7 Temmuz 2011 Perşembe

Kırklareli Günlüğü
Kenan Evren’in 17 Kasım 1960 tarihli mektubu
“Merhum Uğur Mumcu bu mektubu 25 Ekim 1986 tarihli  Cumhuriyet gazetesinde yayımlamıştı”
Faruk Ceylan
Tarih 1937-1938 Kara Hara Harp okulu öğrencilik yılları… İki sınıf arkadaşı, Alparslan Türkeş ve  Kenan Evren.
Birincisi  son derece aktif.  Öğrencilerin  liderleri arasında. İkincisi  ise tam aksine.  İkincisinin yükselmesi ile omuzlarındaki yıldızlar arasında doğru bir orantı var. Birincisinin ise, omuzlarındaki yıldızlar alındıktan sonra dahi karizması  her geçen gün artmış.
Alparslan Türkeş, öğrencilik  yıllarındaki  Kenan Evren’i  pek hatırlamıyor bile.
Alparslan Türekeş’in Kenan Evren’i ilk hatırladığı yer Ankara Garı. Yıl 1955. Bir uğurlanan ve birden çok uğurlayan. Uğurlayanlar arasında biri de Kenan Evren…
Yıllar sonra Orgeneral Evren Genel Kurmay Başkanı olduğunda  MHP Genel Başkanı Türkeş’le bir araya gelirler. El sıkışırlarken Evren: “ Siz belki hatırlamayacaksınız ama 1955’te Ankara Garında sizi uğurlayanlar arasında bende vardım.”  Türkeş gülerek cevap verir: “ Merak etmeyin Sayın Genel Kurmay Başkanı. Sizi hatırladım.” Der.
Kısa bir süre sonra, 12 Eylül’de kader iki sınıf arkadaşını tekrar karşı karşıya getirir.  Bu sefer Evren Devlet Başkanı, Türkeş ise bütün kadrosuyla tutuklanan MHP Genel Başkanı.  
Bu durumdaki Kenan Evren’i ,  eski hatıralar ve şuuraltı nasıl ve ne derece etkilemişti?
Merhum Uğur Mumcu’nun 25 Ekim 1986 yılında Cumhuriyet gazetesinde yayımladığı  “ Osman Köksal’ın sandığından çıkan mektuplar” yazısında Kenan Evren’in  Osman Köksal’a  daha 17 Kasım 1960’ta yazdığı mektup bu soruya açık cevap olacak nitelikte.
                                                                                  
                                                                                                                                   17 Kasım 1960
“Osmanciğım,
İşlerimin çokluğundan yazamadım. kusura bakma. Bu mektubu bilhassa, son alınan karar karşısında duyduğum memnuniyeti izhar etmek için yazıyorum. Bu karardan burada herkes memnun oldu. Canı gönülden tebrik ederim. Bu karar daha evvel alınmış olsa idi çok daha iyi olacaktı.
Alparslan’ın Konya’ya geldiğinde Orduevinde subaylarla hasbihalinde söylediklerini buradan  Ankara’ya bildirdik. Elbet sizinde malumunuz olmuştur. Bu konuşma üzerimizde hiç de iyi tesir bırakmamıştı. Her ne ise, bu işin böyle oluşuna hepimiz sevindik. Ancak, mükafat kabilinden dış görevlere verilmesi çok kimseler üzerinde iyi tesir bırakmadı.
Osmancığım, işinin ne kadar çok ağır olduğunu biliyor ve onun için cevap veremeyeceğini de taktir ediyorum. Şimdiye kadar, ben de dahil olduğumuzdan ve şahsi menfaatini düşünüyor düşüncesine kapılırsınız diye şu Kore meselesini hiç açmamıştım. Bu hakkımızı , düşükler bile kabul etmişlerdi. Çıktı çıkacak dendi. İnkılaptan sonra haklı olarak bu basit iş sonraya atıldı tahmin ediyorum. Yine çıkacakmış diye kulağımıza geliyor, bilmem ne dereceye kadar doğrudur.
Daha fazla rahatsız etmemek için mektubuma bu kadarla nihayet verirken gözlerinden öper hanımefendiye hürmetlerimi sunarım. Sekine de ayrıca size ve hanımefendiye hürmet ve selamlarını sunar, çocukların gözlerinden öperiz,sevgili kardeşim.
                                                                                                                 Kardeşin, Kenan Evren
                                                                                                                      Kurmay Albay.
Kenan Evren Osman Köksal’a yazdığı mektupta “son alınan karar” ve “bu iş “ifadesiyle 13 Kasım’da 14’lerin yurt dışına sürgün edilmelerini ( 1960 ihtilalinde Türkeş’te Hindistan’a sürgün edilmişti.)  kastediyor ve sevincini açıkça belirtiyor. Evren ayrıca, Alparslan Türkeş’in Konya’da subaylarla neler konuştuğunu da Ankara’ya hemen  “İspiyonlamış” olduğunu da açıkça itiraf ediyor.
17 Kasım 1960’ta bu mektubu yazan Orgeneral Evren’in eline fırsat geçerse  neler yapacağını daha o günlerde kafasına koymadığını kim iddia edebilir?
Osman Köksal kimdir:  1916 yılında Selanik’te doğmuş, Kore'de bulunmuştur. Kurmay Albay olarak Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı komutanı iken  27 Mayıs darbesi  sırasında darbecilere katılmış ve eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın yakalanmasında bulunmuştur. Komite üyeliği dışında, Ağustos 1961'e kadar aynı vazifede kalmıştır.
25 Ekim 1961'de Milli Birlik Komitesi'ne Cumhuriyet Senatosu Milli Birlik Komitesi üyesi olmuştur
Kaynak:- Sistemin intikamı Ferruh Sezgin 6.baskı 1995
-Uğur Mumcu Cumhuriyet Gazetesi 25 Ekim 1986

Hiç yorum yok: