Kırklareli
Günlüğü
Faruk Ceylan
farukceylan39@gmail.com
Önceki
gün Taksim Yürüyüş Parkında, İstanbul polisinin sert müdahalesi ve
olaylarda yaralanan vatandaşlar için protesto yürüyüşü yapmak isteyen gençler, 31 Mayıs
akşamı sosyal paylaşım sitelerinden yapılan paylaşımlarla, gece saat 02.00’de, Ülkücü
ve CHP’li gençlerden oluşan iki
grubun Dingiloğlu Parkı önünde toplanmasını sağladılar.
Saat
02.00 olunca takvimin yaprağı da 1
Haziran’ı gösterdiği bu saatte İki
grupta protesto yürüyüşü yapmak istediler. Kırklareli İl Emniyet Müdür
Yardımcısı Tayfun Oktay ve Güvenlik Şube
Müdürü Ogün Vural öfkeli gençleri ikna
etmek için çok uğraştılar. Büyük özveri
ile gençleri dinlediler. Onlara makul ve mantıklı cevaplar vererek, belki de
bir felaketin yaşanmasına izin vermediler. Ya da can kaybına.
Bu arada Ülkücü Gençlerin Polisle tartışma diyaloğuna girmediklerini
gözlemledim.
Emniyet
mensupları, gençlerin yaşına inerek, kurdukları iletişimde onlardan biri olduklarını hissettirdiler. Gençlerin
öfke derecesi her konuşmanın ardından
biraz daha düştü, sertlikler yumuşadı ve
bir müddet sonra müdürüm diye hitap ettikleri Şube Müdürü Vural’a, Abi diye
hitap etmeye başladılar. Sert tepkiler samimi diyaloglara dönüştü. Bazı
gençlerin konuşurken, Vural Müdürün koluna girdiğini, omuz’una dokunduğunu gördüm…
Kanı kaynayan ve hata yapmaya çok müsait yaşta
ki bu delikanlıların tabiri caiz ise,
kan grubunu yakalamanın ve kötü sonuçlara sebep olacak taşkınlıklarına fren
olabilmenin herkesin harcı olduğunu sanmıyorum.
Tayfun
Müdürün ve Ogün Müdürün bu özverisini diğer Emniyet mensuplarının da taşıdığını
gözlemledim.
Tayfun ve
Ogün Müdür Devletin şefkatini, gençlere gösterirken, diğer emniyet görevlileri de aynı şefkatli üslupla
destek verdiler ve bu samimi konuşmalara
müdahil oldular. Resmi üniformalı ve
joplu Polisler gruba yakın mesafede durmadı, mütealaları uzaktan izleyerek gerginliğin
arttırmasına da meydan vermediler. Gece yarısından sabaha kadar devam eden
süreçte, Kırklareli Emniyet mensuplarının tam bir takım olduğunu
ve çıkan olayları bastırmak yerine, olayın çıkmasına izin vermemeyi tercih
ettiklerini açıkça gördüm.
Devletin Şefkatli elini uzatıp, karşılarında ki o genç eli sıkı sıkı tutarak
olumsuz bir şey yaşanmasına meydan vermedikleri için, birlikte sabahı ettiğim tüm Emniyet
personeline gönülden teşekkür ederim.
Gençlerimizin
de bu güzel yaklaşımları olumlu karşılayarak, öfkelerini büyük ölçüde kontrol
etmelerinden ve bir taşkınlık yaparak, sonuçta herkesin üzüleceği bir olaya
sebebiyet vermedikleri için onlara da
gönülden teşekkür ederim.
Genç
Kardeşlerim, ben ve bizim kuşak
arkadaşlar sizlerin yaşındayken bazı hatalar yaptık. Yıllar ilerleyince hata
olduğunu anladık. Lütfen siz bu hataları yapıp, yıllar sonra anlamayın…
Bu
cümlelerim yanlış anlaşılmasın. Vatan, Millet ve Bayrak konusunda, dini inancınız
konusunda çok duyarlı olun. Asla sessiz kalmayın. Gerekiyorsa bu değerler için
canınızı ortaya koyun ama hak ararken, haksız duruma düşmeden, yasalar
çerçevesinde her türlü hakkı sonuna kadar arayın, tepkilerinizi de yasalar
çerçevesinde verin. Sakın dolmuşa binmeyin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder