23 Temmuz 2011 Cumartesi

Kırklareli Günlüğü

Bisiklet dede  basın bayramımızı  kutladı ve  bisiklet yolu istedi.

Faruk Ceylan
Kimilerinin bisiklet dedesi, kimilerinin de spor dedesi İsmail Tırpancı tüm gazetecilerin basın bayramını kutladı. Ardından da Kırklareli için çok elzem bir istekte bulundu. “Bisiklet yolu.”
76 Yaşındaki İsmail ağabeyi 30 yıla yaklaşan  bir zamandır tanırım. Kardeşi Milli hakem Ülkü ağabeyi ve bir dönem mesai arkadaşım olan Cem’i  İsmail ağabeyden daha önce tanıdım.
İsmail Tırpancı’nın  Zonguldak kömür işletmelerinden emekli olduğu günden itibaren dostluğumuz devam etmektedir. Gönüllü bir spor elçisi olan Tırpancı Herkes için spor Federasyonu Başkanı, Gençlergücüspor’un futbol antrenörü olup bir çok spor branşında da antrenörlük yapmaktadır. Binlerce Kırklareli’liye gönüllü olarak spor yaptıran Tırpancı’yı , her spor aktivitesininin içinde bulmanız mümkün… Çocukların spor dedesi Tırpancı sürekli bisikletle gezdiği için zamanın İl Emniyet Müdürü Reşat Altay ona “Bisiklet  dede “ ünvan’ını vermiş.
Önceki gün yolumu kesip,  tüm gazetecilerin Basın Bayramını kutlayan İsmail ağabey beni kulüp binasında misafir etti. Büyük küçük binlerce insanın bisiklet kullandığını, oto sürücülerinin bu bisikletli insanları ciddiye almadıkları için bir çok kazanın meydana geldiğini söyleyerek;
“ Kırklareli’nde bisiklet yolu yok. Böyle olunca insanlar bisikletleriyle ters yollara girmek durumunda kalıyorlar. Bir çok sürücü de bisikleti taşıttan saymıyor, önemsemiyor ve kazalar meydana geliyor. Bisikletimle Vilayet meydanına doğru giderken Trafik polisi kardeşlerim,
“ İsmail amca ters yoldan gidiyorsun” diye beni uyarıyorlar. Bende “ Bisiklet yolu nerede?” dediğimde “ Haklısın abi” diyorlar…
Geçen hafta Ticaret lisesinin önünden aşağı sola dönmek için sol kolumu açarak dönme  işareti verdim.  Arkamdan gelen sürücü  dönme işaretimi dikkate almadı ve bana çarptı. Sanıyorum iyi bir bisiklet sürücüsü olmasam ağır yaralanabilir, belki de ölebilirdim. Sepetimde yoğurt, tavuk ve ekmek vardı. Hepsi yola saçıldı. Dizim ve ayağım incindi. Başıma geldiği ve canım yandığı için değil, sürücünün önemsememesi beni çok üzdü. Acaba altımda bir araba olsaydı bana gelip arkadan çarparmıydı?..
Belediye Başkanı Cavit beyin şehri güzelleştirme adına çabalarını taktirle izliyorum. Ancak Kırklareli’nde mutlaka bisiklet yolu yapılmasını da istiyorum. Bu Kırklareli için büyük önem arz eden bir konu. İlçemiz Lüleburgaz’da bile bisiklet yolları varken Kırklareli’nde olmaması bence  çok üzücü. Başkanımızın bu konuya acil çözüm getireceğine inanıyorum”
Kırklareli’nin gönüllü spor adamı, örnek insan 76 yaşında olmasına rağmen, hala 20 yaşında bir gencin enerjisiyle spor yapıyor ve yaptırıyor. Her türlü spor aktivitesine maddi manevi destek veriyor.
Yeri gelmişken,  ağabeyim Yakup Kadri Ceylan’ın Spor İl Müdürlüğü yaptığı 1980 yılında İsmail Tırpancı ile ilgili kendisinden dinlediğim bir anıyı  da sizlerle paylaşmak istiyorum.
Spor İl Müdürlüğü Spor salonunda bulunan Güreşçilerin antreman yaptığı bölümde parkeler parçalanmış, antreman yapmak imkansız hale gelmiş, salonun yeniden parke döşenmesi lazım ama mevcut  ödenek bunu karşılamaya yetmiyor.  İl Müdürü Yakup Kadri Ceylan bu sorunu çözüp sporculara kazandırmak istiyor. Aklına sporun gönüllü adamı İsmail Tırpancı geliyor (Bu arada İsmail Tırpancı mobilya ve marangozluk  işlerini iyi derece de yapıyor) , Tırpancı ile güreş salonu hakkında görüşüyor; “ İsmail ağabey  Güreşçilerin salonu kullanılmaz durumda. Kurumun bu iş için 99 bin lirası var ama yaptırdığım keşif neticesinde salonun onarılması için 400 bin lira gerekli. Sen sporu ve sporcuyu seven, destekleyen ve aynı zamanda marangozluk işlerini iyi derece de yapan bir abimizsin. Söyle bakalım bu parayla salonu güreşçilerimize nasıl kazandırabiliriz? ” Diyor. İsmail Tırpancı; “ Sen bu parayla kerestesini ve verniğini almaya çalış, gerisine karışma” diyor. Salona parke yapılacak olan keresteler 99 lira tutuyor, vernik almaya para kalmıyor. Parkeler için kullanılacak olan Vernikte Nalburluk yapan Orhan Buzol tarafından salona hediye veriliyor.
Tırpancı keresteleri atölyesinde tek tek keserek parke yapıyor, parkeleri salona bizzat kendi elleriyle döşüyor,  Buzol’un hediye ettiği vernikle parkeleri vernikleyip pırıl pırıl bir salon meydana getiriyor ve 400 bin liraya yapılacak olan salon  Tırpancı sayesinde 99 bin liraya sporculara kazandırılıyor.
Sanırım bu olay “ Çoban  isterse, tekeden süt çıkarır “ ata sözüne tam bir örnek.
Spor ve sporcu menfaati adına İsmail Tırpancı hakkında şahit olduğum o kadar çok anım var ki, bu anılarımı toplasam inanın kitap olur…
Belediye Başkanımız  Cavit Çağlayan’ın bu talebi dikkate alacağına inanıyor, İsmail Tırpancı’nın hepimize örnek olmasını, onun gibi gönül adamlarının çoğalmasını diliyorum.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

a...be bide Süleyman abey vardı ep pisikletle gezerdi bre.Ani patel patel gezerdi be.