9 Ekim 2011 Pazar

Tribün / Can kardeşim Volkan Can.


Faruk Ceylan1978 yılından beri sahalardayım,  ağırlıklı olarak spor gazeteciliği yapıyorum.  Gerçek gazetesinde spor yazarlığı, Yeşilyurt gazetesinde Spor Sorumlu Müdürlüğü,  Sonhavadis, Tercüman, Türkiye, Fotamaç Sabah ve  Star gazetelerinde de yıllarca spor muhabirliği  yaptım.  Şuanda Yeni Sabah Gazetesinin Trakya Bölge Müdürlüğünü, Sınır Ötesi Gazetesinin Kırklareli temsilciliğini, Trakya haberleri  internet gazetesinin Genel Yayın yönetmenliğini ,  e-trakya internet  gazetesinin yazarlığını yapıyorum. Ayrıca spor ağırlıklı Kırklareli Haberci  adlı blog gazetesinin sahibiyim.  Volkan kardeşimin yaşından fazla  spor gazeteciliği yapıyorum.  Spor’un içindeyim.  Yani sevgili kardeşim dünya da yokken ben yeşil beyaz renklere gönül vermiş ve yıllarca yazılarımı en ateşli seyircinin içinde oturarak yazmıştım. Tabi biraz yazı   biraz tezahüratla. Siz hatırlamasınız da o yıllarda benimle tribünde olanlar  iyi bir  taraftar olduğumu  hatırlar.
Sarıyer maçı sonrası  Kırklareli haberci yazarlarından Adem Önder’le tribünden inerken sevgili kardeşim  Volkan  küçük dağları kendisinin yarattığını zannederek, kabadayı  ve saldırgan tavırlarıyla şahsımı hedef alarak;
“ Yaz şimdi bu maçı yaz.  Yenemedik ya yazarsın şimdi. Geçen hafta yazmadın şimdi yaz bakalım “ derken ağzındaki tükürüklerini de etrafa saçtı. Yanımda Sarıyer’den bir gazeteci de vardı ve çok şaşırarak “ Bu arkadaş gerçekten Başkan mı? Başkan gazeteciyle bu şekilde  kişisel polemiğe girer mi abi ya” dediğinde maalesef Başkanımızı savunamadım… 
 Bu tavrına bir anlam veremezken, geçen hafta  deplasmanda alınan beraberliği yazmamış olmamın Volkan kardeşimi  kızdırdığını anladım şükür… Ancak o hafta gribal enfeksiyon geçirdiğimden ve dört gün yataktan çıkamadığım için yazamadığım Denizli maçını yazmadığımı bilmesi de hoşuma gitti. Demek ki sıkı bir okuyucummuş Volkan kardeşim...  Yoksa nereden bilecek yazmadığımı.
Aman yazılarımı kaçırma çünkü bundan sonra çok fazla yazacağım, sırf sen okuyasın diye. Seni üzermiyim genç kardeşim...  Haa bu arada o kabadayı tavırların bana vızıltı gelir sevgili kardeşim bunu da bilmeni isterim. Ben ne kabadayılar gördüm. O vakit sen dünyada yoktun. Ama  ikna kabiliyetim çok iyi olduğu için o kabadayıların hepsi kibar birer insan oldular sayemde. Bilirsin insanlara nefretle yaklaşmak yerine sevgiyle yaklaştın mı bütün sorunlar çözülür.  İnsan uzlaşmacı olmalıdır, kavgacı değil…  Olaylara sevgiyle yaklaşmalıdır Bende öyle olduğum için çok çabuk netice alıyorum bu konularda sen merak etme kardeşim.
Geçmişte yazdığım yazılarımı  hatırlamanı isterim.  Can kardeşim Volkan Can. Ben Kırklarelispor’un aleyhinde bir tek cümle yazmadım.  Dikkatinizi çekmek istiyorum Kırklarelispor’un. ..
Kırklarelkispor’u da en az senin kadar seviyor ve asla zarar görmesini istemiyorum. Hatta Kırklarelispor ve hocamız aleyhinde yazılanlara bile cevap niteliğinde karşı yazılar yazdım.  Kimseyle kişisel bir problemim de yok.  Ama gerçekten senin beni hedef  almanı ve ortada fol yok yumurta yokken  duygularını kişiselleştirmeni çok  garip buldum.
Kırklarelispor 2.lige çıktığı birinci günden itibaren yazdığım yazılarda  2.ligin zor olduğunu, galibiyetlerinde, mağlubiyetlerinde olacağını   sonuç ne olursa olsun takımımıza sahip çıkmamız ve 2.ligde kalmak için destek vermemiz gerektiğini  dile getirdim her fırsatta.
Basın Cumhur Başkanını mızı da, Başbakanımızı da eleştiriyor.  Eleştirilere açık olmak, mutedil olmak bir erdemdir.  Siz dokunulmaz değilsiniz. Gerektiğinde de  eleştiririm.  Ancak eleştirilerim asla yıkıcı olmaz daima yapıcı olur. Çünkü Kırklarelispor hiç kimsenin malı değildir. Kırklarelispor Kırklareli’lilerindir. Ona gereken desteği vermeyen de Kırklareli’li değildir…
Bir gazeteciyi fol yok yumurta yokken karşınıza almanız size katma değer sağlamaz Volkan kardeşim.  Öfkeyle kalkan zararla oturur… 







Hiç yorum yok: