5 Şubat 2011 Cumartesi

Kırklareli Ziraat Odası Başkanlığı'na Hasan Çetin seçildi.

Ziraat odası seçimlerinde Hasan Çetin Mustafa Minsolmaz'ı
6 oyla geçerek Başkan seçildi.

Kırklareli Ziraat Odası Başkanlığı'na Hasan Çetin seçildi. Halk Eğitim Merkezi Salonu'nda Mehmet Hacıoğlu'nun başkanlığında gerçekleşen genel kurul, saygı duruşunda
bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Genel kurulda, çalışma raporu, gelir, gider bütçeleri
okunarak, ibra edildi. Yapılan oylamada Hasan Çetin 35 oy alarak başkanlığa seçilirken, diğer aday Mustafa
Minsolmaz da 29 oy aldı. Çetin, oylama işleminden sonra yaptığı konuşmada,'Kırklareli'ni Türkiye'nin
 göz bebeği haline getirmek için  çalışacağız' dedi. Ziraat Odası'nın köylünün ayağına gideceğini belirten
Çetin, her şeyin daha güzelini,iyisini yapacaklarına söz verdi. Kendisinin Kırklareli ve ülke sevdalısı
olduğunu ifade eden  Çetin, yapılanların üzerine bir şeyler katarak hizmetlerini sürdüreceklerini bildirdi.
Çetin'in yönetim kuruluna Ekrem Şaylan, Mehmet Çango, Mustafa Tokay, Mehmet Akgül, Ali Keskin,
 Recai Çete,Hasan Eker, Remzi Balcı, Murat Günay, Levent Güzelyel,Şevket Çetin, Hamit Özgül,
Mustafa Teke, Bahattin Temur,Mayir Kayak, Sami Güncan, Erbil Özkan, Necmi Öztürk,Muammer
Ziraat Odası seçiminde
toplam 64 oyun 35'ini alan
Hasan Çetin yeni Başkan.
Evcişmen ve Reşat Kıpçak seçildi.
 
  


Milletvekili Sarıçam: “Yapılan düzenlemeleri çarpıtarak halkı yanıltmak isteyenler var”


*Kırklareli AK Parti Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam, kamuoyunda Torba Yasa olarak bilinen, hükümetin yapmış olduğu bir dizi düzenlemeler hakkında açıklamalarda bulundu.
İktidar Milletvekili Sarıçam, başta emeklilerin maaşlarına ek artış sağlamaya yönelik yapılan bu düzenlemede; çalışanların lehine birçok hak getirilmekte olduğunu belirterek çalışma hayatı içinde yer alan pek çok bürokratik engelin de ortadan kaldırılmakta olduğunu ifade etti. Vatandaşlarımızın ve özellikle çalışanlarımızın çalışma koşullarını iyileştiren düzenlemenin asıl amacı, işsizlikle mücadele edecek ek tedbirlerin getirilmesi yanında; genel olarak çalışma hayatının kalitesini artırmaktır diyen milletvekili, Kamuoyunun yakından takip ettiği ve yeni haklar getiren yasayla ilgili nedense bazı sendikalar ve meslek kuruluşlarınca bir süredir aleyhte propaganda faaliyetleri yapılmaktadır dedi.
Sarıçam; Sevgili hemşehrilerimizi bilgilendirmek ve gerçekleri göstermek amacıyla bu açıklamayı yaptığımı belirtmek isterim diyerek şu açıklamaları yaptı;
1-) Yapılan düzenlemelerle işsizlik sigortası fonundan çalışanların yararlanmaları kolaylaştırılmakta, kısmi süreli çalışanların dahi işsizlik ödeneğinden yararlanmalarına imkânı sağlanmaktadır. Aktif istihdam programları ile işgücü piyasası araştırma ve planlama çalışmaları yapmak üzere fondan ayrılacak payın daha etkin ve verimli bir şekilde kullanılması ve mevcut kullanım alanlarına ilave olarak, işgücünün istihdam edilebilirliğini artırmak, istihdamı artırıcı ve koruyucu tedbirler alma ve uygulama amacıyla kullanmaya yönelik düzenleme yapılmaktadır.
Ülkemizin öncelikli sorunu işsizlik olduğuna göre fonun işgücünün istihdam edilebilirliğini artırmak, istihdamı artırıcı ve koruyucu tedbirler alma ve uygulama amacıyla kullanılması doğal bir gerekliliktir.
2-) Bir başka düzenleme, mahalli idarelerdeki çalışanlar ile ilgilidir. Bilindiği üzere adrese dayalı nüfus kayıt sistemine geçilmesi üzerine bazı belediyelerin nüfusu büyük oranda azalmıştır. Bu belediyelerin merkezi idareden aldıkları pay da nüfusa paralel olarak azalmış personeli norm kadronun üzerinde olan belediyeler personel maaşlarını ödeme güçlüğüne düşmüşlerdir. Halen ülke genelinde, mahalli idarelerde 122.343 işçi norm kadrosu bulunmasına karşın 174.644 işçi çalışmakta, norm kadro fazlası 52.301 personel bulunmaktadır. Bu işçilerimiz de bir kısmı aylarca ücretlerini alamamakta aileleri ile birlikte geçim sıkıntısı yaşamaktadırlar. Bu durumun düzeltilmesi için sürekli olarak ilgili mercilere talepte bulunmaktadırlar.
Yapılan düzenleme belediyelerde uzun süredir mali imkânsızlıklardan dolayı maaşlarını alamayan işçilerin ihtiyaç duyulan ve maddede belirtilen kamu kurumlarına aktarılmasından ibarettir.  Böylece mahalli idarelerdeki ihtiyaç fazlası işçilerimiz kanunda gösterilen kamu kurum ve kuruluşlarına aktarılarak aylık ücretlerini, kıdem tazminatlarını ve diğer sosyal haklarını düzenli bir şekilde alabilmelerine imkân sağlanmaktadır.
3-) Başka bir düzenleme, uzaktan çalışma şartları ve özellikle de evde çalışan kadınlarımızla ilgilidir.Bütün Dünyada olduğu gibi ülkemizde de gelişen teknolojik imkânlar ve çalışma hayatındaki yenilikler nedeniyle ortaya çıkan evden çalışma ve uzaktan çalışma olarak tabir edilen çalışma şekillerine yönelik şu anda her hangi bir düzenleme olmadığından bu şekilde çalışanlar bu gün kayıt dışı çalışmakta dolayısıyla sosyal güvenceden ve İş Kanunundan kaynaklanan güvencelerinden yoksun bulunmaktadırlar.
Yapılan düzenleme ile hali hazırda evden çalışma ve uzaktan çalışma yöntemine göre çalışanlar hukuki güvence ve kayıt altına alınmakta, İş Kanunundan ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan bütün haklardan yararlanabilmelerine imkân tanınmaktadır.
Kısmi çalışanların çalışmadıkları günlere ilişkin sigorta primlerini yatırmalarına imkân sağlanarak zamanında emekli olabilmelerine imkân sağlanmaktadır. Bugün ayda 16 gün çalışan kısmi süreli çalışan bir işçinin emekli olabilmesi için 60 yıl çalışması gerekmektedir. Yapılan düzenleme ile kısmi süreli çalışanlara da tam süreli çalışanlarla aynı süre ve şartlarda emekli olma imkânı getirilmektedir.
Evlerinden firmalara parça başı vb. iş yapan kadınlarımız tasarı ile kayıt altına alınmakta, sosyal güvenceye ve iş kanunundan kaynaklanan diğer bütün hak ve güvencelere kavuşturulmaktadır. Ayrıca kadın istihdamına yönelik teşvikler getirilmekte, bu çerçevede kadınlarımızın sigorta işveren prim payı 54 aya kadar süreyle devlet tarafından karşılanmaktadır. Ayrıca, erken doğum (prematüre) yapan kadınlarımıza doğum öncesi izinlerini doğum sonrası kullanma imkânı verilmektedir. Kamuda çalışan kadınların emzirme izinleri ilk 6 ay için günde 3 saate sonraki 6 ay için günde 1,5 saate çıkarılmaktadır.
4-) Hali hazırda mesleki öğrenim gören öğrencilerin staj imkânı hemen hemen hiç yokken, staj yapanlara doğru dürüst ücret ödenmezken hatta staj yapabilmek için öğrenciler işyeri bulamazken staj imkânının geliştirilebilmesi için 10 personel çalıştıran işyerlerinde de öğrencilerin staj yapabilmelerine imkan tanınmaktadır. Ayrıca, meslek yüksek okullarının öğrencilerine ve mesleki teknik eğitim veren yüksek okulların öğrencilerine de staj imkanı getirilmektedir.
5-) 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 10 uncu maddesinde yer alan hükme istinaden vuku bulan işçi şikâyetleri hâlihazırda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişleri tarafından incelenmekte ve sonuçlandırılmaktadır.
Asli görevleri işyeri denetimi olan iş müfettişlerince iş sözleşmesi sona ermiş işçilerin iş sözleşmesinden kaynaklanan kişisel alacaklarına ilişkin şikâyetlerinin incelenmesi, bu incelemenin işyeri denetimini gerektirmemesi, belgeye dayalı incelemeler olması nedeniyle tam anlamıyla bir teftiş ve denetim faaliyeti olmayıp, bu şikâyetlerin sonuçlandırılmaya çalışılması, bugünkü haliyle hem uzun zaman almakta hem de iş müfettişlerinin asli görevleri olan işyeri denetimlerinden geri kalmalarına neden olmaktadır.
Yapılan düzenleme ile iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin Kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin işçi şikâyetlerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüklerince incelenebilmesine imkân tanınarak iş müfettişlerinin asli görevleri olan işyerlerinin teftiş ve denetimine yoğunlaşmaları, öte yandan işçi şikâyetlerinin hızlı bir şekilde sonuçlandırılması amaçlanmaktadır.
Görüleceği üzere yapılmak istenen düzenlemelerin hepsi de iyi niyetle hazırlanmış, ülkemizin sorunlarına çözüm sağlamak amacını taşımaktadır. Kamuoyunu yanıltmaya yönelik  iddiaların asılsız, mesnetsiz, önyargılı mülahazalarla ortaya atılmış, yanlış, yanlı, iyi niyetten yoksun iddialar olduğu gözükmektedir.
Bazı kesimlerin şimdiye kadar yaptıkları gibi vatandaşlarımız için yapılmış ve yapılması düşünülen bütün iyileştirmelere karşı çıkmayı, refleks haline getirmiş olduklarını da sevgili hemşehrilerimin dikkatine sunmak isterim.
Kaynak:Yeşilyurt

4 Şubat 2011 Cuma

Kırklareli Bedensel Engelliler Basketbol kulübü Başkan Yardımcısı Erol Gökçe, " sağlamların başaramadığını engellilerle başarıp yolumuza devam ediyoruz "

Başkan Yardımcısı
Erol Gökçe
Kırklareli Bedensel Engelliler Basketbol kulübü Başkan Yardımcısı Erol Gökçe, “ Her zamanki gibi sessiz ve derinden, fazla şamata yapmadan, sağlamların başaramadığını engellilerle başarıp yolumuza devam ediyoruz dedi.
Gökçe, Türkiye Tekerlekli Sandalye Basketbol 1. Ligi'nde mücadele eden Trakya'nın ilk ve tek takımı olmaları nedeniyle, Trakya'yı en iyi şekilde temsil etmeye çalıştıklarını söyledi.
Ligde averajla 3. sırada olduklarını ve başarılı bir takım olmalarına rağmen yeteri desteği alamadıklarını ifade eden Gökçe, şöyle konuştu:
''Kulübümüzün tekerlekli sandalye basketbol takımı 1. ligde ikinci yılını dolduruyor. Zorlu deplasmanlara gidiyoruz. Bu sezon gittiğimiz zorlu deplasmanlarda Antalya, Ordu ve İzmir ile maç yaptık, bu hafta da İskenderun'a gideceğiz.
Sahamızda hiçbir maçı kaybetmedik. Deplasmanlarda iki mağlubiyetimiz var. Her zamanki gibi sessiz ve derinden, fazla şamata yapmadan, sağlamların başaramadığını engellilerle başarıp yolumuza devam ediyoruz. Buna rağmen ilimizde maddi ve manevi ilgi ve alaka göremiyoruz.''


Takımda yer alan Davut Çalışkan ve Kemal Atçı'nın aynı zamanda Genç Milli Takım kadrosunda bulunduğunu ifade eden Gökçe, ''Takımız averajla ligde 3. sırada. İskenderun maçına da ciddi şekilde hazırlandık ve bu karşılaşmayı kazanmak istiyoruz. Hedefimiz Süper Lig. Biz Kırklareli'ne Galatasaray'ı, Beşiktaş'ı getirmedikten sonra, uluslararası şampiyonalara katılmadıkça Trakya'da bizim sesimizi duyan olmayacak. Halen sponsor bulamadık. Yolumuza sponsorsuz devam ediyoruz'' dedi.

Müjdat Gezen

Yağcılar sözlerimi beğenmese de olur“Bazı anketlerde AKP’yi yüzde 50 gösteriyorlar. Aslında Aziz Nesin kriterlerine göre yüzde 60 çıkması gerekirdi” diyen Müjdat Gezen’den kendisini eleştirenlere açık mektup:
Buna karar verdim. Çünkü akıllı biri olsam: AKP’nin yanında olduğumu, Recep Tayyip Erdoğan’dan başka büyük olmadığını ülkemde onikimilyondan fazla açlık sınırında insan bulunmadığını, üç milyon işsiz olmadığını, emekli ve işçilerin refah içinde olduğunu, yakında Avrupa Birliği’ne gireceğimizi, AKP hükümetinin muhteşem bir hükümet olduğunu söyleyip, istediğim kanalda en iyi parayla istediğim işi bulup, reklam filmlerinde boy göstererek, acayip para kazanır gül gibi geçinirdim.
Satılmış AKP uşakları
Bana bakın satılmışlar... Bana bakın AKP uşakları ve popo yalayıcıları... Benim korumalarım yok, zırhlı arabalarım yok, silahım yok... Daha doğrusu ben böyle zannediyordum... Ama varmış. Bu ülkede gerçek Atatürkçü gençler varmış. Gerçek onurlu insanlar varmış. Pek çok öğrenci varmış... Elli yıldır kimseyi kandırmadığımı, düşüncelerim uğruna hapis yattığımı ve tek çıkarımın onların çıkarı olduğunu bilen kitleler varmış. “Mış” demem haksızlık olur. Biliyordum. Ama bu denli atik davranacaklarını bilmiyordum... Aldığım riyasız telefonlar, fakslar, mailler satılmışları çok azınlıkta bıraktı... Size başbakan sofrasında yemek yiyip “haklısınız efendim” diyen sanatçılar mı lazım?...  Ben onlardan değilim. Size popo yalayıcı, suya sabuna dokunmayan “siz bilirsiniz efendim” diyen sanatçılar mı lazım? Ben onlardan değilim.  Size korkak ürkek “aman parama dokunmayın” diyen sanatçılar mı lazım? Ben o değilim. Size muhalefet etmeyen, el etek öpen, “padişahım çok yaşa” diyen sanatçılar mı lazım? O ben değilim. Ben, kendini bildi bileli fikirlerini açıkça söylemekten korkmayan, dümdüz biriyim. Yaptıklarımı, söylediklerimi herkesin beğenmesini istemem. Neden bir hırsız, bir üçkağıtçı, bir yağcı, bir sahtekar benim yaptıklarımı beğenecekmiş?... Herkesi mutlu etmek gibi bir niyetim hiç olmadı. Söylediklerimden mutlu olmayanlar dönüp kendilerine bakacaklar. “Bu adam ne dedi de biz kızdık?”  diyecekler...
Anladığınız dilden giderim
Bundan mutlu olmayanlar kendilerine dönüp bakacaklar. “Bu adam neler yapmış, ben ne yapmışım?” diye kendilerini bir gözden geçirecekler. Her türlü eleştiriye açık bir meslek yapıyorum. Beğenen de olacak beğenmeyen de. Ama, tehdit, küfür, hakaret oldumuydu, orada aynen sizin anladığınız dilden giderim.
Müjdat Gezen
MHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bölükbaşı, ‘kutsal ittifak’a sert tepki gösterdi: Sözde ateşkesi uzat ki, ben de seçimi kazanırsam senin isteklerine göre yeni anayasa yapayım. İşte, tüm pazarlığın özeti budur. Bu çok çirkin ve ahlaksız bir pazarlıktır!
Türkiye’ye hiç yakışmıyor
Bölükbaşı, “Terörle mücadele yerine müzakere eden Başbakan bu ülkeye yakışmıyor” dedi.
Terörle müzakere dönemi başlatıldı
Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Tak, MHP Genel Başkan Yardımcısı Bölükbaşı’na plaket verdi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bölükbaşı, Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odası (BESOB) Başkanı Arif Tak’ı ziyaret etti. Bölükbaşı burada gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin, “Emniyet Genel Müdürlüğünün yaptığı açıklamada MHP Genel Başkanı ve üst düzey yetkililere suikast planlarından söz ediliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna Bölükbaşı, “Allah’ın dediği olur” dedi. “İmralı’dan yeni bir mesaj geldi. Öcalan, geçen hafta devletle görüştüğünü, ancak bu barış sürecinde rolünü iyi oynayabilmesi için koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini söyledi. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusunu ise Bölükbaşı, şöyle yanıtladı: “Sayın Başbakan ilk başta ne kadar inkar etmeye çalışsa bile 2010 yılının Haziran ayından bu yana kendisiyle bir pazarlık süreci yürütüyor. Bu pazarlığı ilk MHP açıkladığı zaman hatırlayacaksınız, sayın Başbakan ’Böyle bir şey yoktur, bunu söyleyen şerefsizdir, alçaktır’ demiştir. Ama sonra bu pazarlığın sürdürüldüğü artık saklanamaz hale gelince ’Evet görüşüyorlar, ama devlet görüşüyor’ dedi.”
Kaynak: Yeniçağ gazetesi.

Tekirdağ TÜFAD'dan Duyuru:Futbol Antrenörlüğü Kursu Açılıyor

 Tekirdağ TÜFAD Başkanı Abdullah Eroğlu'nun bugün yaptığı açıklamayla Tekirdağ'da futbol antrenör kursu açılıyor.
21 Şubat'a Kadar Başvuru Yapılabilecek
Eroğlu Tekirdağ'da futbol antrenörü olmak isteyen adayların ve antenör diploması olupta güncelleme yaptırmak isteyen futbol antrenörlerinin 21 Şubat Pazartesi gününe kadar başvurularını www.tff.org sitesine yapmalarının gerektiğini söyledi.
Eroğlu ,konu ile ilgili soruları olan futbol antrenörlerinin irtibat için kendisi ile görüşebileceklerini söyleyerek sözlerini tamamladı.
  Tekirdağ TÜFAD Başkanı
Abdullah Eroğlu 
Tel:534 952 00 03
Kaynak: Trakyadan spor
Tezgahın izini adım adım sürdük
- AKP ile PKK’nın danışıklı dövüşü resmen ilan edildi! Terör örgütünün malum istekleriyle resmi çıklamalar aynı potada eridi.
- Terörle mücadele yerine müzakereyi seçen Başbakan Erdoğan, seçimi kazanırsa BDP’nin özerklik talebini yeni anayasaya koyacak
Öcalan’ı konuşturuyorlar
Kamuoyuna vereceği imaj için bebek katili Öcalan’ın İmralı’dan çarşaf çarşaf açıklama yapmasına göz yuman iktidarın oyunu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın federasyon kokan demeciyle resmiyet kazandı.
Türkiye Birleşik Devletleri!
İstİnaf mahkemelerinden federal yapıya kadar birçok konuda PKK ile aynı rotada buluşan Başbakan Erdoğan, sadece eyaletlerde olabilecek “Valiyi halk seçsin” önerisiyle Türkiye Birleşik Devletleri’nin işaretini verdi.
Hani emperyalizm oyunuydu
PKK-AKP ilişkilerinin ilk ağızdan resmiyet kazanmasına CHP’den sert tepki geldi. Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Erdoğan’a 1993’te söylediği sözü hatırlattı: Başkanlık sistemi Amerikan emperyalizminin dayatmasıdır!
Erdoğan’dan ‘eyalet’ itirafı
Başbakan Tayyip Erdoğan, başkanlık sisteminin Türkiye için faydalı olacağını iddia etmesinin ardından,
ABD’deki eyalet sisteminin temeli olan “valilerin seçimle gelebileceği” yönündeki düşüncesini de dile getirdi
Haber : Salim YAVAŞOĞLU

Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın, 2007 yılında İmralı’dan avukatları aracılığı ile “tartışma açılması” talimatı verdiği “demokratik özerklik” projesine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan açık destek geldi. Başbakan Erdoğan, ABD’de kibaşkanlık sisteminin Türkiye için faydalı olacağını dile getirdikten birkaç gün sonra, bu kez de sistemin temelini oluşturan “valilerin seçimle gelebileceği” düşüncesini  ortaya attı. Kırgızistan gezisinden dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, ABD’deki başkanlık sisteminin çok başlılığı ortadan kaldırdığına vurgu yaparak, “Bizde bir vali ataması üç kez gidip geliyor. Orada seçimle geliyor” dedi.

Yargı kararlarından rahatsız
Başbakan Erdoğan, ABD örneğini vererek şunları söyledi: “Başkanlık sistemini parlamentoyu dışlayan bir sistem olarak görmüyorum. Orada farklı düşünüyorum. Başkanın her dediği olacak diye bir şey yok. Aksine orada ikili bir parlamento var. Hem Temsilciler Meclisi, hem Senato’dan geçecek. Mesela başkan harcamaları Senato’dan geçiriyor. Bizde bütçe Meclis’ten geçerken izin alıyoruz. Sonra bir daha parlamentoya uğramıyoruz. Çok başlılığı ortadan kaldırıyor başkanlık sistemi. Bizde bir vali ataması üç kez gidip geliyor. Orada seçimle geliyor. Memur atamaları da aynı. Bir Milli Eğitim il müdürü 12 defa gidip geliyor. Erzurum Milli Eğitim Müdürü hapse girdi, kefaletle çıktı idare mahkemesi kararıyla göreve döndü.”

10 gün önce Demirtaş istedi
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da 21 Ocak’ta İzmir’de katıldığı Ege Bölgesi Genişletilmiş Başkanlar Toplantısı’nda Ankara’nın yetkilerinin, bölge meclislerine verilmesinin altını çizerek, “Kaymakamlar, Valiler de seçimle gelmelidir. Halk seçmelidir. Yeni anayasa tüm bunları gözetmek zorundadır. Kendi yerelinde kendi yönetim olmalıdır. Şimdiki yönetimi, halk yüzde yüz benimsiyorsa diyeceğimiz bir şey yok. Ama halk istemiyor. Yönetimde halkın sözleri yok, denetimi yok. Yönetim ne kadar halka yakın olursa, denetim ve söz hakkı olacaktır. Halkı, kendi kararları yönetsin” demişti.

Aynı öneri TBMM’yi karıştırmıştı
Kapatılan DTP, Abdullah Öcalan’ın ortaya attığı ve “demokratik özerklik projesi” olarak adlandırdıkları, Türkiye’nin federasyonlara bölünmesini öngören 2007 kongre kararlarını Türkçe, Kürtçe ve İngilizce bastırıp 29 Ekim 2009’da milletvekillerine dağıtması Meclis’te olaylara neden olmuştu. DTP, Diyarbakır’da 24 Ekim 2007 tarihinde yapılan “Demokratik Toplum Kongresi” nde hazırlanan ve Kasım 2007’de yapılan 2. Olağan Kongre’de  “Siyasi Tutum Belgesi” olarak parti tüzüğüne giren özerklik projesinin kamuoyuna sunulup tartışılması için kitapçık hazırladı.

Kapatma davasının temel nedeniBDP hakkındaki kapatma davasının en temel dayanakları arasında yer alan kitapçık Kürtçe, Türkçe ve İngilizce basılıp, önce Meclis’teki milletvekillerine, bakanlara ve büyükelçiliklere gönderildi. DTP ve PKK’nin sembol renkleri “sarı-kırmızı-yeşil” renkli bezemeleriyle dikkat çeken ve Türkiye’nin temelde federasyonlara bölünmesini öngören kitapçığa CHP ve MHP milletvekilleri tepki gösterdi. Abdullah Öcalan’ın avukatları aracılığıyla “tartışmaya açılması” talimatını verdiği “özerklik” projesi Türkiye’nin 20-25 özerk bölgeye ayrılmasını öneriyor. Proje, “Yerel ve bölgesel özerk yapıların önünün açılmasını, her bölgenin kendi bayraklarının ve kendine ait sembollerin ve renklerin kullanılması”nı içeriyor
Kaynak:Yeniçağ gazetesi.

Yozgat maçını Kırklareli Haberci tarafından 2010 Yılının en iyi taraftarı seçilen Emrah Koyuncu ile izledik.


Kırklarelispor-Y.Yozgatspor maçını  Faruk Ceylan,
Emrah Koyuncu birlikte izlediler.

Kırklareli Haberci tarafından   2010 yılının en iyilerinin seçildiği değerlendirmede İzmit spor akademisi öğrencisi Emrah Koyuncu  Tekirdağ’da yaşayan Gürsel Perese ile birlikte yılın en iyi taraftarı  seçilmişti.
Kırklarelispor’un hemen her maçına İzmit’ten gelip izlediği gibi tekrar İzmit’e dönen Kırklarelispor aşığı Koyuncu aynı zamanda Kırklarelispor’un Süper ligte oynadığı zamandan futbolcusu. Sakatlandıktan sonra futbolu bırakan Koyuncu’nun hedefinde Spor akademisini bitirmek ve gelecekte Kırklarelispor’un başına antrenör olarak geçmek var.
  Koyuncu Perşembe günü Kırklarelispor’un Y.Yozgat’la oynadığı lig maçına da geldi. Maçı Koyuncu ile birlikte izledik, Kırklarelispor üzerine konuştuk.
Koyuncu  Kırklarelispor’un yeni transferleriyle daha da güçlendiğini , rakiplerinden çok daha güçlü ve iyi durumda olduğunu söyleyerek, Kırklarelispor’un 2.lige çıkacağına yürekten inandığını ifade etti.
Koyuncu gazetemize şu açıklamalarda bulundu:  “ Öncelikle Kırklareli Haberci’nin sahibi  Faruk Ceylan ağabeyime  teşekkürlerimi sunarım.   Örnek taraftar gösterilmek  beni çok mutlu etti.  Ben hem Kırklareli,  hem de Kırklarelispor’a aşığım. Kırklareli’li olmaktan  büyük gurur duyuyorum.  Kırklarelispor’un başarısına katkı sağlayabilmek için her maçına gelmeye çalışıyorum. Kırklarelispor için her fedakarlığa hazırım. Memleketimin yeşil beyazlı takımının 2. Lige çıkacağına gönülden inanıyorum.
 Kocaeli’de tüm şehir takımlarının bayrakları ile donatılmış,  takımın desteklenmesi için havaya sokulmuş durumda. Bende bunu görerek, Kırklareli Haberci sahibi Faruk ağabeyimle paylaştım. Sağ olsun o da köşesinde buna yer vererek Kamuoyu ile paylaştı.
Dileğim, Başta Sayın Valimiz ve Kulüp Başkanımız olmak üzere Kırklareli’nde bir  Yeşil beyaz bayrak kampanyası başlatılması, Kırklareli’nin yeşil beyaz bayraklarla donatılması  ve tüm Kırklareli’nin Şampiyonluk havasına girmesidir. Bu Şampiyonluk yolunda Yönetime de, takımada olumlu  katkı sağlayacaktır.
Kırklareli Haberci’ye ve Faruk Ceylan’a tekrar teşekkür eder, Kırklarelispor’a Şampiyonluk yolunda başarılar dilerim.” Dedi.
Haber: Adem Önder
Fotoğraf : Sercan Dönmez

3 Şubat 2011 Perşembe

Kırklarelispor otamatiğe bağladı Kırklarelispor 2 Yimpaş Yozgat 0


Isparta’yı 5-1, Keçiören’i 2-0 yenen Kırklarelispor evinde Y.Yozgatspor’uda 2-0 yenerek ikinci yarıda üçte üç yaptı.
Ligin ikinci yarısına fırtına gibi başlayan Kırklarelispor kendi seyircisi önünde Y.Yozgat’ıda K.Yavuz ve Korhan’ın golleriyle devirerek 2-0 yendi.
İlk yarıda rakibine pozisyon vermeyen Kırklarelispor biran evvel golü bulmak için Y.Yozgat kalesini abluka altına aldı. Taraftar 43.Dakikaya kadar aradığı golü bulamayan Kırklarelispor’u “Kırklar gol gol“ sloganıyla ateşledi.Golün gecikmesi tribünlerde tedirginlik yarattı.
 43. Dakikada Abuzer ceza alanı çizgisinden çok sert vurdu. Kaleciyi geçen top üst direkten geri döndü, pozisyonu iyi takip eden K.Yavuz topu filelere gönderdi. 1-0
Golün gelmesiyle stat “yeşil beyaz şampiyon Kırklar” sloganlarıyla adeta yıkıldı.  İlk yarı K.Yavuz’un attığı golle 1-0 sona erdi.
Kırklarelispor ikinci yarıda da oyunun hakimiydi. Zeminin çok kötü olması oyunun seyrini olumsuz etkilese de Kırklarelispor  pozisyon üstüne pozisyon bularak Y.Yozgat defansını bunalttı. ancak bulduğu pozisyonları gole çeviremedi.
59. dakikada sahanın yıldızı Korhan sağdan aldığı topla rakip caza alanına indi, rakibini belini kıran bir çalımla geçtiği gibi sert vurdu ve kalecinin sağından topu filelere gönderdi. 2-0 Korhan’ın attığı jeneriklik gol dakikalarca alkışlandı.

Taraftar da tribünde göbek attı.

Golden sonra Kırklarelispor  Abuzer ve Korhan’la bulduğu sayısız gol fırsatını değerlendiremedi. 84. Dakikada oyuna ikinci yarıda giren Göksel soldan ceza alanına girdi rakibini mükemmel bir çalımla geçtiği gibi tekmeyi yedi. Herkes Hakemin penaltı noktasını göstermesini beklerken, hakem Goksel’e, hakemi yanıltmaya yönelik hareketten sarı kart gösterdi. Yüzde yüz penaltıyı vermeyen, üstüne birde sarı kart gösteren hakem seyirc tarafından dakikalarca protesto edildi.
Attığı golden çok fazlasını kaçıran Kırklarelispor sahadan K.Yavuz ve Korhan’ın attığı gollerle 2-0 galip ayrılarak ikinci yardaki üçüncü maçını da kazanarak, zirve mücadelesini sürdürdü.

Futbolcular galibiyeti göbek
atarak kutladı.
3.lig 2. Gurupta günün sonuçları:
Beykozspor 1908-Gümüşhanespor...............( 0 - 3 )
Yalıspor-Kahramanmaraşspor..................( 2 - 1 )
OYAK Renaultspor-Keçiören Sportif...........( 0 - 0 )
Sivas Dört Eylül Bld-Yeni İskenderunspor....( 2 - 1 )
Batman Petrolspor-Darıca Gençlerbirliği.....( 0 - 0 )
Kırklarelispor-YİMPAŞ Yozgatspor............( 2 - 0 )
Altınordu-Orhangazispor.....................( 1 - 3 )
Afyonkarahisarspor-Ispartaspor..............( 4 - 0 )


Kırklar üçte üç yapınca futbolcu
taraftar sevinç yumağı oldu.

20. hafta da oynanan  maçlardan sonra puan durumu
1- Afyon Karahisar   45  puan
2- Kırklarelispor        40
3- Sivas 4 eylül         39
4- Gümüşhanespor   38
5-Anadolu Üsküdar  37
6- Altınorduspor       35
7- Darıca                  35
8-Orhangazispor      34
9- Yeniİskanderun    31
10-Oyak Renault      29
11-Yalıspor               25
12-Batman Petrol     24
13-Yimpaş Yozgat     22
14-Kahramanmaraş  20
15-Beykozspor          17
16-Keçiörenspor        16
17-Ispartaspor           11
18-Erzurumspor         -3

Haber:Faruk Ceylan
Fotoğraflar: Sercan Dönmez

2 Şubat 2011 Çarşamba

BATI TRAKYA TÜRKLERİ HAKLARINI VE ÖZGÜRLÜKLERİNİ GERİ İSTİYOR

Genel Başkan Varol Haliloğlu
*Batı Trakya Türk birliği genel başkanı Varol HALİLOĞLU Batı Trakya da halkımıza zulüm ediliyor.
Hakları gasp ediliyor,Yunan Hükümeti Lozan anlaşması kararlarına uymamaktadır

Dinçer Demiral
Halkın seçtiği müftüleri tanımamaktadır müftüleri Yunan Hükümeti kendi atamaktadır oysaki Türkiye de yaşayan Yunanlı vatandaşlar İstanbul da patrik seçimi,ni kendileri yapıyor ve Türk Hükümeti halkın seçtiği patrik i tanıyor biz Lozan anlaşmalarına bağlı kalıyoruz. Yunanlılar kalmıyor ayrıca vakıf mallarımız talan edilmiştir.  Hükümetimizden gasp edilen vakıf mallarımızın geri alınmasını  istiyoruz. Geçtiğimiz günlerde Yunanistan da Türkçe yayın yapan iki gazeteye yüklü miktarda para cezası  kesildi gündem gazetesine 90.000 avro millet gazetesine de 60.000 avro ceza kesildi bu gazetelerin yıllık gelirleri 20.000 avroyu geçmeyen iki gazeteye 90.000 avro ceza kesilmesi Yunanistan daki Türk azınlığı sindirme politikasından başka bir şey değildir Türkiye hep olumlu adımlar atarken Yunan Hükümeti hep özgürlüğümüzü kısıtlayıcı yaptırımlar uygulamaktadır.

Yunanistan’daki Türk azınlığın hukuki statüsünü düzenleyen antlaşmalar var mıdır? Sorusunun cevabını 1980 yılında Yunanistan Yargıtay’ının “Müftülerin Yargılama Yetkisi” ile ilgili verdiği 1723 sayılı kararı vermektedir[1]. Yunanistan Yargıtay’ı 1881 İstanbul, 1913 Atina, 1920 Sevr (Yunanistan’daki Azınlıkların Korunmasına Dair Sevr), 1923 Lozan Barış Antlaşmalarını sayarak ve bunlara atıfta bulunarak hüküm kurmaktadır. Yunanistan’da bazı çevreler 1923 tarihli Lozan Konferansında, Lozan’dan önceki antlaşmaların feshedildiğini öne sürmektedir. Bu iddiaları doğru olsaydı, Yunanistan Yargıtay’ı 1980 yılında 1723 sayılı kararında bu antlaşmaları dayanak göstererek hüküm verir miydi?

milletvekilleri ile görüşmek için randevu aldılar. son anda ziyaretçi yasağı konarak kapılar yüzlerine kapandı

‘Daha kaç kişi ölmeli’ diyen öğretmenler TBMM önünde diplomalarını yırtıp attı!
300 bin çaresiz aday
KPSS rezaletleriyle hakları yenen ve atama beklerken intihar eden arkadaşlarıyla yıkılan öğretmenler dün Meclis’e dayandı. Öğretmenler adına konuşan Kaysel Ergün, “Emek hırsızlığı yapılıyor. 300 bin öğretmen atama bekliyor. Daha kaç kişi ölmeli!” diye haykırdı.

19 mayıs törenlerinin kaldırılmasını istemişti.

19 MayIs törenlerine tepki göstererek kamuoyu gündemine gelen Yalova Valisi Dursun Ali Şahin, Yusuf Erbay’ın yargı kararıyla yeniden valili-ğe dönmesi üzerine merkeze alındı.
O  vali, Yalova’dan merkeze alındı
Yalova Valisi Dursun Ali Şahin merkez valiliğine çekildi. Dursun Ali Şahin, geçtiğimiz ay Ankara’da düzenlenen valiler toplantısında 19 Mayıs törenlerinin kaldırılması gerektiğini savunmuş ve sonra da sözlerinin yanlış anlaşıldığını dile getirmişti. Yargı kararıyla Yalova’ya 2. kez gelen Doç.Dr.Yusuf Erbay ise Vali Şahin’in görevini bırakmasının ardından Yalova Valiliği görevine başladı.Yalova Valiliği görevinden iki kez alınan ve Merkez Valiliği’ne atanan Doç.Dr.Yusuf Erbay, son olarak Danıştay kararıyla göreve başlamasının ardından, geçen Ağustos ayında Bakanlar Kurulu’nun tek kişilik özel kararnamesiyle görevinden alınmış, Erbay ise yargı kararının uygulanması amacıyla yeniden Danıştay’a başvurmuştu. Erbay’ın yerine geçen Ağustos ayında Yalova Valiliği görevine başlayan ve önceki gün merkeze alınan Şahin, geçen Ocak ayında İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın da katıldığı Ankara’daki Valiler toplantısında, 19 Mayıs törenlerinin kaldırılması gerektiğini savunmuştu.

MHP ve CHP Meclis’e taşımıştı
Vali Şahin’in bu sözleri üzerine, CHP Grup Başkanvekili Yalova Milletvekili Muharrem İnce sert tepki göstermiş, MHP Mersin Milletvekili Behiç Çelik, ve  CHP Muğla Milletvekili Ali Arslan, Vali Şahin hakkında TBMM’ye soru önergesi vermişti. Şahin, Erbay’ın yargı kararıyla yeniden Yalova Valiliği görevine getirilmesi nedeniyle, kente veda etti
Kaynak: Yeniçağ gazetesi

Kılıçdaroğlu “Sade bir yurttaş gibi CHP iktidarına çalışacaksanız, buyrun. Milletvekilliği için gelmeyin.”

Kılıçdaroğlu, CHP’den ayrılanlara kapıyı şartlı araladı: “Sade bir yurttaş gibi CHP iktidarına çalışacaksanız, buyrun. Milletvekilliği için gelmeyin.”
Parti için çalışacak gelsin
Kılıçdaroğlu, CHP’den ayrılan isimlerin partiye dönmesiyle ilgili bir soruya net cevap verdi: CHP iktidarı için çalışacaklarsa başımızın üzerinde yerleri var. Ama ‘Milletvekili olacağım’ diye geleceklerse hiç gelmesinler!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Milletvekili olma koşuluyla partimize gelmek isteyenlerin bu partide yeri yoktur” dedi. Diplomasi Muhabirleri Derneği üyeleri ile sabah kahvaltısında bir araya gelen Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorularını cevapladı. Kılıçdaroğlu, Fikri Sağlar, Mustafa Sarıgül gibi isimlerin CHP’ye dönmesi ile ilgili bir soru üzerine şunları söyledi:

Büyümeye ihtiyacımız var
 “Kılıçdaroğlu, “Bizim sosyal demokrat ve yurtsever kişilerin ’partiye, CHP’ye gelmesin’diye bir söylem geliştirme lüksümüz yok. Herkesi kucaklamak istiyoruz. Ama bir koşulumuz var oda şu: ’Biz geleceğiz ama milletvekili listesinde adımız olmazsa, kıyameti koparırız’ anlayışıyla kimseyi kabul etmiyoruz. Geliyorsanız gelin CHP’nin iktidar olması için sade bir yurttaş gibi çaba harcayacaksanız, başımızın üzerinde yeriniz var. Ama milletvekili olacağım diye gelecekseniz hiç gelmeyin. Çünkü CHP’nin kavgaya değil, büyümeye ihtiyacı var. Bu herkes için geçerli bir nefer gibi çalışacak, herkesi kabul ederiz. Ama milletvekili listesinde adını görmeyince kıyamet kopartacaksa baştan gelmesin çünkü bizim kimseye böyle taahhüdümüz yoktur

Org. Koşaner'den MHP'ye ziyaret


Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile sürpriz bir görüşme yaptı. Org. Koşaner ile Bahçeli arasında MHP Genel Merkezi’de gerçekleşen ve 30 dakika süren görüşme hakkında herhangi bir açıklama yapılmadı. Koşaner’ın iade-i ziyarette bulunduğu ifade ediliyor.
Çare isyan değil, seçimMHP lideri Devlet Bahçeli, Twitter’dan yaptığı açıklamada, siyasetteki sorunların iç dinamiklerle çözülmesini istedi. Bahçeli şunları kaydetti: “Türkiye’nin kaderini ve yönünü 2011 seçimleri tayin edecektir. Başka coğrafyalardaki gelişmelerin bulaşıcı etkisine kapılmadan ve iç dinamiklerimizle yolumuza devam etmeliyiz. Demokrasinin erdemleriyle ve sunduğu imkanlarla adımlarımızı atmalıyız ve bunun dışındaki her yolu reddetmeliyiz. Unutmamak gerekir ki talih hazırlanmış ve amacı net olarak belirlenmiş zihinlerin tarafını tutar. Sürekli ve bitmeyen bir çabayla kavrulan gönüllere nefes alacakları vahalar oluşturmak zor ve imkansız değildir. Bunu da ’Sesime kulak ver Türkiye’, ’Ses ver Türkiye’sözlerinin derin anlamı ve içerdiği çağrıyla yapabiliriz.”

Kaynak: Yeniçağ gazetesi
Selcan Taşçı

Emine hanım Ulkesi için servet harcıyor!

Çok nankör bu medya... Jay Leno’nun şovuna J Crew marka etek, bluz ve hırkayla çıkan, halka yakın olacağım diye perakende takılan Michelle Obama’yı moda ikonu ilan ediyorlar... Türkiye İstatistik Kurumu’nun raporunda  “yoksul iller” sıralamasında liste başı olan Erzurum’a, sırf “halkına moral vermek”  uğruna binlerce doları gözden çıkararak Victor&Rolf marka çantayla giden Emine Erdoğan’a acımasızca saldırıyor; “giyinmeyi bilmiyor” diye.
Cılız bedenine geçirdiği düz ve soluk elbiseleri, patiği andıran babetleriyle bizim buralarda ancak “besleme” muamelesi görebilecek Carla Bruni “trendsetter” ilan ediliyor, halkının üçte ikiye yakını yoksulluk sınırının altında yaşayan Kırgızistan’a, sırf “güçlü ülke” imajımızı pekiştirmek uğruna, yine paraya kıyıp, koluna servet değerindeki Coco Chanel çantayı takıp da giden Emine Erdoğan’ın öncüsü olduğu “fedakar first lady trendi” hakkında iki satır yazan yok!
Esma Esad Türk modacıların tasarladığı sade kıyafetleriyle “mankenlere taş çıkarttı” diye manşet yapılıyor, bizim her daim “parlayan”, bir giydiğini zinhar bir daha giymeyen, rivayet o ki alışveriş için Harvey Nichols’lar kapattıran, Palandöken’den Davos’a dağ bayır farketmez her bir karışını yerkürenin Paris Moda Haftası podyumuna çevirmeyi beceren First Lady’mizin kıymetini bilen nerdeeee...
Yazmayan yazmasın ben Rabbimin “CC 2.55”ler taksın, IV. Murat’ın 15 kiloluk topuzunu andıran yüzükler takıştırsın diye yarattığına inanmaya başladığım, (Emin Çölaşan’ın hitap şekliyle) “Eminanım”ın hakkını “Eminanım”a teslim ederim arkadaş!
Başımızı öne eğmedi; “Paris Hilton’da var, Lindsay Lohan’da var, Uma Thurman’da var, Fergie’de var da biz de niye yok” diyerek iç çekmemize, aşağılık kompleksine girmemize izin vermedi...
Gün geldi çocuklarını bursla okuttu, çocuklarına harcamadı ama o çantaya harcadı Başbakan olan eşinin maaşını da aşan parayı! ( Fiyatı mı? Ben diyeyim 5 bin euro, siz deyin 6 bin!-İşte 10-12 bin TL’ye denk gelir herhalde!- Dünyanın en pahalı çanta markaları sıralamasında üçüncü sırada.)
Efendim?! “Allah israf edenleri sevmez mi” dediniz...
İyi de bir sorun niye?
Sırf gösteriş olsun diye mi taktı koluna o Coco Chanel klasiği 2.55’in yenisürümünü hanımefendi! Sırf iktidar başını döndürdü diye mi?
Siz “Eminanım”’ı, Allah’ın israf edenleri sevmediğini bilmez mi sanıyorsunuz, siz yetim hakkının vebalinden, garipten, gurebadan habersiz mi sanıyorsunuz! İşsizlik yüzünden 21 arkadaşları intihar eden öğretmenlerin meclis kapısına dayandığı gün, sırf “saltanat”ı onlara bir “kızıl elma” olarak sunabilmek uğruna, “umut” olmak adına yani; Allah’ın “israf”ı yasak ettiğini bile bile onca parayı el kadar çantaya yatırmış olabileceği gelmiyor mu aklınıza! Bu ülkenin milyonlarca açına, açıkta kalanına verdiği “Kasımpaşalı Tayyip’in eşi başardıysa, siz de başarabilirsiniz; isyan etmeyin, şükredin”  gizli mesajını okuyamıyor musunuz?
“Eminanım”ın ülkesi uğruna yaptığı ve belki dış borç açığımıza yama bile olabilecek çanta harcamalarındaki yüksek fedakarlığı görmeyip fitne yapıyorsunuz ya... Pes, Allah kimseyi nankör medyanın diline düşürmesin!
Erzurum’a V&R çantayla giden Erdoğan, Kırgızistan’da binlerce euroluk Chanel’i tercih etti.
+++
Ergun değnekçiliği sevdi
Ergun Babahan’ın kalemi ezelden beri “egemen güç”  namına vurmaya meyilliydi. Gelin görün ki ne zaman “hatırlı dostlar” aracılığıyla otopark işletmeciliğine soyundu, abidevi bir boyuta ulaştı; adeta değnekleşti...
Eee “değnek”le anlatmaya kalkışınca insan mecalini, istese bile “medeni” olamıyor diyalog biçimi. Mesela dün,  “seçimle gelen seçimle gider” gibi hayli demokratik bir mesaj vermeye yeltendi Babahan. Ama aba altından değnek gösterince bakın nasıl bir tehditname çıktı ortaya: “Medyaya baskı varsa, Mısır’daki gibi twitter’dan, facebook’tan örgütlenin. Yüreğiniz varsa, bir deneyin. Ergenekon’un desteği olmaksızın bir laiklik, demokrasi eylemi yapın. Yapın ve boyunuzun ölçüsünü alın. (...) Ankete gerek yok, şu anki tablo AK Parti’nin yarısı durumunda olduğunuzu gösteriyor. Size daha çok kaset skandalı lazım belli ki... ”
Siz ne dersiniz, her geçen gün daha bir profesyonelleşmiyor mu değnekçilikte?
Aman maşallah deyin; nazar değdmesin, sonu kendinden öncekilere benzemesin iktidarın yeni nişancısının da!
+++
Balıklar ve karıncalar...
TRT’nin AKP’nin önünde diz çökmesini Yeniçağ ve Sözcü dışındaki gazeteler görmezden geldi dün... Şahin’in gazabından sıkça nasibini alan Haber-Sen temsilcisi Osman Köse “bir Afrika atasözü”nü hatırlamış fotoğrafı görünce:
“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer... Sular çekilince de karıncalar balıkları yer...”
Diyor ki, “Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir... Çünkü kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir...”
+++
Patlamış mısırlar
Mısıra ısıyı veriyorsun alttan, bunlara coşkuyu!.. Sonra “patır patır” başlıyorlarlar havalara uçmaya... Bir tencerenin içinde çılgınlar gibi sağa sola sıçrayan mısır taneleri ile Erdoğan’ın Mısır’daki “iliştirilmiş ayaklanma”ya destek verdiğini görünce taklaya başlayan “malum zevat” pek benzeşmiyor mu?
Baksanıza Cengiz Çandar’ın düne kadar “ucube” tezgahlarına çomak sokmasından korkup lincine çalıştığı Erdoğan’a tuttuğu alkışa:
“Öncelikle Tayyip Erdoğan’a tebrikler. (...) Başbakan, dünkü açıklamasını yapmakta birkaç saat daha gecikse, her şey için çok geç olacaktı. Yaptığı bir ’son dakika’açıklaması oldu, etkisini Tahrir Meydanı’na düşürecek kadar usta bir zamanlamayı ifade etti.(...) Türkiye’nin Mısır’da tarih yazan büyük gelişmeler karşısındaki ’siyasi namusu’dünden itibaren kurtulmuştur! (...) Tebrikler, öncelikle Mısır halkına ve de Türkiye’nin Başbakanı’na...”
Ya Aslı Aydıntaşbaş’a ne demeli! İsterseniz onun ne dediğini okuyun öyle karar verin:
“Türkiye çok bekledi, en son konuştu, ama ağır konuştu. Bu anlamda Tayyip Erdoğan’ın şu cümlelerine de yürekten katılıyorum: “Biz demokrasiden kaos çıkacağına hiçbir zaman inanmadık. Demokrasiden radikalizmin çıkacağına hiç inanmadık. Ilımlılık, hoşgörü, uzlaşı ancak ileri demokrasiyle güçlenebilir.”
Canlarını dişlerine takma nedenleri Mısır halkının Ali menfaatleri mi sizce bunların?
Yanıtı Aydıntaşbaş’ın final cümlelerinde saklı:
“Ankara’nın hem ElBaradey gibi yeni liderlerin elinden tutması, hem de Tunus’ta Gannuşi, Mısır’da Müslüman Kardeşler gibi İslami akımları iyice merkeze çekmek için devreye girmesi gerekir!”
Ha bir de İran’ı da içine alacak şekilde ABD’nin ekmeğine yağ sürme işini geliştirmesi gerekliymiş Türkiye’nin!
Anladınız mı kazın ayağını!
+++
Cumhuriyet düşmanı Başbakan’ın uçağında
Bu devletin adı Türkiye Cumhuriyeti... Bu devleti şu an Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yönetiyor. Ama Sayın Başbakan, yönettiği bu cumhuriyete düşmanlık eden gazete temsilcisini özel gezilerine çağırıyor.
Davalılardan kaçmak için ikide bir adını değiştiren bir gazete var:
Bir Vakit yapıyorlar bir Akit.
Bunlar cumhuriyete küfrederek okuyucu kazanmaya çalışıyorlar. Namuslu yurtseverleri de çetelere hedef gösteriyorlar.
Bu bozguncu-gerici gazeteyi Almanya yasakladı.
Kamu düzenine zarar veriyor diye.
Bir Vakit olan bir Akit olan gazetenin başyazarını da Başbakan Erdoğan onurlandırıyor.
Onu gezilerine çağırarak... Uçağında gezdirerek... O da ’Cenab-ı Allah, Başbakan ve kurmaylarının yardımcısı olsun...’ diye övgüler diziyor.
Bu adamlar; cumhuriyet düşmanlığı için her türlü haince fikri bu gerici gazetede yayıyorlar. Bulmacalarını bile böyle hazırlıyorlar. Son ihanetleri de Şeyh Sait isimli haini aklayan ve yücelten bulmacaları. Bu kışkırtıcılar; hain Şeyh Sait için; ’Cumhuriyete kurban verdik!’ demişler. Yani; bunlara göre cumhuriyet rejimi cellat... Şeyh Sait de kurbanı...
Sayın Başbakan!
Başında bulunduğun rejime küfreden bu adamları uçağınızda ağırlayarak ne yapıyorsunuz?
Sakın ola ki, ’O bir gazeteci!’ demeyin. Biz neyiz?
Çiğ vurmuş patlıcan mıyız

iş zora girdi. sanayispor mustafa gürsel'lede kazanamadı.

TFF Bölgesel Amatör ligde kümede kalma mücadelesi veren Sanayispor bu hafta deplasmanda karşılaştığı Tekirdağspor'a mağlup olmaktan kaçamadı. Kırmızı beyazlı ekip hafta başında takımın başına Mustafa Gürsel'i getirerek umutlanmıştı ancak Tekirdağspor karşısında alınan mağlubiyet Sanayispor'u dibe vurdu. BAL 12. grupta kümede kalma şansı azalan temsilcimiz Sanayispor ligin son sırasında 6 puanda bulunuyor. Kırmızı beyazlı ekibin rakipleri olan Velimeşe Belediyespor ve Ayşekadın Gençlerbirliğispor'da yenilince Sanayispor ligde kalma umutlarını diğer maçlara taşıdı.

60 TL para ve 3 şişe meşrubat için hırsızlık.


Kırklareli’nde bir köfteci dükkanından, 60 TL çalındı. Karakaş Mahallesi Karaumur Caddesinde Zafer Atakan'a ait köfteci dükkanının çatısındaki kiremitleri kaldırarak halat yardımı ile içeriye giren kişiler, 60 TL parayı  çaldıktan sonra 3 kutu meşrubatı içip, iş yerine girdikleri yerden çıkarak, kayıplara karıştı.
60 lira para için çatıyı delen ve üç şişe meşrubat içip giden hırsızlar için  vatandaş “Hadise iç acıtıcı.  Bunun için böyle bir riske giriliyorsa, olay vahim ve düşündürücüdür”  derken, Olay üzerine bir esnaf’da “ Aç tavuk buğday ambarı deler. Yazık. Vatandaş bu duruma nasıl düştü. Gerçekten çok üzüldüm. 60 TL para ve meşrubat…” dedi.

Masa Tenisi Yıldız ve Genç Bayan Milli takım hazırlık kampı Kırklareli'nde başladı.

Milli takım kampına çağırılam 16
aday sporcu.

* Türkiye Masa Tenisi Federasyonu Başkanı Oktay Çimen, Milli takım kampının Kırklareli'nde olmasının bir sebebininde Kırklareli'li masa tenisçilerinin  Soner Polat hoca sayesinde Türkiye çapında elde ettiği başarılardan kaynaklandığını belirtti.  
Masa Tenisi Yıldız ve Genç BayanMilli takım  hazırlık kampı, Kırklareli’nde 16 sporcu ile başladı. Kampı ziyaret eden Türkiye Masa Tenisi Federasyonu Başkanı Oktay Çimen, Kırklareli Atatürk Spor Salonu'nda çalışmalarını sürdüren sporcularla bir süre sohbet ederek, Kırklareli’ndeki kampa Türkiye'nin en iyi masa tenisçilerinin katıldığını belirtti.
Milli takıma girecek aday kadronun bu kampta olduğunu ifade eden Çimen, "Milli takımın geleceği bu çocuklardan oluşacak. Dolayısıyla bu kampa çok önem veriyoruz. Kırklareli bölgesinde de masa tenisinde çok ciddi çalışmalar oluyor. Kampın burada olmasının bir sebebi de Kırklareli’nin masa tenisinde Türkiye çapında elde ettiği başarılardır. Bu kamplarda Türkiye'deki başarılı sporcuları bir arada toplayıp, kaliteli hocalarla eğitip, milli takıma hazırlamaya çalışıyoruz."
Kampların Avrupa Şampiyonasında mücadele edecek Milli Takımı seçme niteliğini de taşıdığını belirten   Türkiye Masa Tenisi Federasyonu Başkanı Oktay Çimen “Türkiye'de her geçen gün masa tenisine talep artıyor.

Çimen, Milli takım adayı sporcuları kamp
hakkında bilgilendirirken
 Şu anda lisanslı sporcu sayımız 60 binlere yaklaştı. Kulüp sayısı 2 bin 500 civarında, bu da ciddi anlamda bir potansiyeldir” dedi.
Kırklareli’ndeki Türkiye Masa Tenisi Yıldız ve Genç Bayan Milli takım hazırlık kampının , 10 Şubat Perşembe günü sona ereceği bildirildi.

MİLLETVEKİLİ DİBEK "Türkiye'de sivil vesayet dikta rejimine dönüştü.


Dibek " AKP faşizan bir baskıyla
milletvekillerinin konuşma süresini
5 dakikaya indirdi "
 *Dibek ve CHP'li diğer üyeler Adalet Komisyonu’ndan istifa etti
Cumhuriyet Halk Partisi Adalet Komisyonu Üyeleri komisyondan istifa etti. Komisyon üyesi Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek komisyonda Yargıtay ve Danıştay'a yeni daireler açılması ile ilgili yasa tasarısında iktidar tarafından engellendiklerini ifade ederek, "Cumartesi, Pazar demeden komisyonda halkımızın haklarını savunmak için çalıştık. Ancak AKP faşizan bir tavırla her milletvekilinin konuşma süresini 5 dakikaya indirdi ve her maddeye 1 önerge sınırı getirdi. Bu durum açıkça Anayasa aykırı.
 Halkımızın aleyhine olan bir yasada bizim konuşmamız engelledi. Bizde kurumsal olarak komisyon üyeliğinden istifa ettik" açıklamasında bulundu. Komisyon üyesi Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk'ün gece yarısı fenalaşmasına rağmen komisyonun devam ettiğini kaydeden Dibek, "Cuma gece yarısına kadar çalıştık, Cumartesi bütün gün oradaydık. Biz çalışmaktan kaçmıyoruz ancak arkadaşlarımız fenalaşıyor komisyonun umrunda değil. Allah korusun illaki birimize bir şey olması mı gerekiyor?" dedi.
"Türkiye'de sivil vesayetin bir dikta rejimine dönüştüğünü, toplumun üzerindeki baskının artık Meclise kadar geldiği açıktır. AKP anlayışı, 'Biz seçimle geldik, hiçbir kurum ve kural bize müdahale edemez' şeklindedir" diyen Dibek, yaşananları dün akşam CNN TÜRK'te Tarafsız Bölge programında da  anlattı. 


Sağlıkta Reform aldatmacası

Tüketici Hakları Derneği Başkanı
Hüseyin Kahraman
Tüketici Hakları Derneği Kırklareli Şube Başkanı Hüseyin Kahraman yayınladığı basın açıklamasında "Sağlıkta reform" paketiyle herkese eşit, kaliteli ve bedelsiz sağlık hizmeti sağlanacağının söylendiğini ancak tam tersinin yapıldığını kaydetti. 
Ayakta tedavide hekim ve diş muayenesi için katılım payı alınmaya başlandığını, bu uygulama karşısında yoksul ve dar gelirli yurttaşların çaresizlik içine itildiği belirtildi. Kahraman açıklamasında şunları kaydetti;
“25 Mart 2010 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği'ne ve şu andaki uygulamaya göre; ikinci ve üçüncü basamak resmi sağlık kurumlarında 8TL, özel sağlık kurumlarında ise 15TL katkı payı alınmaktadır. 
Kuyruklar kalktı, dendi. Ancak, kalkmadı. Sabah 5'de hasta listesine girme sırası, kayıt memuru önünde poliklinik sırası, poliklinik önünde muayene sırası, tetkik için muayene sırası, bazı tetkikler için 3-6 ay bekleme sırası, sonuç vermek için yeniden poliklinik önünde sıra…
Ücretsiz ve kapsamlı birinci basamak hizmeti vermesi gereken sağlık ocakları tamamen kaldırılarak aile hekimliğine geçilmiştir. Bu uygulamayla koruyucu sağlık hizmetleri ve ekip hizmeti kaldırılmıştır. Yerine ise, aile hekimliği getirilerek hizmetler özelleştirilmiştir. Her bireyden kesilecek olan primler tepki çekmemek için seçimlerden sonraya ertelenmiştir. 
Görüldüğü gibi, AKP'nin "sağlıkta reform" paketi verilen vaatlerin tam tersi olarak bol katkı payı, bol kuyruk, bol tetkik, bol ilaç getirdi. Koruyucu hizmetler yetersiz hale getirildi. Hasta çok, iyileşen yok!.. "Sağlıkta reform" paketi halkın sağlığını iyice bozdu!..
Tüketici Hakları Derneği olarak diyoruz ki; sağlık hizmetleri sosyal devlet ve kamu yararı gereğince ticarileştirilmek yerine tüm halka ücretsiz, eşit, yeterli ve etkin bir şekilde verilmelidir.”
kaynak:gazete trakya

1 Şubat 2011 Salı

kırklarelispor'da deniz(miçi) ŞOKU deniz batman'la anlaştı.

Miçi Kırklarelispor'da
11 golle gol krallığında
birinci sırada yeralıyor
Kırklarelispor'un gol kralı Deniz Sert (Miçi) Batmanspor'a transfer oldu. Gece yarısı aldığımız habere  göre Deniz'in kendi isteği ile Batmanspor'a transfer olmak istediği ve transferin gerçekleştiği öğrenildi.
Deniz geçtiğimiz hafta menisküs ameliyatı olmuş ve en geç dört hafta sonra sahalara döneceği öğrenilmişti.
Deniz'in Kırklarelispor'da oynamak istemediği, Kırklarelispor'u kafasında bitirdiği ve başka bir takıma transfer olmak istediği kendisi tarafından da daha önce tarafımıza ifade edilmişti.
Deniz'in Kırklarelispor'da devam etmek istememesinin sebebi açıklık kazanmazken, bu transferden Kırklarelispor kulübünün 57.000 lira aldığı söylendi.
Haberin bize ulaştığı saatler gece yarısını geçtiği için, yönetimden doğrulatma imkanımız olmasa da transferin yüzde doksan gerçekleştiği yetkili bir ağızdan ifade edildi.
Transferle ilgili ayrıntılı bilgiler Kulüp Başkanı ile yapacağımız görüşmelerden sonra spor sever okuyucularımıza aktarılacaktır.
Miçi Amatör Milli formayla
     
Faruk Ceylan                                                                          

SANAYİSPOR’DA YENİ TEKNİK PATRON MUSTAFA GÜRSEL

Sanayispor yeni antrenörü
Mustafa Gürsel
Bal ligi 12. Gurupta  Tezer Zinet’le istediği sonuçlara bir türlü  ulaşamayan, aldığı mağlubiyetlerle ligin dibine demirleyen Sanayispor  kötü gidişe dur demek için kan değişikliğine gitti.  Takımı Sanayispor  Başkanı Muammer Gürsel’in kardeşi Mustafa Gürsel’e emanet eden yönetim, Mustafa Gürsel’le  takımın küme düşmekten kurtulacağına  inanıyor
Bir çok maçta şansına yenik düşerek puanlar kaybeden Sanayispor’un, Mustafa Gürsel’le  antremanlara başladığı, takımın çok istekli olduğu ve  Gürsel’in takıma  bir hava ve  hırs getirdiği öğrenildi.
Sanayispor Mustafa Gürsel nezaretinde  hafta sonu deplasmanda Tekirdağspor  ile yapılacak lig maçına hırslı hazırlanıyor.
Kırklareli  doğumlu Mustafa Gürsel Kulüp Başkanı Muammer Gürsel’in kardeşi. Gürsel Uzun yıllar süper ligde Pendikspor , Antalyaspor, Gençlerbirliği, Bursaspor Elazığspor, Gençlerbirliği, Antalyaspor takımlarında oynamış, kariyerinde 257 kez Süper Ligde oynayarak 36 gole imza atmış ve A2 Milli takımı formasını da giyerek, Milli gururumuzda olmuştu.
Mustafa Gürsel’in   oyunculuğunda elde ettiği başarıları, antrenörlüğünde de gerçekleştirmesini diler, Tekirdağ maçında başarılar dileriz.
Faruk Ceylan

Kırklareli'nin tanıtımı için 16 bin broşür bastırıldı

Kırklareli'nin tarihi, doğal ve kültürel yönleri ile tanıtılması amacıyla İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından toplam 16 bin broşür bastırıldı. Kırklareli'nin tarihi, doğal ve kültürel zenginliklerinin tanıtılması amacıyla İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü hazırlanan Türkçe ve İngilizce toplam 16 bin broşür bastırıldı. 
Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtım Genel Müdürlüğü'nden sağlanan ödenekle bastırılan 4 ayrı tipte 4 biner adet broşür İl Halk Kütüphanesi'nde yarın yapılacak toplantıda tanıtılacak. Bu kapsamda, tamamı Türkçe ve İngilizce olarak bastırılan broşürler, "Kırklareli Turizm Haritası" , "Istranca Dağları ve Dupnisa Mağarası" , "Karadeniz Sahili İğneada, Kıyıköy, Kastro" ile "Kırklareli Müzesi ve Arkeolojik Kazılar Broşürü" olarak dağıtılacak. 

Ayşe -Murat Cankurt çiftinin oğlu odu.

Ayşe-Murat Cankurt çiftinin oğlu oldu. Hüseyin Ömer bebek, 3.5 kg olarak dünyaya geldi ve doktorları sağlığının oldukça iyi olduğunu belirttiler. Kırklareli Devlet Hastanesinde doğum yapan Ayşe Cankurtun ameliyatına Dr. Hatice Başar girdi.
Anneanne Hanife Yazcı-Dede (Kırklarelinin tanınmış simalarından Emekli İmam) Hüseyin Yazıcı ve Babaanne Kıymet Cankurt-Dede Elmas Cankurt minik torunlarının dünyaya gelmesini heyecan içerisinde beklediler.
Bizde Kırklareli Haberci olarak minik bebekHüseyin Ömer’e sağlıklı ve hayırlı bir ömür diliyoruz. Dünyaya hoş geldin Hüseyin Ömer.

lüleburgaz frekans gazetesinden uğur dündar'a ödül

Frekans Gazetesi'nce Gazeteci Uğur Düğndar’a 'Yılın Televizyon Haberciliği', Nedim Şener'e ise 'Araştırmacı Gazetecilik' ödülü verildi.
Lüleburgaz’da haftalık yayımlanan Frekans Gazetesi'nin Yılın Televizyon Haberciliği ve Araştırmacı Gazetecilik Ödül töreni Öğretmen Evi'nde gerçekleştirildi.
Frekans Gazetesi tarafından yılın televizyon haberciliği ödülüne layık görülen Gazeteci Uğur Dündar, ödül töreni öncesi düzenlenen söyleşi de gazetecilerin zor ve sıkıntılı bir süreçten geçtiğini belirterek,”'Günümüzde ilkeli ve dürüst gazetecilik yapmak yiğitlikle eş anlamlı hale geldi. Yağcılığın, yalakalığın revaçta olduğu, gazeteciliğin eğilip bükülme mesleği haline geldiği günümüzde ilkeli gazetecilik yapmak bu kadar zor” dedi.
Söyleşi de Karamusul Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Gürcan Kırım da
Uğur Dündar’a 'a Ergene Nehri'ndeki kirliliği hatırlatarak, neden gazete ve televizyonların bu kadar ciddi bir sorunla ilgilenmediğini sordu. Soru üzerine  Uğur Dündar, “ Üret ama, üretirken çevreyi kirlet! Böyle bir anlayışın artık günümüzde hiç bir geçerliliğinin olmadığını herkesin bilmesi lazım. Üreteceksin ama, çevreye de saygılı olacaksın. İnsana da saygılı olacaksın. Ergene bir felakettir. Ergene Trakya’nın bahtsızlığıdır. Ama bir de şunu söyleyim. Nerede bu çevre örgütleri? Nerede bu toplumsal kuruluşlar. Bu konudaki sıkıntılarımızı da söyleyim. Yetkililer konuşmuyor, çevre müdürleri konuşmaktan kaçınıyor. Kirletenler zaten sırra kadem basıyor. Onlar daima kirletmediklerini savunuyorlar. Sivil toplum örgütleri olmuyor, siz televizyon ekranında şırıl şırıl akan bir suyu göstermekten başka bir şey yapamıyorsunuz. Oysa burada bütün konuşması gerekenlerin mutlaka konuşması, bir ortak konsensüs oluşturulması ve ondan sonra bu sorun nasıl çözülecekse bir an önce çözüm modelinin hayata geçirilmesi gerekir. Bende artık konuşan vatandaşlar sayesinde tamamen gerçeğin ekrana yansıması açısından böyle bir mesafe alabileceğimizi düşünüyorum. Biz bunu mutlaka haberleştireceğiz, takipçisi olacağız. Ergene’de, ‘böyle gelmiş böyle gider’ şeklindeki o yazgı olarak kabul edilen gerçeğin yazgı olamayacağını; mutlaka yerini, tertemiz ve eskisi gibi akan bir Ergene’ye bırakması zorunluluğunun artık kaçınılmaz hale geldiğini anlatacağız. Size söz veriyorum, bundan sonra Ergene meselesini, biz Star ana haberin üzerine sürekli gittiği, düzelinceye kadar takip edeceği bir konu olarak gündeme taşıyacağız” dedi.
Gazeteci Nedim Şener de güç odaklarının bazı şeylerin yazılıp çizilmesini istemediğini, bu nedenle gazetecilik yapmak için güç odakları ile çatışmaların olduğunu söyledi. Şener, kendine araştırmacı gazetecilik rol modelleri olarak
Dündar’ı örnek aldığını ifade etti.


Söyleşinin ardından Dündar ve Şener'e Frekans Gazetesi İmtiyaz Sahibi Armağan Ayyıldız tarafından yılın televizyon haberciliği ve araştırmacı gazetecilik ödülü verildi.
Nedim Şener'in yazdığı ve
Uğur Dündar’ın hayatını anlatan “Uğur Dündar  - İşte Hayatım” adlı kitaplar imzalandı.