10 Ekim 2016 Pazartesi

Bu görünmeyen eller kimin eli ?

Kırklareli Günlüğü
Faruk CEYLAN
farukceylan39@gmail.com

Ülkücü hayat görüşüne sahip olduğumu;  CHP, AK Parti ve MHP ile ilgili  haber ve yorumlarımda ayrımsız hak eden hakkında, hak ettiği kadarını  yazmaktan imtina etmediğimi en iyi okuyucularım bilir. Yazılarımla duygularımı pek  karıştırmam. Her daim mümkün olduğunca tarafsız yazma gayreti içinde olmaya çalışırım.  Yazarken kimsenin siyasi etiketine bakmam. Ak Partili bazı dostlar kendilerini sürekli eleştirdiğimi söyleseler de,  Ak Partili Kavaklı ve Üsküp Belediye Başkanları  hakkında övgü dolu onlarca yazımın  mevcut olduğunu  tüm okuyucularımız yakinen bilmektedirler.  Sonuç olarak  ne kadar tarafsız olursam olayım  Hak’tan ve haklıdan yana taraflıyım…
Son zamanlarda basında çıkan yazıları, sosyal paylaşım sitelerinde yayınlanan paylaşımları dikkatle inceliyor, halk arasında küçük bir zümrenin ürettiği sokak dedikoduları  ile kamuoyu yaratmaya çalıştığını  gözlemliyorum. Bu dedikodu zümresinden bazı isimler; “Bak kardeşim, bu böyleymiş. Şu da şöyleymiş. Sen akıllı adamsın yaz, sen doğruları yazarsın  bunları da yaz. Senin takipçin çok, yaz .”  diyerek bana 10 yaşında çocuk muamelesi yapan,  akıllarınca  aynı siyasi fikirden olmadığım insanlara karşı sözüm ona beni gaza getirme çalışmalarını yaşıyorum. İlginç olan  benim fikrimden olmayanlara karşı beni gaza getirmeye çalışan  muhteremler ise bana  aleyhinde yazı yazmamı empoze ettiği kişi ve kişilerle aynı siyasi  görüşe sahip olmalarıdır. Yani CHP’li olmalarıdır.  Çok garip değil mi? Garip ama gerçek…
Sokak ve kahve köşelerinde  bu tip söylenenlere bakıyorum da, söylendikleri insanla karşı karşıya geldiklerinde ne hikmetse yüzüne tek kelime söyleyemiyorlar. Evet  ardından mesnetsiz dedikodularla söylendikleri ama yüz yüze gelince tek kelime söyleyemedikleri  o insan Belediye Başkanı Mehmet Kesimoğlu. Bir Bulgaristan macerası tutturup ısıtıp ısıtıp insanların önüne koyan minik zümre hala  sıkılmadı ama görüyorum ki  dinleyenler aynı masalı dinlemekten çok sıkıldı. Onlar da bunu  fark etmiş olacaklar ki masalı değiştirip şimdi de  Kesimoğlu’nun Bulgaristan’da rehin kaldığını anlatmaya başladılar.  Ne yapsınlar malzeme bulamıyorlar. Bu adam  çaldı, rüşvet aldı, Belediye dükkanlarını bedavadan ucuza sattı  diyemiyorlar. Cin Ali çizgi romanı yazar gibi yazıyorlar.  
Ya kardeşim Bir Belediye Başkanı  iddia edildiği gibi sürekli kumar oynuyorsa, oyun  oynadığı kumarhanede nasıl rehin kalır? Bu kumarhane daimi müşterisine hiç mi kredi açmaz?  Devamlı para kazandıran  müşteri rehin alınır mı? Rehin alırsan bir daha gelir mi?  Hiç inandırıcı değil. Bence bu dedikodu senaryolarını yazan senaristler oldukça acemi.  Biraz daha çalışıp daha sahici senaryolar yazmalılar. Aksi halde  ispatı olmayan dedikodularına sadece kendileri inanırlar.   İspat edilmediği için yasalara göre de  suç teşkil eden yalan senaryolarını yazan muhteremler  çıkıp senaryolarının altına imzalarını da koymalıdırlar. Konuşulanların ispatı yoksa suç olur o vakit  söylediklerinin altına imzalarını koymaktan da korkarlar. Öyle değimli?  Bence bu söylenmelerinin  bir gün başlarına iş açma olasılığına karşı artık yazmaktan vazgeçmeleri kendileri açısından hayırlı olur. Demedi demeyin böyle giderse yalancı çobanı fersah fersah geçen bu senaristler bir gün yanlışlıkla söyledikleri  doğruya bile  inanan bulamayacaklar.  
Yalan senaryolar yazanlar düne kadar Kırklareli yollarından da en çok  şikayet edenlerdi. Cadde ve sokakta gördükleri en küçük çukurları bile fotoğraflayıp sosyal paylaşım sitelerinde Belediye aleyhine  kullanıyorlardı. Kırklareli’nin dört bir yanı asfalt kaplanmaya başlayınca, şimdi de; “ Ya kardeşim bu zamanda yol mu olur?  Asfalt mı  yapılır? Belediye başkanı vakitsiz yol yapıyor. Bu güne kadar nerdeydi?   diye ortalığı ayağa kaldırma çalışmalarına  başladılar.   Yani yol isteriz diyenlerle,  yapılınca istemeyiz diyenler  aynı kişiler. Tıpkı Kapalı Pazar yerinde olduğu gibi. Pazar yeri isteriz. Pazar yeri yapım proje ve ihale çalışmaları başlayınca bu defa da isteriz ama AVM’siz isteriz örneğinde ki  gibi.  Anlaşılan bu muhteremler;  Fırından çıkmış ekmek istiyorum  ama elimi yaksın istemiyorum, tatlı istiyorum ama içinde şeker olsun istemiyorum, koşmak istiyorum ama yorulayım  istemiyorum, maaş istiyorum ama çalışmak istemiyorum.  Kafasındalar.   Ne istediği belli olmayan bu zümre her defasında yapılmayanı şiddetle  istiyor, yapımı başlayınca da  aynı şiddetle  vazgeçiyor.
AVM’li Pazar yeri konusunda CHP İl Başkanının muhalefet partisi Başkanı gibi  Ak Partililerle birlikte karşı çıkışına,  o zaman MHP’li İl başkanı olan Kürşad Yamaner’in destek vermediğini  umarım hatırlıyorsunuzdur.  CHP’li Belediye Başkanının yapacağı hizmete, CHP İl Başkanı muhalefet ederken, muhalefet partisi MHP İl Başkanının  samimi olarak Kırklareli’ne hizmet yapılmasını istemesi ve  Kesimoğlu’na  destek vermesi de umuyorum daha o gün  bazı şeyleri anlatır nitelikteydi. Bir Belediye Başkanına  rakipleri ile birlikte kendi parti Başkanı  muhalefet ediyorsa o başkanın  hizmet konusunda  işi hiçte kolay değil.
 AVM’li Pazar yeri konusu tartışılabilir, mutlaka herkesin bir fikri vardır saygı duymak lazım. Ancak  Pazar yerinin getirileri ve götürüleri iyi  irdelenmeli sonra fikir beyan edilmelidir. Yanlış olan siyaseten karşı çıkılmasıdır. Halkta Pazar yeri  projesine siyaseten karşı çıkıldığı algısı oluşmaya başlamıştır. Karşı çıkıcılar, Kırklareli’de yapılacak olan kapalı Pazar yeri projesinin Türkiye’de örneğinin olmadığını iddia ederek feveran etmektedirler. Oysa yanı başımızda ki Keşan’da, Belediye Başkanlığının yaptırdığı ve 29 Ekim’de açılması planlanan Kapalı Pazar yeri içerisinde de yüzlerce dükkanın ve sosyal tesisin  bulunduğu   alış veriş merkezli Pazar yeri hayata geçmek için gün saymaktadır.
Bunların yanı sıra  birde Ak Parti İl Başkanı  Belediye projeleri olarak bildiğimiz projelere  sahip çıktı ve  basına yaptığı ilginç  bir açıklama ile İller Bankasından Belediyeye eski parayla 3.5 trilyon lira geldiğini, Ak Parti milletvekili ile İller Bankası Genel Müdürüne gittiklerini ve Belediye Başkanlığı için tavassutta bulunduklarını belirterek, Belediye projelerinin kendilerine ait projeler olduğunu iddia etti.  Ak parti İl başkanı; “Bugün Belediye yolları yapıyorsa biz istediğimiz için, hastane yolu yapılması için çıktı bu paralar. Bunun dışında İller bankasından 40 milyarlık katkı payını aldık. Belediyenin projeleri Ak Partinin projeleri. Armağan Barajından içme suyu getirilmesi projesi ile ilgili Belediye bir şeyler söylüyor ama bu proje bizim, incidere projesinde   de %90’a geldik. Onu da biz yapıyoruz. Madem onlar yapıyor, bak bilmiyorlar mezarlık köprüsünü de sıfırdan biz yapıyoruz.” * diyerek  Belediye Başkanlığının yaptığını açıkladığı  Belediye projelerine sahip çıktı. Bildiğim kadarıyla İller Bankası tüm belediyelere kredi sağlıyor ve bu kredilerde belediye kaynaklarından vadeli olarak  yasal faizi ile geri ödeniyor.  Kredinin çıkması için tavassutta bulunmak başka bir şey, hükümet olarak belediyeyi borçlandırmadan bir projeyi hayata geçirmek  başka bir şey.  Tavassut edilerek Belediyeye geri ödemesiz kredimi çıkarılmıştır? Belediye İller Bankasına  borçlanırken biz yaptık demek  ne kadar doğrudur? Hatırladığım kadarıyla Babaeski  Belediyesi de alt yapı çalışmaları için İller bankasına borçlanmıştı. Şimdi borcunu belirlenen  taksitler halinde  ve faizi ile iller bankasına  geri ödüyor, yada  ödemeye başlayacak.  Acaba  Ak Parti Babaeski Belediyesinin alt yapı çalışmaları için neden bu projeler bizim demedi?  Kırklareli Belediyesinin projeleri için bu  projeler  bizim dedi.  Galiba Abdullah Hacı için tavassutta bulunmadılar.  Oysa ona da tavassut etselerdi  iyiyiydi…  
Siz tavassut edeceksiniz , Kırklareli Belediyesi İller bankasından  borçlanarak kredi kullanacak.   Tavassut ettiyseniz kefil olmadınız ki sevgili başkanım. Yani  Kırklareli Belediyesi borcunu ödemezse tavassut ettiniz diye Belediyenin kredi borcunu  siz mi  ödeyeceksiniz?  Belediye  kredi kriterlerini sağlayamamış olsa, taahhütte bulunmasa   tavassut işe yarar mıydı  Allah aşkına?   Sonra?  Sonra  Belediye borçlanarak çektiği kredi ile iş yapacak, sizden bir şey istemeden  borcunu ödeyecek, sizde çıkıp hibe etmiş gibi tavassut ettik ya,  ben yaptım diyeceksiniz…
   Ak Parti İl Başkanının açıklamalarından  sonra  kamuoyunda yaptığım araştırmanın netcesinde, sokaktaki vatandaş  konuyu böyle anlamış. Zaten yapılan açıklamaya göre başka türlü anlamaları da  mümkün değil ki…
Belediye Başkanı Kesimoğlu, yapılacak olan hizmetleri engellemeye çalışan bazı görünmeyen  ellerden bahsediyor,  kimin eli  bunlar Kesimoğlu?  Ben  hala bu ellerin kime ait olduğunu anlayamadım.  Ya Başkan Kesimoğlu,  ya da anlayanlar bir zahmet bana da anlatsın… 

*Ak parti İl Başkanı Alper Çiler’in tırnak içindeki ifadeleri  tamamen kendisine ait olduğu için tarafımdan üzerinde her hangi bir imla ve ifade düzeltmesi yapılmamış aynen yayınlanmıştır. 

1 yorum:

HABERALEM dedi ki...

Kırklareli Belediye Başkanı Sayın Kesimoğlu ve iki Başkan Yardımcısı'nın kredi dosyası hazırlama ve kredinin sıkı takibi sırasında tevafuken şahidiydim. İşiniz düştüğünde yaralı parmağa bevletmeyen Ak Parti Geçici İl Başkanı Çiler ve Yine yaralı parmaklara bevletmekten imtina eden Milletvekili Minsolmaz YALAN SÖYLÜYORLAR! Bence bu kredinin gönderilmesinde bırakın yardımcı olmayı, haberleri olsa engellemek için ellerinden geleni ardlarına koymazlardı!Seçimler yaklaşıyor, palavra üretmeyi bıraksınlar, Kırklareli Belediyesi'ni örnek alıp, hizmet üretmeye baksınlar!
Sayın Kesimoğlu'nu yaptığı hizmetlerden dolayı can-ı gönülden kutluyor, yapacağı hizmetler için de hayırlı başarılar diliyorum. Çalışmalarını siyasetten uzak olan biz sade vatandaşlar yakinen takip ve tebrik ediyor ve Önlerine çıkan yalancıların hakkından bizim geleceğimizi bilmelerini de istiyoruz.
-Vedat Durmaz-
-Kırklarelili Vatandaş-