Kırklareli Günlüğü
Faruk Ceylan
Ak Partinin kutlu doğum haftasında dağıttığı Peygamber efendimizin kimliği ile ilgili spekülasyonlar Türkiye gündemine oturdu. Kılıçdaroğlu bu konuyla ilgili Televizyonda ağızına geleni söylerken, cümleleri açık hakaretlerle doluydu. Bir Genelbaşkanın Kırklareli İl Başkanını bu denli hedef alıp ağır hakaretleri iyi müslüman Kılıçdaroğlu'nun adeta müslüman olmayan birine saldırışı gibiydi. Yani biraz edepsizceydi. Bunu söylerken Ak Parti İl Başkanı Sayın Terkin'i savunduğum anlaşılmasın. Yapılan iş özde iyi niyetle yapılmış olsa da Polimik yaratmaya fırsat verilmemeliydi bence.
Sayın Terkin geçmişte MHP İlçe yönetiminden istifa eden üç kişiye Basının önünde rozet takarak partisine kayıtlarını yapmış, bir gün sonra MHP İlçe Başkanı Kürşad Yamaner bu kişilerin MHP'den ihraç edildiklerini belgeleriyle Basına taşımıştı. Başkan Hüsmen Terkin'de araştırmadan basına poz verdiği için yaşadığı yanılgıyla rozet törenini rozet krizine dönüştürmüştü.
Hangi parti başkanı olursa olsun, spekelüsyon yaratacak konuları tercih etmemesi gerektiği kanaatindeyim. Din,Vatan ve Bayrak konuları hassiyeti yüksek konulardır ve siyasetçiler tarafından dikkatli kullanılmalıdır. Bence siyaset için kullanılmaması da en doğrusudur. Orada mesele Peygamber efendimizin oğlunun adının Tayyip olması değil ona dikkat çekilmesidir. Bu da doğal olarak o partinin mualiflerince kullanılmaya müsait bir malzeme haline gelmiştir. Keza İl Başkanı Terkin'in kendi fotoğrafını kullanması, telefonunu yazması, Parti amblemi vs. Bunlara çokmu ihtiyaç vardı.
Kırklareli küçük bir yer. Hizmet noktasında amblem, fotoğraf vs. kullanılmadan bu kartlar dağıtılmış olsaydı ve dağıtanda ' İl Başkanlığımızın bir hizmetidir' ifadesini kullanarak dağıtsaydı zaten herkes bunun AK Parti tarafından dağıtıldığını anlar ve Türkiye'nin gündemi haline gelen spekülasyonlara fırsat verilmezdi.
Tabiki en doğrusunu bunu hazırlayanlar bilir ama kamuoyunda ki tepkiler de ortada. Tepkiler malesef Kırklareli dışına taşınmış ve sanki başka gündem yokmuş gibi yer bulmuştur. Keşke bu spekülasyonlara meydan verilmeseydi ve hepimiz için çok hassas bir konu olan Resulüllah efendimiz bu konuların muhatabı olmasaydı.