25 Mart 2013 Pazartesi

CHP'den gövde gösterisi

Kırklareli Günlüğü

Faruk Ceylan
Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı 24.03.2013 Pazar günü bir kafede düzenlediği Dayanışma kahvaltısı ile gövde gösterisi yaptı. 
Yeşilyurt Gazetesi Dayanışma kahvaltısını iki köşe yazarı, üç muhabirle izledi. 
Dayanışma kahvaltısı, CHP Genel Başkan 0Yardımcısı Faik Öztırak, CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, Kırklareli Milletvekilleri M.Siyam Kesimoğlu ve  Turgut Dibek, Edirne Milletvekili Recep Gürkan, Kırklareli Belediye Başkanı Cavit Çağlayan, Başkan Yardımcıları  Gülay Tülüş ve Ünal Başkur, Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak, Babaeski Belediye Başkanı Abdullah Hacı, Alpulu Belediye Başkanı Ahmet Durgun, B.Mandıra Belediye Başkanı Şükrü Çölgeçen, Kaynarca Belediye Başkanı Seyit Uçar, İğneada Belediye Başkanı Tahir Işık, Kavaklı Belediye Başkanı İnci Tunç,  Edirne’nin genç İlçe Başkanı Avukat  Harika Türkay, CHP İlçe ve Belde Başkanları, geçmişte CHP İl Başkanlığı yapan eski Başkanları ve çok sayıda partiliyi bir araya getirdi.
 Açılış konuşmasını yapan İl Başkanı Vecdi Gündoğdu, Günün birlik ve beraberlik günü olduğuna dikkat çekerek, CHP’nin kalbinin Kırklareli olduğunu söyledi. Önlerinde zor bir sürecin olduğuna değinen Başkan Gündoğdu, “ Önümüzde zor bir süreç var ama bizler gerçek birer CHP’li gibi davranırsak bu süreç çok kolay olur” dedi. Kişisel çekişmeleri bir kenara bırakıp sadece CHP’li olma mantığı ile CHP için çalışılması gerektiğini vurguladı.  
CHP eski İl Başkanlarından Tuna Soykan, Muvaffak Ülgen, Recep Karaoğlu, İhsan Kazan’a plaket verildi. Yılmaz Şeşen,Selçuk Aladağ ve  Yılmaz Dingiloğlu’nun plaketlerini ise kendileri mazeretleri nedeniyle katılım gösteremediklerinden vekilleri tarafından teslim alındı. 
Milletvekili Turgut Dibek eski İl Başkanı İhsan Kazan’a plaketini verirken, “Bende eski bir İl Başkanıyım, 5 yıl şerefle İl Başkanlığı yaptım. Tüm eski İl Başkanlarımız zincirin birer halkasıdır” dedikten sonra yerine otururken, İl Başkanı tarafından yeniden sahneye davet edildi ve eski İl Başkanı olarak Milletvekili Turgut Dibek’e de plaketini Milletvekili M.Siyam Kesimoğlu takdim etti. Milletvekili Dibek kendisine plaket verilince şaşırdı ve “Benim için sürpriz oldu. Eski İl Başkanı olduğumu Bana plaket verilsin diye söylemedim.”diyerek espriyi patlattı.
Bir sürprizde CHP İl Yönetiminden geldi. İl yönetimi İl Başkanları Vecdi Gündoğdu’ya plaket sunarlarken, salon “İşte Başkan, işte örgüt” sloganlarıyla inledi. Başkan Gündoğdu’da  
“ Bu plaket benim için sürpriz oldu. Aslında gözümden kaçmaz ama iyi saklamışlar. İl Yönetimime bu sürprizlerinden dolayı candan teşekkür ederim” dedi. 
Toplantıda birlik ve beraberlik örneğini iyi bir şekilde ortaya koyan CHP’liler Hükümetin icraatlarını, ekonomik politikalarını eleştirirken, Bebek katili Apo ve PKK ile yapılan pazarlıkları ağır şekilde eleştirerek, Ülkenin uçuruma götürüldüğüne dikkat çektiler. 
Milletvekili Turgut Dibek, CHP’nin Genel seçim sonuçlarına göre 26 Belediyenin 25’inde birinci partiyken, 10 Belediyeliklerinin olduğunu,  CHP’nin 26 Belediyeden 25’ini alacak gücünün bulunduğunu ifade etti ve  Belediyelerin tümünün  alınması için startın verildiğini söyledi.
Gazetemiz yazarlarından Özkan Başaran’ın sorusu üzerine Edirne Milletvekili Recep Gürkan, Belediye seçimleri ile ilginç bir iddiada bulunarak, CHP’nin Edirne ve Tekirdağ’da %60, Kırklareli’nde ise  % 65-68 arası oy alacağını söyledi. Milletvekili Gürkan ayaküstü bu konuşmayı Özkan Başaran’la paylaştığını ifade ederek,  kürsüden de açıkladı. 
 Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztırak, Terörist Başı ile Hükümetin Başının işbirliğinin ortada olduğunu, CHP’nin 6 okundan birinin Milliyetçilik olduğunu söyleyerek, “Biz Milliyetçiyiz, Ulusalcıyız, Atatürk Milliyetçisiyiz. Bundan da asla vazgeçmeyeceğiz. Ülkemizin Obama karşısında tak dediğinde takan, şak dediğinde bülbül gibi şakıyan bir Başbakanı var. Ülkemizin CHP’den başka çaresi ve umudu yoktur.”  Sözleri üzerine salondaki alkışlar Öztrak’ın sözlerini bir müddet kesmesine sebep oldu.  
Salonda en çok alkışı, Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil’in; “Bir Türk Kadını olmaktan, M.Kemal’in kurduğu partinin mensubu olmaktan, bir Lüleburgazlı  olmaktan gurur duyuyorum. CHP Ülkenin çimentosudur. Ülkemizi bölmek isteyenlerle, Bebek katilleriyle pazarlık yapanlarla mücadelemiz devam edecek ve Şehit kanlarıyla alınan Ülkemizi böldürtmeyeceğiz. Bu hesapları yapanlar, sizlere sesleniyorum. Geldiğiniz gibi gideceksiniz. 
AKP’nin bir sloganı vardı. “Hayaldi Gerçek oldu” Ne Trakya’da, Ne Ege’de, ne kuzeyde, ne güneyde, ne de doğuda hayalleriniz gerçek olmayacak. Hayaldi, hayal kalacak.” Cümleleri aldı. 
 Toplantı sonunda  Gazetemiz yazarı Başaran’ın Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil’e  çok aktif bir parti yöneticisi olduğunu söyleyerek,  “CHP’nin başında Bayan bir Genel Başkanın olmasını herkes ister,  Sizde bir gün CHP’nin  Genel Başkanı olmayı  düşünüyor musunuz?”  Sorusu karşısında , Genel Sekreter Tamaylıgil bir an şaşkınlık yaşadı  ve ardından kahkahayı bastı ve  “Sayın Genel Başkanımız başımızdan eksik olmasın. Benim böyle bir düşüncem yok” dedi. Başaran’da “ O Zaman inşallah sizde kabinede Bakan olarak görev alırsınız” dedi.
Çok samimi ve duygusal anların yaşandığı Dayanışma kahvaltısında ki birlik ve kenetlenme bence CHP’nin rakiplerini korkutacak cinstendi. Anlaşılan o ki CHP Sadece Kırklareli’ni değil, gerçekten de 26 Belediyeyi hedef almış bir tabloyu ortaya koydu.

23 Mart 2013 Cumartesi

Kırklareli’ne 18 Bin Metre Kare Kapalı Pazar Yeri Yapılacak


Belediye Başkanı Cavit Çağlayan, Bademlik Mahallesi'nde 18 bin metre kare alana kurulacak olan kapalı pazar yerinin yapımı için proje ihalesinin yapıldığını söyledi.
Kapalı Pazar yerinin çok amaçlı bir yer olarak kullanılacağını, pazar yerinin buna göre yapılacağını belirten Başkan Çağlayan;
"Kapalı Pazar yerini Bademlik Mahallesi'nde 18 bin metre kare alana yapılacak. Şuanda Pazar yerinin ihalesini yaptık.Trakya 'nın en büyük halk pazarı ilimizde kurulduğu için kapalı Pazar yerimizde buna göre yapılacak.
Pazar yerinde sebze ve meyve pazarının yanı sıra otomobil pazarı ve düğün salonu da yapılacak, yaz aylarında sosyal aktivitelerin yerine getirilebildiği bir yer yapacağız.
Cumartesi günü Karacaibrahim Mahallesine kurulan halk pazarı, kapalı Pazar yeri yapılsa bile yerinde  devam edecek. Çünkü Cumartesi pazarına dışarıdan gelen esnafımız yok" dedi. 

Değerli okuyucularıma Yeşilyurt Gazetesi’nden Merhaba



Kırklareli Günlüğü


Faruk Ceylan
Çok değerli okurlarım. Hepinize merhaba. Allah’ın selamı üzerinize olsun. Bundan sonra Yeşilyurt Gazetesi’nden sizlere seslenecek, haber, röportaj ve köşe yazılarımla, sorunlarınızın çözümü noktasında gözünüz, kulağınız olmaya çalışacağım. Dilek ve önerilerinizi de “KIRKLARELİ GÜNLÜĞÜ” köşemden değerlendirmeye çalışacağım.
Yeşilyurt Gazetesi Mahalli Basın anlamında benim ilk göz ağrımdır. Gazetemiz Sahibi Sayın Elmas Cankurt ile 40 yılık bir ağabeylik-kardeşlik ilişkimiz vardık ki, bu kardeşlik ilişkisi geçen bunca zamana rağmen hiç bozulmaya uğramadan devam etti. Rahmetli ağabeyim Yakup Kadri Ceylan ile Elmas ağabeyim ortaokulda ve lise yıllarında aynı sırada oturmuş, iki can arkadaştılar. Bu sağlam arkadaşlıkları ikisinin de Üniversite eğitimi için aynı dönemde Ankara’ya gitmeleriyle orada da devam etti. Üniversite eğitiminden sonra da, ağabeyimin aramızdan ayrılışına kadar sürdü. Kısacası Elmas ağabey,  daha o yıllarda benim ikinci ağabeyim oldu. Manevi olarak zaten kendimi hep Yeşilyurt Gazetesi Ailesi içinden biri olarak hissetmeme rağmen, aktif olarak bu ailenin bir üyesi olmanın keyfiyle; dertlerinizi, dileklerinizi kaleme alarak, sorunlarınıza çözüm olmaya çalışmamın, bu keyfi bende ziyadesiyle arttıracağına inanıyorum.
Eskiler bilir ama ben yinede hatırlatmak istiyorum, Gazetecilik hayatım 1977 yılında Hergün Gazetesi’nde başladı, daha sonra Hergün Gazetesi’nden Son havadis Gazetesi’ne geçtim. Burada Haberciliğin yanı sıra “KIRKLARELİ GÜNLÜĞÜ” adlı köşemden politik yazılar yazdım. Sonhavadis Gazetesi’nden sonraki durağım Tercüman Gazetesi oldu. Tercüman Gazetesi ile anlaşarak, burada da politika,  haber, röportaj ve spor yazıları yazdım 1983 yılında Elmas Cankurt’un Yeşilyurt Gazetesini satın almasıyla Ulusal Basın tecrübemi Mahalli Basında sürdürmeye başladım. Yeşilyurt Gazetesi’nde,  spor konulu, yorum ve eleştiri yazıları yazdım, 
Memuriyetim sırasında da Yeşilyurt Gazetesi’nde sadece spor yazıları yazarak spor yazarlığı konusunda bayağı yol kat ettim. Zira memur olduğum için sporun dışında bir şey yazamıyordum.  Bu arada Tercüman Gazetesi’nin Kırklareli Muhabirliği görevine de devam ettim. Ardından Sabah Gazetesinin Kırklareli muhabirliğini aldım.  4 yıl Sabah Gazetesi’ne yazdıktan sonra, Yurt Haberleri Müdürümüz Ali Birerdinç’in Star Gazetesi Genel Müdürlüğü’ne gelmesiyle ve onun isteği üzerine Star Gazetesine geçtim. Star Gazetesi’nin Bölge Sorumluluğunu üstlendim. Memuriyet hayatıma noktayı koyduktan sonra Bir müddet Yeni Sabah Gazetesi’nin Trakya Bölge Müdürlüğü görevinde bulundum. “Kırklareli Haberci” adlı bir blog site hazırlayarak yazmaya burada devam ettim. 
Bundan sonra, Haber ve röportajlarımla, “Kırklareli Günlüğü” köşemden de köşe yazılarımla Yeşilyurt Gazetesi’ndeyim. Siz çok değerli okuyucularıma duyurur, sevgi ve saygılarımı sunarım. 
Dertleriniz ve önerileriniz için: farukceylan39@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz. 
 

Dikkat Kiremit düşebilir



Kırklareli Günlüğü

Faruk Ceylan
Eski İş Bankası’nın arkasındaki sokakta bulunan ve yoldan geçenlerin üzerine yıkılması an meselesi olan harabe binanın önüne telden yapılmış seyyar ızgara barikatla koruma önlemi alınmış. Öyle mükemmel bir güvenlik sağlanmış ki, görmeye değer. Barikatın üzerine de “DİKKAT ÇATIDAN KİREMİT DÜŞEBİLİR”  Levhası asılmış. Hangi aklı evvelin aklına gelmiş bu akıllara zarar uyarı şaşırmamak elde değil. 
Bırakın damdan kiremit düşmesini bina zor ayakta duruyor. Yağışlı havaların devam etmesiyle kiremidini bilmem ama kendisi komple yola göçecek. 
İnsanlar bu yolu kestirme yol olarak kullandıkları için olsa gerek insan trafiği oldukça yoğun. 
Binanın karşısında bulunan pansiyondaki öğrenciler, pansiyondan çıktıkları vakit mecburi istikamet binanın önünden geçiyorlar. Mahalle çocukları binanın önünde oynuyorlar. Özetle felaket avazı çıktığı kadar geliyorum diye bağırıyor. 
Şimdi bu bina yıkılıp bir can kaybı olduğunda kim sorumlu olacak biliyor musunuz? Bilmeyene söyleyeyim. Binanın sahibi sorumlu olacak. 
 Çünkü Kanun gereği burada güvenlik tedbirlerini binanın sahibinin alması gerekiyor. Binanın sahibi zaten binadan vazgeçmiş tedbirini nasıl alsın. Şimdi olası bir can kaybına karşı binayı yıkayım dese, yok kardeşim yıkamazsın, bu bina tarihi eser denecek. Yapayım dese çivi çakamazsın denecek. İyi de adam bu binanın yıkılmasına nasıl engel olacak. Binanın önünde nöbet mi tutacak. Allah esirgesin biri ölürse neden tedbir almadın diye adamın yakasına yapışılacak. 
Bu arada, Belediye Başkanlığı da o muhteşem ızgara telden barikatın üzerine, “Bu bina 2863 sayılı kanun gereği Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescil edilmiş, olup; yapı ile ilgili Kırklareli Belediye Başkanlığının herhangi bir tasarrufu yoktur .” yazısını iliştirerek haklı olarak kendisini garantiye almış.
İşin prosedürü nedir bilemem ama yetkililerin bir can kaybı olmadan buna bir önlem alması gerekiyor. Birkaç tel barikat konup zaten büyük bölümü yıkılmış olan binanın tamamen yıkılmasını beklemek Tarihi binaya sahip çıkmak korumak değil, felakete zemin hazırlamaktır.
2863 sayılı kanunun ilgili maddeleri gereği; Korunma alanı ile ilgili karar alma yetkisi: 
Madde 8 - Yedinci maddeye göre tescil edilen korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının korunma alanlarının tespiti ve bu alanlar içinde inşaat ve tesisat yapılıp yapılamayacağı konusunda karar alma yetkisi Koruma Kurullarına aittir. Koruma Kurullarının kararına 61 inci maddenin ikinci fıkrasına göre itiraz edilebilir. 
Korunma alanlarının tespitinde, korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının korunması, görünümlerinin ve çevreleri ile uyumlarının muhafazası için yeteri kadar korunma alanına sahip olmaları dikkate alınır. Bu hususlarla ilgili esaslar. Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanacak yönetmelikte belirtilir. 
İzinsiz müdahale ve kullanma yasağı: 
Madde 9 - (Değişik: 17/6/1987 - 3386/3 md.) Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararları çerçevesinde koruma kurullarınca alınan kararlara aykırı olarak, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarında, her çeşit inşai ve fiziki müdahalede bulunmak, bunları yeniden kullanıma açmak veya kullanımlarını değiştirmek yasaktır. Onarım, inşaat, tesisat, sondaj, kısmen veya tamamen yıkma, kazı veya benzeri işler inşai ve fiziki müdahale sayılır. 
Korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının onarımına katkı fonu: 
Madde 12 - Özel hukuka tabi gerçek ve tüzelkişilerin mülkiyetinde bulunan korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının; korunması, bakım ve onarımı için Kültür ve Turizm Bakanlığınca ayni, nakdi ve teknik yardım yapılır ve kredi verilir. 
Bu amaçla, bir Devlet bankasında açılacak özel bir hesapta ve Kültür ve Turizm Bakanlığı emrinde "Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının Onarımına Katkı Fonu" kurulur. Bu fonun ita amiri Kültür ve Turizm Bakanıdır. 
Bu fonun gelirleri, her yıl Devlet Bütçesinden ayrılacak ödenekler ile bu fondan verilecek kredilerin faizlerinden oluşur. 
Kültür ve Turizm Bakanlığınca yapılacak ayni, nakdi ve teknik yardımlar, fondan yapılacak harcamalar ve verilecek kredilerle ilgili usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir. 
Benim tavsiyem, bina sahibinin ve yetkililerin zaman geçirmeden bu problemini çözmeleri yönünde hareket etmeleridir.  Bina sahibinin ayni ve nakdi yardım talebinde bulunması 12. maddeye göre mümkün. Yardımı talep edin de, binayı yeniden yapın bence.
Dilerim bu bina yıkılıp da birilerinin ölümüne sebep olmaz.

19 Mart 2013 Salı

Cankurt Medya 30 yaşında


Trakyada Yeşilyurt Gazetesinin de bünyesinde bulunduğu Cankurt Gazetecilik Pazarlama Aj. Tic. Ve San. Ltd Şti. sahibi Elmas Cankurtun meslek hayatına başlamasının 30. Yıldönümü sürpriz yemek organizasyonuyla kutlandı. 
Kırklareli Bahçeli Bursa İskender Kebapçısında Yeşilyurt Gazetesi Genel Koordinatörü ve aynı zamanda Elmas Cankurtun kızı olan Hacer Gökkayanın organize ettiği yemeğe Gökkaya, Kırklareli Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak görev yapan Eşi Sadi Gökkaya, evlatları YusufArda ve ZeynepAhsen ile katıldı. Yemeğe ayrıca Elmas Cankurtun şirket bünyesinde çalışan evlatları Murat Cankurt ve eşi Ayşe Cankurt, Merve Cankurt Erduğan ve Gökhan Erduğan da katıldı. Elmas Cankurtun büyük oğlu Şeydişehir Eti Alüminyum AŞ.nin Hukuk Müşaviri olan oğlu Şamil Cankurta telefondan canlı bağlantı ile bağlanılırken, Kızı Selin Cankurtla Kırklareliye tatile gelen Eşi Elif Cankurt yemeğe bizzat katıldı. 
Yemekte; Yeşilyurt Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Savaş Eskici, Muhabir Faruk Ceylan, Muhabir Ufuk Ertop, Sayfa Editörü Derya Atkoşan,  aileleriyle katılırken, Babaeski Gündem Gazetesi Yazı işleri Müdürü Ceyhun Çolak ailesiyle, Muhabir Yalçın Yıldırım, Köşe Yazarı Özkan Başaran, Gökhan Tekinkır ve Yeğeni Erdoğan Şendir yemekte yer alan isimler arasındaydı. Yemeğe mazeretleri dolayısıyla katılamayan personelde iyi dilek mesajlarını ilettiler.
Sürpriz olarak hazırlanan organizasyona Eşi Kıymet Cankurt ile katılan Elmas Cankurt alkışlarla karşılandı. Bu manzara karşısında duygularını gizleyemeyen Cankurtun gözleri doldu. Tüm misafirleriyle tek tek tokalaşan Cankurt yemeğin ardından bir konuşma yaptı. 
* 30 yıl bir gün gibi geldi geçti
Cankurt; Bu gecenin anlamı ve önemi benim için daha bir başka. 30 yıl önce imkansızlıklar, 30 yıl öncesine tanık olan o zamanlarda beraber çalıştığımız Faruk kardeşimiz de bilir, Ofset baskı ya da fotoğraf makinesinin çok fazla kullanılmadığı, genellikle elle dizgi dediğimiz Intertipe baskı sisteminin dahi kullanılmadığı bir zamanda bu işe başladık. Fakat çağ o kadar çabuk ilerledi ve gelişti ki şuan oturduğumuz yerden haber nakli yapabiliyoruz. 30 yıl bir gün gibi geldi geçti.  İnsan ömrü kısa ama mücadele ederken, günler geceleri kovaladı derken yıllar geçti. Hacer Kızımın böyle bir sürprizi oldu bu akşam. Ben böyle bir organizasyon olmasını arzu etmiştim ancak bilgim olmadığı için olamadı herhalde dedim. Ama bana bir sürpriz hazırlamışlar. Ayrıca ona da teşekkür ediyorum. Bundan sonra daha iyi, daha güzel, daha topluma faydalı işler yapmak dileğiyle hepinize teşekkür ediyorum dedi.

Hoş bir ortamda gerçekleşen yemek sonrası 30. Yıl Pastasını Kıymet-Elmas Cankurt Çifti kesti. Gecenin sonunda Yeşilyurt Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Savaş Eskici Elmas Cankurta, Şirketin %40 hissedarı olan Kıymet Cankurta da Hacer Gökkaya çiçek takdim etti. 
Babaeski Şubesi adına hediye takdim eden Babaeski Gündem Gazetesi Ceyhun Çolakın ardından, Merve Cankurt Erduğan da eşi Gökhan Erduğan aldıkları hediyeyi Elmas Cankurta verdi.
Çay ve kahve ikramının ardından hoş sohbetlerle gece sona erdi.
Cankurt Medya Grubun bünyesinde Trakyada Yeşilyurt Gazetesi ve Elmas Matbaacılık, Trakyada Yeşilyurt Gazetesi Babaeski ve Lüleburgaz temsilcilikleri, Babaeski Gündem Gazete ve Matbaası, Lüleburgaz Ekspres Matbaası, Malkara Yeni Emek Gazetesi ve Matbaası, wwww.yesilyurtgazetesi.com ve www.gundemgazetesi.com internet siteleri yer alıyor.

18 Mart 2013 Pazartesi

Başkan Mesut Günözen’in Pınarhisarspor mucizesi



*Günok Takıma Başkan olduğunda Pınarhisarspor 
Süper Amatör’den 1. Amatör kümeye düşmüştü. Başkanın başarılı çalışmaları sonucu Pınarhisar Şampiyon olarak yeniden Süper Amatör kümeye yükseldi.


 Faruk Ceylan
Pınarhisarspor’un 1. Amatör kümede 18 maçta 1 beraberlik, 1 mağlubiyet ve 16  galibiyet alarak Şampiyon olmasından sonra 15 Mart Cuma günü  Kulüp Başkanı Mesut Günözen’le görüştük.
2012 Temmuz ayında Kulüp  Başkanının istifa etmesiyle Başkan Yardımcısı olarak Başkanlık görevinin kendisine kaldığını söyleyen Günözen,  Şampiyonluk öyküsüyle ilgili şu açıklamalarda bulundu; “ Pınarhisar küme düşünce Başkanımız istifa etti. Ben o zaman Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyordum. Kulüp Başkansız kalınca, bu görevi ben devraldım. Öncelikli olarak takım antrenörümüz Rahman Babacan’la devam kararı aldık. Çünkü gerekli  destek verilirse antrenörümüz Babacan’ın bu takımı düştüğü yere geri döndüreceğine inanıyorduk. Alt yapıdan üç futbolcumuzu A takıma aldık. Lise ve Üniversite öğrencilerinden, yaş ortalaması 19 olan bir takım kurduk. Bir Kolej takımı ruhu ile lige hazırlıklarımızı sürdürdük. Teknik heyetimiz, yönetim kurulumuz, futbolcularımız, ve ben Şampiyonluktan başka bir şey düşünmüyorduk. Bir sezon önce geldiğimiz yere dönmek için Şampiyon olmaya kilitlendik. Lige iyi bir başlangıç yaptık ve mutlu sona ulaştık.
Önümüzdeki sezon hedefimiz öncelikle Süper Amatör ligde kalıcı olmaktır. Sponsor desteği sağlarsak Bal ligine çıkmak için mücadele edeceğiz. Nihai hedefimiz ise tabiî ki Profesyonel lig. Pınarhisar’da  3. ligi kaldıracak  potansiyelin olduğuna inanıyorum.  İlçemize bu yakışır. 3. ligde olmak İlçemize hem ekonomik canlılık getirir, hem de çok iyi bir tanıtım sağlar.
Yeni sezon için transfer çalışmalarımıza başladık. Çok iyi 4-5 futbolcu ile görüşmelerimiz sürüyor. Yeni sezona daha güçlü bir takımla başlamak ve zirve mücadelesi yapmak istiyoruz.
Şampiyonlukta  en büyük pay sahipleri Kulübümüzü maddi olarak destekleyen iş adamlarımız, Kaymakamımız Mevlüt Özmen, Emniyet Müdürümüz Salim Alemdar, Belediye Başkanımız Mustafa Cingöz, Siyasi Partiler, Bayraktarlar Ltd. Şti, Kayalı Petrol, Macit Kırcı, Eren Duralı, Öztürk Yapı Ali Öztürk, Bars Ticaret, Hasan Elektronik, Özberce A.Ş.,
 ve cefakar taraftarımızdır.








Ülkü Ocakları Başkanlığı 18 Mart Şehitler günü ve Çanakkale Zaferini anma günü için Dingiloğlu parkında


 Faruk Ceylan
Kırklareli Ülkü Ocakları Başkanı Osman Furkan Nalbantoğlu, MHP İl Başkanı Şaban Savaşan, MHP İlçe Başkanı Kürşad Yamaner ve Ülkücü gençler 17 Mart Pazar günü saat 13.30’da  18 Mart Şehitler günü ve Çanakkale Zaferini anma günü için Dingiloğlu parkında toplandı. Günün anlam ve önemi ile ilgili bir Basın açıklaması yapan Başkan Osman Furkan Nalnabantoğlu  açıklamasında şunları söyledi;
“Sol gökleri kaldıranın, donatarak dolduranın, ol deyince olduranın 99 adı ile.Bismillahirrahmanirrahim...
Bugün buraya Çanakkale Zaferinin 98. Yıl dönümünü anmak ve geçmişin anılarını kalbimizde dalgalandırmak amacı ile toplanmış bulunmaktayız.
O zamanki imanın ruhu, İslam’ın kudreti, Çanakkale'nin şanı ve şerefi varlığımızla bütünleşmekte, ruhumuza işlemektedir.                                                                    
Biliyor ve teyit ediyoruz ki, Çanakkale, elleri öpülesi bir neslin rengi kıpkırmızı olan inanç ve iman mürekkebiyle yazdığı fedakarlık zaferidir.
Ürkmeyen, çekinmeyen, korkmayan ve yenilmeyi aklına bile getirmeyen millet kudretinin uyanışı ve şahlanışıdır Çanakkale!
98 yıl önceki destan, adanmışlığın emperyal bileği bükmesi, kahramanlığın çelikten kuleleri eritmesi, inanmışlığın sömürge hevesini devirmesi ve azmin, işgali tepmesidir.
Çanakkale’den yükselen şuur, arşa ulaşan cesaret örneği hamdolsun ki tuzakları boşa çıkarmış, saldırıları püskürtmüş ve hesapları tümüyle bozarak geleceğimizi aydınlatmıştır.
Türk Milleti üzerine gelen yedi düveli, boğazına çöken düşman unsurlarını, kalbine hançer vurmak için pozisyon almış kirli emelleri, şehitliğe koşar adım giden evlatları sayesinde defetmiştir.           
Alayına gününü göstermiş, Çanakkale’nin geçilmezliğini, son yurdumuzun teslim alınamayacağını imrenilecek bir özveriyle ispatlamıştır.
Cephelerde millet fertleri yekvücut olmuş, kimse kimsenin mezhebiyle, yöresiyle, kökeniyle ve dünya görüşüyle ilgilenmemiş, üstelik bunları da merak etmemiştir. Bu itibar ile Çanakkale, farklılıkları teşvik ederek bizi birbirimizden koparmaya çalışan bölücü zihniyete ders olmalıdır!
Biz, "Taş kırılır, tunç erir Türklük ebedidir" diyen, "Benim ümidim Türk gençliğidir" diyen Bozkurt duruşlu Mustafa Kemal Atatürk'ün neferleriyiz.
Birliğin ve beraberliğin şehit kanlarıyla bestelenmiş ve gönüllere emanet edilmişliğin nağmesidir Çanakkale!
Kardeşliğin, kadirşinaslığın, kader ortaklığının ve bin yıllık İhlasın etle kemiğe bürünmüş halidir Çanakkale!
Ankara’lı Ali’nin, Trabzon’lu İdris’in, Afyon’lu Hacı" Mehmet’in, Diyarbakır’lı Hasan’ın, dır’lı Sinan’ın, Yozgat’lı Selim’in, Malatya’lı Yücel’in göz nuruyla, alın teriyle ve kefensiz bedeniyle bir araya gelip hiç düşünmeden tutuşturdukları zafer aşkı bağımsızlık meşalesidir Çanakkale!
Biz Onbaşı Seyid’in, Yüzbaşı Hakkı Beyin, Yarbay Hüseyin Avni’nin, Yahya Çavuşun, Bombacı Mehmed Çavuşun, Kınalı Hasan’ların torunlarıyız. İşte bunun içindir ki, Türkiye'nin yeni bir Çanakkale ruhuna ihtiyacı ve muhtaçlığı bulunmaktadır.
Yeniden silkelenmesine, derlenip toplanmasına, kutsalların etrafında buluşmasına, deyim yerindeyse iman tazelemesine acilen ihtiyaç vardır.
Unutmayınız ki, millet olarak üzerinde yaşadığımız coğrafyayı Malazgirt’le vatanlaştırdık, Çanakkale ile kilitledik ve milli mücadele ile sonsuza kadar mühürledik.
Milletimiz emin olsun ki, Ülkücü Gençlik, Türk tarihinin tüm haşmet ve heybetini varlığıyla, ruhuyla, sevgisiyle bütünleştirmiştir. Şehit kanlarıyla sulanmış vatan topraklarını bölmek isteyen herkes, karşısında Ülkücü Hareketin, Bozkurt misali dik duruşunu bulacaktır. Türk Bayrağını çekildiği gönderden indirmeye hiçbir kirli el cesaret edemeyecektir.
Doğudan batıya, kuzeyden güneye bu topraklara "Vatanım" diyen herkesin büyük bir aile olan Türk Milletini sahiplenmesi, yaşatması ve sonsuza kadar var etmek için üzerine düşeni yapması, şüphesiz, manevi ve ahlaki görevidir.
Çanakkale biziz! Türkiye Cumhuriyeti Devleti bizim adımız, kanımızdır. Adımıza leke getirmemeye kararlıyız. Devletimizi korumaya, milletimizi yüceltmeye ve hep birlikte dünyaya Türk-İslam mührünü vurmaya yeminliyiz!!
Bize kanlarıyla muhteşem bir miras bırakan kutlu ecdadımıza, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, milli mücadele kahramanlarına, Çanakkale’yi destanlaştıran muhterem şehitlerimize bir kez daha Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanları nur dolsun, kabirleri cennet köşesi olsun ve Allah hepsinden razı olsun.
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!” 


Pınarhisar Kaymakamlığından Mavi kapak kampanyası


Pınarhisar Kaymakamlığı engelli vatandaşlarımız  için Ülke çapında  devam eden mavi kapak kampanyasına katıldı.
Ali Özer parkı girişine konan muhafazalı çam kutular içinde toplanan mavi kapaklar  Sakatlar Derneğine teslim ediliyor.
Bilindiği gibi toplanan bu kapaklardan elde edilen gelirle engelli vatandaşlarımıza tekerlekli sandalye alınıyor.
Özellikle Sosyal konularda duyarlığı ile tanınan ve Pınarhisar’da sevilen bürokratlar arasında ilk sırada bulunan   Kaymakam Mevlüt Özmen’in böyle bir kampanyayı başlatması Pınarhisar’lılarca taktirle karşılandı.
Vatandaş evde, esnafta iş yerlerinde biriktirdiği mavi kapakları Kaymakamlığın, Ali Özer parkı girişinde hazır bulundurduğu cam kutuya  bırakarak kampanyaya katkı sağlıyorlar.  (Faruk Ceylan )

59 yıllık Sinanlı köprüsü yeniden yapılıyor.


*Belediye Başkanı Ali Alkan; “ Sinanlı’yı köy vasfından kurtarıp, bir kent görünümüne kavuşturmak  için çalışıyoruz.”

Sinanlı’yı Lülüleburgaz’a bağlayan, 1954 yılında yapılan ve en son üzerine “Köprüyü kullanmak tehlikelidir “ tabelasının konulduğu  köprü Sinanlı Belediye Başkanlığı tarafından yıktırılarak, yeni ve modern bir köprü yapım inşaatına başlandı.
Sinanlı’nın çalışkan Başkanı Ali Alkan köprünün kullanılmayacak hale geldiğini ve yenisinin yapımı için köprü inşaatına başladıklarını belirterek; “ Ben Sinanlı’da doğdum. Okul ve memuriyetim sebebiyle Sinanlı’dan uzun zaman ayrı kaldım. Belediye Başkanı olmadan önce memuriyetten istifa ederek beldeme hizmet etmek amacıyla Belediye Başkan adayı oldum. Seçildikten sonra da halen evimin bulunduğu ve yaşadığım beldeme hizmet etmeyi kendime yaşam tarzı olarak belirledim. Belde insanımız her şeyin en iyisine layık.
 Bizde elimizdeki imkanları zorlayarak onlara en iyi hizmeti verme çabası içerisindeyiz. Sinan’lıyı köy vasfından kurtarıp, bir kent görünümüne kavuşturmak  için çalışıyoruz. “ dedi.
 (Faruk Ceylan )

16 Mart 2013 Cumartesi

Samet Toraman uygun Karaciğer bulunmazsa ölecek



Kırklareli’nin Pınarhisar Kaymakamı Mevlüt Özmen’i ziyaretimiz sırasında çaresiz baba Ahmet Toraman’la tanıştık. 
Kaymakam Mevlüt Özmenden yardım isteyen Toraman; Kaymakam bey, oğlumu bir hastaneye yatırmam için yardım edin, evde gözümün önünde ölmesini bekliyorum. Hastanede olursa belki uygun Karaciğer bulunana kadar müdahale edilir dedi.
Kaymakam Özmen, Ahnet Toramanla yürekten ilgilendi,  bu arada bazı telefon görüşmeleri yaptı ve Bu çocuğu ölüme terk etmeyelim. Bize düşen ne varsa yapalım cümleleri bizi ziyadesiyle duygulandırdı. 
Ahmet Toraman Siroz hastalığı ile 12 yıl önce kızı Ayfer Girginin rahatsızlanması sonucu tanışmış. Kızını kurtarabilmek için evini ipotek ettirmiş, komşudan, akrabadan borç para almış ve kızını ölümden kurtarmış. Toraman bu defada oğlu Samet Toramanın aynı illet hastalığa yakalanmasıyla çaresiz kalmış. Oğlu Sametin kurtulması için Karaciğer Nakli gerekiyor ve acılı baba 5 yıldır oğluna Karaciğer arıyor. Geçen zaman içinde hastanelere 10 milyarlarca lira borç yapan baba Toraman, borcunu yakınlarının yardımlarıyla ödemiş. Doktorların Sameti eve gönderdiğini söyleyen Hamdi Toraman; 
Oğlum her gün gözümün önünde eriyor, ameliyatı için gerekli Karaciğer ve hastane masraflarını ödeyebileceğim param yok. Ne yapacağım bilmiyorum. Oğlum ölecek. Şoförlük yapıyorum. Kazancımla evimi zor geçindiriyorum. Akşam eve geldiğimde, oğlum Sametin; Babacığım, ablamı kurtardın beni de kurtar  feryatlarıyla karşılaşıyorum. Ancak kızımı kurtarmak için varımı yoğumu harcadım. Artık ne ipotek edecek bir evim, ne de mal varlığım var. Başkalarından yardım isteyecek duruma geldim. Ama bu da beni üzmüyor, tek isteğim çocuğumun hayatta kalması.
Sametin yaşaması için Karaciğer Nakline ve hastane masraflarını karşılayacak paraya ihtiyacı var, uygun karaciğer bulunmasa 24 yaşındaki Samet Toraman ölecek. (Faruk Ceylan)

Sinanlı Belediye Başkanı Ali Alkan “İhale Nisan ayında yapılacak”


Kırklareli'nin Babaeski ilçesine bağlı Sinanlı Beldesinin içinden geçen 1 Kmlik Kanlıazmak Deresi Islah Projesi hazırlandı. Islah Projesi ihale tarihinin Nisan ayı içinde yapılacağı Belediye Başkanı Ali Alkan tarafındın açıklandı. 
Başkan Ali Alkan, 2 yıldır üzerinde çalıştıkları Islah Projesinin tamamlandığını, DSİlerinin ihaleyi Nisan ayında yapacağını söyledi. Kendisiyle görüştüğümüz Başkan Alkan; 2 yıldır dere ıslah projesi üzerinde çalıştık. Proje tamamlandı. İhale Nisan ayı içerisinde yapılacak. Dere ıslahı ile çevre düzenlemeleri de yapılacak. Beldemizin daha yaşanır hale gelmesi için durmadan çalışıyoruz. Vatandaşımızın temiz ve sağlıklı su içebilmesi için su borularını değiştirdik. Yollarımızın büyük bölümünü parke taşla döşedik. Sinanlıyı bir şantiye haline getirdik. Hedefimiz Sinanlı Beldemizi Şehir konforunda yaşanır bir hale getirmektir. Bu projeyi baştan beri takip eden Sizlere ve tüm Yeşilyurt çalışanlarına ilgilerinizden dolayı teşekkür ederim dedi. (Faruk Ceylan)

Mehmet Kapılı; “Henüz kesin bir kararım yok”

* Mehmet Kapılı; “Benim istemem önemli değil, vatandaşımızın istemesi önemli. Henüz bu konuda kesin bir kararım yok” dedi.


Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesinde 2 dönem Belediye Başkanlığı yapan Mehmet Kapılı isminin Belediye Başkanlığı seçimlerinde aday olacağı hakkında kamuoyunda yoğun söylentiler üzerine Kapılı ile 14 Mart Perşembe günü iş yerinde görüştük.
Kapılı iş yerine gelen bir çok vatandaşın kendisini yeniden Belediye Başkanı olarak görmek istediklerini söylediklerini belirterek;
Benim istemem önemli değil, vatandaşımızın istemesi önemli. Henüz bu konuda kesin bir kararım yok. Zaman ne gösterecek bilmiyorum. İlçemize Belediye Başkanı olarak 2 dönem hizmet ettim. Şu anda da iş adamı olarak hizmet etmeye çalışıyorum. Nerede olursam olayım halka hizmeti hakka hizmet kabul ediyorum. Bulunduğunuz makam ve yetki ne olursa olsun amaç hizmet etmekse bunu her yerde gerçekleştirebilirsiniz. Sözlerime başlarken de belirttiğim gibi Adaylık konusunda kesin bir kararım bulunmamaktadır. Geçen zaman içinde düşünüp değerlendireceğim. Böyle bir karar verirsem bunu zaten sizlerle paylaşacağım dedi. (Faruk Ceylan)

“Vicdan felcine yakalanan insanların bu felçten kurtulmasının tek yolu Kur’an-ı Kerim’dir”



Kırklarelinin ilk müteahhitlerinden olan İsmet Yenigün kendi hayatında yaşadığı olaylardan yola çıkarak uzun yıllar yaptığı araştırmalar neticesinde Vicdan felci adlı manevi hastalığı bulduğunu, Vicdan Felcine sebep olan hadiseleri de Vicdan felci virüsü olarak adlandırıp,  Vicdan Felcinden kurtulmanın yollarını bulduğunu da iddia etti. İsmet Yenigün, Vicdan Felcine yakalanan insanların bu felçten kurtulmasının tek yolunun da Kuran-ı Kerim olduğunu söylüyor. 
Kendisini Vicdan Felci Mucidi olarak adlandıran İsmet Yenigün, Vicdan felcini şöyle tanımlıyor; Vicdan felci insan kalbinin manen felç olması ve işlevlerini tamamen kaybetmesidir ki, insanı mutsuzluğa hatta intihara kadar sürükleyen bir olgudur. Yapılan günahlar, hatalar ve inançsızlık sebebiyle ruh öyle büyük acı ve azap çeker ki, Allaha sığınmadıkça bu hastalıktan kurtulmak mümkün değildir.  Bir gün gelecek Akademisyenler, Üniversitede Vicdanoloji Anabilim Dalı adıyla bölümler oluşturulacak, manevi anlamda çağımızın vebası vicdan hastalıkları derinlemesine incelenecektir ve bu hastalığın tedavisinin tek ilacının Kuran-ı Kerim olduğunu kabul edeceklerdir.
Geçtiğimiz yıllarda Alman Der Spigel dergisine kapak olan haberde Kuran-ı Kerimin Dünyanın en etkili kitabı olduğu yayınlanmıştı. Gerçek şu ki, Müslüman olmayanlarda Kuran-Kerimin doğruluğunu ve etkisini Kapak haberi yaparak tüm Dünyaya duyuruyor ve kabul ediyorlar. Dünyada Müslüman olmayan milyonlarca insan Kuran-Kerimi inceledikten sonra Müslüman oluyorlar. Huzur ve saadeti Allaha inançta ve onun Kuran-ı Keriminde buluyorlar.
Bazı çevreler bana çatlak gözüyle baksalar da, Bilimle ilgili çevrelerden büyük taktir ve destek alıyorum. Yakın bir gelecekte Üniversitelerde Vicdanoloji Kürsüsü kurulacak ve insanlar çağımızın en büyük hastalığı Vicdan Felcinden kurtularak huzur bulacaklardır. 
Allaha inanmayan insanları incelerseniz büyük çoğunluğunun acımasız, hasis, bencil, huzursuz, bunalımlı insanlar olduğunu göreceksiniz. Geçek huzur ve Mutluluk Allah yoludur, Peygamberimiz Hz. Muhammed S.A.V. sünnetleridir, Yüce kitabımız Kuran-ı Kerimdir. Kalbi mühürlenmiş, yaptıkları kötülüklerden vicdan felcine uğramış insanların kurtuluşu Kuran-ı Kerimdedir. 
78 yaşındayım. Bir gözüm 2.25, diğer gözüm 2.75 derece bozuktu. Kuran okurken Nur suresi 35. Ayete denk geldim. Bu ayet zeytinyağından bahsediyordu. Bundan sonra 15 yıl düzenli olarak zeytinyağı kullanmaya başladım. Zeytinyağı kullanmaya başladıktan bir yıl sonra gözlerim daha iyi görmeye başladı, şu anda da göz derecem 1 numaranın altına düştü. Yakın gözlüğü kullanmadan çok küçük harf karakteriyle yazılmış cep kuran-ı kerimini okuyabiliyorum. Kuranda ki mucizeleri idrak edebilsek onu elimizden bırakmayız dedi.
İsmet Yenigün Vicdan felci hastalığına sebep olan virüsleri de şöyle sıraladı; Vicdan felci yapan virüsleri de açıklamak gerekirse sırasıyla; İnançsızlık, kin, kibir, haset, nifak, sorumsuzluk, cimrilik, gıybet, yalancılık, aşağılık duygusu, zulmetmek.  Bu virüsler insanların Vicdan felcine uğramasının en önemli sebepleridir. 
İsmet Yenigün çalışmalarını aralıksız sürdürdüğünü, Bilim çevrelerinden aldığı desteklerle daha geniş araştırmalar yapmaya başladığını söyleyerek, Vicdan Felciyle ilgili yakın bir zamanda bilimsel dayanaklarıyla daha geniş açıklamalar yapacağını söyledi. (Faruk Ceylan)