25 Nisan 2015 Cumartesi

Kenan Evren’in 17/12/ 1960 tarihli mektubu


Kırklareli Günlüğü 

Evren’in 17/12/ 1960 tarihli mektubu



Faruk CEYLAN

     17 Kasım 1960
Bu gün siz değerli okurlarımla tarihten bir kesit paylaşmak istiyorum. Merhum Uğur Mumcu  25 Ekim 1986 tarihli  Cumhuriyet gazetesinde  Kenan Evren’in kendi el yazısı ile yazdığı mektubu paylaşmıştı. İlginizi çekeceğini umduğum bu mektubu paylaşıyor, Uğur Mumcu’yu rahmetle anıyorum.
Tarih 1937-1938 Kara Hara Harp okulu öğrencilik yılları… İki sınıf arkadaşı, Alparslan Türkeş ve  Kenan Evren. 
Birincisi  son derece aktif.  Öğrencilerin  liderleri arasında. İkincisi  ise tam aksine...
  İkincisinin yükselmesi ile omuzlarındaki yıldızlar arasında doğru bir orantı var. Birincisinin ise, omuzlarındaki yıldızlar alındıktan sonra dahi karizması  her geçen gün artmış. 
Alparslan Türkeş, öğrencilik  yıllarındaki  Kenan Evren’i  pek hatırlamıyor bile.
Alparslan Türekeş’in Kenan Evren’i ilk hatırladığı yer Ankara Garı. Yıl 1955. Bir uğurlanan ve birden çok uğurlayan. Uğurlayanlar arasında biri de Kenan Evren…
Yıllar sonra Orgeneral Evren Genel Kurmay Başkanı olduğunda  MHP Genel Başkanı Türkeş’le bir araya gelirler. El sıkışırlarken Evren: “ Siz belki hatırlamayacaksınız ama 1955’te Ankara Garında sizi uğurlayanlar arasında bende vardım.”  Türkeş gülerek cevap verir: “ Merak etmeyin Sayın Genel Kurmay Başkanı. Sizi hatırladım.” Der. 
Kısa bir süre sonra, 12 Eylül’de kader iki sınıf arkadaşını tekrar karşı karşıya getirir.  Bu sefer Evren Devlet Başkanı, Türkeş ise bütün kadrosuyla tutuklanan MHP Genel Başkanı.  
Bu durumdaki Kenan Evren’i ,  eski hatıralar ve şuuraltı nasıl ve ne derece etkilemişti? 
Merhum Uğur Mumcu’nun 25 Ekim 1986 yılında Cumhuriyet gazetesinde yayımladığı 
 “ Osman Köksal’ın sandığından çıkan mektuplar” yazısında Kenan Evren’in  Osman Köksal’a  daha 17 Kasım 1960’ta yazdığı mektup bu soruya açık cevap olacak nitelikte. 
                                                                                   
                                                                                                                                  
“Osmancığım,
İşlerimin çokluğundan yazamadım. kusura bakma. Bu mektubu bilhassa, son alınan karar karşısında duyduğum memnuniyeti izhar etmek için yazıyorum. Bu karardan burada herkes memnun oldu. Canı gönülden tebrik ederim. Bu karar daha evvel alınmış olsa idi çok daha iyi olacaktı. 
Alparslan’ın Konya’ya geldiğinde Orduevinde subaylarla hasbihalinde söylediklerini buradan  Ankara’ya bildirdik. Elbet sizinde malumunuz olmuştur. Bu konuşma üzerimizde hiç de iyi tesir bırakmamıştı. Her ne ise, bu işin böyle oluşuna hepimiz sevindik. Ancak, mükafat kabilinden dış görevlere verilmesi çok kimseler üzerinde iyi tesir bırakmadı.
Osmancığım, işinin ne kadar çok ağır olduğunu biliyor ve onun için cevap veremeyeceğini de taktir ediyorum. Şimdiye kadar, ben de dahil olduğumuzdan ve şahsi menfaatini düşünüyor düşüncesine kapılırsınız diye şu Kore meselesini hiç açmamıştım. Bu hakkımızı , düşükler bile kabul etmişlerdi. Çıktı çıkacak dendi. İnkılaptan sonra haklı olarak bu basit iş sonraya atıldı tahmin ediyorum. Yine çıkacakmış diye kulağımıza geliyor, bilmem ne dereceye kadar doğrudur. 
Daha fazla rahatsız etmemek için mektubuma bu kadarla nihayet verirken gözlerinden öper hanımefendiye hürmetlerimi sunarım. Sekine de ayrıca size ve hanımefendiye hürmet ve selamlarını sunar, çocukların gözlerinden öperiz,sevgili kardeşim.
Kardeşin Kenan Evren.  Kurmay Albay.
                                                                                                              .
                                                                                                               


Kenan Evren Osman Köksal’a yazdığı mektupta “son alınan karar” ve “bu iş “ifadesiyle 13 Kasım’da 14’lerin yurt dışına sürgün edilmelerini ( 1960 ihtilalinde Türkeş’te Hindistan’a sürgün edilmişti.)  kastediyor ve sevincini açıkça belirtiyor. Evren ayrıca, Alparslan Türkeş’in Konya’da subaylarla neler konuştuğunu da Ankara’ya hemen  “İspiyonlamış” olduğunu da açıkça itiraf ediyor. 
17 Kasım 1960’ta bu mektubu yazan Orgeneral Evren’in eline fırsat geçerse  neler yapacağını daha o günlerde kafasına koymadığını kim iddia edebilir? 
Osman Köksal kimdir:  1916 yılında Selanik’te doğmuş, Kore'de bulunmuştur. Kurmay Albay olarak Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı komutanı iken  27 Mayıs darbesi  sırasında darbecilere katılmış ve eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın yakalanmasında bulunmuştur. Komite üyeliği dışında, Ağustos 1961'e kadar aynı vazifede kalmıştır.
25 Ekim 1961'de Milli Birlik Komitesi'ne Cumhuriyet Senatosu Milli Birlik Komitesi üyesi olmuştur
Kaynak: - Sistemin intikamı Ferruh Sezgin 6.baskı 1995
-Uğur Mumcu Cumhuriyet Gazetesi 25 Ekim 1986

15 Nisan 2015 Çarşamba

ÜOD Bayanlar Biriminde Bayrak değişimi.


* Ülkü Ocakları Bayanlar Birimi Üniversite Birim Başkanlığına Rabia Nur Ağır, Teşkilatlandırmadan Sorumlu Başkan Yardımcılığına da Cansu Civelek getirildi.

Faruk CEYLAN- Kırklareli  Ülkü Ocakları İl Başkanlığında yapılan törenle Ülkü Ocakları Bayanlar Birimi Üniversite Birim Başkanlığına Rabia Nur Ağır, Teşkilatlandırmadan Sorumlu Başkan Yardımcılığına da Cansu Civelek getirildi.
Görevi devralan Rabia Nur Ağır, Ülkü Ocakları Bayanlar Birimi Üniversite Birim Başkanlığı görevine layık görülmesinin kendisi için büyük bir onur olduğunu belirterek şunları söyledi; “ Bu bir Bayrak değişimidir. Her Ülkücü  davanın neferliğini de, Generalliğini de her zaman gönüllü taliptir.  Hangi görev verilirse verilsin görev koşulsuz yerine getirilir.
Ülkü Ocakları Bayanlar Birimi Üniversite Birim Başkanlığı görevine  layık bulunmak benim için büyük onur, büyük şereftir. Bayrağı Ayşe Engin kardeşimden devraldım. Kendisine dava adına yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür ederim. Allah ondan da, ona destek olan Ülküdaşlarımdan da razı olsun. Canımı verecek ama Ülkü bayrağını Ayşe kardeşim gibi yere düşürmeyeceğim. Onu burçların en tepe noktasına dikmek için mücadele edeceğim.

Ülkenin kurtuluşu olan Ülkücü Hareket her geçen gün çığ gibi büyüyor. Artık sayımız milyonlarla ifade ediliyor. İnanıyorum ki bu sıcağa kar dayanmayacaktır. Ülkücü Hareketin Ülke yönetimini devralacağı günlerde çok yakın. Allah’ın izni, genç bozkurt’lar ve asena’ların gayretli çalışmaları ile Ülkücü hareket iktidar olacaktır.” Dedi. 

Şemsiyeli kız...


Derya Bulut babaeski'de de halkla kucaklaştı.



MELODİ FM KALİTEDE İDDİALI



Kulüp değil sanki okul..!



ATM'de para yok!,..!