Kırklareli Günlüğü
Faruk Ceylan
Önceki gün Yeni Sabah Gazetesi Trakya Bölge Müdürü olarak, yanımda muhabirimiz İrfan Özeklioğlu olduğu halde Kırklareli Valiliği Basın bürosunu ziyaret ettik. Basın bürosunda görevli arkadaşın çok nazik karşılamasından sonra, Yeni Sabah gazetesi olarak Kırklareli Valiliğinin hizmet ve etkinlikleriyle ilgili haber alarak kamuoyuna duyurma isteğimizi kendilerine ilettik. Valilik Basın birimi olarak bizlere ulaşabilmeleri için ofis adresimizi, mail adresimizi ve telefon numaralarımızı içeren kartımızı kendilerine takdim ettik ve Basın konusunda yetkili Müdürle görüşmek istediğimizi belirttik. Özel Kalem Müdürü Sayın Ahmet Nuri Tanılır beyin Valilik Özel Kalem Müdürü olarak görev yaptığını, aynı zamanda Basın Müdürlüğü görevini de ifa ettiğini öğrendikten sonra Sayın Ahmet Nuri Tanılır beyefendinin ziyaretine gittik. Yanlarında bir bayan misafiri olduğu için müsaade isteyerek makamına girdik ve Gazetemiz Yeni Sabah’ın Trakya Bölgesi sorumlusu olduğumuzu, Valiliğimizin etkinliklerini haber olarak değerlendirip yapılan güzel hizmetlerin kamuoyuna duyurma isteğimizi kendisine de arz ettik. Sayın Tanılır özet olarak belirttiğim bu hususları kendisine arz ederken bizleri ayakta dinledi ve oturmamız için yer gösterme nezaketinde bulunmadı, kendisine sunduğumuz gazetemizi eline alarak,
“ Bu gazete de İstanbul haberleri var. Kırklareli gazetesi değil ki. “ dedi. Bizde kendisine gazetemizin İstanbul’da basıldığını ve Kırklareli haberlerine geniş olarak yer verildiğini, gazetemizin yerel bir gazete olmadığını belirterek, Yerel olmayan bir gazetenin Kırklareli ve Kırklareli Valiliğinin etkinliklerini, hizmetlerini değerlendirme hakkının bulunup bulunmadığını sorduk.
Özel Kalem Müdürü Sayın Ahmet Nuri Tanılır kendilerine dilekçeyle baş vurmamız gerektiğini gazetemizi inceleyeceklerini, hakkımızda araştırma, soruşturma yapacaklarını söyledi. Yerel, bölgesel, ya da ulusal bir basın temsilcisinin, Kırklareli adını güzel hizmetleriyle yurdun dört bir yanına duyuran, ulusal ve yerel basın manşetlerine taşıyan Vali Sayın Mustafa Yaman’ın ortaya koyduğu bu güzellikleri gazetesinde değerlendirmek istemesinin dilekçeyle, araştırma ve soruşturmayla alakasını anlayamadık ve doğrusu üzüldük…
1976 yılında gazeteciliğe başladım. 1987 yılına kadar Sonhavadis gazetesinde, daha sonra Tercüman gazetesinde Muhabir olarak, Yeşilyurt gazetesinde Sorumlu Müdür olarak çalıştım. Gazetecilikten sonra Devlet memurluğu dönemim başladı. PTT’de Malzeme Amirliği ve ardından Müdürlüğü, 1995 yılında Türk Telekom Şirketi kurulduktan sonra da Şirkette Finans ve Tedarik Zinciri Uzmanı olarak görev yaptım. Devlette ve Şirkette yöneticilik yaparak hem Devlet terbiyesi, hem de Şirket mantığını da en iyi şekilde öğrenmiş oldum. Devletin bir yetkilisine hangi edep ve adap çerçevesinde davranılması gerektiğini çok iyi bilen biriyim. Bahse konu şekilde karşılanacak bir edepsizlikte de bulunmadım.
Sayın Müdür Tanılır’dan sadece onların uygun gördüğü, haber niteliği taşıyan bilgileri bizlerle paylaşmalarını talep ettik. Devlet sırlarını değil. Bizlere şüpheli şahıslar gibi yaklaşılmasını beklemedik doğrusu. Üstelik ne sebeple olursa olsun, bir vatandaş olarak ta olmuş olsa kendilerini nezaketle makamlarında ziyaret edenlerin ayakta bekletilerek ifadeye çekilme kabilinden karşılanmasını ve şüpheli muamelesi yapılmasını beklemiyorduk. Tekrar söylüyorum bu durum bizleri ziyadesiyle üzdü…
Valilik haberlerini gazetemizde yayınlamak gazetecilik etiği açısından sansasyonel bir durum değil, sadece bir nezaketti. Şimdi bu durum karşısında bizden istenen dilekçeli müracaatta bulunmayacak ve Sayın Ahmet Nuri Tanılır beyin hakkımızda araştırma yaptıktan sonra “ Buyurun gelin, sizinle de Valiliğimizin etkinlikleriyle ilgili haberleri paylaşalım” demelerini beklemeyeceğimizi, Gazetecilik hayatımızı Saygı duyduğumuz ve çok değer verdiğimiz Vali Sayın Mustafa Yaman haberleri olmadan da sürdürebileceğimizi arz ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder