11 Aralık 2012 Salı

Başımızın tacı Türk Kadını, Seçme ve Seçilme Hakkın kutlu olsun


Kırklareli Günlüğü

Faruk Ceylan

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra Atatürk'ün girişimiyle kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde bir dizi değişiklik yapılarak kadınlara 1930 yılında Belediye seçimlerinde seçme, 1933 de muhtar ve köy heyetini seçme hakkı tanınmıştır. 5 aralık 1934 de ise Anayasada yapılan değişikliklerle Türk kadını millietvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olmuştur.
Kadına seçme ve seçilme hakkı Fransa'da 1944, Hindistan'da 1950, İsviçre'de 1971 evet yanlış okumadınız 1971 yıllarında verilmiştir.
Kadına seçme ve seçilme hakkı bir çok uygar Avrupa Ülkelerinde bile  Türkiye'den çok  uzun yıllar sonra kabul edilmiştir.

Atatürk 5 Aralık 1934 günü Türk kadınına yaptığı seslenişinde kadınların bu haklarını selahiyet ve liyakatla kullanması gerektiğini söylemiştir.

Türk kadını kendisine verilen bu hakkı selahiyet ve liyakatle kullanabilmiş midir. Ne yazık ki 78 yıl önce verilen bu hak çoğu kere kağıt üzerinde kalmış ve kadınımız ailesinin seçtiğini seçmiş,  kendisi ise seçilememiştir. Son seçimlerde bile Meclisin bütünün teşkil eden 550 milletvekilinden ancak 78 tanesini alabilen kadın, meclisin
% 9 unu oluşturmaktadır. Bu sayı da dünya ülkelerine göre çok düşük bir sayıdır.

Kaldı ki Ulusal  Basında çıkan bir haberde bir milletvekili hanımımızın kocasından dayak yediği için     “Beni koruyun.” diye adli mercilere müracaatı kadın haklarımızın ne denli başarılı olduğunu göstermektedir.
Yorum sizin değerli okurlarımız.

Hiç yorum yok: