernek yöneticileri Kırklareli’ni Uluslar arası müsabakalarda başarıyla temsil eden, Avrupa ve Dünya Şampiyonu Ayşenur Taşbakan, Avrupa ikincisi  S.Fulya Yıldızdal ve Avrupa ikincisi N.Hande Kocadağ’ın isimlerinin bir cadde, sokak yada parka verilerek onere edilmesiyle ilgili aldıkları yönetim kurulu kararıyla birlikte  resmi müracaatta bulundular.

Teklifi olumlu karşılayan  Başkan Çağlayan Kırklareli’ni başarıyla temsil eden herkese sahip çıkılmasının gerektiğini söylerken, Başkan Yardımcısı Başkur’da insanların öldükten sonra değil, sağlığında onore edilmesinin gerekliliğine vurgu yaparak teklifi olumlu bulduklarını söyledi.
Öte yandan Türkiye minikler Tekvando müsabakasına katılacak olan Erginspor kulübü sporcularının Tekirdağ’a vardıkları ve müsabaka saatini bekledikleri Antrenör Savaş Ergin’den öğrenildi.


20 gündür kayıp olan Haydar Meriç Suda boğulmuş olarak bulundu.

20 gündür kayıp olan ve tüm aramalara rağmen kendisinden haber alınamayan, Eğitimci, Kırklareli eski Yetiştirme Yurdu Müdürü, Şair ve Kırklareli Rumeli 39 Gazetesi sahibi Haydar Meriç’in suda boğulmuş olarak bulunduğunu ve  vakitsiz aramızdan ayrıldığını büyük bir teessürle öğrendik.
Gönül adamı Haydar Meriç, Kendi Gazetesi Rumeli 39’la birlikte birçok internet sitesinde yazılar yazıyordu. Kısa bir süre önce Kırklareli Haberci’de de haberler yazan Meriç, eğitimciliğinin yanı sıra iyi bir şairdi. Yazdığı şiirler büyük bir okuyucu kitlesi tarafından beğenilerek okunuyordu. Çeşitli gazetelerde yazdığı köşe yazılarıyla da toplumsal konulara olan hassasiyetini dile getiriyor, çekinmeden korkmadan yazan bir görüntü sergiliyordu.
Ölüm sebebini tam olarak öğrenemediğimiz Haydar Meriç’in boğularak öldüğünü öğrendik. Nerede nasıl boğulduğu konusunda bir bilgiye ulaşamadık. Sevenlerini ve bizleri derinden üzen arkadaşımız Haydar Meriç’e Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabırlar diliyoruz.
Arkadaşımız Merhum Haydar Meriç’in bir köşe yazısıyla iki şiirini  de yayınlayarak, kendisini ebediyete uğurluyoruz. Ruhu şaad olsun.

                  
Ufukta

Ufukta güneş batmak üzere
Bulutlar beyazdan siyaha renk renk
Ufukta yelkenli bir gemi
Gemi sen deniz yüreğim
Kıp kızıl deniz dalga dalga
Güneşe yolculuk var ufukta
Haydar Meriç 02.04.2004



Çıkmaz  sokak    
Lambada fitil ol da gel
Karanlıkları yar da gel
Halkın çilesini anla
Çağını kucakla da gel

Bin bir şair eser burada
Sen fırtına ol da gel
Güller soluyor her gün
Derya deniz olda gel

Ortadoğu kan içinde yanıyor
Nice yetim kurşun ile ölüyor
Bu duruma saldırganlar gülüyor
Asya’nın sularını alda gel
Haydar Meriç
22.Mart. 2006
TRAKYA BATIYOR
Haydar MERİÇ
Kırklareli, Edirne, Tekirdağ’dan oluşan Trakya son yıllarda eşi görülmemiş bir oyunla karşı karşıya kalmıştır.
Tarım yapılan tarlaların büyük bölümü satılarak el değiştirmiştir. Çiftçi sürekli borçlanmak sureti ile tarlasını satar duruma getirilmiştir. Tarım sektöründe, tarım girdileri olan gübre, mazot, tarım ilaçları ile tohumluk fiyatları katlanarak artmıştır. Elde edilen ürünün fiyatı ise her geçen yıl artacağına azalmıştır. Sonunda çiftçi tarlasını borç ödemek adına satmak durumunda kalmıştır.
 Kırklareli merkez ilçeye bağlı Kavaklı beldemizin % 80’i toprağını elden çıkarmak zorunda kalmıştır.  Yani Kavaklı beldemizin % 80 inin toprağı elden çıkmış ve kendi toprağında çiftçilerimiz tarım işçisi durumuna düşmüştür. Birçok köylerde durum aynıdır. Öncelikle ova köylüsünün toprağı elden çıkmaktadır.
Orman köylüsünün durumu daha da acıdır. Ormandan faydalanma durumları neredeyse yok denecek kadar azdır. Yakacak sorununu zor halledebilmektedirler. Orman köylümüz şehre göç yollarını aramaktadır. Bir çok orman köylüsü son yıllarda artan bir göç dalgası ile şehre göç etmektedir. Kırklareli Merkez İlçe, Kofçaz İlçesi, Demirköy İlçesi ve Vize ilçesinin orman köylerinden bazılarında birkaç haneye kadar nüfus düşmüştür. Kısaca köyden kente göç tüm hızı ile sürmektedir.
Kırklareli merkezde ise fabrikalar üretimlerini düşürmekte ya da kapanmaktadırlar. Ekonomik tablo içler acısıdır…