Kırklareli Günlüğü
Faruk CEYLAN farukceylan39@gmail.com |
Ülkücü
hayat görüşüne sahip olduğumu; CHP, AK
Parti ve MHP ile ilgili haber ve
yorumlarımda ayrımsız hak eden hakkında, hak ettiği kadarını yazmaktan imtina etmediğimi en iyi
okuyucularım bilir. Yazılarımla duygularımı pek karıştırmam. Her daim mümkün olduğunca tarafsız
yazma gayreti içinde olmaya çalışırım. Yazarken
kimsenin siyasi etiketine bakmam. Ak Partili bazı dostlar kendilerini sürekli
eleştirdiğimi söyleseler de, Ak Partili Kavaklı
ve Üsküp Belediye Başkanları hakkında
övgü dolu onlarca yazımın mevcut
olduğunu tüm okuyucularımız yakinen
bilmektedirler. Sonuç olarak ne kadar tarafsız olursam olayım Hak’tan ve haklıdan yana taraflıyım…
Son
zamanlarda basında çıkan yazıları, sosyal paylaşım sitelerinde yayınlanan
paylaşımları dikkatle inceliyor, halk arasında küçük bir zümrenin ürettiği
sokak dedikoduları ile kamuoyu yaratmaya
çalıştığını gözlemliyorum. Bu dedikodu
zümresinden bazı isimler; “Bak kardeşim, bu böyleymiş. Şu da şöyleymiş. Sen
akıllı adamsın yaz, sen doğruları yazarsın bunları da yaz. Senin takipçin çok, yaz .” diyerek bana 10 yaşında çocuk muamelesi yapan,
akıllarınca aynı siyasi fikirden olmadığım insanlara karşı
sözüm ona beni gaza getirme çalışmalarını yaşıyorum. İlginç olan benim fikrimden olmayanlara karşı beni gaza
getirmeye çalışan muhteremler ise bana aleyhinde yazı yazmamı empoze ettiği kişi ve
kişilerle aynı siyasi görüşe sahip
olmalarıdır. Yani CHP’li olmalarıdır. Çok garip değil mi? Garip ama gerçek…
Sokak
ve kahve köşelerinde bu tip söylenenlere
bakıyorum da, söylendikleri insanla karşı karşıya geldiklerinde ne hikmetse
yüzüne tek kelime söyleyemiyorlar. Evet ardından mesnetsiz dedikodularla söylendikleri
ama yüz yüze gelince tek kelime söyleyemedikleri o insan Belediye Başkanı Mehmet Kesimoğlu. Bir
Bulgaristan macerası tutturup ısıtıp ısıtıp insanların önüne koyan minik zümre hala
sıkılmadı ama görüyorum ki dinleyenler aynı masalı dinlemekten çok sıkıldı.
Onlar da bunu fark etmiş olacaklar ki
masalı değiştirip şimdi de Kesimoğlu’nun
Bulgaristan’da rehin kaldığını anlatmaya başladılar. Ne yapsınlar malzeme bulamıyorlar. Bu adam çaldı, rüşvet aldı, Belediye dükkanlarını
bedavadan ucuza sattı diyemiyorlar. Cin
Ali çizgi romanı yazar gibi yazıyorlar.
Ya
kardeşim Bir Belediye Başkanı iddia
edildiği gibi sürekli kumar oynuyorsa, oyun
oynadığı kumarhanede nasıl rehin kalır? Bu kumarhane daimi müşterisine
hiç mi kredi açmaz? Devamlı para
kazandıran müşteri rehin alınır mı?
Rehin alırsan bir daha gelir mi? Hiç
inandırıcı değil. Bence bu dedikodu senaryolarını yazan senaristler oldukça
acemi. Biraz daha çalışıp daha sahici
senaryolar yazmalılar. Aksi halde ispatı
olmayan dedikodularına sadece kendileri inanırlar. İspat
edilmediği için yasalara göre de suç
teşkil eden yalan senaryolarını yazan muhteremler çıkıp senaryolarının altına imzalarını da koymalıdırlar.
Konuşulanların ispatı yoksa suç olur o vakit söylediklerinin altına imzalarını koymaktan da
korkarlar. Öyle değimli? Bence bu
söylenmelerinin bir gün başlarına iş
açma olasılığına karşı artık yazmaktan vazgeçmeleri kendileri açısından hayırlı
olur. Demedi demeyin böyle giderse yalancı çobanı fersah fersah geçen bu
senaristler bir gün yanlışlıkla söyledikleri doğruya bile
inanan bulamayacaklar.
Yalan
senaryolar yazanlar düne kadar Kırklareli yollarından da en çok şikayet edenlerdi. Cadde ve sokakta
gördükleri en küçük çukurları bile fotoğraflayıp sosyal paylaşım sitelerinde
Belediye aleyhine kullanıyorlardı. Kırklareli’nin
dört bir yanı asfalt kaplanmaya başlayınca, şimdi de; “ Ya kardeşim bu zamanda
yol mu olur? Asfalt mı yapılır? Belediye başkanı vakitsiz yol yapıyor.
Bu güne kadar nerdeydi? diye ortalığı ayağa kaldırma çalışmalarına başladılar.
Yani yol isteriz diyenlerle, yapılınca
istemeyiz diyenler aynı kişiler. Tıpkı
Kapalı Pazar yerinde olduğu gibi. Pazar yeri isteriz. Pazar yeri yapım proje ve
ihale çalışmaları başlayınca bu defa da isteriz ama AVM’siz isteriz örneğinde
ki gibi.
Anlaşılan bu muhteremler;
Fırından çıkmış ekmek istiyorum
ama elimi yaksın istemiyorum, tatlı istiyorum ama içinde şeker olsun istemiyorum,
koşmak istiyorum ama yorulayım istemiyorum, maaş istiyorum ama çalışmak
istemiyorum. Kafasındalar. Ne istediği belli olmayan bu zümre her
defasında yapılmayanı şiddetle istiyor,
yapımı başlayınca da aynı şiddetle vazgeçiyor.
AVM’li
Pazar yeri konusunda CHP İl Başkanının muhalefet partisi Başkanı gibi Ak Partililerle birlikte karşı çıkışına, o zaman MHP’li İl başkanı olan Kürşad Yamaner’in
destek vermediğini umarım
hatırlıyorsunuzdur. CHP’li Belediye
Başkanının yapacağı hizmete, CHP İl Başkanı muhalefet ederken, muhalefet
partisi MHP İl Başkanının samimi olarak
Kırklareli’ne hizmet yapılmasını istemesi ve
Kesimoğlu’na destek vermesi de
umuyorum daha o gün bazı şeyleri anlatır
nitelikteydi. Bir Belediye Başkanına rakipleri
ile birlikte kendi parti Başkanı muhalefet ediyorsa o başkanın hizmet konusunda işi hiçte kolay değil.
AVM’li Pazar yeri konusu tartışılabilir,
mutlaka herkesin bir fikri vardır saygı duymak lazım. Ancak Pazar yerinin getirileri ve götürüleri
iyi irdelenmeli sonra fikir beyan
edilmelidir. Yanlış olan siyaseten karşı çıkılmasıdır. Halkta Pazar yeri projesine siyaseten karşı çıkıldığı algısı
oluşmaya başlamıştır. Karşı çıkıcılar, Kırklareli’de yapılacak olan kapalı
Pazar yeri projesinin Türkiye’de örneğinin olmadığını iddia ederek feveran
etmektedirler. Oysa yanı başımızda ki Keşan’da, Belediye Başkanlığının
yaptırdığı ve 29 Ekim’de açılması planlanan Kapalı Pazar yeri içerisinde de
yüzlerce dükkanın ve sosyal tesisin bulunduğu
alış veriş merkezli Pazar yeri
hayata geçmek için gün saymaktadır.
Bunların
yanı sıra birde Ak Parti İl Başkanı Belediye projeleri olarak bildiğimiz
projelere sahip çıktı ve basına yaptığı ilginç bir açıklama ile İller Bankasından Belediyeye
eski parayla 3.5 trilyon lira geldiğini, Ak Parti milletvekili ile İller
Bankası Genel Müdürüne gittiklerini ve Belediye Başkanlığı için tavassutta
bulunduklarını belirterek, Belediye projelerinin kendilerine ait projeler
olduğunu iddia etti. Ak parti İl başkanı; “Bugün
Belediye yolları yapıyorsa biz istediğimiz için, hastane yolu yapılması için
çıktı bu paralar. Bunun dışında İller bankasından 40 milyarlık katkı payını
aldık. Belediyenin projeleri Ak Partinin projeleri. Armağan Barajından içme
suyu getirilmesi projesi ile ilgili Belediye bir şeyler söylüyor ama bu proje
bizim, incidere projesinde de %90’a geldik.
Onu da biz yapıyoruz. Madem onlar yapıyor, bak bilmiyorlar mezarlık köprüsünü de
sıfırdan biz yapıyoruz.” * diyerek Belediye Başkanlığının
yaptığını açıkladığı Belediye projelerine sahip çıktı. Bildiğim kadarıyla
İller Bankası tüm belediyelere kredi sağlıyor ve bu kredilerde belediye
kaynaklarından vadeli olarak yasal faizi
ile geri ödeniyor. Kredinin çıkması için
tavassutta bulunmak başka bir şey, hükümet olarak belediyeyi borçlandırmadan
bir projeyi hayata geçirmek başka bir
şey. Tavassut edilerek Belediyeye geri
ödemesiz kredimi çıkarılmıştır? Belediye İller Bankasına borçlanırken biz yaptık demek ne kadar doğrudur? Hatırladığım kadarıyla
Babaeski Belediyesi de alt yapı
çalışmaları için İller bankasına borçlanmıştı. Şimdi borcunu belirlenen taksitler halinde ve faizi ile iller bankasına geri ödüyor, yada ödemeye başlayacak. Acaba
Ak Parti Babaeski Belediyesinin alt yapı çalışmaları için neden bu projeler
bizim demedi? Kırklareli Belediyesinin
projeleri için bu projeler bizim dedi. Galiba Abdullah Hacı için tavassutta
bulunmadılar. Oysa ona da tavassut
etselerdi iyiyiydi…
Siz
tavassut edeceksiniz , Kırklareli Belediyesi İller bankasından borçlanarak kredi kullanacak. Tavassut
ettiyseniz kefil olmadınız ki sevgili başkanım. Yani Kırklareli Belediyesi borcunu ödemezse tavassut
ettiniz diye Belediyenin kredi borcunu siz
mi ödeyeceksiniz? Belediye kredi kriterlerini sağlayamamış olsa,
taahhütte bulunmasa tavassut işe yarar mıydı Allah aşkına? Sonra? Sonra Belediye borçlanarak çektiği kredi ile iş
yapacak, sizden bir şey istemeden borcunu
ödeyecek, sizde çıkıp hibe etmiş gibi tavassut ettik ya, ben yaptım diyeceksiniz…
Ak
Parti İl Başkanının açıklamalarından
sonra kamuoyunda yaptığım
araştırmanın netcesinde, sokaktaki vatandaş
konuyu böyle anlamış. Zaten yapılan açıklamaya göre başka türlü
anlamaları da mümkün değil ki…
Belediye
Başkanı Kesimoğlu, yapılacak olan hizmetleri engellemeye çalışan bazı
görünmeyen ellerden bahsediyor, kimin eli bunlar Kesimoğlu? Ben hala bu ellerin kime ait olduğunu anlayamadım.
Ya Başkan Kesimoğlu, ya da anlayanlar bir zahmet bana da anlatsın…
*Ak parti İl Başkanı Alper Çiler’in
tırnak içindeki ifadeleri tamamen
kendisine ait olduğu için tarafımdan üzerinde her hangi bir imla ve ifade
düzeltmesi yapılmamış aynen yayınlanmıştır.
1 yorum:
Kırklareli Belediye Başkanı Sayın Kesimoğlu ve iki Başkan Yardımcısı'nın kredi dosyası hazırlama ve kredinin sıkı takibi sırasında tevafuken şahidiydim. İşiniz düştüğünde yaralı parmağa bevletmeyen Ak Parti Geçici İl Başkanı Çiler ve Yine yaralı parmaklara bevletmekten imtina eden Milletvekili Minsolmaz YALAN SÖYLÜYORLAR! Bence bu kredinin gönderilmesinde bırakın yardımcı olmayı, haberleri olsa engellemek için ellerinden geleni ardlarına koymazlardı!Seçimler yaklaşıyor, palavra üretmeyi bıraksınlar, Kırklareli Belediyesi'ni örnek alıp, hizmet üretmeye baksınlar!
Sayın Kesimoğlu'nu yaptığı hizmetlerden dolayı can-ı gönülden kutluyor, yapacağı hizmetler için de hayırlı başarılar diliyorum. Çalışmalarını siyasetten uzak olan biz sade vatandaşlar yakinen takip ve tebrik ediyor ve Önlerine çıkan yalancıların hakkından bizim geleceğimizi bilmelerini de istiyoruz.
-Vedat Durmaz-
-Kırklarelili Vatandaş-
Yorum Gönder