20 Temmuz 2011 Çarşamba

Kırklareli Günlüğü
Erenlerden bir Ermiş
Faruk Ceylan
Mustafa Ermiş, bana göre erenlerden bir ermiş.  Ermişten kastım, “aşmış”  kazanmayı kaybetmeyi, üzülmeyi sevmeyi, güzeli çirkini, acıyı tatlıyı, hasılı hayatı aşmış Mustafa Ermiş. Uzun yıllardır tanıdığım, kütüphanemde beş kitabının yer aldığı ermiş dostum hakkında  hep bir şeyler yazmak istedim. Olmadı. Neden mi?  Doğru şeyler yazmalıydım. Eksiksiz olmalıydı… Gerçi onu yazmak için benimde bir kitap yazmaya soyunmam lazım gelir diye düşünüyor, bu duygularla Mustafa Ermiş’i tanıyanların yanında, tanıma fırsatı bulamamış olanlar için de olsa yazıyorum.
Yaradılanı yaradan dan ötürü seven,  Türkçü, Atatürk’çü, vatan sevgisiyle dolu bir şiir kahramanı  olan Mustafa Ermiş, Dünyaya gelişini şöyle anlatıyor;  “1949 yılı mercimekler yolunurken, anam işçilere azık götürürken yolda sancılanınca eve dönmüş. Köyün okul görmemiş ebesinin yardımıyla beni doğurmuş. Doğduğum Aşıklar köyü o zaman 40 hane imiş. Şimdi de 40 hanedir. Çocukluğum neşeli çığlıklar içinde geçmedi. Yine de köyde doğmak köyde çocuk olmak bir ayrıcalık olmuştur benim için. Çocukluğum ve yetişme çağlarımda dertler beni çok sevdi. Fakirlikte çok yakıştı. O günden bu güne dağa taşa, boş bulduğum her kağıda, sigara paketlerine bile yazdım. Yazmaya da devam ediyorum” diyor Ermiş.
Mustafa Ermiş yazmak için zaman mekan aramadı, duygu ve düşüncelerini,  gözlem ve tespitlerini kah sevgiyle, kah  isyanla  ama Türk kültürünün özelliklerine ve inceliklerine sadık kalarak yazdı.
Manilerle ilgili geniş araştırmalar yaptı, mani  sözcüğünün yanlış kullanıldığını, aslının yakıştırma olması gerektiğini savundu. Bu konuya açılık getirirken de şunları söyledi;  “ Türk halkı geçmişte kendisine özgü, kökü Türk’ün olan “ yakıştırma “sözünü kullanmış ama yabancı dillerin tesirinde kalmıştır. Ne yazık ki kökü,kökeni belirsiz “mani” sözcüğü baskın gelmiştir. Nedense kendi özümüz olan “yakıştırma” sözünü bir türlü kullanmaya cesaret edemeyiz… “
 Mustafa  Ermiş  Kendine ait bir tez olan “şair nazlanması “ mevzuunun da edebiyatta yer alması gerektiğini savunmaktadır.  Şair nazlanmasını da şöyle ifade etmektedir Ermiş, “ Türk Halk edebiyatında  sanatçı ile onu yaratan arasında  çok sıkı ve de samimi muhabbet vardır. Bu muhabbet Allah’la kul arasındadır.  İnanç anlamında bakarsak bu güzellik herkese nasip olmaz. Allah dostu ile kulu arasına girilmez.  Bu söyleşi de emir ve sevgi nazlanması vardır. Muhakkak ki Allah’ın dediği olur. Kulu nazlansa da emirleri yerine getirecektir. Kul yanlışını da bilmektedir. Bu yüce söyleşinin bizlere edebi ve edepli yansımasına “ şair nazlanması” diyorum. Buna bir örnek verecek olursam:
Sana inanmak kolay sanıyorsun
Kolaysa bana inansana Tanrım
Yaratanı sevmek farzdır diyorsun
Kolaysa Ermiş’i sevsen ya  Tanrım.
Bu olayın adını anlaşılır dille tarif ederek adını koymak görevdir diye düşünüyorum. Anlamak isteyenlerle yola çıkmak ve samimice tenkit ve de yorum yapılırsa bu yenilik edebiyatta yer bulacaktır.
Şair nazlanması hiç kimseyi inanç olarak bağlayan bir durum değildir. Bir yenilik olarak Edebiyatı ilgilendirmektedir. Kesin olarak da asıl inancın kendisidir. Özü yaratanı sevmek, ona derdini  söylemektir. Bu özel  ve güzel muhabbeti kaleme almak da kişiye özeldir.”
Mustafa Ermiş edebiyata da, bizlere de büyük değerler katan bir usta olup, Derin izler, İğnenin yıldızı, Gül düşün söyle, Elmacık’lı Hasan ve Her insan bir öyküdür adlı  eserleri bulunmaktadır.
Gönül adamı, dost canlısı Ermiş, ayrılıkları sıhhat bozan olarak niteleyip, buna çareyi, “ya dost, ya dost” mısralarıyla dostluklarda görür. Duygularını kendine özgü benzetmelerle ifade eder, “ insan kokan çiçek tarlaları, tenini tenimde bilirim, seninle iki canlıyım” dizelerin de olduğu gibi…
Mustafa Ermiş’e, Ermiş’ten  iki güzel   dizeyle noktayı koyup, hepinize sevgiler yolluyorum değerli okuyucularım.
DÜŞÜN DE
Bir miras bırakılmış  gönüllere.
Bularak kendine sor ve düşün;
“İsmi Azam, Kamil insan cismidir.
Diyen dillere.
“Vech-i  ademde, tecelli eyleyen Allah’dır.”
Diyen gönüllere kurbanım.
“Asil azmaz,bal kokmaz.
Kokarsa yağ kokar aslı ayrandır”, sözünün (Ermiş) sen neresindesin.

ŞEKERLİ
Bayramdır bu, herkes birbirine gider.
Uzakta olan ya gelir,ya da tebrik eder.
Mutlu gündür, herkes birbirini öper.
Bense gamın, gam da  benim elimi öper.

Hiç yorum yok: