30 Nisan 2015 Perşembe
29 Nisan 2015 Çarşamba
27 Nisan 2015 Pazartesi
25 Nisan 2015 Cumartesi
Kenan Evren’in 17/12/ 1960 tarihli mektubu
Kırklareli Günlüğü
Evren’in 17/12/ 1960 tarihli mektubu
Faruk CEYLAN
17 Kasım 1960
Bu gün siz değerli okurlarımla tarihten bir kesit paylaşmak
istiyorum. Merhum Uğur Mumcu 25 Ekim
1986 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Kenan Evren’in kendi el yazısı ile yazdığı mektubu
paylaşmıştı. İlginizi çekeceğini umduğum bu mektubu paylaşıyor, Uğur Mumcu’yu rahmetle anıyorum.
Tarih 1937-1938 Kara Hara Harp okulu öğrencilik yılları… İki sınıf arkadaşı, Alparslan Türkeş ve Kenan Evren.
Birincisi son derece aktif. Öğrencilerin liderleri arasında. İkincisi ise tam aksine...
Tarih 1937-1938 Kara Hara Harp okulu öğrencilik yılları… İki sınıf arkadaşı, Alparslan Türkeş ve Kenan Evren.
Birincisi son derece aktif. Öğrencilerin liderleri arasında. İkincisi ise tam aksine...
İkincisinin yükselmesi ile omuzlarındaki yıldızlar
arasında doğru bir orantı var. Birincisinin ise, omuzlarındaki yıldızlar
alındıktan sonra dahi karizması her geçen gün artmış.
Alparslan Türkeş, öğrencilik yıllarındaki Kenan Evren’i pek hatırlamıyor bile.
Alparslan Türekeş’in Kenan Evren’i ilk hatırladığı yer Ankara Garı. Yıl 1955. Bir uğurlanan ve birden çok uğurlayan. Uğurlayanlar arasında biri de Kenan Evren…
Yıllar sonra Orgeneral Evren Genel Kurmay Başkanı olduğunda MHP Genel Başkanı Türkeş’le bir araya gelirler. El sıkışırlarken Evren: “ Siz belki hatırlamayacaksınız ama 1955’te Ankara Garında sizi uğurlayanlar arasında bende vardım.” Türkeş gülerek cevap verir: “ Merak etmeyin Sayın Genel Kurmay Başkanı. Sizi hatırladım.” Der.
Kısa bir süre sonra, 12 Eylül’de kader iki sınıf arkadaşını tekrar karşı karşıya getirir. Bu sefer Evren Devlet Başkanı, Türkeş ise bütün kadrosuyla tutuklanan MHP Genel Başkanı.
Bu durumdaki Kenan Evren’i , eski hatıralar ve şuuraltı nasıl ve ne derece etkilemişti?
Merhum Uğur Mumcu’nun 25 Ekim 1986 yılında Cumhuriyet gazetesinde yayımladığı
Alparslan Türkeş, öğrencilik yıllarındaki Kenan Evren’i pek hatırlamıyor bile.
Alparslan Türekeş’in Kenan Evren’i ilk hatırladığı yer Ankara Garı. Yıl 1955. Bir uğurlanan ve birden çok uğurlayan. Uğurlayanlar arasında biri de Kenan Evren…
Yıllar sonra Orgeneral Evren Genel Kurmay Başkanı olduğunda MHP Genel Başkanı Türkeş’le bir araya gelirler. El sıkışırlarken Evren: “ Siz belki hatırlamayacaksınız ama 1955’te Ankara Garında sizi uğurlayanlar arasında bende vardım.” Türkeş gülerek cevap verir: “ Merak etmeyin Sayın Genel Kurmay Başkanı. Sizi hatırladım.” Der.
Kısa bir süre sonra, 12 Eylül’de kader iki sınıf arkadaşını tekrar karşı karşıya getirir. Bu sefer Evren Devlet Başkanı, Türkeş ise bütün kadrosuyla tutuklanan MHP Genel Başkanı.
Bu durumdaki Kenan Evren’i , eski hatıralar ve şuuraltı nasıl ve ne derece etkilemişti?
Merhum Uğur Mumcu’nun 25 Ekim 1986 yılında Cumhuriyet gazetesinde yayımladığı
“ Osman Köksal’ın
sandığından çıkan mektuplar” yazısında Kenan Evren’in Osman Köksal’a
daha 17 Kasım 1960’ta yazdığı mektup bu soruya açık cevap olacak nitelikte.
“Osmancığım,
İşlerimin çokluğundan yazamadım. kusura bakma. Bu mektubu bilhassa, son alınan karar karşısında duyduğum memnuniyeti izhar etmek için yazıyorum. Bu karardan burada herkes memnun oldu. Canı gönülden tebrik ederim. Bu karar daha evvel alınmış olsa idi çok daha iyi olacaktı.
Alparslan’ın Konya’ya geldiğinde Orduevinde subaylarla hasbihalinde söylediklerini buradan Ankara’ya bildirdik. Elbet sizinde malumunuz olmuştur. Bu konuşma üzerimizde hiç de iyi tesir bırakmamıştı. Her ne ise, bu işin böyle oluşuna hepimiz sevindik. Ancak, mükafat kabilinden dış görevlere verilmesi çok kimseler üzerinde iyi tesir bırakmadı.
Osmancığım, işinin ne kadar çok ağır olduğunu biliyor ve onun için cevap veremeyeceğini de taktir ediyorum. Şimdiye kadar, ben de dahil olduğumuzdan ve şahsi menfaatini düşünüyor düşüncesine kapılırsınız diye şu Kore meselesini hiç açmamıştım. Bu hakkımızı , düşükler bile kabul etmişlerdi. Çıktı çıkacak dendi. İnkılaptan sonra haklı olarak bu basit iş sonraya atıldı tahmin ediyorum. Yine çıkacakmış diye kulağımıza geliyor, bilmem ne dereceye kadar doğrudur.
Daha fazla rahatsız etmemek için mektubuma bu kadarla nihayet verirken gözlerinden öper hanımefendiye hürmetlerimi sunarım. Sekine de ayrıca size ve hanımefendiye hürmet ve selamlarını sunar, çocukların gözlerinden öperiz,sevgili kardeşim.
“Osmancığım,
İşlerimin çokluğundan yazamadım. kusura bakma. Bu mektubu bilhassa, son alınan karar karşısında duyduğum memnuniyeti izhar etmek için yazıyorum. Bu karardan burada herkes memnun oldu. Canı gönülden tebrik ederim. Bu karar daha evvel alınmış olsa idi çok daha iyi olacaktı.
Alparslan’ın Konya’ya geldiğinde Orduevinde subaylarla hasbihalinde söylediklerini buradan Ankara’ya bildirdik. Elbet sizinde malumunuz olmuştur. Bu konuşma üzerimizde hiç de iyi tesir bırakmamıştı. Her ne ise, bu işin böyle oluşuna hepimiz sevindik. Ancak, mükafat kabilinden dış görevlere verilmesi çok kimseler üzerinde iyi tesir bırakmadı.
Osmancığım, işinin ne kadar çok ağır olduğunu biliyor ve onun için cevap veremeyeceğini de taktir ediyorum. Şimdiye kadar, ben de dahil olduğumuzdan ve şahsi menfaatini düşünüyor düşüncesine kapılırsınız diye şu Kore meselesini hiç açmamıştım. Bu hakkımızı , düşükler bile kabul etmişlerdi. Çıktı çıkacak dendi. İnkılaptan sonra haklı olarak bu basit iş sonraya atıldı tahmin ediyorum. Yine çıkacakmış diye kulağımıza geliyor, bilmem ne dereceye kadar doğrudur.
Daha fazla rahatsız etmemek için mektubuma bu kadarla nihayet verirken gözlerinden öper hanımefendiye hürmetlerimi sunarım. Sekine de ayrıca size ve hanımefendiye hürmet ve selamlarını sunar, çocukların gözlerinden öperiz,sevgili kardeşim.
Kardeşin Kenan Evren. Kurmay Albay.
.
.
Kenan Evren Osman Köksal’a yazdığı mektupta “son alınan
karar” ve “bu iş “ifadesiyle 13 Kasım’da 14’lerin yurt dışına sürgün
edilmelerini ( 1960 ihtilalinde Türkeş’te Hindistan’a sürgün edilmişti.)
kastediyor ve sevincini açıkça belirtiyor. Evren ayrıca, Alparslan Türkeş’in
Konya’da subaylarla neler konuştuğunu da Ankara’ya hemen “İspiyonlamış”
olduğunu da açıkça itiraf ediyor.
17 Kasım 1960’ta bu mektubu yazan Orgeneral Evren’in eline fırsat geçerse neler yapacağını daha o günlerde kafasına koymadığını kim iddia edebilir?
Osman Köksal kimdir: 1916 yılında Selanik’te doğmuş, Kore'de bulunmuştur. Kurmay Albay olarak Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı komutanı iken 27 Mayıs darbesi sırasında darbecilere katılmış ve eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın yakalanmasında bulunmuştur. Komite üyeliği dışında, Ağustos 1961'e kadar aynı vazifede kalmıştır.
25 Ekim 1961'de Milli Birlik Komitesi'ne Cumhuriyet Senatosu Milli Birlik Komitesi üyesi olmuştur
Kaynak: - Sistemin intikamı Ferruh Sezgin 6.baskı 1995
-Uğur Mumcu Cumhuriyet Gazetesi 25 Ekim 1986
17 Kasım 1960’ta bu mektubu yazan Orgeneral Evren’in eline fırsat geçerse neler yapacağını daha o günlerde kafasına koymadığını kim iddia edebilir?
Osman Köksal kimdir: 1916 yılında Selanik’te doğmuş, Kore'de bulunmuştur. Kurmay Albay olarak Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı komutanı iken 27 Mayıs darbesi sırasında darbecilere katılmış ve eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın yakalanmasında bulunmuştur. Komite üyeliği dışında, Ağustos 1961'e kadar aynı vazifede kalmıştır.
25 Ekim 1961'de Milli Birlik Komitesi'ne Cumhuriyet Senatosu Milli Birlik Komitesi üyesi olmuştur
Kaynak: - Sistemin intikamı Ferruh Sezgin 6.baskı 1995
-Uğur Mumcu Cumhuriyet Gazetesi 25 Ekim 1986
23 Nisan 2015 Perşembe
20 Nisan 2015 Pazartesi
Faruk Ceylan Haber yorum ve Köşe yazıları, siyasi sokak röpörtajları Kırklareli Gazetesinde
15 Nisan 2015 Çarşamba
ÜOD Bayanlar Biriminde Bayrak değişimi.
* Ülkü Ocakları Bayanlar Birimi Üniversite Birim
Başkanlığına Rabia Nur Ağır, Teşkilatlandırmadan Sorumlu Başkan Yardımcılığına
da Cansu Civelek getirildi.
Faruk CEYLAN- Kırklareli Ülkü Ocakları İl Başkanlığında yapılan törenle
Ülkü Ocakları Bayanlar Birimi Üniversite Birim
Başkanlığına Rabia Nur Ağır, Teşkilatlandırmadan Sorumlu Başkan Yardımcılığına
da Cansu Civelek getirildi.
Görevi
devralan Rabia Nur Ağır, Ülkü
Ocakları Bayanlar Birimi Üniversite Birim Başkanlığı görevine layık
görülmesinin kendisi için büyük bir onur olduğunu belirterek şunları söyledi; “
Bu bir Bayrak değişimidir. Her Ülkücü
davanın neferliğini de, Generalliğini de her zaman gönüllü taliptir. Hangi görev verilirse verilsin görev koşulsuz
yerine getirilir.
Ülkü Ocakları Bayanlar
Birimi Üniversite Birim Başkanlığı görevine
layık bulunmak benim için büyük onur, büyük şereftir. Bayrağı Ayşe Engin
kardeşimden devraldım. Kendisine dava adına yaptığı hizmetlerden dolayı
teşekkür ederim. Allah ondan da, ona destek olan Ülküdaşlarımdan da razı olsun.
Canımı verecek ama Ülkü bayrağını Ayşe kardeşim gibi yere düşürmeyeceğim. Onu
burçların en tepe noktasına dikmek için mücadele edeceğim.
Ülkenin kurtuluşu olan
Ülkücü Hareket her geçen gün çığ gibi büyüyor. Artık sayımız milyonlarla ifade
ediliyor. İnanıyorum ki bu sıcağa kar dayanmayacaktır. Ülkücü Hareketin Ülke
yönetimini devralacağı günlerde çok yakın. Allah’ın izni, genç bozkurt’lar ve
asena’ların gayretli çalışmaları ile Ülkücü hareket iktidar olacaktır.” Dedi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)