24 Temmuz 2015 Cuma

Bayram özgürce yazınca bayramdır.

Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com
Basın Bayramı veya Gazeteciler ve Basın Bayramı, tarihi konusunda üzerinde tartışmalar bulunsa da Türkiye’de Türk basınında sansürün kaldırılmasının yıl dönümü olarak her yıl 24 Temmuz tarihinde kutlanmaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu zamanında yayınlanan gazeteler  görevli sansür  memurlarının denetiminden geçtikten sonra yayınlanıyordu.
Türk basınında sansürün ilk uygulandığı tarih  10 Mayıs 1876'dır. 24 Temmuz 1908 tarihinde İkinci meşrutiyet ile  yürürlüğe girdikten sonra bu uygulamaya son verilmiş olması günümüzde "sansürün kaldırılması" olarak adlandırılmaktadır.
10 Haziran 1946 yılında kurulan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti  bir basın günü oluşturmayı planlamıştır. Türkiye'de ilk gazetenin çıkış tarihine göre düzenlenmesi planlanan bu güne "Basın Bayramı" adı verilecektir. Ancak ilk gazete konusunda çeşitli görüşler bulunduğundan dolayı bir görüş birliğine varılamamış,Falih Rıfkı Atay  tarafından bayramın her yıl 24 Temmuz tarihinde kutlanılması fikri ortaya atılmış ve kabul edilmiştir.
İlk gazetenin çıkışı konusundaki tartışmalarda bazı kişiler, Osmanlı İmparatorluğu sınırları dahilinde ilk Osmanlı Türk gazetesi olan Takvim-i Vekayi’nin yayınlandığı 1831 çıkış tarihini doğru olarak kabul etmişlerdir. Ancak Takvim-i Vekayi'nin resmi gazete olmasından dolayı ilk çıkan Türkçe gazete olmadığını savunanlarda bulunmaktadır. Bu görüşü  savunanlar ise ilk Türkçe gazetenin 1861 yılında yayınlanmaya başlanan Tercüman-ı Hakikat gazetesi  olduğunu iddia ederler.
Türkiye'de Basın Bayramı  Türkiye Gazeteciler Cemiyeti önderliğinde  Bab-ı Ali  ile birlikte kutlanmaya başlanmış, ardından her il ve bazı ilçelerde de Basın Bayramı ayrı ayrı kutlanmaya başlamıştır.
Türk basınında sansürün kaldırılmasının yıl dönümü olan bu günü tüm gazeteciler Basın Bayramı  olarak kutluyor. Gerçekten Basında sansür kalkmışmıdır? Gazeteciler özgürce yazabiliyorlar mı? Bayramlarını içlerine  sindirerek kutluyorlar mı ?  Bu soruların cevabını  siz değerli okuyucularıma bırakıyorum...
Türkiye’de basının durumunu, Ahmet Altan’ın uzun yıllar önceki bir yazısından esinle, ‘av sahası’na benzetebiliriz. Av sahasında hayvanlar kendilerini özgür sanır.
Oysa ne zaman ve nereden bir kör kurşunun geleceği hiç belli değildir. Maalesef Basının bugünkü hali de bu! Bu duruma özgürlük denilebilir mi?!.

Tüm meslektaşlarıma; hiçbir baskı görmeden, yazılarını özgürce yazacağı bayramlar diliyorum. 

Hiç yorum yok: