20 Mayıs 2016 Cuma

Minsolmaz geldi, Gündoğdu ve Kayan ortada yok!

Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com
Kırklareli Günlüğü

Minsolmaz geldi, Gündoğdu ve Kayan ortada yok!

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramının 97. Yıldönümünü  Kutladık. Törenler Festival Alanında; Kırklareli Valisi Esengül CİVELEK, Kırklareli Milletvekili Selahattin MİNSOLMAZ,  55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Bekir KOÇAK, Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam KESİMOĞLU, Cumhuriyet Başsavcısı İlyas YAVUZ, KLÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa AYKAÇ, Kurum Amirleri, öğrenciler ve vatandaşların katılımı ile gerçekleşti. 
Geçmişte stadyumda yapılan kutlama törenlerinde tribünler hınca hınç dolar, tribün olmayan telli bölmelerde sahayı görecek bir boşluk dahi kalmazdı. Bu yüzden halk sabahın erken saatlerinde stadyuma akın ederdi.
19 Mayıs tören yürüyüşü askeri bando eşliğinde gerçekleştikten sonra,  kutlama etkinlikleri Lise öğrencilerinin stadyumda ki muhteşem gösterileri ile devam ederdi. Son yıllarda Milli Bayramların kutlamalarına getirilen kısıtlamalar, hatta bir çok yerde yapılamayan kutlamalar, 97. Yılında Kırklareli festival alanına sıkıştırılan etkinliklerle yapıldı.
Kutlama törenleri Festival alanına sıkıştırılsa da, geçmişin coşkusu ve büyük katılımlar olmasa da 19 Mayıs Kırklareli’de 97. defa kutlandı.
Kutlamaya Kırklareli Milletvekillerinden sadece Ak Parti Milletvekili Selahattin Minsolmaz katıldı. Ortalıkta CHP Milletvekillerini gören olmadı. Kırklareli halkı böyle büyük bir günde Milletvekili Türabi Kayan ile Vecdi Gündoğdu’nun tören alanında yer almamasını eleştirdi.
Bazı vatandaşlar; “Milletvekillerimizin işleri çok. Kolay mı? Adamlar  memleket yönetiyor, biz ise onların 19 Mayıs törenine katılmasını bekliyoruz. Selahattin Minsolmaz’ın işe yok, aylak ya o yüzden gelip törenlere katıldı herhalde. Cumhuriyet’in Cumhuriyetçi Milletvekilleri böyle büyük günde Kırklareli’ne gelemediler. Ne yapsınlar mesafede çok. Ankara nere, Kırklareli nere… ” diyerek sitemlerini dile getirdiler.
Milletvekili Vecdi Gündoğdu, sosyal paylaşım sitesinden  19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını kutladı ve Kırklarelililere iyi hafta sonları dileklerinde bulundu. Türabi Kayan’da Büyükmandıra güreşlerine katılarak  yağlı güreş müsabakalarını izledi.

Bende Gündoğdu ve Kayan’ın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor bayramını kutluyor, Ankara’ya ve Büyükmandıra’ya selamlarımı yolluyorum…

Tren gelir hoş Gelir. Kırklareli’ye boş gelir!

Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com
Kırklareli Günlüğü

Tren gelir hoş Gelir. Kırklareli’ye boş gelir!

Trakya'daki demiryolu İstanbul'da Sirkeci Garından başlar, Edirne'nin Uzunköprü ilçesine,   oradan da  Yunanistan'a gider. Bu hatta üç makas vardır.  İlk makas, Alpullu'yu geçtikten sonra ayrılır, ayrılan hat Babaeski ve Kırklareli'ye uzanır. 
İkinci makas, Pehlivanköy'den sonra ayrılır, ayrılan hat Edirne il merkezine ve oradan Kapıkule'ye gider; Kapıkule'den sonra Bulgaristan'a girerek Svilengrad'a kadar uzanır ve  Avrupa'nın demiryollarına bağlanır.
Milli mücadele sonrası Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı  ülkeyi demir ağlarla örme projesinde Hemşehrimiz Atatürk’ün talimatıyla  demir yolu projesinde Alpulluyu geçtikten sonra  ayrılan hatla Babaeski ve Kırklareli dahil edilmiş ve tren Kırklareli Merkeze gelmiş, uzun yıllar yolcu taşımış, daha sonra da yük taşıyarak hizmet vermiştir.
Özgürlük mücadelesinde Dünya milletlerine örnek olmuş olan, Türlü tevatürler ve karalamalarla  itibarsızlaştırılmaya çalışılan Hemşehrimiz Mıustafa Kemak Atatürk, Milli mücadele sırasında ilk savunma teşkilatını 1915 yılında Kırklareli’de Müdafaa-i Milliye Cemiyetini kurarak başlatmıştır. O yıllarda daha Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmamıştır.  Hemşehrimiz Atatürk’ün insanımıza verdiği değer ve güven ortadır.
Şimdi siyasiler  Kırklareli’ye  hızlı trenin geleceğini, bu hızlı trenin Kırklareli’ye canlılık getirerek kazanımlar sağlayacağını  anlatmaktadır. Halkımızın büyük çoğunluğu da  Hızlı trenin sahiden Kırklareli Merkeze kadar geleceğini zannetmektedir. Oysa  hızlı tren Babaeski’den Kırklareli’ne gelmeyecektir. Canlılk ve kazanımlar Babaeski’den Kırklareli’ye geçemeyecektir. Aksine Kırklareli Babaeski’ye giderek canlılık ve kazanım sağlayacaktır…
Şimdi birileri çıkıp, proje gereği tren Babaeski’ye kadar gelebilmekte, oradan öte geçememektedir. Diyebilir. İyi de bu tren  neden  Kırklareli’ye gelememektedir? Yoksa Tenoloji mi müsait değildir?  
Kırklareli de var olan tren hattı yenilenip tekrar devreye  alınamamaktamıdır? Bu kadar büyük yatırıma Kırklareli Merkeze gelecek hat büyük maddi külfet mi sağlamaktadır yoksa..
Hızlı tren hattının Kırklareli’ye gelememesi  proje hazırlanırken iktidarın  Milletvekili olan zatın  basiretsizliğinden, iktidarın da  Kırklareli’ni çok fazla önemsememesinden  başka bir şey değildir. 
Bu yüzden Kırklareli’ye hızlı tren gelecek, Kırklareli’ye  canlılık ve kazanım sağlanacak söylemleri beyhude söylemlerdir. Aksine siyasi kazanım sağlamayı hedefleyen söylemlerdir.
Netice itibari ile bir gerçek vardır o da hızlı trenin Kırklareli Merkeze gelemeyeceğidir. Hızlı tren gelmezse gelmesin ne olacak k? Nasıl olsa Vilayet meydanında   işe  yaramayan bir  uçağımız var ya, istasyona da işe yaramayan  tarihi bir tren, arkasına da bir vagon konur ve nostaljik bir  görüntü sağlanır elbet. Hem de bu tren İstasyon ve festival alanında oldukça  fiyakalı bir görüntü sağlar. 
Şimdi ne olacak? Kırklareli insanı makus talihine küsmeden, “ aslı olmadı bari maketi olsun.”  diyecek ve işe yaramasa da konulduğu yerde fiyakalı duracak olan trenini bekleyecek…






Prof.Dr. Türkan Saylan Kabri Başında Anıldı



ÇYDD Kurucusu ve ilk Genel Başkanı Türkan Saylan’ı anma törenlerine Kırklareli ÇYDD Kırklareli Şube Başkanı Birsen Meriç  ve Yönetim Kurulu üyeleride katıldı.

Faruk CEYLAN
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kırklareli Şube Başkanı Birsen Meriç ve Yönetim Kurulu üyeleri ÇYDD’nin ilk Genel Başkanı ve kurucusu Prof.Dr. Türkan Saylan’ı kabri başında ziyaret ettiler.
ÇYDD. Kırklareli Şube Başkanlığının  Kabir ziyaretinden sonra Başkan Birsen Meriç ve Yönetim Kurulu üyeleri 6. Türkan Saylan Sanat ve Bilim Ödülleri törenine katıldılar.
ÇYDD. Kırklareli  Şube Başkanı Birsen Meriç ziyaret dönüşü ayağının tozu ile ilk açıklamayı gazetemize yaptı. Başkan Meriç; Türkan Saylan’ın  "Her eğitimli kadının bu Cumhuriyete bir borcu vardır"  sözünü hatırlatarak açıklamalarında şunlara yer verdi;
“ Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği kurucularından ve ilk genel Başkanımız Prof.Dr.Türkan Saylan Hocamızı kaybedişimizin 7. yılında ,Zincirlikuyu 'da mezarı başında özlemle andık.
 18 Mayıs 2009 yılında yitirdiğimiz Prof.Dr.Türkan Saylan için ilk tören saat 12.00’de kabri  başında yapıldı. ÇYDD gönüllülerinin ve öğrencilerinin yoğunlukta olduğu kalabalık bir halk topluluğu Türkan Annelerine  şükran ve minnetlerini  sunmak için kabristana akın ettiler.
Anma töreni ÇYDD Genel  Başkanı .Prof.Dr.Aysel Çelikel'in konuşmasıyla başladı, Genel  Başkan yardımcıları Gülsün Kaya , Nihal Kızıl ,yol arkadaşları ve öğrencilerinin konuşmalarıyla son buldu.
Kardelenlerinden ve sevenlerinden, Türkan Saylan’ın kabrine kucak kucak Papatyalar ve güller yağdı.   Aysel Çelikel'in,Gülsün Kaya'nın ve Nihal Kızıl'ın ,bizim gibi şehir  dışarıdan gelen konuklarla bizzat ilgilenmeleri,sıcacık tavırları hepimizi çok memnun etti.
Genel Başkanımız ve Genel Merkez Yöneticileri, ÇYDD Kırklareli Şubesindeki olumlu gelişmelerden,çalışmalarımızdan , derneğimizi görünür fark edilir hale getirmemizden ve daha çok çocuğumuzun   elinden tutmamızdan oldukça memnun olduklarını söylediler ve teşekkür ettiler...
Kabir ziyaretinden sonra  6.Türkan Saylan Sanat ve Bilim Ödülleri töreni ve anma etkinliği ,Levent İş Sanat Merkezinde Ali İhsan Varol'un harika sunumuyla yapıldı.Yol arkadaşlarının Türkan Saylan ile ilgili anıları hepimize  duygusal anlar yaşattı.  
Tayfun Taliboğlu'nun muhteşem Türkan Saylan belgeseli,  onsuz ne kadar eksik olduğumuzu  hissettirdi hepimize. Türkan Saylan  ödül töreni  sanatçı Gülsin Onay'ın harika piyona resitaliyle son buldu..
Bu organizasyonun gerçekleşmesinde ,ulaşımımızı sağlayan Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Kesimoğlu’na  Yönetim Kurulum adına sonsuz teşekkürler ediyorum.” dedi.



Cezaevine Kütüphane

Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com
Kırklareli Günlüğü

Cezaevine Kütüphane

Kırklareli  Cumhuriyet  Başsavcılığı E Tipi Kapalı Ceza İnfaz kurumunda hükümlü ve tutuklular için oluşturulan kütüphanenin açılışını .gerçekleştirdi.
Düzenlediği Sosyal ve Kültürel etkinliklerle  mahkumlarında, halkında sürekli  taktirini kazanan Kırklareli Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz,  cezaevinde kütüphane açılması için bir sendika ile yapılan protokol sonucunda  toplanan kitaplarla cezaevine kütüphaneyi kazandırdı.  Kütüphane  hükümlü ve tutuklular  tarafından sevindirici bulundu.
Cezaevinde açılan kütüphaneye şahsen bende çok sevindim.  Çünkü okumak, okuyarak öğrenmek,  cehaletle mücadele etmenin en etkili yolu.  Okuyarak ufku genişleyen  insanın  hayata daha pozitif baktığı okumayanla mukayese edildiğinde açıkça ortaya çıkmaktadır.
Bir şekilde cezaevine düşenlerin  büyük  çoğunluğu cehalet sebebiyle cezaevine düşmekte, cezaevine girdikten sonra yüksek yüzdesi de eyleminden   pişman olmaktadır. Bu yüzden cehalete kurban gitmemenin  yolu okumaktan, bilgi birikimini arttırmaktan dolayısı ile cehaletle savaştan geçmektedir.
Düzenlenen konser, eğlence günleri, tiyatro, bilgilendirme toplantıları ile  Hükümlü ve tutuklulara en iyi, en verimli ve  en sağlıklı  şekilde nelerin yapılabileceğini amaç edinen Başsavcı İlyas Yavuz,  Okuyan bir toplum oluşturmanın   Devletin önemsediği projelerinin başında geldiğini, kendilerinin de Devletin görevlileri olarak bu hedef için çaba sarf etmek zorunda olduklarını belirtti.   
Okuyan bir toplum oluşturmayı cezaevlerinden başlatmak için yola çıktıklarını  ve cezaevine kütüphane açmayı gerçekleştirdiklerini söyleyen ve   bir faydalı hizmeti  daha hayata geçiren Başsavcı İlyas Yavuz’u gönülden kutluyor, yenileri için kendisine kolay gelsin diyorum.  




CHP PANKART CEZASINI YARGIYA TAŞIDI!


Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com
Kırklareli Günlüğü

CHP PANKART CEZASINI YARGIYA TAŞIDI!

Cumhuriyet Halk Partisi Lüleburgaz İlçe Başkanlığı astıkları Anayasa maddesini içeren pankarta  kesilen ceza için Lüleburgaz Adliyesi Sulh Ceza Mahkemesine itiraz etti.
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, CHP İl Başkanı Ünal Başkur, İlçe Başkanı Özgür Kaya, çevre ilçe başkanları ile  çok sayıda partili Lüleburgaz Adliyesi önünde toplandı.
 İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz,  Adliye önünde yaptığı açıklamada, 219 lira değil 219 yıl hapis isteseler bile her zaman ‘Türkiye Laiktir Laik Kalacak’ diye bağıracaklarını söyledi.
CHP Lüleburgaz  İlçe Başkanı Özgür Kaya; “Anayasal düzende, Anayasayı savunmak suç değildir, asla da olamaz. Ne Polis ne Kaymakam, nede bir başka devlet görevlisi,  hiç kimse kendisini hakimin veya  Büyük Millet Meclisinin yerine koyamaz.  Ceza alan pankartımıza Anayasanın 2. Maddesi  ile  “Türkiye Laiktir, Laik kalacak” yazıldı diye bu pankartlara ceza kesilemez.
Bu açık açık bir komplodur, halkı devletle karşı karşıya getirmeye çalışan, birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi ve anayasal düzeni yıkmaya çalışan açık bir komplo girişimidir.
Lüleburgaz’da yüzde 60 oy almış Cumhuriyet Halk Partisi’nin İlçe Başkanına kesilen bu ceza milletin iradesine kesilmiştir. Türk Milleti olarak mahkemelerde Türk Milletinin adına karar veren hakimlerden Anayasal düzeni sıkıntıya sokacak, bizleri karşı karşıya getirecek  cezanın iptalini talep ediyoruz” dedi.

Evet bu ceza, itiraz ve açıklamalardan sonra gelişen olaylara baktığımız vakit,  kabahatler kanununa göre bir ceza kesildiği doğrudur.  Bunun hukuksal dayanağı nedir?  Ben hukukçu değilim  ama muhtemelen pankartın şekil olarak belki de asılmaması gereken bir yere asılmış olması ya da izinsiz asılmış olma ihtimalleri de söz konu olabilir. Ancak ceza şekil olarak uygulanırken, ceza konusu materyalin ne olduğunu da  bakmakta  fayda  olacağını düşünüyorum.
Ceza pankartın asılma şekline mi? İçeriğine mi kesilmiştir? Buna da bakmak lazımdır. Doğal olarak CHP’nin ve halkın tepkisi  içeriği ile alakalıdır…  
Hassasiyetleri olan ve  toplumu olumsuz  yönde etkileyecek  türde  söyleme, yazılıp çizilene karşı dikkatli olmak,  çok katı karar almak yerine biraz daha obsiyonlu davranmak umarım mümkün olabilirdi. Sanıyorum mesele tepki yaratmadan da çözülebilirdi.
 Kesilen ceza yargıya taşınmıştır. Acaba yargı ne karar verecektir? Yargı cezayı kaldırırsa; “Yargı bizi haklı buldu.” denecek ve  cezayı kesenlerde  art niyet aranacaktır. Ceza  kaldırılmazsa ne olacak?  Bu defa   yargıda mı  Anayasa maddesine karşı? Yorum ve tepkileri oluşacaktır.
Asılan ve cezaya tabi tutulan pankartın içeriğinde her hangi bir yıkıcı bölücü söylem yoktur. Toplum barışını bozacak  infial yaratacak bir söylemde yoktur.  Yazılan Anayasa maddesidir. Laikliktir…
 Belirttiğim üzere hassasiyeti olan (Dini, Milli, kanuni… konular içeren bu tür)  şeylere ceza kesilmede aceleci davranılmamalıdır diye düşünüyorum. Tabi ki bu tamamen iyi niyetimle ortaya koyduğum bir görüştür.  Çünkü bu tür durumlarda toplumun menuniyetsizliği ve  tepkisi doğaldır. Hatta bu konular provoke edilmeye de çok müsait konulardır.

Ben pankart meselesinde duygusal davranmaktan ziyade herkesin akılcı düşünmesinden ve  provokasyona meydan vermeden toplum vicdanı rahatlatılarak  toplum  barışını bozmadan uzlaşmacı bir tavır alınmasından yanayım.

TÜRKAN SAYLAN 7.ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE KIRKLARELİ’DE ANILDI


Çağdaş Yaşamı  Destekleme Derneği Kırklareli Şube  Başkanlığı Dönmezler çiftliğinde verdiği kahvaltıyla Prof.Dr. Türkan Saylan’ı ölümünün 7. Yılında andı.

Sınır Kent Haber

13  Aralık 1935 günü İstanbul'da doğan, 18 Mayıs 2009 tarihinde yakalandığı amansız hastalığa yenik düşerek hayata veda eden, ÇYDD. Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan;  9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından 31 Mart 2000 tarihinde Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu üyeliğine seçildi. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Üniversitelerarası Kurul kontenjanından 2 Şubat 2001’de YÖK üyeliğiyle görevlendirildi.  13 Aralık 2002'de üniversitelerdeki görevlerinden yaş haddinden ötürü emekli olduğu için ayrıldı.

14   Mart 2003'te,  Bakanlar Kurulu kontenjanından  yeniden YÖK üyeliğine getirildi ve  bu görevi  Mart 2007’de bitirdi.
2003–2004 yılları  arasında Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu üyeliği ve İstanbul İl İnsan Hakları Kurulu üyeliklerinde bulundu. ÇYDD Genel Başkanı olduğu dönemde  milyonlarca yoksul  çocuğa  eğitim imkanı verdi.
ÇYDD’nin kurucusu ve Genel Başkanı olan  Prof.Dr. Türkan Saylan,  ölümünün  7. Yılında ÇYDD Kırklareli Şube Başkanlığının Dönmez Çiftliğinde düzenlediği kahvaltılı toplantı ile anıldı.
Toplantıya Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun eşi Sibel Kesimoğlu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yönetici ve üyeleri, eski Başkan ve yöneticileri, STK Temsilcileri, büyük bir davetli topluluğu katıldı. 
Dönmezler çiftliğinin  tamamen doğal ortamı ve mis gibi havasında bir araya gelen yüzlerce konuk, Türkan Saylan’ı anma etkinliğinde doğa ile baş başa  kahvaltı yapma fırsatı buldular. Katılımcılar Başkan Birsen Meriç ve ekibinin kalplerini açtıkları etkinlikte  samimi ortamdan istifade ettiler ve  kaynaşarak keyifli anlar yaşadılar.  
Türkan Saylan’ı anma Toplantısı  Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Kırklareli Şube Başkanı Birsen Meriç’in konuşması ile başladı. Başkan Birsen Meriç konuşmasında şunları kaydetti;  “Çağdaş Eğitim yoluyla, çağdaş topluma ulaşma hedefi doğrultusunda bir ışıkta siz yaktığınız için sonsuz teşekkürler ediyorum.
Her çocuğun bilimsel bir eğitim öğretim sistemiyle eğitim alabilmesi, okuyabilmesi gerektiğine inanlardanım. İnancımla, samimiyetimle, sevgimle bu yolda yürümenin gururunu yaşıyorum. Bu anlamlı günümüze hoş geldiniz. Şeref verdiniz kıymetli misafirlerimiz. Umarım; yan yana, can cana, yürek yüreğe keyifli bir kahvaltı yaparız.
Adım Türkan, Soyadım Saylan… Kızlarımız okusun, kadınlarımız erkeklerle eşit yurttaşlar olarak yaşama katılsın, gençlerimiz kendilerini özgürce geliştirsin ve herkes güzelliklerden nasibini alsın istedim.
İnsanlar arasında hiçbir ayrım yapmadım. Bana ihtiyacı olan herkese destek oldum. Yaşamım boyunca Cumhuriyetin temel değerlerine sıkı sıkıya bağlı kaldım ve hep  Mustafa Kemal’i izledim. Yaşamı ciddiye aldım. Çünkü tek kaygım, yapmak istediğim işlerin yarım kalmasıydı…
İşte sevgili dostlar; böyle bir insanın yürüdüğü yoldan yürümenin büyük gururunu yaşıyorum. O muhteşem insanı yitirmenin 7. Yılında onu özlemle,saygıyla anıyorum. Yaptıkları yolumuza ışık olacaktır.
Değerli çocuklarımız Kalbimizde yaşayan Türkan Saylan’ın sizlere de bir mesajı var.
Sevgili Gençler;
Bu ülke, bu toplum ve bu dünya için ne denli önemli olduğunuzu hiç aklınızdan çıkarmayın. Daima çağdaş bir insan olmayı hedefleyin. Kendinize güvenin. Toplumumuzun sorunlarına çözüm üretmek için uğraş verin ve mutlu olun.
Sorunun değil, çözümün parçası olun.  Türkan hocamız bu mesajı 19.04.2005 tarihinde yazarak siz gençlerimize seslenmiştir.  Türkan hocamızda Büyük Önder Mustafa Kemal
Atatürk gibi umudunu gençlere ve Türk insanına bağlamıştır. Hepimiz bu güvene layık olabilmek için, güveni boşa çıkarmamak için canla başla çalışmalıyız.
Değerli konuklarımız;
Sizlerde değerli katılımlarınızla etkinliğimize teşrif ettiniz. Hepinize gönülden teşekkür ediyorum. Sağladığınız desteklerle daha çok çocuğumuzun, gencimizin yüreğine dokunacaksınız.  Bundan emin olabilirsiniz…
Etkinliğimizin  bu kadar kısa sürede gerçekleşmesini sağlayan ve hiçbir desteği esirgemeyen güzel insanlarımız var. Müsaadelerinizle onları sizlere tek tek tanıtmak istiyorum.: Öncelikle bize yüreklerini de, mekanlarını da açan, bizlerden daha fazla özveride bulunan, Dönmez çiftliği sahipleri Saniye, Yetkin, Doğan Dönmez’e, ve çiftliğin tüm emekçilerine, her zaman yanımızda olan ve liste yaparken sınır tanımayan Sinan Yanardağ’a,  destekleriyle her daim yanımızda olan Gürkan Oras’a, Dere Tavukçuluk sahibi Mehmet Sağ ve eşine, derneğimizin kurucusu  Ünal Başkur’a, Egem Markete, Köysel Doğal reçellerinin üreticisi Ayhan beye, ÇYDD’nin kolu kanadı olan Kırklareli Belediye Başkanı
Mehmet Siyam Kesimoğlu, eşi Sibel Kesimoğlu ve tüm Belediye çalışanlarına, Kent Konseyi başkanı Seyfi Meriç ve yönetimine, CHP Kadın kollarına, bizim sesimiz olan değerli Basınımıza, beni sürekli yüreklendiren, her zaman yanımda olan, canla başla çalışan çok kıymetli canlarım, yol arkadaşlarıma, Gönül İşleri Organizasyon sahibi Belgin Göç’e  etkinliğimize katılarak  yanımızda olan kıymetli misafirlerimize, Derneğimiz  Yönetim Kurulu  adına, çocuklarımız adına sonsuz teşekkürler. Hepinize minnettarız.  Alkışların en kuvvetlisi sizlere gelsin.  İyi ki varsınız. Bu arada isimleri sayarken unuttuğum isimler var mı bilmiyorum ama varsa lütfen bağışlasınlar. İnşaallah kimseyi unutmamışımdır.
“Her eğitimli insanın bu Cumhuriyet’e bir borcu vardır.” diyen Türkan Saylan hocamıza tekrar bir selam gönderirken, Yolu sevgiden ve ÇYDD’den geçen siz kıymetli misafirlerimize afiyet olsun.”

Başkan Birsen Meriç’in açılış konuşmasından sonra Başkan Meriç ve yönetimi tüm misafirlerle ayrı ayrı ilgilenerek katılımcılar arasında kaynaşmayı sağladılar. Katılımın yüksek olduğu kahvaltılı toplantıda gençler, öğrenciler Prof.Dr. Türkan Saylan’ın hayatından kesitler veren konuşmalarda bulundular.  Dernek yardımları ile okuyan öğrencilerin konuşmaları etkinliğe katılanlara duygulu anlar yaşattı.




MERAL AKŞENER

DOĞRUCU DAVUT

MERAL AKŞENER

   2016 yılını 2015 te Lüleburgaz belediyesi kadın yılı ilân etmişti. Yılın yarısına geldik, etkinliklerin çoğunda bulundum. Geçtiğimiz Pazar günü MHP başkan adaylarından Meral Akşener’i dinlerken aklıma kadın yılımız geldi.  Başkan yardımcımız Kevser Özkan’ın önsezileri mi var nedir. Bir kadın Türkiye’nin siyasi gündemini değiştirecek adımlar atıyor. Eylemlerde bulunuyor. MHP’nin açık hava kongresinde polis gölgesinde, otobüs üstünde delegelere ve halka bir uyarıda bulunuyor. Ver yesin, ört uyusun dönemi sona eriyor, kadınlarımız dirsek atmayı öğrendi. Şimdi bu dirsek atmayı yaygınlaştırmanız gerekli. Biz bugün kilit taşını yerinden oynattık. Bunun arkası gelecektir. Türk siyasi tarihinde büyük değişiklikler başlayacaktır dedi.
    Dünyada da 2016 kadın yılı olacağa  benziyor. ABD’de başkanlık seçimi Kasım ayında. En güçlü aday Hillary Clinton şimdiden kazanmış gibi. Bana göre ülkem ve dünyamız için kadın yöneticilerin iş başında olması iyi bir gelişme. Kadın üretendir, üretkendir. Kadın erkeğe göre daha çalışkan ve hümanisttir. Entrikalara uygun yapıda değildir. Bu bakımdan Lüleburgaz Belediyesi’nin2016 yılını kadın yılı seçmesi, bu gelişmelere göre cuk oturmuşa benziyor.
*          *          *
VER YESİN ÖRT UYUSUN
    Ver yesin ört uyusun ne demek? Uyuşukluk halinin kısaca anlatımıdır. Tepkisiz bir toplumun tarifidir. Her olayı takdiri ilahi deyip durumuna razı olmak demektir. Bu tarife göre Türk toplumu geçmişten günümüze böyle bir yapıyı sürdürmüş ve sürdürmeye devam etmektedir. Osmanlı döneminde mülk Padişah’ın o ne verirse ne yapılmasını uygun görürse itaat edilir. Ona kulluk edilirdi. Kararlara karşı durmak akıllarına bile gelmezdi. Kısacası millet ümmet idi. Cumhuriyet döneminde kadınlara verilen seçme ve seçilme hakkı, demokratik idareye geçiş, milletin kulluktan ümmetlikten vatandaşlığa geçiş sürecini başlattı. Yetersiz eğitim ve öğretim maalesef vatandaşlarımızın tamamına ulaşamadı. Ulaşılan bölgelerde, kesimlerde bu haklar kullanıldı, ulaşılamayan yerler hâlâ insanımız vatandaş olmanın verdiği haklardan habersiz kulluk yapmaya ümmet olmaya devam ediyor.

    Vatandaş olan kadınlarımız uyuyan bu kesimi uyandırmak için, uyandırma yöntemi olan dirsek atmayı kullanmalıdır. Bu sayede uyanan kesim artık uyuşukluktan kurtulacak yani ver yesin ört uyusun dönemi sona erecektir. Kısaca anlatmak istediğimi anladığınızı sanıyorum. Sonun başlangıcı olan Meral Akşener olayı küçümsenecek bir hareket değildir. Hayırlısı olsun.

NEREDEN ÇIKTI BU BAŞKANLIK?

DOĞRUCU DAVUT

NEREDEN ÇIKTI BU BAŞKANLIK?
  
 Günlük yaşantımızda çokça kullandığımız bir kelimedir; başkanım kelimesi. İlimiz ve ilçelerimizde o kadar çok başkan var ki  elini sallasan değer.  Sendikaların başkanları var, odaların başkanları var, derneklerin başkanları var, partilerin eski yeni başkanları, belediye başkanlarının eskisi var yenisi var. Şimdi bunlara bir  yenisi daha eklenecek,  devlet başkanı…
 Eee bizim Cumhur ne olacak? Cumhur başkansız mı kalacak? Türkiye Büyük Millet Meclisinin önemi ve varlık sebebi ne olacak, neye ihtiyaç var, nerede parlamenter demokratik sistemimiz? Parlamenter Cumhuriyetimiz? Türkiye’yi idare ederken halkımızın her türlü ihtiyacını karşılamıyor mu?
   14 Mayıs 1950 genel seçimlerinde altı yaşında idim. Rahmetli babam iyi bir siyasetçiydi, dolayısıyla küçükte olsam   evde sürekli konuşulduğu için olsa gerek seçimlerin oluşunu ve neticesini hatırlıyorum.
On senelik Menderes dönemini,  1960 ihtilalini, İnönü koalisyonunu ardından Süleyman  Demirel’in AP iktidarını, 12 Mart 1971 muhtırasını, ardından gelen gençliğimizin kaybolduğu Ecevit ve MC hükümetlerini, 12 Eylül Kenan Evren darbesini, ANAP’ın Özal’ını,  Süleyman Demirel, Erdal İnönü koalisyonunu, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz Anayolunu, Necmettin Erbakan Tansu Çiller Refah yolunu, daha sonra 28 Şubat post modern darbe ile gelen çoklu Ecevit iktidarını ve en nihayet 2002 Ak parti’nin tek başına iktidara gelmesi ve kesintisiz 14 senedir iktidar olması.
İşte ben  bu süreçleri bizzat yaşadım.
Koalisyon idareleri ülkeyi iyi yönetemiyordu. 2002 den sonra bir parti  tek başına iktidara geldi.  14 senedir de ülke yönetiminde yer alıyor.  Evet  14 sene geçti, bu sürede  ne değişti? Ülkemizin idare sorunumu var? Kanun mu çıkarılamıyor? TBMM başkansız mı kaldı? Vatandaşlarımızdan ille de başkanlık  isterim diye yoğun bir  istek mi var ? Gazetelerin tamamına yakını iktidarın emrinde ve hizmetinde. Ülkeyi yönetmekte  hiçbir zorluk  ve açmaz yok.  Adeta dikensiz gül bahçesi. Bir gecede torba torba kanunlar çıkarılıyor. Personel maaşları, emekli maaşları ödeniyor. Ülkede hiçbir malın kıtlığı yok. Mazot, benzin var. Doğalgazımız kesilmedi. Yollarımız duble, işçi ve patronlar oldukça memnun.
Köylü ve çiftçilerimiz ürettiklerini satıyorken nereden çıktı bu başkanlık sistemi. Cumhurbaşkanı istiyor diye başkanlık sistemine geçilmek istenmesi benim hiç  aklıma yatmıyor sizin yatıyor mu?


 CUMHURİYETİMİZİN SUYU MU ÇIKTI?


   Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Osmanlının külleri arasından yarattıkları bir devletin Cumhuriyet idaresi ile bu günlere gelindi. Yaşı bir asır bile olmadan hiçbir harbe katılmadan kalkınmasını yapmış, bir çok dünya devleti  tarafından yönetimi  örnek  alınan  bir devlet ne oldu da şimdi beğenilmiyor, idaresi değiştirilmek isteniyor. Eğer yönetimde aldanmışlık üzerine bir kusur varsa rejim değil iktidar değişmelidir. İktidar ülkeyi yönetemiyor, huzur ve güveni sağlayamıyorsa yapılacak ilk şey iktidar değişikliğidir. Bunun en kestirme yolu halka gitmek halkın fikrini almaktır. Bunun iki yolu vardır ya seçimle gidilir, ya da yapılmak istenen rejim değişiklikleri için referandum yapılır. Değişikliklerin TBMM’ye bırakılması tek parti iktidarda olduğu için doğru değil ayrıca  bu demokratikte değildir. Halkımızın derdi Cumhuriyet ve Anayasa değil ki, huzur ve güvenliğin sağlanmasıdır. Bu yolda yapılacak fedakarlıklara halkımız katlanmaya hazırdır. Aksine hareketler zaman ve kaynak israfıdır. 













































































17 Mart 2016 Perşembe

Meral Akşener Sınır Kent Gazetesine konuştu

Sınır Kent Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Faruk Ceylan, MHP Genel Başkan adayı Meral Akşener'le  görüştü. Görüşmede neler  konuşuldu?
 Akşener Genel Başkanlık süreci için ne söyledi?  Devlet Bahçeli koltuğuna aday olan Akşener'e ne dedi?
MHP Genel Başkan adayı Akşener görevden alınan MHP İl Başkanı Kürşad Yamaner  hakkında neler söyledi?
Hepsi yakında SINIR KENT Gazetesinde. Sınır Kent Gazetesi Her gün bayiilerde.
 Bayinize  Sınır Kent Gazetesi ayırtmayı unutmayınız.


5 Mart 2016 Cumartesi

ACEMİ MHP YÖNETİMİ GAF YAPTI


 Kırklareli Günlüğü
Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com

Olağanüstü Kurultaya destek verdiği için MHP Genel Merkezi tarafından  İl Başkanlığı görevinden  alınan Kürşad Yamaner’in yerine  İl Başkanı olarak atanan Hakan Atken, önceki akşam MHP İl Binasında basın toplantısı düzenledi.
MHP’nin yeni İl Başkanı Akten, düzenlediği basın toplantısında;  ülkenin yangın yerine döndüğünü, her gün şehit haberlerinin geldiğini,içinde bulunulan  sürecin iç açıcı olmadığından bahsetti.
Milliyetçi Hareket Partisi üzerinde bir lider sorunu varmış algısı yaratılmaya çalışıldığını ve Milliyetçi Hareket Partisi’ne en çok ihtiyaç duyulan  süreçte ülkücü irade mensuplarının suni bir gündemle meşgul edilmeye çalışıldığını, Milliyetçi Hareket Partisinin  kongre sürecinde olmadığı, kongre süreci varmış gibi algı yaratılma gayretlerinin  nafile çabalar olduğunu söyledi.

Genç ve tecrübesiz yaşında İl Başkanlığına atanan mı? Yoksa atılan mı? Olduğunu anlayamadığım bu genç kardeşimizin siyasete böyle bir ortamda girmesi, gelecekte ki siyasi hayatını nasıl etkiler bilemiyorum ama daha neyin ne olduğunu anlamadan bu göreve atanmasını iyi niyetli olarak doğru bulmuyorum. Tabiî ki bu tamamen kişisel fikrim.
Ülke çapında ve İlimizde yaşanan istifalarla MHP’nin sallandığı, Genel Başkanın koltuğunun altından kaymaya başladığı bu günler, genç ve tecrübesiz  ekipleri ne kadar başarılı kılar Allah bilir…
 İl Başkanlığına atanan Hakan Akten’in, yaptığı açıklamadan sonra  Basın mensuplarına hitaben; “ Haberlerinizde, yapmış olduğum basın açıklamasına bağlı kalmanızı rica ediyorum” demesi çok manidardı. Genç Başkan koltuğa oturduğu gibi ilk talimatını basına verdi. Gençliğinden olsa gerek, Basına talimat verme yetkisinin bulunmadığını bilemedi… Yaptığı bu gafta art niyet olmadığı kesin ama bence böyle bir talimata gerek yoktu.  Yazılı açıklama yaptığı için zaten haber metne bağlı olarak yapılacaktı. Başka türlüsü de mümkün değil. Belkide   bu ifade eleştirisel yorumların  önüne geçmek içindi.
Başkanın talimat tarzındaki ifadesi üzerine, yazacağımız haber ve yazılarda; yorum ve kalemimize ipotek koyamayacağını hatırlattığım genç  İl Başkanına sorduğum sorularda da net cevap vermemesi, lafı dolandırması ve  sonucu birliğe, berberliğe bağlaması da vereceği cevapları verme ehliyetinin kendisinde olmadığını  gösterdi
Evet Hakan Akten’e sorduğum sorulardan net cevaplar alamadım. Sadece Kürşad Yamaner ile ilgili soruma samimi ve net cevap alabildim.
Genç İl Başkanının birleştirici söylemlere ağırlık vermesi, tecrübeli ağabeyleri ile istişare yaparak destek almak istediğini söylemesi üzerine kendisine;  Kürşad Yamaner’in görevden ayrıldığı halde hiçbir yere gitmediğini davası için çalışmaya devam edeceğini açıkladığını hatırlatarak; Yamaner’den destek isteyip istemeyeceğini sordum. Genç Başkan Hakan Atken, Kürşad Başkanı başarılı çalışmalarından dolayı taktir ettiğini, kendisi ile görüştüğünü, görüşmelerinin devam ederek tecrübesinden yararlanmak isteyeceğini bu vesile ile Yamaner’le  görüşmelerinin devam edeceğini söyledi.  Hakan Atken, diğer eski İl Başkanları ile görüşüp onlarında tecrübelerinden faydalanacağını ifade etti.
İl Başkanı Hakan Akten’e soracağım soruları tamamlayıp,  benim sorularım bu kadar,  dediğimde, kendisini tanımadığım,  bir fabrika da çalıştığını  öğrendiğim ama ismini öğrenemediğim zat, alaycı bir tebessümün ardından dişlerini göstererek sırıttı ve  “Sor sor daha  sor istediğin kadar soru sorabilirsin.”  diyerek genç Başkanı hiçe saydı. Sorduğum sorulardan rahatsızlık duyduğu için olsa gerek, aklınca şahsıma  yönelik atarlı bir  tavır koyarak  acemi yönetimin ilk toplantısında en acemi hareketi  ortaya koydu.
Tabiî ki bende dişlerini göstererek sırıtan bu beyefendiye, soru sormak için kendisinden onay almayacağımı ifade ettim.
Kavaklı'da bir fabrikada çalışan o beyefendi, gaf mı yaptı?  Kabadayılık mı? Bilmem ama her ne yaptıysa  hiç tanımadığı birine, üstelik bir gazetenin yetkilisine atar yapmasının doğru olmadığını   bilmesini tavsiye ediyorum.  Aksi halde bu davranışlarının altında kalarak kamuoyu nezdinde ciddi anlamda ezileceğini, genç başkan ve yönetiminin de ezilmesine vesile olacağını  unutmamasını  istiyorum. 
 Seçilerek değil, atanarak göreve gelen şu atarlı acemi yönetcinin Gazetecilerin  görevinin sadece yazmak olmadığını  bilmesinde de fayda var. Gazetecilerin, toplum menfaatine olan her  bilgiyi  aktarmak, ahlak ve yasalar çerçevesinde kamuoyu yaratmak, eğitimsiz kitlelere uzmanlarında yardımı ile katkı sağlamak, eğitilmelerine  vesile olmak gibi hayırlı   işlerin hayata geçmesine yardımcı olma  görevleri de  var. Yanlış yolda olanlara doğru adresi tarif ederiz, bundan asla yerinmeyiz ama onlar kendi yoluna gitmekte ısrar ederlerse bizim yapacağımız çok fazla  bir şey kalmaz...
Hepsi değil ama  çoğunluğunun acemi ordusu olduğu besbelli bu yönetimle bence basınında, MHP’nin de çok işi var…



2 Şubat 2016 Salı

LEZZET SIRLARI RAKUN CAFEDE ÇÖZÜLDÜ. RAKUN CAFE KÜTÜPHANE KARŞISINDA


 · 
RAKUN CAFE HARİKA LEZZETLERİ VE SPECİALLERİ İLE ESKİ İL HALK KÜTÜPHANESİNİN KARŞISINDA AÇILDI.
RAKUN CAFENİN MÜTHİŞ LEZZETLERİNİ TEST EDEN SINIR KENT GAZETESİ YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ FARUK CEYLAN, GAZETEMİZ OKURLARI İÇİN RAKUN CAFE ÖZEL LEZZET SIRLARINI YAKINDA GAZETEMİZDE AÇIKLIYOR. AĞIZININ TADINI BİLENLER; GACAL MANTISINI, CİĞER SARMAYI KAÇIRMAYIN...
BAYİİNİZDEN SINIR KENT GAZETESİ ALIN, SPORDAN SİYASETE SKANDAL HABERLERİ, KIRKLARELİ'NİN ÖZEL LEZZETLERİNİ AYRINTILARI İLE ÖĞRENİN.
BİR GAZETEDEN DAHA FAZLASI İÇİN SINIR KENT