Kırklareli Günlüğü
Faruk CEYLAN
Babalar ve çocukları
Doğduğunda adını kulağına dualarla fısıldayan sesin ardından,
sımsıkı yumulu gözlerinden birini açıp, yaşadığın sürece sana hep sevgiyle
bakacak olan bir çift gözü görürsün ve seni bağrına basıp burnunu boynuna gömen
kişinin baban olduğunu daha o an anlarsın. O, senin kokunu yüreğine sindirerek
içine çekerken sen de onun boynunda dünyanın en güzel kokularını alrsın. O
evlat, sen baba kokusunu...
Minicik gözlerinle ona
baktığın an aranda çok güçlü bir bağın olduğunu anlar, seni
hayatının sonuna kadar her türlü
kötülükten koruyacağını hisseder ve buna her
şeyden daha çok inanırsın.
Düştüğünde Anne diye ağlayan çocuk arkasından babasının koşup
geleceğini ve onu yerden kaldıracağını bilir daima. O’na duyduğu büyük güvenle
adım atar her zaman. Bilir ki her başı sıkıştığında babası olacaktır arkasında.
Anne her zaman baş tacı, baba ise gönül yoldaşıdır. Annelerimiz
duygusallığımız babamız mantığımızdır. Özellikle kız çocukları için “baba”
kelimesinde çok özel anlamlar saklıdır. Bir kızın sevdiği ilk adamdır, efsanedir,
kahramanıdır ve bundan sonra tanıyacağı
tüm erkekleri babalarının özellikleriyle kıyaslıyacaktır.
Hayatta bizi en çok seven iki kişiden biridir babalarımız.
Çok nadir görürüz onların göz yaşlarını.
Kızını gelin eden ya da oğlunu askere uğurlayan babanın gözlerinde
gördüğümüz ıslaklık acıtır her daim içimizi.
Hiç bir şey kopartmaz içimizi
ağlayan babanın koparttığı kadar. Sıklıkla
ağlayan annelerimizden çok babalarımızın titreyen elleri, konuşan bakışları, nemli gözleri
kalır aklımızda.
Bazen en iyi
arkadaşımız, bazen kalp kırıklarımızdır babamız. Ama her koşulda kalp
atışlarımız...
Babası olanların şenliği, babasızların yarasına tuz basar mı? Ben biliyorum basar. Neden? Çünkü 17 yaşında
kaybettim babamı da ondan. Babasıyla hiç bir anısı olmayanlar, hatta yüzünü göremeyenlerde
var... Onları düşününce kendimi şanslı
hissederim hep. Ya da teselli...
Babasını kaybeden biri Resulullah efendimize gitmiş, nasihat
istemiş.
“-Baban vefat etti
mi?” diye sormuş
Resulullah efendimiz
“-Etti, ya Resulullah” demiş adam…
Resulullah efendimiz; “Öyleyse sana nasihat olarak babanın vefatı yeter” cevabını
vermiş.
Babası öldüğünde İnsan, çocukluğunu da defnediyor babasıyla birlikte. Çünkü evden
ayrılmak, evlenmek, yaşlanmak değil, babadan ebediyen ayrılmak bitiriyor çocukluğunu ...
Küçücük bir çocukta olsan o büyük dayanğın
gidişi büyütüyor bir anda seni. Önce yürüyemeyecek zannediyor, sendeliyor,
tökezliyorsun ama öğreniyorsun onsuz yürümeyi
mecburen. Sonra özlemin sonsuzluğu başlıyor ömür boyu bitmeyen.
Babalar gününde babası olan ona sımsıkı sarılırken, olmayanda onlarla mezarlıkta buluşuyor ve
saçı yerine taşını okşuyor istemeden...
Babası olan, olmayan için bir babalar günü daha
geçti. İfadesi güç duygularla dolup taştık. Bende bu müşterek duygulara kendi
duygularımı da katarak analım birlikte istedim babalarımızı. Yaşayan babalara
sağlıklı ömürler, ahirete intikal edenlere de rahmet ve mağfiret dileyerek,
Babalar gününde kızım Hilal’in bana
aldığı hediye ile duygularını kaleme aldığı yazıyı siz değerli okuyucularımla
paylaşmak istiyorum. Kalın sağlıcakla.
“Mütevazilik
edemeyeceğim belki de tek konu; babam! Kalbimin sularını her daim dingin tutan
guzel insan o.
Geçmişimize
bakıyorum "babalık" sıfatını alışılmış saygı
ve sevgi çerçevesine hiç oturtmadı benim için. Ben babamdan hiç korkmadım, ben
babama körü körüne sırf babam olduğu için hiç saygı duymadım. O benim babamdı
ve her şeyden önce ben onu çok ama çok seviyordum. İçimde büyüyen o büyük
sevgiye saygı eklendi. Duygularım her yaş alışımda bir bir katmerlendi ona
karşı.
Doğumumla
değişen hayatını sorsanız gözündeki ışıkla saatlerce anlatabilir. Karşılığını
beklemeden sevdi, zaman ayırdı. Her şeyin önüne benle arkadaş olabilmeyi koydu.
Ve başardı; babam benim ilk arkadaşım oldu. Dertleştiğim, tartıştığım,
paylaştığım insan oldu o.
Kendini
kahraman yaptı içimde. Her kızın babasına duyduğundan bir nebze farklıydı onun
kahramanlığı. Ben babamı her şeyiyle çok sevdim. Bana ögrettikleri, beni
ayakları yere basan bir kadın olarak hayata hazırlamalarına minnettar olmam
dışında ortak zevklerimiz, gevezeliklerimiz, birlikte heyecanlanmalarımız ile
kalbime kazındı.
Baktığımda
bir babalık sıfatına binbir sey sığdırdı. Bunu nasıl yaptığını sorduğumda
gülümsüyor bana ve anlıyorum ki düşünülerek emek emek hazırlanmış bir ilişki
bu.
Iyi ki diyorum iyi ki böyle bir adam varmış ve gelip de benim babam olmuş.”
Iyi ki diyorum iyi ki böyle bir adam varmış ve gelip de benim babam olmuş.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder